Bilgi İşlem Daire Başkanlığı, Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Siber güvenlikte XSS web saldırılarının yapay zekâ zemininde analiz edilmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-08-28) Tanyeri, Fürkan; Ertuğrul, Ömer Faruk
    Bilgi ve teknoloji günümüz çağında insan hayatının vazgeçilmez bir parçası konumuna ulaşmıştır. İnsanlar bilgiye daha hızlı ve kolay ulaşabilmek için en çok interneti kullanmaktadır. İnternet insanların en fazla bilgilerin temin edildiği Web sitelerine ulaşmak için en önemli araçlardan biridir. Ancak Web sitelerinin bu kadar sıklık ile kullanımı kötü niyetli insanların dikkatini arttırmış ve Web güvenliği kavramı oluşmuştur. Bu Web güvenliği kavramı ise zaman içinde gelişerek ya da geliştirilerek yerini Siber güvenliği kavramına bırakmıştır. Siber güvenlik, bilgisayarları, ağları, yazılım uygulamaları, her türlü bilişim ile ilgili sistemleri ve bu sistemlerin verilerini kötü amaçlı saldırılardan korumayı amaçlayan bir yapı olması ile bilinmektedir. Gelişen teknoloji ve bu teknolojinin meydana getirdiği sürekli ileri düzeyde yenilenme ve gelişme durumu siber güvenlik sisteminin de sürekli ileri düzeyde kendini koruma amacıyla yenileme durumunu ortaya çıkarmıştır. Bu yenileme durumuna karşın siber güvenlik sistemine kötü niyetli olarak erişebilme isteği sonucu siber saldırı türleri meydana gelmiştir. Siber güvenlik konusunda sıklıkla karşılaşılan siber saldırı türleri Oltalama Saldırıları, Servis Dışı Bırakma Saldırıları (DoS/DDoS), Parola Saldırıları, Man-in-the-middle (MITM) Atak Saldırıları, Cross-Site Scripting (XSS) Saldırıları şeklinde sıralamak mümkündür. Cross-Site Scripting (XSS) Saldırıları, korunmasız bir web uygulamasının bir modülü olarak kötü amaçlı kod çalıştırmayı hedefler. XSS Saldırılarının birçok siber saldırı türlerinden farkı direk uygulamayı değil, kullanıcıyı hedeflemesidir. Teknolojinin hızlı gelişmesi, siber saldırıların artması gibi durumlar insanların daha güvenli, daha kolay verilerine ulaşabilmesi ve bilgilerden daha kesin sonuçlar alabilme isteğini arttırmıştır. Bu istek, insani zekâya sahip cihaz ve yazılım geliştiren bilgisayar bilimlerinin bir parçası olan Yapay Zekâ Teknolojisinin daha sık ve daha verimli şekilde kullanımını artmıştır. Bu çalışmamızda, Siber güvenlik sisteminde kullanılan siber güvenlik saldırı türlerinden biri olan Cross-Site Scripting (XSS) saldırılarının yapay zekâ zemininde analiz edilmesi ve analiz edilen verilerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Akıllı saldırı tespit sistemleri
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-02-17) Toprak, Hanifi; Kardaş, Süleyman
    Bilgi ve İletişim Teknolojileri hayatımızın her alanını içine alan insanların hatta tüm canlıların ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bunun hayatımıza artarak dokunması beklenmektedir. Teknolojinin bu kadar hayatımızla iç içe geçmesi nedeni ile bunu kendi amaçları doğrultusunda kullanmak isteyenlerin ortaya çıkması da beklenendir. Teknolojinin birçok faydası bulunmaktadır. Fakat güvenlik açısından gerekli hassasiyet gösterilmemesi durumunda ise istenilmeyen sonuçlar da doğabilmektedir. Saldırganlar özellikle toplumu en çok etkileyen alanlardan olan Bankacılık, Enerji, Ulaşım gibi sistemlere sızmaya ya da kullanılmaz hale getirmeye çalışırlar. Saldırgan için motivasyon kaynağı bazen para, bazen de şan-şöhret olabilmektedir. Teknolojinin olduğu her yerde bir güvenlik problemi olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bundan dolayı kurumlar kendi siber olaylara müdahale ekiplerini (SOME) oluştururken topyekûn siber savaşlar için ülke çapında USOM kurulmuştur. Siber saldırı, siber suçluların bir veya daha fazla cihazı tek veya birden fazla cihaza ya da ağa karşı kullanarak başlattığı bir saldırıdır. Siber saldırı ile saldırgan, sistemleri devre dışı bırakabilir, sistemlerden veri çalabilir ya da verilerde değişiklik yapabilir. Siber saldırganlar hedef sistem (ler)e erişmek için türlü teknik ve sosyal mühendislik yollarına başvurur. Saldırı Tespit Sistemleri (Intrusion Detection Systems), olası saldırıları tespit etmekte kullanılan güvenlik bileşenlerinden biridir. STS, yapılan atakları genel