Fen - Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Kitap ve Kitap Bölümleri Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 19 / 19
  • Öğe
    Tiyatroda sahne tasarımı veya dekor oluşturulmasında, resmin dışında modernliğin getirisi sanatsal çıkarımlar
    (İksad Yayınevi, 2020) Uzun Aydın, Derya
    Sanat, ister doğadaki nesnel olanı anlatsın, ister sanatçının kendi dünyasındaki bilinmeyenin keşfiyle nesnel olmayanı anlatsın, toplumsal bir dolaşıma hatta evrensel bir güce sahiptir.
  • Öğe
    Bir sanatçının ardından: “günümüzün tanınmayı hak eden bir sanatçısı (idi)”: söyleşiler ve röportajlarıyla Cengiz Çekil
    (IVPE, 2020-06) Uzun Aydın, Derya
    Bu çalışma, tanınmayı hak etmiş ancak çoğunluğun ismini dahi duymadığı ve günümüze yakın zamanlarda ölen bir sanatçıya “Cengiz Çekil’e atfedilmiştir
  • Öğe
    Türk sanatında heykel ve edebiyat birlikteliği
    (Akademisyen Kitabevi, 2020) Uzun Aydın, Derya
  • Öğe
    Türklerin eski inancı şamanizmden Avrupalı şamanist sanatçı Clayton Thiel’a; biçimlendirilen formlarla yükselen ‘şaman ruhu
    (Hiperlink Yayınları, 2021) Uzun Aydın, Derya
    Sanat tarihinin temel amaçlarından biri "belgeleme"dir; ancak en önemlisi "okuma/çözümleme"dir, bunu bir bakıma "eleştiri" olarak da adlandırabiliriz. Okumanın yöntemi ilk başta eserin türüne göre belirlenir. Okumalarda sanat tarihi, başta tarih olmak üzere, edebiyat, coğrafya, topografya, paleografi, folklor gibi pek çok farklı daldan ve bu dalların yönteminden yararlanır; sanat tarihi bu dallarla, hem inceledikleri hem de ortaya koydukları bakımından, sıkı bir bağ içerisindedir. Sanat tarihi insanlığın tarihidir bir başka deyişle ve sanat tarihi insanoğlunun sanatsal, kültürel, folklorik, epistemolojik ve diğer alanlardaki geçmişine ışık tutar. Yöntemsel olarak sanat tarihi, tarih dalına paralel olarak, sanatı belli dönemlere ve sanat eserlerini türlerine göre ayırır, eserleri yorumlar ve belli akımlara, coğrafyalara, kültürlere, inançlara, mitlere göre kategorize eder, onları birbirleriyle karşılaştırır, benzerlik ve ayrılıklarını bulur ve en nihayetinde belirli sonuçlara ulaşır. Hiper Yayınları'nın okurla buluşturduğu bu kitapta Orta Çağ'dan postmodernizme, farklı kültür ve medeniyetlere ait resim, el sanatı ürünleri, heykel, mimari ve sinema alanındaki hepsi birbirinden özgün yapıtlar üzerinden sanat tarihi bağlamında okumalar yapılmaktadır. Bu okumaların biçimi, bir eser incelenirken yöntemin nasıl belirleneceğine dair referans olmaktadır.
  • Öğe
    Basında çıkan haberlerle sakıncalı heykeller
    (Türkiye Alim Kitapları, 2015) Uzun Aydın, Derya
    Bir eğitim kurumundan yola çıkarak kamusal alanları süsleyen bir sanat dalı haline gelen heykel, özellikle açık alanlarda sıkıntılar yaşamış mıdır? Günümüzde, heykel sanatının "özellikle de bir heykeltıraşın" sıkıntılar yaşamadığı söylenilebilir mi? Kırılan, parçalanan ya da yerinden sökülüp kaldırılan eserlerin sorumlusu kimdir? Bu sürece nasıl gelinmiştir? Dini inanışlar mı yoksa müstehcenlik mi buna etki etmiştir? Yaşanan bu süreçte izlenen siyasetin, toplum ve dolayısı ile sanat üzerindeki etkisi belirleyici olmuş mudur? Yoksa sanatı artık başkaları mı yönetmektedir? İşte bu sorulara cevap bulmak amacıyla yola çıkan bu yazıda, soruların yanıtını alabilmek amacıyla basında çıkan haberlerden yararlanılmış, bu bilgiler ışığında, "sanatı bugün kim yönetiyor" sorusuna bir cevap bulmaya çalışılmıştır.
  • Öğe
    Türk heykel sanatı ve ilk heykeltıraşlar
    (Gece Kitaplığı, 2014) Uzun Aydın, Derya
    Sanayii Nefise Mektebi`nin Türk Heykel Sanatındaki Yeri ve İlk Heykeltraşlar ismini taşımakta olan bu çalışmada amaç, Türk Heykelinin mektep sayesinde kazandığı önemi vurgulamak ve Osmanlı`nın son döneminden Cumhuriyet`in ilk yıllarına (1930`lu yıllar) kadarki süreçte ismi geçen heykeltıraşları değerlendirmektir. Bununla birlikte Sanayii Nefise Mektebi de, tüm bölümleriyle beraber değerlendirilmeye çalışılmıştır. İzlenilen çalışma yöntemini; kaynak taramaları dışında yapılan arşiv çalışmaları oluşturmuştur. Yazım aşamalarında, önemli olan detaylar &`;italik” olarak vurgulanmaya çalışılmıştır. İncelenen çalışmalardan biri olan Seçkin Naipoğlu`nun &`;Sanayii Nefise Mektebi`nde Sanat Tarihi Yaklaşımı ve Vahit Bey, Ankara 2008” isimli tezi, mektep hakkında ders programları ve ders içerikleri hakkında bilgiler içermektedir. Ancak bu çalışma, mektebin sanat tarihi dersi ve Vahit Bey üzerine ağırlık kazanması ile yaptığımız çalışmadan ayrılmaktadır. Neticede bu çalışma mektebin ders programlarından öte; mektebin heykel bölümü ve heykel sanatçıları üzerine yoğunlaşmaktadır. Aynı şekilde, Fatma Ürekli tarafından yazılmış olan &`;Sanayii Nefise Mektebi`nin Kuruluşu ve Türk Eğitim Tarihindeki Yeri, İstanbul 1997” isimli çalışma, özellikle arşiv çalışmalarımız için yardımcı bir kaynak olmuştur. Bu doğrultuda, Başbakanlık Osmanlı Arşivi taranmış ve Osmanlıca belgelere ulaşılmaya çalışılmıştır. Ayrıca Sevay Okay`ın &`;Anıt Heykeller Dışında Türk Heykeli, Ankara 1990” isimli tezi incelenmiş, bu çalışmada ayrıca anıt heykellerden de bahsedilmiştir. Yine Okay`ın çalışmasından farklı olarak; tezimiz Osmanlıca belgeler ve gazetelerle desteklenirken, görsel güncellemeler yapılmıştır.
  • Öğe
    Kavuşan Höyük/Diyarbakır yeni Assur dönemi gömüleri
    (Ege Yayınları, 2015-01) Kozbe, Gülriz
  • Öğe
    Cizre İçkale 2013 yılı kazıları
    (Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları, 2015) Kozbe, Gülriz; Erdoğan, Nihat; Alp, Mesut
  • Öğe
    Batman il sınırları içinde kalan Ilısu Barajı etkileşim alanının jeomorfolojisi
    (Batman Müzesi, 2018) Kozbe, Gülriz; Karadoğan, Sabri
  • Öğe
    Batman ili kültür envanteri cilt III (Hasankeyf)
    (Batman Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2017) Kozbe, Gülriz
    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Dicle Bölümü’nde bulunan Batman ili, 41’ 10” – 41’40” doğu boylamları ile 38’ 40” – 37’ 50” kuzey enlemleri arasında yer almakta olup,Dicle’nin büyük kollarından Batman Çayı’nın doğusunda, önemli petrol yataklarınasahip, 1288m yükseklikte olan Raman Dağı’nın kuzeyinde, denizden 565m yükseltide verimli bir ovanın kenarında kurulmuştur. Batı ve kuzeybatısı Diyarbakır ile kuşatılmışolan Batman’ın kuzeyinde Muş, doğusunda Bitlis ve Siirt, güneyinde ise Mardin illeri yer almaktadır.Şehir, 1937’lere kadar İluh adında küçük bir köy yerleşmesi iken, 1950’li tarihlerdensonra bölgede petrolün bulunması ile hızlı bir gelişme dönemine girmiş ve 1955 yılıgenel nüfus sayımı sonuçlarına göre 4713 nüfuslu bir bucak, 1957’de de ilçe merkezihaline getirilmiştir. Nüfus bakımından çok hızlı bir büyüme yaşayan Batman, bu seyrini1990’lara kadar devam ettirmiş ve bu nüfus artışı 16 Mayıs 1990 tarihinde Batman’ıTürkiye’nin 72. ili haline getirmiştir. Yüz ölçümü 4694km 2 olan Batman ilinin Merkez ilçe dahil olmak üzere 6 adet (Kozluk,Sason, Gercüş, Beşiri ve Hasankeyf) ilçesi bulunmaktadır. En küçük ilçesi %7’lik pay ileHasankeyf, en büyük ilçesi ise %24’lük pay ile Kozluk ilçesidir. İlçelere bağlı 6 beldenin(Merkez ilçede Balpınar, Beşiri’de İkiköprü, Gercüş’te Kayapınar ve Hisar, Kozluk’taBekirhan ve Sason’da Yücebağ) yer aldığı Batman ilinde toplam 274 köy bulunmaktadır.Batman şehri, 10.5km güneyinde bulunan Dicle Nehri ile onun kolu olan, merkeze4.8km mesafede olup batısında akan Batman Çayı gibi iki önemli su havzasının birleşti-ği yerde lokalize olması sebebiyle hem jeo-politik hem de ekonomik açıdan önemli birmevkide bulunmaktadır. Son yirmi yıldır Ilısu Barajı ve HES Projesi nedeniyle bölgedegerçekleştirilen arkeolojik araştırmalar sonucunda ortaya konulan yaklaşık oniki bin yıllık geçmişi ve dünya uygarlık tarihine sunduğu, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu, Emevi, Abbasi, Eyyubi ve Osmanlı gibi ön plana çıkan çeşitli dönemlere ait yüzlerce tarihi eseriile Batman, Mezopotamya coğrafyasının Anadolu’ya uzanan önemli kavşak noktaların-dan biridir.
  • Öğe
    Batman ili kültür envanteri cilt II (Gercüş-Beşiri)
    (Batman Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2017) Kozbe, Gülriz
    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Dicle Bölümü’nde bulunan Batman ili, 41’ 10” – 41’40” doğu boylamları ile 38’ 40” – 37’ 50” kuzey enlemleri arasında yer almakta olup,Dicle’nin büyük kollarından Batman Çayı’nın doğusunda, önemli petrol yataklarınasahip, 1288m yükseklikte olan Raman Dağı’nın kuzeyinde, denizden 565m yükseltide verimli bir ovanın kenarında kurulmuştur. Batı ve kuzeybatısı Diyarbakır ile kuşatılmışolan Batman’ın kuzeyinde Muş, doğusunda Bitlis ve Siirt, güneyinde ise Mardin illeri yer almaktadır.Şehir, 1937’lere kadar İluh adında küçük bir köy yerleşmesi iken, 1950’li tarihlerdensonra bölgede petrolün bulunması ile hızlı bir gelişme dönemine girmiş ve 1955 yılıgenel nüfus sayımı sonuçlarına göre 4713 nüfuslu bir bucak, 1957’de de ilçe merkezihaline getirilmiştir. Nüfus bakımından çok hızlı bir büyüme yaşayan Batman, bu seyrini1990’lara kadar devam ettirmiş ve bu nüfus artışı 16 Mayıs 1990 tarihinde Batman’ıTürkiye’nin 72. ili haline getirmiştir. Yüz ölçümü 4694km 2 olan Batman ilinin Merkez ilçe dahil olmak üzere 6 adet (Kozluk,Sason, Gercüş, Beşiri ve Hasankeyf) ilçesi bulunmaktadır. En küçük ilçesi %7’lik pay ileHasankeyf, en büyük ilçesi ise %24’lük pay ile Kozluk ilçesidir. İlçelere bağlı 6 beldenin(Merkez ilçede Balpınar, Beşiri’de İkiköprü, Gercüş’te Kayapınar ve Hisar, Kozluk’taBekirhan ve Sason’da Yücebağ) yer aldığı Batman ilinde toplam 274 köy bulunmaktadır.Batman şehri, 10.5km güneyinde bulunan Dicle Nehri ile onun kolu olan, merkeze4.8km mesafede olup batısında akan Batman Çayı gibi iki önemli su havzasının birleşti-ği yerde lokalize olması sebebiyle hem jeo-politik hem de ekonomik açıdan önemli birmevkide bulunmaktadır. Son yirmi yıldır Ilısu Barajı ve HES Projesi nedeniyle bölgedegerçekleştirilen arkeolojik araştırmalar sonucunda ortaya konulan yaklaşık oniki bin yıllık geçmişi ve dünya uygarlık tarihine sunduğu, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu, Emevi, Abbasi, Eyyubi ve Osmanlı gibi ön plana çıkan çeşitli dönemlere ait yüzlerce tarihi eseriile Batman, Mezopotamya coğrafyasının Anadolu’ya uzanan önemli kavşak noktaların-dan biridir.
  • Öğe
    Batman ili kültür envanteri cilt I (Merkez -Kozluk- Sason)
    (Batman Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2017) Kozbe, Gülriz
    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Dicle Bölümü’nde bulunan Batman ili, 41’ 10” – 41’40” doğu boylamları ile 38’ 40” – 37’ 50” kuzey enlemleri arasında yer almakta olup,Dicle’nin büyük kollarından Batman Çayı’nın doğusunda, önemli petrol yataklarınasahip, 1288m yükseklikte olan Raman Dağı’nın kuzeyinde, denizden 565m yükseltide verimli bir ovanın kenarında kurulmuştur. Batı ve kuzeybatısı Diyarbakır ile kuşatılmışolan Batman’ın kuzeyinde Muş, doğusunda Bitlis ve Siirt, güneyinde ise Mardin illeri yer almaktadır.Şehir, 1937’lere kadar İluh adında küçük bir köy yerleşmesi iken, 1950’li tarihlerdensonra bölgede petrolün bulunması ile hızlı bir gelişme dönemine girmiş ve 1955 yılıgenel nüfus sayımı sonuçlarına göre 4713 nüfuslu bir bucak, 1957’de de ilçe merkezihaline getirilmiştir. Nüfus bakımından çok hızlı bir büyüme yaşayan Batman, bu seyrini1990’lara kadar devam ettirmiş ve bu nüfus artışı 16 Mayıs 1990 tarihinde Batman’ıTürkiye’nin 72. ili haline getirmiştir. Yüz ölçümü 4694km 2 olan Batman ilinin Merkez ilçe dahil olmak üzere 6 adet (Kozluk,Sason, Gercüş, Beşiri ve Hasankeyf) ilçesi bulunmaktadır. En küçük ilçesi %7’lik pay ileHasankeyf, en büyük ilçesi ise %24’lük pay ile Kozluk ilçesidir. İlçelere bağlı 6 beldenin(Merkez ilçede Balpınar, Beşiri’de İkiköprü, Gercüş’te Kayapınar ve Hisar, Kozluk’taBekirhan ve Sason’da Yücebağ) yer aldığı Batman ilinde toplam 274 köy bulunmaktadır.Batman şehri, 10.5km güneyinde bulunan Dicle Nehri ile onun kolu olan, merkeze4.8km mesafede olup batısında akan Batman Çayı gibi iki önemli su havzasının birleşti-ği yerde lokalize olması sebebiyle hem jeo-politik hem de ekonomik açıdan önemli birmevkide bulunmaktadır. Son yirmi yıldır Ilısu Barajı ve HES Projesi nedeniyle bölgedegerçekleştirilen arkeolojik araştırmalar sonucunda ortaya konulan yaklaşık oniki bin yıllık geçmişi ve dünya uygarlık tarihine sunduğu, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu, Emevi, Abbasi, Eyyubi ve Osmanlı gibi ön plana çıkan çeşitli dönemlere ait yüzlerce tarihi eseriile Batman, Mezopotamya coğrafyasının Anadolu’ya uzanan önemli kavşak noktaların-dan biridir.
