6 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Öğe Bir grup gümüş Tarsos sikkesinin nümismatik ve arkeometrik açıdan değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2015-05-01) Aydın, Mahmut; Devecioğlu, ÜlküYurtdışına kaçak yollarla eser kaçırılması yıllardır engellenmeye çalışılan bir durumdur. 1999 yılında Türkiye’den İsviçre’ye gönderilirken Zürih Havalimanı’nda yakalanan bir grup sikke de şans eseri yakalanmış ve ülkemize geri verilmiştir. Burada, bu grup içinde bulunan ve Zürih Havalimanı’nda yakalanan ve bir define olduğu düşünülen 23 âdet gümüş Kilikia-Tarsos kent sikkesi çalışılmıştır. Tarsos, Roma egemenliği altında gümüş sikke basma ayrıcalığına sahip kentlerden biridir. İmparator Augustus’tan İmparator Macrinus’a kadar gümüş sikke basan kent, Traianus zamanında burada 4 örneğini göreceğimiz tetradrahmi, Hadrianus zamanında ise ağırlıklı olarak tridrahmi biriminde gümüş sikke basmıştır. Her iki imparatorun adına gümüş sikke basan diğer Anadolu kentlerinde de görülen unvan ve ikonografik özellikleri burada yayımlanan 23 adet sikkede de görmek mümkündür. Bu çalışmada incelenen Tarsos kent sikkeleri tahribatsız enerji dağılımlı X-ışını floresans spektrometresi (ED-XRF) ile analizleri yapılarak kimyasal kompozisyonu belirlenmiş ve analiz sonuçları aynı dönemin Roma darplarıyla karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonucunda Tarsos gümüş sikkelerinin Roma darplarıyla benzer oranlarda gümüş içerdiği anlaşılmıştır.Öğe Ege tipi bir ustura ve üzerindeki tekstil kalıntılarının arkeolojik ve arkeometrik analizleri yoluyla Miken saray organizasyonundaki tunç ve tekstil endüstrileri üzerine bir değerlendirme(Mersin Üniversitesi, 2019-07-25) Gür, Barış; Aydın, MahmutBu çalışmada Kemal Uğurbil’in özel koleksiyonunda bulunan Ege tipi metal ustura ve üzerinde bulunan tekstil kalıntılarından yola çıkarak Ege bölgesi geç tunç çağı tekstil ve tunç endüstrisi incelenmiştir. Ustura üzerinde bulunan tekstil ve yapımında kullanılan metal tipinden yola çıkarak Miken ekonomisinin iki farklı endüstrisi hakkında değerlendirme yapılmıştır. Miken usturası taşınabilir enerji dağılımlı X ışını floresans spektroskopisi (P-EDXRF) ve taramalı elektron mikroskobu (SEM-EDS) kullanılarak arkeometrik analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçları %90 bakır (Cu) ve %10 kalay alaşımı kullanılarak tunçtan yapıldığını ortaya koymuştur. Bunun yanısıra SEM sonuçları usturayı saran tekstili görünür kılarak keten olduğunu kanıtlamıştır. Dünyanın en eski tekstillerinden biri olan ketenin Mikenlerdeki varlığı tabletlerden bilinmektedir.Öğe Ankara’da erken Bizans dönemi mezar alanı kazısı(Selçuk Üniversitesi, 2016-06-20) Aydın, Mahmut; Zoroğlu, CandemirRoma Dönemi’nde Galatia Eyaleti’nin başkentliğini yapan Ankyra kentinin anıtsal yapıları ve diğer çarpıcı kalıntıları ile olası nekropol alanları genellikle Ankara’nın Erken Cumhuriyet Dönemi imar faaliyetleri sırasında gerçekleşen hafriyat çalışmaları ile açığa çıkarılmıştır. Ankara Celal Bayar Bulvarı üzerindeki Gazi Üniversitesi Sıhhiye Kampüsünde inşa edilen Mühendislik ve Mimarlık Fakültesindeki yapılaşma faaliyetleri sırasında ortaya çıkarılan Maltepe Erken Bizans Dönemi Mezar Alanı olasılıkla Ankyra kentinin daha önce bir bölümü tespit edilen güney nekropolü’nün devamı niteliğindedir. Gerçekleştirilen kurtarma kazısı sonucunda bu alanda tahrip edilmiş olası bir kilisenin küçük bir kısmı ve kilise cemaatine ait olması muhtemel beşik tonozlu bir mezar yapısı ortaya çıkarılmıştır.Öğe Şanlıurfa-Hacı Yadigâr Camii restorasyon amaçlı yapı malzemelerinin arkeometrik özelliklerinin incelenmesi(Türkiye Bilimler Akademisi, 2019-06-15) Aydın, Mahmut; Tetiker, Sema; Tanrıkulu, HüseyinHacı Yadigar Camii Şanlıurfa il merkezi’nde bulunmakta ve ilin en eski camilerinden biridir. Hacı Yadigar Camii, iç kapısı üzerindeki kitabedeki açıklamalarda yapının 1155 (hicri 550) ve 1514 (hicri 920) yıllarında restorasyonu yapıldı yazmaktadır. Şair Sabır tarafından yazılan kitabede ise son restorasyon tarihi 1871 (hicri 1288) olarak verilmiştir. Hacı Yadigar Camisi’nin 2018 tarihinde yapılması planlanan restorasyon projesinin hazırlanması aşamasında yapı malzemelerinin arkeometrik özelliklerinin tanımlanması amacıyla tahribatsız ve tahribatlı yöntemlerle analizler yapılmıştır. Yapıdan örnekler alınmış olup, bu örnekler üzerinde optik petrografi (polarizan mikroskop), X-ışınları difraksiyonu (XRD) ve jeokimyasal analizler (X-ışınları flöresans-XRF) yapılmıştır. Bu kapsamda caminin farklı bölümlerindeki yapı malzemelerini temsil eden 12 adet harç ve taş malzeme örnekleri toplanmıştır. Optik petrografik incelemelere göre kireçtaşları bütünüyle kalsit minerallerinden az miktarda ise kuvars, feldispat, kil, opak mineral, fosil kavkısı ve maserallerle temsil edilmektedir. XRD-Tüm kayaç (XRD-TK) inceleme sonuçlarına göre örneklerde kalsit, jips, kuvars, feldispat ve kil mineralleri saptanmıştır. Kireçtaşı olarak tanımlanmış olan yapı duvarları kalsit+jips bileşimi gösterirken, harç örneklerinde kalsit+kuvars±feldispat bileşenleri bulunmuştur. P-XRF sonuçlarına göre major elementler (Mg, Al, Si, K, Ca, Fe) ve metal olmayan (S) elementler tespit edilmiştir. Arkeometrik özelikleri belirlenen harç malzemelerinde restorasyonda 5-7% oranında tuğla kırığı ve/veya kum içeren kireç harçlarının, yapıtaşlarında ise uygun maseral (fusinit) içeren ilksel yapıtaşına uygun jeolojik formasyonun saptanarak bu yapıtaşlarının kullanılması önerilmektedir.