Batman Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Batman, Batman Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

 

Güncel Gönderiler

Öğe
Pompeiopolis Roma Villası mozaiklerinde taş tesseralar üzerine arkeometrik incelemeler
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-27) Akgönül, Mustafa Serdar; Aydın, Mahmut
Bu çalışmada, Türkiye'nin Kastamonu iline bağlı Taşköprü ilçesinde yer alan Pompeiopolis antik kentindeki arkeolojik kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılan Roma Villasındaki mozaiklerde kullanılan taş tesseraların analizleri konu edilmiştir. Bu çalışma doğrultusunda, iki farklı mozaikten toplamda 37 taş tessera örneği alınarak arkeometrik analizler yapılmıştır. Bu bağlamda; renk analizi, taşınabilir X-Ray Floresans (P-XRF) ve petrografik analizler (ince ve kalın kesit, optik ve polarizan mikroskop ile değerlendirmeler) yapılmıştır. Hassas renk detektörü ile yapılan renk analizi sonuçları taş tessera örneklerinin çeşitli renk tonlarına sahip olduğunu ve mimari yapılarda kullanılan kireç taşlarında da benzer şekilde farklı renk tonlarının bulunduğunu ortaya koymuştur. Enerji dağılımlı tahribatsız bir yöntem olan taşınabilir X-Işını Floresans Spektrometre cihazı ile mozaiklerdeki elementlerin kantitatif analizi yapılarak örneklerin kimyasal bileşenleri ortaya konulmuştur. Laboratuvar ortamında mevcut taş tesseralar üzerinde yapılan petrografik analizlerle de taş türleri belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, çoğunluğu biyomitritik kireçtaşından oluşan taş tesseraların nadiren arkoz içerdiğini göstermektedir. Her iki kayaç türü de Taşköprü ve çevresinde yaygın olarak bulunmaktadır. XRF sonuçları kalsiyum elementinin taş tesseralarda bol miktarda bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın sonuçları, Pompeiopolis'teki mozaiklerin malzeme seçimi ve kullanımı hakkında değerli bilgiler sunmakla birlikte, bölgenin arkeolojik ve tarihsel bağlamını daha iyi anlamamıza önemli bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca, bu bulgular antik dönemdeki mozaik yapım teknikleri ve malzeme ticareti gibi konular üzerine daha derinlemesine bir araştırmanın temelini oluşturabilir.
Öğe
Yüksek basınç ve yüksek sıcaklıklı Raudhatain sahasında asitle çatlatmanın tasarlanması ve etkisinin araştırılması
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-11-19) Alyounes, Samar; Koca, Derya
Dünya ekonomileri, modern planlama ilkelerine uygun şekilde gelişirken büyük ölçüde fosil yakıt bazlı enerji kaynaklarına bağımlı hale gelmiştir. Ayrıca yenilenemeyen kaynaklara dayalı enerji tüketimi sürekli artmaktadır. Petrol ve doğalgaz sektörü bu enerji arzını karşılayan ilk kaynağıdır ve şimdiye kadar enerjinin dayanım noktası olarak sayılmaktadır. Ancak, petrol ve gazın genel küresel enerji tüketiminin bugünden 2030 yılına kadar % 34 olarak artması beklenmektedir. HPHT kuyuları, ek rezervler için araştırma amacıyla odak noktası haline gelmiştir. Kuveyt’teki Jura rezervlerinde Yeni yapılan projelerle birlikte 40 kuyu sondajını yaparak ve 13 workover operasyonların tamamlanması ile 2024 yılına kadar üretilen ilişkili olmayan gaz miktarı 1 Bcf’e yükseltmesine planlamaktadır. Kuezy Kuveyt’in jura formasyonun bazı kısımları ise sıkı doğası, düşük geçirgenliği, formasyonun heterojenliği ve düşük üretim oranları nedeniyle kazılan kuyulardan optimum üretime ulaşmak için yeni stimülasyon teknolojiler ve asit çalışmalar uygulanmaktadır. Bu çalışmada, Raudhatain sahasında bulunan ve Orta