  • Öğe
    Eski çağlarda Batman ve çevresi -arkeolojik veriler ışığında-
    (Eğitim Yayınevi - Bilimsel Eserler, 2020) Kozbe, Gülriz; Güngör, Akarcan
    Güneydoğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Batman, esasında 1990 yılında il merkezi statüsüne kavuşmuş genç bir şehirdir. Ancak Batman`ın içerisinde yer aldığı coğrafya, antik dönemlere kadar uzanan kadim bir medeniyetin geleneğini barındıran zengin bir coğrafyadır. Batman ve yöresi doğuyla batının kesiştiği önemli yollar üzerinde yer almasından dolayı Anadolu`ya etki etmiş tüm medeniyetlerin çekim noktasında yer almıştır. Tarihi metinlerde her ne kadar &`;Batman” adına rastlansa da bu ismin bir kent isminden ziyade Batman ve Garzan çayları arasında kalan coğrafi bir bölgeyi temsil ettiği anlaşılmaktadır. Tarihi kaynaklar Batman şehriyle ilgili doğrudan bilgiler sunmasa da günümüzde Batman ilinin birer ilçesi konumunda olan Hasankeyf, Beşiri, Gercüş, Sason ve Kozluk ilçelerinin geçmişte çok önemli birer yerleşim merkezi olduklarını göstermektedir. Bu bağlamda Geçmişten Günümüze Batman Tarih, Ekonomi, Siyaset, Kültür ismi ile ele alınan bu çalışma 14 bölümden oluşmakta ve her biri alanın uzmanları tarafından kaleme alınmış bulunmaktadır. Bu kitapta eski çağlarda, Ortaçağ`da ve Osmanlı döneminde Batman ve çevresi tahlil edilmiş, Batman`ın kentleşme ve nüfus hareketleri ile siyasal hayatı kaleme alınmıştır. On iki bin yıllık tarihi ile Batman ve kültür turizmi, ayrıca kültürel yapısı detaylandırılmıştır. Eğitimden sağlığa, bankacılık ve finans sektörüne, gelir dağılımı ile yoksulluk ilişkisine kadar birçok konu irdelenmiştir. Batman`da tarım, sanayi, enerji, spor gibi alanlar analiz edilmiş ve son tahlilde yatırım alanları ile genel anlamda Batman görünümü ortaya konulmuştur.
