Nazan Bekiroğlu’nun Nar Ağacı romanında evde olmak / olmamak
Citation
Korkmaz, F. (2014). Nazan Bekiroğlu’nun Nar Ağacı romanında evde olmak / olmamak. Journal of Turkish Studies, 9(3), ss.927-936. DOI:https://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.6139Abstract
Nar Ağacı Nazan Bekiroğlu’nun 2012 yılında Timaş Yayınları
arasında çıkan romanıdır. Romanda, köken arayışını yönelen anlatıcı,
anneanne ve dedesinin bir araya gelişlerinin izini sürer. Köken arayışı,
eserin felsefi atmosferinin oluşmasına olanak tanımıştır. Romandaki
anlatıcı “giz”i araştırır. Kullandığı çeşitli ve dinamik anlatım
yöntemleriyle arkeolojik bir gezintiye çıkar, şehir ve medeniyetleri bir
kavşakta birleştirir, anlatısal bir orman inşa eder. Doğu İran’ın Taht-ı
Süleyman kentinden gelen Settarhan’ın öyküsü ile Trabzon’da yaşayan
ve Rus işgali sonrasında bir süre şehirden ayrılmak zorunda kalan
Zehra’nın simetrik öyküsünün işlendiği romanda, evlerinden ayrılmak
ve göç etmek zorunda kalan kahramanların yaşamı ele alınmıştır.
Romanda, Trabzon, anlatıcı ve kahramanların evidir, yahut evi haline
gelir. Bu çerçevede evin dışına çıkan tekinsiz bir dünyaya atılır. Kendini
bulabilmesi ve eve ulaşabilmesi için belli mücadeleler veren karakterler,
varoluşlarını yeniden gerçekleştirmek zorunda kalırlar. Romanın
fonunda, Osmanlı tarihinin en yoğun savaş dönemi olan Balkan
Savaşlarından Birinci Dünya Savaşına uzanan yıkılış öyküsü vardır.
Romanın fonundaki bu atmosferde cepheler, sürgünler, salgın
hastalıklar, kitlesel ölümler işlenmiştir. Söz konusu fon nedeniyle
kahramanlar yeni var oluşlar belirlemek, kendilerini gerçekleştirmek
zorunda kalır. Ev, romanda merkezde duran bir anlatı ve varoluş
aracıdır. Çalışmamızda, Freud’un üzerinde durduğu ve Heidegger’in
felsefi olarak ele aldığı evde olmak (heimlich) ve evde olmamak
(unheimlich) kavramları açısından bir değerlendirme yapılacaktır. Nar Ağacı is a novel of Nazan Bekiroğlu published by Timaş in
2012. The narrator who heads for the search of origin persists the trace
of coming together of her grandfather and grandmother in the novel.
The search of origin enables the novel to have a philosophical
atmosphere. The story of Settarhan who comes from a city of Iran called
Taht-ı Süleyman and Zehra who lives in Trabzon and is forced to leave
from the city after the Russian invasion is handled in the novel. The
writer narrates the lives of the heroes who are forced to leave from their
homes and to migrate. In this frame, the heroes of the novel encounter
an uncanny world outside their homes. The characters of the novel who
have to struggle to find theirselves and to reach their homes are obliged
to realize their existence again. There is the collapse of the Ottoman
empire from Balkan War to World War I in the background of the novel.
The facades, shoots, epidemics and mass deaths are mentioned at this
atmosphere of the background of the novel, Home is the instrument of
existence that stands in the focus of the novel. In our study, the novel
will be assessed in terms of the concepts that Freud emphasized and
Heidegger handled philosopically called being at home (heimlich) and
not being at home (unheimlich) Keywords: Nazan Bekiroğlu, Nar Ağacı,
Novel, Heimlich, Unheimlich
Source
Journal of Turkish StudiesVolume
9Issue
3The following license files are associated with this item: