Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Suriyeli göçmenler bağlamında Türkiye'nin göç politikalarının değerlendirilmesi; Batman örneği(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-06-30) Yaman, Şeyhmus; Kanbak, Ayşe GülUzun bir geçmişe sahip olan göç olgusu zaman içinde farklı nedenler ve boyutlar kazanmıştır. Çağımızda göç kavramı hem hızla artan boyutları hem de küreselleşmesi sayesinde ülkelerin iç ve dış politikalarının önemli bir belirleyicisi olmuştur. Göçlerin yönetilmesi dair yürütülen politikalar, alınan kararlar, uygulanan kısıtlamalar, göçmenlerin göç etmeden önce, göç esnasında ve sonrasında yaşadıkları uyum sorunları dikkate alınması gereken önemli konuların başında gelmektedir. Yakın geçmişte ülkelerde yaşanan savaşlar, iç çatışmalar ve ekonomik krizler kitlesel göçün artmasının temel nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Bununla birlikte küreselleşmenin etkisiyle iletişim ve ulaşım alanında yaşanan gelişmeler de göçün kolaylaşmasını sağlamıştır. Dolayısıyla hem itici hem de çekici faktörlerin bir araya gelmesi göç hacminde ciddi bir artışa neden olmuştur. 2010 yılı Aralık Ayında Tunus’ta ilk kıvılcımları görülen daha sonraları tüm Ortadoğu’yu etkisi altına alıp iç savaşlar ile birlikte birçok yönetimi deviren Arap Baharının son halkası şüphesiz Suriye olmuştur. İç savaşın en şiddetli yıllarında ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin sığındığı ülkelerden biri de 911 kilometre sınırı ile komşu olan Türkiye olmuştur. Sığınmacılara yönelik açık kapı politikası izlemiş olan Türkiye, göç başladıktan sonra değiştirdiği göçmen politikaları ile hemen hemen her ilde Suriyeli sığınmacılara ev sahipliği yapmaktadır. Bu çalışma, Suriye’den göç ederek Batman’a yerleşen sığınmacıların Türkiye’nin uyguladığı göçmen politikaları hakkındaki değerlendirmelerini içermektedir. 12 araştırma sorusu ile genel ve demografik bilgiler üzerinden yürütülen çalışmanın sonucuna göre Türkiye’ye sığınan Suriyeli sığınmacıların, Türkiye’nin uyguladığı göçmen politikalarından genel olarak memnun oldukları görülmektedir.Öğe Uluslararası hukuk açısından Camp David Anlaşması’nın güvenlik boyutu(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021-06-10) Duman, Ömer; Özel, SadullahBu çalışmada; Yahudilerin Filistin topraklarına göç etmesi, Arap-Yahudi çatışması, 1948’den itibaren Mısır önderliğinde Arap-İsrail Savaşları ve Mısır-İsrail barış müzakerelerine değinilmiştir. Arap-İsrail Savaşlarında en büyük zarar gören devletlerden biri Mısır olmuştur. Mısır, ülkesindeki yıkım ve zararı gidermek, halkın güvenliği ve istikrarı için ABD’nin arabuluculuğunu (1970-1981 Enver Sedat dönemi) kabul etmiştir. Böylece Mısır, İsrail ile 1973-1979 yılları arasında “adım adım barış” görüşmelerine dâhil olmuştur. ABD’nin arabuluculuğu ile Mısır ve İsrail arasında uluslararası hukuk normlarına uygun bir şekilde Camp David Anlaşması (Mısır-İsrail Barışı) imzalanmıştır. Bu barış anlaşması ile iki ülke arasında; barış inşa edilmiş, güvenlik ve istikrarsızlık sorunu ortadan kaldırılmış ve diplomatik ilişkiler geliştirilmiştir. Bu çalışma, 1948’de başlayan Arap-İsrail savaşları ve 1973’ten itibaren ABD’nin arabuluculuğu ile Mısır-İsrail barışı incelenmasi amaçlanmıştır. Bu çalışma, Mısır ve İsrail arasında güvenliğin sağlanması, çatışma-çözümü meselelerinde iki ülkenin barış inşası ve karşılıklı olarak iki ülkenin egemenliklerinin tanınması ile uluslararası bir anlaşmasının etkililiği yönünde büyük bir önem taşımaktadır. Son olarak çalışmada çıkarılan sonuç; Uluslararası hukuk kişisi olan devletler (ABD, Mısır ve İsrail), uzun yıllar süren çatışma ve savaş durumundan sonra uluslararası uyuşmazlıkların çözüm yöntemleri olan diplomasi ve arabuluculuk ile barış, güvenlik ve istikrar inşa edebilmişlerdir. Camp David Anlaşması, özellikle Kissinger’in proaktif çabası ile şekillenmiş ve günümüze kadar (2021) Mısır ve İsrail arasında diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler geliştirilmesine katkı sağlayan uluslararası bir anlaşma olmuştur. Ayrıca Camp David Anlaşması, diğer Arap devletlerin de İsrail ile barışma ve diplomatik ilişkiler geliştirilmesine ilham kaynağı olmuştur.Öğe Siber güvenlik bağlamında yeni tehdit algılamalarının Türkiye’nin güvenlik politikalarına etkileri(Batman Üniversitesi, 2021-04) Kiraz, Ozan Zeki; Cihangir, MuratBu çalışmamın amacı, Türkiye’de siber güvenlik politikalarının güvenlikleştirme ve risk algısı üzerindeki etkisini araştırmaktır. Sosyal Medya ve İnternet, yeni arkadaşlarla tanışmak ve bilgiye ulaşmakta faydaları olmuştur. Ancak bilinçli kullanılırsa teknolojinin faydaları olabilir. Özellikle Çocuklarımızın ve gençlerin internet bağımlılığı konusunda bilinçlenmesi gerekmektedir. Hem devlet hem özel sektör, izleme ve gözetleme araçlarının kullanımını arttırmaktadır. Elektronik iletişimin izlenmesi, elektronik kimlik tespiti, eimza, e-devlet, kamusal alanda olan kamera sistemleri gibi teknolojiler gündelik hayatımızda olağan karşılanmaktadır. İnternet yoluyla gerçekleşen insan hakları ihlalleri internetin gelişimi ile birlikte artmıştır. Bu ihlallerin toplum üzerindeki etkisi olmaktadır. Siber zorbalık, internette çocuk istismarı, yetkisiz erişim, özel hayatın gizliliğini ihlal, banka bilgilerinin ele geçirilmesi ve diğer siber suçlar internet yoluyla gerçekleşen insan hakları ihlalleridir. Siber zorbalık vakalarında öğretmenlere, okul yöneticilerine ve ailelere önemli görevler düşmektedir. Siber zorbalık ve siber suçların caydırıcı olabilmesi için ciddi hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. İnternet yoluyla işlenen İnsan hakları ihlallerinin olmaması için hem kamu sektörü hem özel sektöre önemli görevler düşmektedir. Çalışmamdan çıkan sonuç: Siber güvenliği sağlamada herkese görevler düşmektedir.Öğe Türkiye’deki Suriyeli çocuklara yönelik eğitim politikasının etkisi: Batman örneği(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-06-28) Şerif, İmad; Samur, HakanBu çalışmada; 2011 ve sonrasında ülkelerindeki savaştan dolayı Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Suriyelilerin eğitim sorunları Batman ilinde, lise düzeyindeki Suriyeli öğrencilere yönelik gerçekleştirilen bir anket çalışmasına dayanarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Sadece Suriyeli öğrencilerin devam ettikleri Geçici Eğitim Merkezi’nde ve bunun dışındaki resmi okullarda okuyan 200 kişiye uygulanan anket formu sayesinde katılımcıların sosyal ve demografik özellikleri dışında şu üç sorun başlığı hakkındaki düşünceleri ortaya çıkarılmıştır: Dil ve eğitim sorunları, ekonomik sorunları ve entegrasyon sorunları. Çalışmamız, aynı zamanda, Geçici Eğitim merkezi ile bunun dışındaki resmi okullar arasında da katılımcıların cevapları üzerinden mukayese yapmak suretiyle konuya ilişkin farklı bilgilere ulaşmıştır. Eğitimin insan ve toplum hayatı açısından önemi ortadadır. Bu önemine binaen, Suriyelilerin eğitimi meselesine ilişkin gerçekleştirdiğimiz bu çalışmanın ve sorunlar çerçevesinde yaptığımız analizlerin hem literatüre hem de konuyla ilgili kurum ve kuruluşlara faydalı olacağını ümit etmekteyiz. Ayrıca, Batman ilinde bu kapsamda bir çalışma yapılmamıştır. Bu bakımdan da çalışmamızın özgün olduğunu ve Batman özelinde de ilgili çevrelere katkı sunacağını düşünmekteyiz.