Öğe Fighting against illicit traffic and forgeries of metal objects: The situation in Turkey(MCSER Publishing, 2016-03-08) Aydın, MahmutProtection of collection items belonging to museum or private collectors against fakes, forgeries and illicit traffic of cultural heritage is mostly done by archaeologists using visual inspection. Because of advanced technologies used in imitations of 20- 21st century made the task of archaeologists more difficult resulting in increased need for the employment of scientific techniques. In this respect, we need archaeometry laboratories that are fully armed with sophisticated archaeometric tools and technical knowledge. Moreover, there is also an obvious need for detailed legislation and relevant laws to be amended for fight against forgery and illicit traffic of the cultural objects at national and international level. Turkey is rich in historical monuments, antiques and ruins resulting in abundant museums and ancient objects. Being a geographical bridge between the western and the eastern world, she is also a bridge for international illicit, cultural heritage traffic and forgers. On the other hand, it is not able to build enough necessary archaeometrical infrastructures to support archaeological ones for determining authenticity and preventing misconduct regarding cultural heritage objects for museums, customs houses and so on. This study will discuss novel archaeometric techniques on authenticity determination of metal artefacts and preventing replacement of them with fake objects. Beside this, usage of non-destructive archaeometric techniques will be discussed for fighting with illicit traffic of cultural heritage, proving ownership and returning of objects. Moreover the application of methodology is explained on an international illicit traffic and forgery example of Golden Winged Sea Horse that was solved by the author.Öğe Using technology against theft and forgery of cultural heritage goods(MCSER-Mediterranean Center of Social and Educational Research, 2014-09-01) Aydın, MahmutThe aim of this study is to evaluate problems of museums and collectors that buy cultural heritage objects from individuals without asking a certificate of authenticity. Keeping collection of museums authentic is going to be more difficult because of developed replication technologies used by forgers who want to sell fake objects to museums and collectors. Moreover because of ill intended museum personnel who want to replace authentic objects with fake. In order to overcome such problems, it is necessary to get chemical composition of cultural heritage objects. Cultural heritage objects are sensitive and unique so the technique that is going to be used in analysis of such objects must be non-invasive. Portable Energy Dispersive X-Ray Florescence (P-EDXRF) lets scientists analyze cultural heritage in a non-destructive way. Determination of chemical composition of objects in quite short times such as 30 seconds per analysis) and seeing qualitative and quantitative results simultaneously is possible. Results of P-EDXRF can be used in determination of authenticity, provenance studies, getting information about production technology of analyzed objects and for restoration purposes. Moreover, P-EDXRF lets scientist make multiple analyzes, especially from big objects as it is non-invasive, fast and cheap. Besides, due to spectrometers being as light as 2 kg, it is portable and enables in situ analyses in museums or wherever objects are being kept. Characterization of cultural objects let museums keep chemical composition of objects in the inventory books. Chemical composition of object would act as the fingerprint of the objects. Therefore P-EDXRF results can be used to determine if an authentic object in the collection was changed with a fake one or not. These can be done by comparing new chemical composition of suspected existing cultural heritage objects and chemical composition that record in inventory book. Moreover in case of a museum robbery, recorded analysis results of stolen objects can be used to prove authenticity of recovered items. Majority of the time, after museum robberies fakes of stolen objects are made by forgers and are tried to be sold to collectors or museums. PEDXRF also used for restoration with the aim of detecting the chemical composition of the artifact. In authenticity studies SEMEDX also is widely used to determine chemical composition and matrix morphology of the objects.