Cilt 2, Sayı 1

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Münebbihat Adlı Eserin İbn Hacer El-Askalânî’ye Aidiyeti Üzerine
    (Batman Üniversitesi, 2018) Turan, Mehmet
    Bazı Medreselerde okutulan aynı zamanda imamlar ve vaizler tarafından halkı bilgilendirmede yararlanılan eserlerden biri de “Münebihatu İbn Hacer el-Askalânî” adıyla şöhret bulan eserdir. Bu eser halk arasında rağbet görmüş ve halkın teveccühüne mazhar olmuştur. İbn Hacer el-Askalânî’nin telif ettiği eserler arasında bulunmamasına rağmen kendisine nispet edilen bu eserin ona ait olup olmadığının tespit edilmesi kanaatimizce büyük önem arz etmektedir. Zira İbn Hacer el-Askalânî’ye nispetinden dolayı eserin içinde yer alan bilgilerin sahih telakki edildiği ve pek çok kimse tarafından bu nedenle husn-u kabul gördüğü bilinen bir gerçektir. Bu çalışma söz konusu eser hakkında bilgi vermekte ve eserin İbn Hacer’e nispetinin doğru olup olmadığını konu edinmektedir.
  • Öğe
    Ehl-i Sünnet ve Mu’tezile’ye göre kesb nazariyesi
    (Batman Üniversitesi, 2018) Uysal, Ekrem
    Kelam ilminde önemli bir yere sahip olan Kesb Teorisi İmam Eş’arî’nin kelama dâhil ettiği ve ilk günden bu güne kadar net olarak neyi ortaya koyduğu hakkında son noktanın konulamadığı bir nazariyedir. Zaman içerisinde birçok kelam âlimi bu konuyu ele alıp değerlendirmiştir. Halku Ef’âl-i İbâd çatısı altında ele alınan kesb teorisinde asıl tarafları Cebriyye, Mu’tezile ve Ehl-i Sünnet meydana getirmektedir. İnsanın ihtiyarî fiillerinde her bir grup farklı yaklaşımlar ortaya koysa da ızdırarî fiiller alanında aralarında herhangi bir problem görünmemektedir. Zira insanlar kendi iradeleriyle ortaya koydukları ihtiyarî fiillerinden sorumlu tutulmaktadır. İşte bu noktada ihtiyari fiillerin insan tarafından mı yoksa Allah tarafından mı yaratıldığı sorusu büyük önem arz etmektedir. Bir taraftan insanın bütün fiillerinde mecbur olduğunu, fillerin kendisine mecazen nispet edildiğini, gerçekte bunları işlemeye mecbur olduğunu ve bu fiillerin hakiki olarak Allah’a izafe edildiğini söyleyen Cebriyye; diğer taraftan insanın iyilik ve kötülükten, sevap ve ikabtan mesul tutulduğuna göre fiillerinde tamamen hür olması, fiillerin insanın tasarrufunda bulunması gerektiğini ve insanın bu fiillerin hakiki faili ve yaratıcısı olmasının vacip olduğunu aksi takdirde insanın ortaya koyduğu fiillerinden dolayı her hangi bir sorumluluğunun olmayacağını iddia eden Mu’tezile; bir başka tarafta ise Cebriyye ve Mu’tezile arasında, ifrat ve tefritten uzak duran Ehl-i Sünnet (Eş’arî-Mâturîdî) fırkası bulunmaktadır ki bunlara göre ise insan Allah’ın kendisinde var ettiği hâdis kudreti kullanarak fiillerini kesbetmekte ve yaptıklarından sorumlu tutulmakta ancak hem fiilleri hem de insandaki bu kudreti yaratanın Allah olduğu kabul edilmektedir. Kısacası insan ihtiyar sahibi bir kâsib olurken Allah da icâd ve ihtirâ’da bulunan hâlık olmaktadır.
  • Öğe
    Risâle-i Nûr açısından mümkün varlıkların ilâhî ilimdeki mâhiyetleri: Mevcûdât-ı İlmiye
    (Batman Üniversitesi, 2018) Erin, Abdulvehap
    A’yân-ı sâbite mevzusu tasavvuf düşüncesinin varlık görüşü açısından gayet derecede önemlidir. Bu çalışma ile bütünlüklü bir varlık görüşüne sahip olan Risâle-i Nûr’da, vahdet-i vücûd anlayışında bir varlık mertebesi olarak kabul edilen a’yân-ı sâbite gibi bir mertebe fikri olup olmadığı, varsa bu mertebenin söz konusu risalelerde nasıl ifade edilip tanımlandığı ve bu eserlerde ortaya konulan ilâhî tecelli sistematiğindeki yer ve işlevinin ne olduğu şeklindeki husûslar tespit edilmeye çalışılmıştır. Giriş bölümünde konu ile ilgili vahdet-i vücûd düşüncesinden bir özet sunulmuş daha sonra yukarıda ifade edilen hususlar etrafında Risâle-i Nûr’daki bilgiler derlenmek sûretiyle değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Vahdet-i vücûd düşüncesi muvâcehesinde Risâle-i Nûr’daki varlık mertebeler
    (2018) Erin, Abdulvehap
    Bu çalışmamızda Risâle-i Nûr’un değişik bölümlerinde serpiştirilmiş bir şekilde işlenen varlık mertebeleri için vahdet-i vücûd geleneğinde yapılan tertîbler içerisinde en uygun olduğunu tespit ettiğimiz yedili tertîbi esas aldık. Önce her mertebe için vahdet-i vücûd literatüründen öz bilgiler verdik. Ardından ilgili mertebe için Risâle-i Nûr’da tespit ettiğimiz bilgileri derledik. Böylelikle ilâhî tecellînin Risâle-i Nûr’da vahdet-i vücûd geleneğinde olduğu gibi belli düzeylerde ve sistematik olarak ele alınıp alınmadığı, alındıysa bu tecellî/varlık mertebelerinin neler olduğu şeklindeki temel husûsları genel bir çerçevede açıklığa kavuşturmayı amaçladık.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin sabır değeri ile ilgili algılarının resim yoluyla değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi, 2018) Okçu, Davut; Pilatin, Ubeydullah
    İnsanların hayatını etkileyen en önemli değerlerden biri olan ve insan davranış ve tutumlarını yönlendiren sabır; üzücü ve sıkıntılı durumlarda dayanma, hayattaki güçlük ve problemlerle baş edebilme ve hayatı sürdürebilme yeteneğidir. Bu değer İslam dininde, Anadolu kültür ve geleneğinde ve Milli Eğitim Programlarında yer edinmiştir. Değerlerin edinilme düzeyini ölçmek amacıyla yapılan bu araştırmada; öğrencilerin sabır değerini, resimlerle ifade etmesi istenmiştir. Resimlerin betimlenmesi ve analizi sonucunda ortaya 21 kategori çıkmıştır. Bu kategoriler incelendiğinde görülmüştür ki, öğrencilerin sabır algısını etkileyen en önemli faktörler; gerçek yaşam olayları, okul ortamı, kişiler arası ilişkiler, duyguların kontrolü ve dini olgulardır. Ortaya çıkan bu duruma göre öğrencilere sabır değerinin kazandırılmasında gerçek yaşam olaylarının, günlük hayatta karşılaşılan durumların, duyguların kontrolü ve kişiler arası ilişkilerin, dini olgular ve okul ortamının öğrencilerin değer algısını anlamlı bir şekilde etkilediği görülmüştür.