Öğe 1920-1950 yılları arasında Siirt milletvekilleri ve faaliyetleri(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-07-04) Altun, Abdulhakim; İlyas, AhmetBu tez çalışmasıyla, 1920-1950 yılları arasında toplam 8 dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Siirt Milletvekilleri’nin Meclis’teki faaliyetleri ele alınmıştır. Bu araştırma 1920-1950 yılları arasında görev yapmış olan milletvekillerinin özgeçmişleri, TBMM’de vermiş oldukları takrirleri, teklifleri ile konuşmaları gibi faaliyetlerinin neler olduğunun ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışma, 1920-1950 yılları arasında gerçekleşmiş olan toplamda 8 dönemi içine almaktadır. TBMM’de Siirt Milletvekili olarak 1’inci Dönem 6 milletvekili, 2’nci Dönem 2 milletvekili, 3’üncü Dönem 2 milletvekili, 4’üncü Dönem 2 milletvekili, 5’inci Dönem 6 milletvekili, 6’ncı Dönem 5 milletvekili, 7’nci Dönem 5 milletvekili ve son olarak 8’inci Dönem’de 4 milletvekili görev yapmıştır. 1920-1950 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan milletvekilleri arasında bir dönemden fazla görev yapan milletvekilleri de vardır. Bunlar da göz önüne alındığında 8 dönemde görev yapan milletvekillerinin sayısı 20 olmuştur. Sözü edilen milletvekillerinin görev yaptıkları dönemler içindeki faaliyetleri ele alınarak, TBMM’de katıldıkları komisyonlar, aldıkları görevler de incelenmiştir. Araştırmada Siirt Milletvekilleri’nin kendi seçim çevreleri Türkiye gündemi ve buna benzer konularda takrir ve teklif verdikleri, önemli gördükleri konularda konuşmalar yaptıkları tespit edilmiştir.Öğe 1960'larda sosyo-politik ortam ve Türkiye İşçi Partisi’nin TBMM’de temsiliyeti(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-17) Çayın, Nurullah; İlyas, AhmetTürkiye Solu, Osmanlı’nın son dönemlerinden 1960’lara kadar, kısa süreli dönemler dışında, resmi ideoloji tarafından ‘tehlike arz eden’ bir şekilde ele alınmış ve buna karşı geliştirilen baskı mekanizmaları ile yeraltı faaliyetlerine zorlanmış ve kitleselleşmesi engellenmiştir. Sol hem tek parti iktidarı olan CHP döneminde hem de çok partili sistemin ilk iktidarı olan DP döneminde gayrı meşru ve illegal kabul edilmiş, solcu ve komünistler vatan haini olarak suçlanmışlardır. Yıllarca baskı politikaları nedeniyle dar bir alan ve kadroya sıkıştırılmıştır. Bu açından 1960’lı yıllar sol için bir dönüm noktası olmuştur. Türkiye İşçi Partisi, 1961 Anayasa’sının tanıdığı hak ve hürriyetler ve geliştirdiği iktidarı frenleyen mekanizmaların/kurumların oluşturulması ile meydana gelen demokratik ortamda, sendikacılar tarafından kurulmuş, dönemin aydınlarının partiye geçmesiyle sosyalist bir kimlik kazanmıştır. Legal bir parti olarak kurulan ve legal kalmak adına çokça çaba sarf etmiş, katıldığı seçimlerde yaptığı etkili propaganda ile halkın teveccühünü kazanmış ve kitleselleşmiştir. 1965 yılı seçimleriyle meclis çatısı altında temsiliyet hakkı kazanmış ve Türkiye’de solun meşruiyet sorununu ortadan kaldırmıştır. Toplumda karşılık bulan TİP, kapatıldığı 1971 yılına kadar mecliste sosyalist fikirler ekseninde etkin bir muhalefet yapmıştır.