  • Öğe
    Sultantepe Höyüğü: tüm gizemini koruyan Assur şehri
    (Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 2020) Kozbe, Gülriz
    Assur kenti ve adını bu kentten alan krallık, MÖ 2. binyılın başlarında Kuzey Irak'ta, Dicle Nehri kıyısında kurulmuş ve MÖ 7. yüzyılın sonlarına kadar yaklaşık 1400 yıl neredeyse kesintisiz biçimde varlığını sürdürmüştür. Assur kral listeleri, bazı belirsizlikler olmakla birlikte, önce 1000 yıldan uzun süre Assur'da (Kalat Şerkat) sonrasında ise Yeni Assur Dönemi boyunca sırasıyla; Kalhu (Nimrud), Dur-Şarrukin (Horsabad) ve Ninive (Koyuncuk) gibi başkentlerde hüküm süren kralların adlarını içermektedir. Assur bu yönüyle, Önasya'da yönetim biçimini ve kurumlarını en uzun süre devam ettiren devletlerden biridir. Mezopotamya'da MÖ 4. binyılda şekillenen, Sümerlerin ve Akkadların katkısıyla gelişen devlet modeli, uzun tarihsel süreç boyunca Assurluların katkısıyla olgunlaşmıştır. Yeni Assur Krallığı'nın köklü Mezopotamya uygarlıklarından aldığı birikimle oluşturduğu bu model, krallık anlayışı ve saray planı, birimleriyle birlikte Önasya'da Assur sonrasındaki bütün krallıklar ve imparatorluklar tarafından benimsenmiş ve birçok yönüyle taklit edilmiş gözükmektedir.
  • Öğe
    Kavuşan Höyük: Assur imparatorluğu’nun taşrasında küçük ve özgün bir yerleşim
    (Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 2020) Kozbe, Gülriz
    Assur kenti ve adını bu kentten alan krallık, MÖ 2. binyılın başlarında Kuzey Irak'ta, Dicle Nehri kıyısında kurulmuş ve MÖ 7. yüzyılın sonlarına kadar yaklaşık 1400 yıl neredeyse kesintisiz biçimde varlığını sürdürmüştür. Assur kral listeleri, bazı belirsizlikler olmakla birlikte, önce 1000 yıldan uzun süre Assur'da (Kalat Şerkat) sonrasında ise Yeni Assur Dönemi boyunca sırasıyla; Kalhu (Nimrud), Dur-Şarrukin (Horsabad) ve Ninive (Koyuncuk) gibi başkentlerde hüküm süren kralların adlarını içermektedir. Assur bu yönüyle, Önasya'da yönetim biçimini ve kurumlarını en uzun süre devam ettiren devletlerden biridir. Mezopotamya'da MÖ 4. binyılda şekillenen, Sümerlerin ve Akkadların katkısıyla gelişen devlet modeli, uzun tarihsel süreç boyunca Assurluların katkısıyla olgunlaşmıştır. Yeni Assur Krallığı'nın köklü Mezopotamya uygarlıklarından aldığı birikimle oluşturduğu bu model, krallık anlayışı ve saray planı, birimleriyle birlikte Önasya'da Assur sonrasındaki bütün krallıklar ve imparatorluklar tarafından benimsenmiş ve birçok yönüyle taklit edilmiş gözükmektedir.
  • Öğe
    Eski Mezopotamya'da kadın
    (Paradigma Akademi Yayınları, 2020) Kozbe, Gülriz
    Tarih, kadın ve erkeklerin ortak eylemlerinin bütüncül bir ürünü olarak ortaya çıkıyor ve evrensel olmayı hedefliyorsa bu ortak toplumsal deneyimin en önemli paydaşı olan kadınlar geçmişin sisli fotoğraflarının neresinde duruyorlardı? Tarih metni içerisinde kadın aktivitelerini doğrudan tespit etmek oldukça güç olsa da 19. yüzyıldan itibaren dolaylı yollar kullanılarak &`;aşağıdan tarih” yöntemiyle kadın görünür hale getirilmiştir. Bu eser, toplumun yarısını oluşturan kadınların geçmişteki izlerini tespit etmeye çalışarak toplumsal tarihteki yerini teslim etmeye odaklanmıştır. Geçmişin sisli perdeleri aralandığında kadınlar, bazen eski Mezopotamya devletlerinin tapınaklarında birer rahibe ya da dolaylı yollardan ticaret yaparak hayatlarını kazanmaya çalışan edilgen tüccarlar olarak karşımıza çıkarken, bir başka metinde mesela bir Artuklu sarayında var olmaya çabalarken dikkatimizi çeker. Öte taraftan kadınlar tarihçiye bazen bir Osmanlı mahkemesindeki hak arayışında seslenirken, bir başka dönemde mesela 19. yüzyılda entelektüel birer birey olarak edebiyat dergilerinde görünür olur. Elinizdeki kitap, tarihin herhangi bir döneminde, herhangi bir coğrafyada kadınların ne işlerle uğraştıkları, sosyal hayatları ve gündelik yaşamlarının nasıl şekillendiği, sanatsal faaliyetleri ve entelektüel çevrelerinin var olup olmadığı, siyaset üzerindeki etkilerinin ne olduğu gibi sorulara verilen geniş spektrumlu cevapların yer aldığı önemli bir eserdir.