Marrat rezervuarını hedefleyen RA-X kuyusunun asit çatlatma tasarımı irdelenmiştir, bu çalışmanın amacı ise optimum üretimi elde etmek için ve çatlaklar istenilen yönde açılınca formasyonun sıkı doğasına rağmen rezervuarın bir itme mekanizması oluşturmaktadır ve Orta Marrat'ta 180 ft'den daha uzun yarı uzunlukta ve ana rezervuar drenaj alanı içinde etkili bir iletken oluşturmaktır. Bu çalışmada, doğal çatlaklı kuyularda üretimi artırmak için çatlak iletkenliği ve asit penetrasyon mesafesi incelenmiştir. RA-X kuyusunda yapılan asit çatlatma operasyonunda, SRT ve mini-frac testleriyle çatlak ve kapanma basınçları belirlenmiştir. SRT testi ile çatlak genişleme basıncı 8,920 psi olarak belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, mini-frac testi kapanma basıncının 7262 psi olduğunu ortaya koymuştur Marrat formasyonunun sıkı yapısı nedeniyle yüksek enjeksiyon yüzey basıncı (11.500 psi) ve yüksek sızıntı gözlenmiştir. Asit çatlatma sonrası kuyu verimliliğindeki artış, rezerv hedeflerine ulaşmada önemli katkılar sağlamıştır. Kuyunun simülasyonu için StimPlan ve MEM programları kullanılmıştır ve asit iletkenliği hesaplamalarında Nierode-Kruk korelasyonu uygulanmıştır. Simülasyon sonuçları, 266 ft çatlak uzunluğu, 234.1 ft yükseklik ve 0.24 ft çatlak genişliği göstermiştir. Karbonat rezervuarları asitle temas ettiğinde yüksek reaktivite nedeniyle solucan delikleri oluşmuş ve asit sızma katsayısı artmıştır.
Öğe
Atık patates kabukları kullanılarak ham patates kabuğu ve işlenmiş patates kabuğu ile sulu çözeltilerden Ni (II) iyonlarının adsorpsiyon kapasitelerinin karşılaştırılması. izoterm, kinetik ve termodinamik çalışmalar
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-02) Bulut, Aycan; Altunkaynak, Yalçın
Bu tez çalışmasında, sulu çözeltilerden Ni(II) iyonlarını etkili bir şekilde uzaklaştırmak için atık patates kabukları (PP) ve İşlenmiş Patates Kabuklarının (MPP) umut verici uygulamasını uygun bir çözüm olarak araştırmayı amaçlamaktadır. PP için, Ni(II) iyonlarının sulu çözeltiden uzaklaştırılmasında en iyi çalışma koşulları, 500 mg/L başlangıç konsantrasyonu, 0.3 g adsorban dozajı, 100 dakikalık temas süresi ve 6.21'lik bir çözelti pH'ı. MPP için ise en iyi çalışma koşulları 500 mg/L'lik bir başlangıç konsantrasyonu, adsorban dozu olarak 0.15 g, 100 dakikalık temas süresi ve çözelti pH'ının 6.21 olduğu durum belirlendi. Adsorban maddelerin uzaklaştırma kapasitelerini daha iyi anlamak için farklı sıcaklıklarda çalışmalar yaoıldı. Ni(II) iyonlarının adsorpsiyon yetenekleri PP için farklı sıcaklıklarda (298 K, 308 K ve 318 K) sırasıyla 25.125, 29.325 ve 33.112 mg/g olarak belirlendi. Aynı şartlarda MPP için adsorpsiyon kapasitesi sırasıyla 68.965, 78.125 ve 85.470 olarak bulundu. Adsorpsiyon kinetiğinin daha ileri analizi, hem PP hem de MPP adsorbanları için deneysel verilerin yalancı ikinci dereceden modele uyduğu görüldü. Termodinamik araştırmalar, kullanılan adsorbanlar üzerindeki Ni(II) metal iyonlarıyla ilgili adsorpsiyon sürecinin endotermik ve kendiliğinden gerçekleştiğini ortaya koydu. Sonuç olarak PP ve MPP, Ni(II) iyonlarının sulu ortamdan uzaklaştırılması için son derece verimli ve çevreye duyarlı adsorbanlar olduğu belirlendi. Metal iyonlarını etkin bir şekilde uzaklaştırmada oldukça iyi adsorpsiyon kapasitesiteleri, basit erişilebilirlik, maliyet etkinliği ve tarımsal atık olarak kökeni ile birleştiğinde, su arıtma ve çevre iyileştirmede sürdürülebilir uygulamalar için umut verici birer adsorban olarak konumlandırıyor.
