Yazar "Cereci, Sedat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu kültüründe toprak sanat etkileşimi(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2013-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Cereci, SedatTarih öncesi devirlerden bu yana insanoğlu yaşamsal gereksinimlerini karşılayabilmek adına bu anlamda elverişli topraklar üzerene yerleşerek o bölgenin olanaklarından faydalanmıştır. Tarımsal faaliyetler dışında günlük kullanım eşyaları ve sonrasında da sanatsal objelerin üretiminde toprak her zaman en çok tercih edilen malzeme olmuştur. Arkeolojik kazılarda sıklıkla rastlanan çömlek kırıkları toprak kullanımının çok eski çağlara dayandığının en büyük kanıtı niteliğindedir. Verimli topraklara sahip Anadolu’da da toprağın hem günlük hayatta hem de sanatsal üretimde kullanıldığı yine arkeolojik kazılarda ele geçen farklı formlardaki pişmiş toprak ürünler ile karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada Anadolu’daki toprak-sanat ilişkisi tarihi mirasların korunması, sanat ve dolayısıyla kültürel etkileşim bağlamında ele alınmıştır.Öğe Görüntülerin esinleyici gücünün geleceğe yönelik yeni düşünceler oluşturmasındaki rolü(Ankara Üniversitesi, 2012-11) Uzun Aydın, Derya; Cereci, SedatÖğe Güzel sanatlar dalı olarak matematik(Batman Üniversitesi, 2012) Cereci, Sedatİnsan doğasının temelinde yer alan ve pek çok doğal varlık için temel oluşturan matematik, tarihte başlı başına bir sanat olarak değerlendirilmiş ve insan yaşamına, yaşamı düzenleyen ve güzelleştiren bir sanat olarak uyarlanmıştır. Büyük İskender'in ölümünden (İ.Ö. 323), İskenderiye’nin Araplar tarafından ele geçirilişine (642) kadar dokuz yüzyılı aşkın bir süre etkinlik gösteren İskenderiye Matematik Okulu başlangıçta, klasik çağın matematik bilgilerini Aristotelesçilerin tüm bilgileri birleştirme ve düzenleme girişimine benzer bir biçimde sistemleştirmek amacını taşıyarak matematiği bir sanat olarak ele almıştır. O sırada, Hellenistik kültürün başlıca merkezi olan İskenderiye ve Museum'a bağlı matematik okulu, kuruluşunun ilk yüzyılında yoğun ve parlak bir etkinlik göstermiş, aritmetikten geometriye kadar matematiğin pek çok alanını diğer bilim dallarının temeli olarak araştırmıştır. Temel sorun, matematiğin evrenin yapısının ve devinimlerinin temelindeki doğal bir unsur olarak değil, dar bir alandaki formül ve işlemlere dayalı bir konu olarak algılanmasıdır.Öğe Küreselleşen Türk Sineması’nda Çeşitlilik Sorunu: Etnik Unsurlar(Batman Üniversitesi, 2013) Cereci, SedatOrtak paylaşımlarla geniş bir ekonomik pazar oluşturmayı amaçlayan küreselleşme hareketi, amacını paylaşan toplumları ve toplumsal grupları kazanç alanına katarken, amacını paylaşmayanları dışlamaktadır. Bu kapsamda bazı etnik gruplar da olumlu veya olumsuz etkilenmektedir. Toplumsal bir yapının içindeki kendine özgü özellikleri ve kültürüyle yaşayan alt grupları niteleyen etnisite, toplumsal yapının tüm unsurlarına olduğu gibi, sanata ve sinemaya da katılmakta, yapıt üretiminde rol oynamaktadır. Türkiye’deki siyasal yapıya bağlı olarak ortaya çıkan etnik grupların durumu ve gelişimi Türk Sineması’nda da genel yapının durumunu izlemiş, etnik grupların sinemada yer alması siyasal ve toplumsal yapıya koşut olarak gelişmiştir. Sinemanın ilk dönemlerinde görece daha