olarak 3 farklı şekilde tespit etmeye çalışır. İmza Tabanlı STS: Bu saldırı tespit sisteminde, ağda oluşabilecek bir anormallik mevcut kötü yazılım veri tabanıyla karşılaştırma yapılarak tespit edilir. Anomali Tabanlı STS: Bu saldırı tespit sisteminde, kullanıcı profilleri oluşturulmaktadır. Bu profillerin dışına çıkılması durumunda sistem, yapılan işlemi saldırı olarak yorumlanmaktadır. Protokol Analizi STS: Protokol aktiviteleri profilleri çıkarılır. Şüpheli bir aktivite ile karşılaşıldığında mevcut profillerle karşılaştırılır. Karşılaştırma sonucunda saldırı olup olmadığına karar verilir. KDD’99: KDD’99 saldırı tespit sistemleri için model dizayn etmede kullanılan bir veri setidir. Bu veri seti 42 sütün ve 4.940.200 adet satırdan oluşmaktadır. Veri setinde bulunan saldırılar 4 ana kategoride tanımlanabilir: DoS: Denial-of-service, ağda bulunan bir sistem ya da cihazın sistem kaynaklarını tüketerek gerçek kullanıcılara hizmet veremeyecek duruma getirmesidir. Bu saldırı yöntemine syn flood saldırısı örnek olarak verilebilir. R2L: Bir sisteme erişim izni olmadan bağlanmaya çalışma saldırılarıdır. Bu saldırı yöntemine guessing password aldırısı örnek olarak verilebilir. U2R: Normal kullanıcı yetkisine sahip bir hesabın admin ya da root kullanıcı haklarını elde etme amaçlı yapılan saldırı türüdür. Bu saldırı yöntemine buffer overflow aldırısı örnek olarak verilebilir. Probing: Bu saldırıda saldırgan, hedef cihaz hakkında bilgi toplamaktadır. Bu bilgi; açık olan portlar, geçerli ip adresleri, üzerinde çalışan servisler, kurulu olan işletim sistemi olabilmektedir. Port scanning probing saldırılarına örnek verilebilir. Bu tezde, saldırı tespit sistemlerinde kullanılan KDD’99 veri setinde bulunan saldırılar kategorize edilerek, saldırı istatistikleri ve bu saldırılar hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca denetimli öğrenme modellemelerinden olan Yapay Sinir Ağları (YSA) ve Karar Ağaç algoritmaları kullanılarak yapılabilecek bir saldırıyı gerçek zamanlı ve yüksek başarımlı tespit edecek sistem modellemeleri yapılmıştır.
  • Öğe
    Jüt ve keten fiber takviyeli kompozitlerin frezelenme performansının belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-08-07) Alp, Mehmet Suat; Çelik, Yahya Hışman
    Ekolojik faydaları yanı sıra yüksek mekanik özelliklere düşük ağırlıkları ile ulaşmaları nedeniyle doğal fiber takviyeli kompozit malzemelerin kullanım alanları her geçen gün artmaktadır. Doğal fiber takviyeli kompozitler; üretimleri sonrası, kullanım alanlarına göre frezeleme, delme ve tornalama gibi ikincil bir işleme tabi tutulmaları gerekmektedir. Bu çalışmada, doğal fiberlerden elde edilen Jüt Fiber Takviyeli Plastik (JFTP) ve Keten Fiber Takviyeli Plastik (KFTP) kompozitlerin frezeleme performansının belirlenmesi amaçlanmıştır. Frezeleme deneyleri için kesici takım olarak yüksek hız çeliği (HSS), TiN kaplı HSS ve sert karbür (WC) parmak freze çakıları kullanılmıştır. Deneyler; 2500, 5000 ve 7500 dev/dak dönme devirlerinde, 0,01; 0,015 ve 0,02 mm/dev ilerleme değerlerinde gerçekleştirilmiştir. Dönme devri, ilerleme, kesici takım ve kompozit malzeme cinsinin kesme kuvveti, titreşim, deformasyon faktörü ve yüzey pürüzlülüğü üzerine etkileri araştırılmıştır. Yapılan deneyler sonucunda; dönme devrinin artmasıyla titreşim ve deformasyon faktörünün arttığı, kesme kuvveti ve yüzey pürüzlülük değerinin azaldığı görülmüştür. İlerlemenin artmasıyla da kesme kuvveti, titreşim, deformasyon faktörü ve yüzey pürüzlülük değerinin arttığı gözlemlenmiştir. Kesme kuvveti, deformasyon faktörü ve yüzey pürüzlülük değerleri için en uygun değerler WC parmak freze çakılarının kullanıldığı deneylerde elde edilmiştir. Bunu, TiN kaplı HSS ve HSS parmak freze çakıları takip etmiştir. Titreşim değerlerinde ise en düşük değerler HSS, en yüksek ise WC parmak freze çakılarından elde edilmiştir. KFTP kompozitlerde oluşan deformasyon faktörleri ve yüzey pürüzlülük değerleri JFTP kompozitlerinkinden daha yüksek hesaplanmıştır. Ancak KFTP kompozitlerin frezelenmesinde elde edilen kesme kuvvetleri JFTP kompozitlerinkinden daha düşük olmuştur. JFTP ve KFTP kompozitlerdeki titreşim değerleri ise bir birine oldukça yakın olarak ölçülmüştür.