Öğe Türkiye’de sosyal belediyecilik: Batman Belediyesi örneği(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-24) Özel, Nurullah; Pınarcıoğlu, Nihal ŞirinTezin amacı, yerel yönetimlerin özellikle dezavantajlı olarak tanımlanan çeşitli sosyal grupların yaşam standartlarının yükseltilmesi amacıyla geliştirdiği sosyal politikalar ve bu politikaların uygulanmasının önemi bağlamında, Batman Belediyesi'nin yerel sosyal politika uygulamalarını araştırmak, sosyal belediyecilik hizmetlerinin uygulanıp uygulanmadığını tespit etmek ve varsa sorunlu yönlerini belirlemektir. Bu bağlamda, uygulayıcı ve yararlanıcılarla yapılan anket ve derinlemesine görüşmeler yardımıyla sosyal yardım ve hizmetlerin sunumu ve yarattığı memnuniyet düzeylerinin araştırılması hedeflenmiştir. Tez kapsamında öncelikle Sosyal Refah Devleti ve uygulamaları, tarihçesi, gelişimi, krizleri, bu krizlere çözüm çalışmaları; fordist, post-fordist süreçler içinde ve neo-liberal politikalar ile küreselleşme ekseninde değerlendirilmiştir. Post-fordizm sürecinde ulus devletin nitelik değiştirip yönetimde "yerelleşme, sivil toplumun etkinliği, katılım ve yönetişim" gibi ön plana çıkan ilkelerle önem kazanan yerel birimler ve sosyal politikalar, Sosyal Belediyecilik anlayışı kapsamında incelenmiştir. Türkiye'de sosyal politikalar, kanuni altyapısı ve tarihsel gelişimi ile sosyal belediyecilik, kanuni altyapısı ve uygulamaları incelendikten sonra bu bağlamda Batman Belediyesi uygulamaları ve planlamaları ele alınıp değerlendirilmiştir. Yoksul mahallelerde yaşayan kişilerle yapılan anket ile sahada çalışan uygulayıcılar ve koordinatörlerle yapılan derinlemesine görüşmeler sonucu elde edilen veriler ışığında Batman’ın yerel ve ulusal sosyal politikalardan ne ölçüde etkilendiği, halkın yerelde uygulanan sosyal belediyecilik faaliyetleri ile ilgili algısı ve beklentileri ortaya konulmuştur. Elde edilen bulgular doğrultusunda sorunlar ve sorun alanları tespit edilerek çözüm önerileri sunulmuştur.Öğe Arap Baharının Türkiye-Suriye ilişkilerine etkileri(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-17) Besen, Yaşar; Cihangir, MuratOrtadoğu bölgesi tarih boyunca içinde bulundurduğu devletler ile barındırdığı toplumlar açısından, krizlerin ve çatışmaların neredeyse son bulmadığı, etkilerinin sonraki dönemlere yansıdığı ve ilişkilerin bunun üzerine kurgulanıp özellikle de devlet politikalarının bu zeminde belirlendiği bir coğrafya olmuştur. Yakın zaman olarak adlandırabileceğimiz I. Dünya Savaşı ve sonrasında ki gelişmeler bu tarihi mirasın devredildiği bir dönem olarak kendini göstermiştir. Ortadoğu coğrafyası; devletler nezdinde taşların yerine oturtulamadığı bu yeni dönemle, iki kutuplu dünya düzeninin bölgedeki yansımasını ve devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerindeki etkilerini günümüze taşımış oldu. Soğuk Savaşın sona ermesiyle beraber Yeni Dünya Düzeni veya Küreselleşme olarak da adlandırılan içinde bulunduğumuz bu dönemle birlikte ülkeler, birbirleri ile olan mücadelelerini yine geçmişteki birikimleri doğrultusunda çoğu kez çekişme bazı zamanlar ise çatışma hali ile geçirmişlerdir. Bu bakımdan Arap Baharı, devletlere ve halklara sirayet eden tarihi mirasın bu dönemdeki yansıması olarak görünebilmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, Arap Baharının Türkiye-Suriye ilişkilerine etkilerini analiz etmektir.