Öğe
Hodgkin lenfoma tedavisinde kullanılan brentuksimab vedotin’in elektrokimyasal özelliklerinin incelenmesi ve miktar tayini için bor-katkılı elmas elektrot uygulaması
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-12-24) Karadoğan, Abdülsemet; Levent, Abdulkadir
Sunulan tez çalışmasında, Hodgkin lenfoma tedavisinde kullanılan bir antikanser ilaç olan Brentuksimab vedotin’in elektrokimyasal tayini için Bor-katkılı elmas elektrodun kullanımına dayanan yeni bir elektroanalitik teknik geliştirilmiştir. Geliştirilen bu elektroanalitik teknikte, sülfürik asit ortamında elektrokimyasal olarak aktive edilen bor-katkılı elmas elektrot üzerinde, özellikle bazik ortamda Brentuksimab vedotin’in döngülü voltametri tekniği ile yaklaşık +1.35 V civarında tersinmez bir dalga verdiği görülmüştür. Brentuksimab vedotin’in kantitatif tayini için geliştirilen teknikte, Britton-robinson (pH =8.0) destekleyici elektrolit ortamında bor-katkılı elmas elektrot üzerinde 9.99 μg/mL ile 49.95 μg/mL derişim aralığındaki doğrusal denklem Ip(μA)=0.026 C[BV] (μg/mL) -0.269, r=0.997 (n=9) olarak belirlenmiştir. Geliştirilen yöntemin en düşük tayin alt sınırı 0.98 μg/mL olarak hesaplandı. Ayrıca geliştirilen metod idrar numunelerine standart ekleme-geri kazanma işlemi uygulanarak metodun doğruluk çalışması yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda idrar örneklerinde bulunan Brentuksimab vedotin için % 94.25’lik yüksek bir geri kazanım sonucu elde edilmiştir. Bu da idrarda bulunan Brentuksimab vedotin’in tayini için geliştirdiğimiz elektrokimyasal metodun yüksek doğrulukla sonuç üretebildiğini göstermiştir.
Öğe
11 numaralı Mora ahkâm defteri’nin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-20) Adlim, Kadri; Türkmen, Mustafa Nuri
Bu çalışma, 11 Numaralı Mora Ahkâm Defteri, H. (1189-1212) / M. (1775-1797) tarihleri arası dönemi kapsayan hükümlerin transkripsiyonu, özeti ve değerlendirilmesinden oluşmaktadır. Bu Ahkâm Defteri’nden hareketle, 18.yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı ve Venedik’in birbirlerine karşı özellikle siyasi, iktisadi ve diplomatik alanlarda nasıl politikalar yürüttükleri hususunda inceleme yapılmıştır. Söz konusu çalışmada, 1718 Pasarofça Antlaşması'nda sağlanan sulh ile beraber devam eden siyasi (diplomatik), ticari, balyos ve konsolosların statüleri, tüccar ve müste’minlerin hak ve muafiyetleri, korsanlık, eşkıyalık ve haksız gasp sorunları, kişiler arasındaki borç, alacak verecek meseleleri, deniz hukuku ve sınır ihlalleri, hak ve sorumlulukları ahidnâme ile güvence altına alınmış diğer Venediklilerin durumları ile mahkeme davalarında ve çözümünde adalet mekanizmasının işlerliği konuları yer almaktadır. Çalışmanın esas kaynağı, incelemeye alınan 11 Numaralı Mora Ahkâm Defteri’nin H. (1189-1212) / M. (1775-1797) tarihleri arasındaki dönemi kapsayan hükümleridir. Asıl problematiğimiz, XVIII. yüzyılda Osmanlı ile Venedik’in Doğu Akdeniz (Levant)' de etkili güç olma mücadelesinde hangi faktör, yol ve yöntemlere başvurdukları ve bunları nasıl kullandıklarıdır. Bu bağlamda, 18. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı ile Venedik siyasi ve ticari ilişkilerinde, balyos ve konsolosların diplomatik misyonları incelenmiş, Osmanlı Devleti’nde gümrük sistemi, ahidnâme politikası ve millet sistemi açıklanmaya çalışılmıştır.