Yazar "Biber, Hanifi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Cavalries in the neo Assur army (pithaillu)(Davut YİĞİTPAŞA, 2019-06-28) Kaçmaz Levent, Esra; Biber, HanifiAssur askeri tarihinde ordunun en önemli kolunu bağımsız bir birim olan süvariler oluşturmuştur. Assur’da MÖ 1. bin yılda ilk kez karşımıza çıkan süvariler, düzenli savaşçı bir birlik olarak ilk kez II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) Dönemi saray kabartmalarında tasvir edilmiştir. Okçu, kalkan taşıyıcı ve mızrakçıdan oluşan süvari sınıfı, savaş arabalarının kullanılamadığı ya da kısıtlı kullanılabildiği çamurlu alanlar, ırmaklar, suyolları, dağlık ve tepelik kırsal kesimler, ormanlık alanlar gibi engebeli ve zor arazilerde savaşabilmenin avantajına sahipti. Dahası süvarileri, zırh ve mızrak gibi silahların da etkisiyle savaş arabalarının girmekte zorlandığı elverişsiz bölgelerde en ağır silahlarla donatılmış düşmanlarına karşı savaş arabalarının yerini alabilecek etkin bir sınıf haline getiren etken süvarilerin ani baskın yapabilme özelliğinin olmasıdır. MÖ 8. yüzyıldan itibaren, Assur ordusunda okçu ve mızrakçılardan oluşan pithaillu veya sa pethalli süvari birlikleri, zor arazilerde görevlendirilmek için eğitilmiş atlı ekiplerdi. Süvariler, birincil görevleri ne olursa olsun, ordunun ihtiyaçlarına göre diğer görevlerde de yer alabiliyorlardı. II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) III. Salmanesser (MÖ 858-824) ve III. TiglatPileser (MÖ 745-727) dönemine ait kabartmalarda, mızrakçı ve okçular çift olarak savaşmış, okçu atış yaparken; yanındaki mızrakçı atının dizginini tutar vaziyette tasvir edilmiştir. Bu zamanda binicilik henüz pek fazla bir gelişme gösterememiştir. Süvariler, ata eyersiz, üzengisiz olarak binmekte ve atı kolayca yönetemeyecekleri bir biçimde arkaya doğru oturmaktaydılar. Dahası süvarilerin giyindikleri zırh, kuşandıkları kalkan ve giydikleri ağır çizmeler, süvarilerin hareketini büyük ölçüde sınırlamaktaydı. II. Sargon (MÖ 721-705) döneminde süvari sınıfında birtakım gelişmeler olmuştur. Atların zırhla kaplanması bu dönemde görülmüş bir yenilik olarak karşımıza çıkmaktadır. II. Sargon (MÖ 721-705) döneminde süvariler, küçük bir yay ya da uzun bir mızrak ile silahlandırılmışlardır. Diğer yandan yine bu dönemde atın eyerini dengelemek ve ata zarar vermemek için at sağrısı ve göğüs bantları kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonraları, bacakları ile atı kontrol etmeyi öğrenen Assur süvarisi, bu sayede at üzerinde ok atma becerisini kazanmıştır. Senharip (MÖ 704-681) ve Assurbanipal (MÖ 668-627) döneminde süvariler çift değil de tek sıra halinde, birbirini takip eden okçular ve mızrakçılar şeklinde sıralanmışlardır. Bu strateji piyadelerin yaraladıkları düşman askerlerinin süvariler tarafından öldürülmesinde de kolaylık sağlamıştır. Özellikle Senharip (MÖ 704-681) dönemi saray kabartmalarında, Assur süvarisinin, Elam okçularına saldırısını ve yokuşu tutan Elam okçularını bozguna uğratışı, süvari birliğinin savaşlardaki rolünün ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.Öğe Yeni Assur ordusunda savaş arabaları(Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-12-31) Kaçmaz Levent, Esra; Biber, Hanifiİnsanoğlunun taşıt kullanımına dair ilk veriler Güney Mezopotamya’da MÖ 4. bin yılın sonlarında (MÖ 3200-3100) Uruk yerleşiminin IVa evresinde ele geçen kil tablet üzerinde karşımıza çıkmaktadır. MÖ 3. bin yılın ilk yarısına gelindiğinde ise “Ur Standardı” ve “Akbaba Steli” olarak bilinen iki eserde tekerlekli arabaların ortaya çıktığı söylenebilir. MÖ erken 3. bin yıldan itibaren savaş tasvirlerinde görülen arabalar, savaş alanlarındaki hız kabiliyeti ve manevra gücü ile savunmanın temel silahlarından biri haline gelmiştir. Assur savaş arabaları, ordunun en önemli sınıfını oluşturmaktaydı. Ninurta-Tukulti-Aššur’a (MÖ 1133) ait silindir mühür üzerinde görülen iki tekerlekli savaş arabası en eski tasvir olarak karşımıza çıkmaktadır. İlerleyen zamanlarda I. Assurnasirpal (MÖ 1050-1032) dönemine ait Beyaz Dikili Taş ve II. Tukulti-Ninurta (MÖ 888-884) dönemine ait tahrip olmuş bir duvar resminde görülen savaş arabaları, II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) dönemi saray kabartmalarında sistematik olarak ele alınmıştır. II. Assurnasirpal (MÖ 883-859) ile Assurbanipal (MÖ 668-631) dönemi arasında geçen zaman sürecinde savaş arabaları gelişim göstererek ihtiyaçlara daha uygun bir hale getirilmiştir.