3 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Öğe Memlûk Sultanlarının gölgesi altında Hilâfet kurumu(Gaziantep Üniversitesi, 2011-04) Ağır, Abdullah Mesutİlhanlıların 1258 yılında Bağdat‟ı ele geçirip Abbâsî Devletini ortadan kaldırmalarından sonra Türk-İslâm âlemi için büyük önem taşıyan hilâfet makamı üç yıl boyunca tarih sahnesinde görünmeyecekti. Memlûkların Moğollara karşı 1260‟da kazandıkları siyasî zafer Müslümanları büyük bir sevince boğarken, Sultan Baybars‟ın 1261 yılında hilâfeti Kahire‟de yeniden ihdâs etmesi, onların İslâm âlemi üzerindeki saygınlıklarının artmasını sağladı. Fakat Kahire‟de ihdâs edilen halifelik, Bağdat Abbâsî halifeliğinden büyük farklılıklar arz ediyordu. Sultanların gölgesi altında kalmış, hiçbir siyasî yetkisi ve otoritesi bulunmayan, topraksız ve sadece kendisine az bir miktar maaş bağlanan halifeler, birkaç istisna dışında, bu durumlarını Memlûkların sonu olan 1517 senesine kadar sürdüreceklerdi.Öğe Memlük Devleti'nin Doğu Akdeniz'deki önemli siyasi faaliyetleri(Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, 2013-03) Ağır, Abdullah Mesut; Solak, KemalKızıl Deniz ve Akdeniz’e komşu olan Memlûk Devleti aynı zamanda Uzak Doğu ile Avrupa arasında uzanan ticaret güzergâhı üzerinde kilit konumda bulunmaktaydı. Sahip oldukları bu konum, Memlûkler için bir yandan avantajken öte yandan değişik siyasi güçlerin hedefi olabilmesi sonucunu da doğuruyordu. Bu yüzden Memlûkler, karada ve denizde sağlam durmak durumundaydılar. 1250 ila 1517 arasında Mısır ve Suriye başta olmak üzere varlık gösteren Memlûkler için Doğu Akdeniz, Anadolu’daki güçler ve Avrupalılarla kurulan siyasi ve ticari münasebetlerin mühim bir havzasıdır. Memlûklerin Doğu Akdeniz politikasının, ülke topraklarını genişletmekten çok, bu toprakların müdaafası amacına münhasır olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum 15. asırda değişiklik gösterir. Bu yüzyılda Alâiye’nin satın alınması, Kıbrıs ve Rodos Seferleri, Memlûkler için önceki asırların tersine Doğu Akdeniz’de muharip olunan yıllardır. Bununla beraber söz konusu muharip tavır, aynı asrın sonlarından devletin yıkılışına kadar yine etkisini yitirir. Makalemizde bu çerçevede, Memlûklerin Doğu Akdeniz politikası; Haçlılar, Anadolu Beylikleri, Kıbrıs ve Avrupalılar ile münasebetleri ele alınacaktır.Öğe Memlûk Sultanı El-Melik Ez-Zâhir Seyfed-Dîn Çakmak döneminde Memlûk-Dulkadir münasebetleri (1438-1453)(Kahramanmaraş Belediyesi Kültür ve Sosyal işler Müdürlüğü, 2012-06) Ağır, Abdullah MesutÇerkezler dönemi sultanlarından olan Çakmak, 1438-1453 yılları arasında Memlûk tahtında bulunmuş, on beş senelik hükümranlığı müddetince Hospitalier Şövalyeleri, Venedik, Ceneviz, Nubya gibi Hıristiyan devletlerin yanında Osmanlı, Timur, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Ramazanoğulları, Karamanoğulları ve Dulkadiroğulları gibi Türk-Đslâm devletleri ve beylikleriyle siyasi ve diplomatik ilişkiler geliştirmiştir. Özellikle Çakmak, Osmanlı, Timur ve Dulkadir hanedanından kız almak suretiyle bu devletlerle ve beyliklerle akrabalık ilişkisi kurmuş ve devletin dış siyasi politikasını barışçıl temeller üzerine oturtabilmişti