  • Öğe
    Arap Baharının Türkiye-Suriye ilişkilerine etkileri
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-17) Besen, Yaşar; Cihangir, Murat
    Ortadoğu bölgesi tarih boyunca içinde bulundurduğu devletler ile barındırdığı toplumlar açısından, krizlerin ve çatışmaların neredeyse son bulmadığı, etkilerinin sonraki dönemlere yansıdığı ve ilişkilerin bunun üzerine kurgulanıp özellikle de devlet politikalarının bu zeminde belirlendiği bir coğrafya olmuştur. Yakın zaman olarak adlandırabileceğimiz I. Dünya Savaşı ve sonrasında ki gelişmeler bu tarihi mirasın devredildiği bir dönem olarak kendini göstermiştir. Ortadoğu coğrafyası; devletler nezdinde taşların yerine oturtulamadığı bu yeni dönemle, iki kutuplu dünya düzeninin bölgedeki yansımasını ve devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerindeki etkilerini günümüze taşımış oldu. Soğuk Savaşın sona ermesiyle beraber Yeni Dünya Düzeni veya Küreselleşme olarak da adlandırılan içinde bulunduğumuz bu dönemle birlikte ülkeler, birbirleri ile olan mücadelelerini yine geçmişteki birikimleri doğrultusunda çoğu kez çekişme bazı zamanlar ise çatışma hali ile geçirmişlerdir. Bu bakımdan Arap Baharı, devletlere ve halklara sirayet eden tarihi mirasın bu dönemdeki yansıması olarak görünebilmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, Arap Baharının Türkiye-Suriye ilişkilerine etkilerini analiz etmektir.
  • Öğe
    Bir grup erken tunç çağı kırmızı astarlı ve yalın basit seramiklerin arkeometrik incelemesi: Tilbaşar, Gaziantep
    (Batman Üniversitesi, 2019-02-22) Tanyeri, Fürkan; Bayazit, Murat
    Bu tez çalışmasında Gaziantep ili Oğuzeli ilçesinin, 12 km güneydoğusunda yer alan ve 2015 yılından bu yana Gaziantep Müze Müdürlüğü Başkanlığı’nda ve Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Elif GENÇ’in sorumluluğunda yürütülen Tilbaşar Höyük kazısında bulunan Erken Tunç Çağı’na ait kırmızı astarlı ve yalın basit seramiklerden oluşan toplamda 24 adet temsili seramik numunesinin arkeometrik incelemesi yapılmıştır. Bu doğrultuda, numunelerin karakterizasyonunda XRD (X-ışını difraksiyon), petrografi (optik mikroskop), SEM/EDX (taramalı elektron mikroskopi/enerji saçınımlı X-ışını spektroskopisi), FTIR (Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi) ve TG-DTA (Termogravimetri-Diferansiyel termal analiz) yöntemleri kullanılarak örneklerin üretim özelliklerinin (hammadde, pişirim şartları vb.) belirlenmesi amaçlanmıştır. Kullanılan analiz yöntemleri ile elde edilen sonuçlar ışığında seramiklerin kimyasal ve mineral/faz içerikleri belirlenmiş ve pişirim özellikleri (maksimum sıcaklık aralığı, atmosfer, pişirim tekniği vb.) hakkında öngörülerde bulunulmuştur. Buna göre, her iki seramik grubunun da kalkerli hammaddeler kullanılarak üretildiği ve bölgenin jeolojik formasyonu dikkate alındığında bu seramiklerin büyük olasılıkla yerel üretime ait olduğu öngörülmüştür. Seramiklerin mineral/faz içeriklerine bakıldığında kırmızı astarlı seramiklerin genel olarak düşük sıcaklıkta (700-800 oC), yalın basit seramiklerin ise çoğunlukla daha yüksek sıcaklıklarda (800-900 oC) pişirildikleri saptanmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan FTIR ve TG-DTA analizleri seramiklerin mineral içeriklerini teyit edici nitelikte sonuçlar vererek başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Mikro yapısal açıdan bakıldığında kırmızı astarlı seramiklerde çoğunlukla vitrifikasyon belirtisine rastlanmazken, yalın basit seramiklerin bazı örneklerinde bölgesel vitrifikasyon davranışının olduğu gözlemlenmiştir. Çalışmada elde edilen veriler iki seramik grubu arasında üretim teknolojisi bakımından farklılıklar olduğuna işaret etmiştir.