özgürce işlenen etnik konular ve etnik gruplara ait özellikler, siyasal iktidarın yasakçı ve baskıcı politikalar izlediği veya milliyetçi yaklaşımların egemen olduğu dönemlerde sorunlara yol açmıştır. Buna rağmen bazı dönemlerde özgürleşen siyasetle birlikte etnik grupların kültürleri ve dilleri de sinemaya yansımış, Türkiye’de yaşayan etnik grupların sorunları ve hatta karşılaştıkları baskıları dile getirecek ölçüde etnisite konusu sinemaya taşınmıştır. Bazı filmlerde, Türklerin etnik kökenli komşuları veya arkadaşlarıyla dostlukları ele alınırken, bazı filmlerde doğrudan etnik grupların yaşadıkları sıkıntılar, güçlükler dile getirilmiştir. Etnik unsurların yer aldığı sinema yapımları her zaman bazı kesimler tarafından tepkiyle karşılanırken, Türkiye’deki demokratik yapının ve uygarlığın gelişimine katkıda bulunan etnik gruplar Türk Sineması’nın gelişmesinde de önemli rol oynamışlardır. Türk Sineması’nın merkezi konumunda olan İstanbul’un en çok etnik unsuru barındıran kent olması, sinemada etnik unsurların konu edilmesine neden olmuştur. Çok unsurlu toplumsal yapının önemli örneklerinden biri olan Türkiye’de, sinemanın gelişimi ve uluslararası alanda adından söz edilir duruma gelmesi sinemanın etnisiteyle olan ilişkisiyle yol almaktadır.Öğe Mimari yapılarda kullanılan mozaik çini süsleme örneklerinin kültürel miras bağlamında görsel olarak belgelenmesi Zeynel Bey Türbesi(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2013-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Cereci, SedatTarihi yapıların günümüze kadar ulaşabilenleri restore edilerek ayakta tutulmaya çalışılsa da, bu yapıların görsel olarak belgelenmesi ve düzenli bir şekilde arşivlenerek kültürel miras kapsamında muhafaza edilmesi 21. yüzyılda giderek daha zorunlu bir hal almaya başlamıştır. Görsel teknolojilerin kültürel öneme sahip tarihi yapıların ve içerdikleri sanatsal süslemelerin belgelenmesinde kullanımı sayesinde, yapılar ilk inşa edildiklerinde sahip oldukları görünüme dijital olarak geri dönebilecek ve şu anki durumları da kayıt altına alınabilecektir. Bu çalışmada mozaik çini süslemelerinin kullanıldığı tarihi yapıların görsel olarak kayıt altına alınma gerekliliği Mezopotamya medeniyetlerinin çoğuna ev sahipliği yapmış olan Hasankeyf’te yer alan Zeynel Bey Türbesi örneği üzerinden değerlendirilmiştir.Öğe Tarihin aydınlatılmasında bir kanıt olarak seramik(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2013-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Cereci, Sedatİnsanoğlunun ateşi keşfinden bu yana çeşitli hammadde içeriği ve farklı biçimlere sahip pişmiş toprak ürünleri birçok amaca hizmet etmiştir. Tarihte dini inançlardan günlük kullanım eşyalarına, günümüzde ise uzay araçlarından sağlık gereçlerine kadar birçok alanda tercih edilen malzemelerin başında gelen seramik sanatsal ve kültürel bir ikon olarak da karşımıza çıkmaktadır. Medeniyetler arası etkileşimlerin ve farklılıkların kimi zaman resmedildiği kimi zaman da şekillendiği seramik ürünler geçmiş ile günümüz arasında bir iletişim köprüsü kurmayı başarmıştır. Bu çalışmada arkeolojik seramik buluntuların form-tasarım-işlevsellik özellikleri incelenmiş ve çeşitli örneklerle kültürel bir obje olarak pişmiş toprak ürünlerinin tarihten günümüze yansıması değerlendirilmiştir