Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Memlûk Sultanlarının gölgesi altında Hilâfet kurumu
    (Gaziantep Üniversitesi, 2011-04) Ağır, Abdullah Mesut
    İlhanlıların 1258 yılında Bağdat‟ı ele geçirip Abbâsî Devletini ortadan kaldırmalarından sonra Türk-İslâm âlemi için büyük önem taşıyan hilâfet makamı üç yıl boyunca tarih sahnesinde görünmeyecekti. Memlûkların Moğollara karşı 1260‟da kazandıkları siyasî zafer Müslümanları büyük bir sevince boğarken, Sultan Baybars‟ın 1261 yılında hilâfeti Kahire‟de yeniden ihdâs etmesi, onların İslâm âlemi üzerindeki saygınlıklarının artmasını sağladı. Fakat Kahire‟de ihdâs edilen halifelik, Bağdat Abbâsî halifeliğinden büyük farklılıklar arz ediyordu. Sultanların gölgesi altında kalmış, hiçbir siyasî yetkisi ve otoritesi bulunmayan, topraksız ve sadece kendisine az bir miktar maaş bağlanan halifeler, birkaç istisna dışında, bu durumlarını Memlûkların sonu olan 1517 senesine kadar sürdüreceklerdi.
  • Öğe
    Abbâsî Dönemi önemli Türk komutanlarından Boğa es Sağîr
    (Journal of Turkish Studies, 2012-01) Ağır, Abdullah Mesut; Şen, Mehmet Emin
    Abbâsîler döneminin 232-334/847-945 yılları arası, Türklerin askerî gücü elinde bulundurdukları ve askerî komuta görevlerinde başarılı oldukları bir dönem olmasından dolayı “Türk Nüfuzu” dönemi olarak adlandırılmıştır. Emevilerden sonra iktidara gelen ve seleflerinin takip etmiş olduğu mevali politikasından uzak duran Abbâsilerin bu siyaseti özellikle Türklerin tarih sahnesinde kendilerini göstermelerine imkân tanımıştı. Bu sayede İslâm âlemi kabiliyetleri ve cesaretleri ile maiyetleri altında bulundukları efendilerine, mensubu bulundukları dinlerine ve bağlı oldukları topraklarına hizmet edecek çok değerli Türk komutanların ortaya çıkışına tanıklık etmiştir. Bu komutanların özellikle Abbâsîlerin zayıf oldukları dönemlerde devleti uğraştıracak kadar nüfuz sahibi olmaları ve hatta bunlardan bazılarının kendi müstakil devletlerini kurmaları dikkate şayandır. Afşin, Boğa el-Kebîr, Boğa es-Sagîr, Vasîf, Eşnas, İnak et-Türk gibi kendilerinden epeyce söz ettirmiş beyler gibi, bu dönemin en önemli komutanlarından birisi de şüphesiz Boğa es-Sağîr idi. Es-Sağîr et-Türkî, eş-Şerâbî lakaplarıyla bilinen Boğa’nın Türk olduğu hususunda dönemin ana kaynakları ittifak halindedir. Makaleye konu olan komutan, bir diğer önemli bey olan Boğa el-Kebîr’in küçük kardeşi olduğundan dolayı Araplarca diğer Boğa’dan ayırt etmek için es-Sağîr lakabıyla ifade edilmiştir. Türkçe bir sözcük olan Boğa’nın değişik Türk lehçelerinde “buka”, “buga” gibi farklı yazımlarına tesadüf edilmektedir. Bu makalede Boğa es-Sağîr adlı Türk komutanın yapmış olduğu faaliyetler ele alınacaktır.