  • Öğe
    Geç Antik Çağ’da bir kırsal yerleşim : Dede Harabeleri
    (Ege Yayınları, 2019) Kozbe, Gülriz; Caner, Eyüp; Güngör, Akarcan
    MÖ 3. yüzyıl ile MS 7. yüzyıl sonuna dek yaklaşık 1000 yıl iskân görmüş olan Dede Harabeleri, bu süreç içerisinde tarımsal üretime yönelik kırsal bir yerleşim olarak varlık göstererek Hellenistik Dönem’den Geç Antik Dönem’e kadar bu kimliğini kesintisiz korumuş olmalıdır. Gerçekleştirilen kurtarma kazıları sonucunda, yerleşimde en az beş ayrı mimari tabakanın oluştuğu ve erken dönemden geç dönemlere doğru yerleşimin sınırlarının sürekli genişlediği tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak tarımsal üretime yönelmiş kırsal bir yerleşim şeklinde tanımlanmakla birlikte; Dede Harabeleri’nde yaşayanların standart bir yaşam tarzı içinde, standart tek bir iş koluyla meşgul olmadıklarını; tarımsal üretimin yanı sıra dokumacılık, hayvancılık ve maden işçiliği gibi birden fazla faaliyeti aynı anda gerçekleştirdiklerini söyleyebiliriz. Dede Harabeleri’nde “işlevsellik” her zaman ön plandadır. Yaşam tamamen üretime yönelik faaliyetler çerçevesinde şekillenmiş ve bu durum yerleşim dokusunun tamamına nüfuz etmiştir. Burada mimari, devşirme malzemenin yanı sıra doğadan elde edilen tüm malzemeler, hiçbir işleme tabi tutulmadan gelişigüzel kullanılarak şekillendirilmiştir. Gerek kullanılan seramikler; gerekse mimari sadece araç olarak görülmüş; amaç ise her zaman pratik üretim olmuştur. Türkiye’de kırsal yerleşim arkeolojisi açısından bugüne dek yapılan araştırmaların yetersiz olması nedeniyle barındırdığı kırsal nüfusun dinamik ve üretken yaşamını ortaya koyan Dede Harabeleri bu açıdan Geç Antik Çağ arkeolojisinde farklı bir yere sahip olacak eşsiz bir laboratuvar görünümündedir.
  • Öğe
    Doğanpınar Barajı/Dede Harabeleri kurtarma kazıları, 2016-2017
    (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 2019-12) Caner, Eyüp; Kozbe, Gülriz
    Doğanpınar Barajı Projesi kapsamında Ekim 2016 tarihinde başlayan Dede Harabeleri Kurtarma Kazıları, Gaziantep Müze Müdürlüğü başkanlığı* 1 ve Batman Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülriz Kozbe'nin bilimsel danışmanlığı altında bir ekip2 tarafından mali yılın devri nedeniyle verdiğimiz 1 aylık ara dışmda kesintisiz olarak Aralık 2017 tarihine dek gerçekleştirilmiştir. Dede Harabeleri yerleşimi, Gaziantep İli, Oğuzeli İlçesi'ne 13 km. uzaklıkta yer alan Tilbaşar Ovası'ndaki Belören (Mezere) Köyü'nün güneyinde yer almaktadır