1 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Öğe İn vitro ve in vivo şartlarda yetiştirilen bıttım (pistacia khinjuk stocks.) türünün etanol ekstrelerinin sitotoksik ve antihipertansif etkilerinin belirlenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-01-03) Batıbay, Hayri; Ayaz Tilkat, EmineBu tez kapsamında, tıbbi ve ekonomik öneme sahip değerli sekonder metabolitleri içeren Pistacia khinjuk Stocks. (Bıttım) bitkisinin in vivo erkek ve dişi genotipleri ile in vitro sürgün kültürlerinden elde edilen kök, gövde ve yaprak kısımlarından hazırlanan ekstrelerin karşılaştırmalı olarak sitotoksik, antihipertansif aktiviteleri ile kolinesteraz, üreaz, tirozinaz ve elastaz gibi enzim inhibisyonu aktiviteleri çalışılmıştır. Bu bağlamda öncelikle in vitro sürgün kültürleri, bıttım ağacına ait olgun tohumların herhangi bir bitki büyüme düzenleyicisi içermeyen MS besi ortamında çimlendirilmesi ile başlatılmış ve elde edilen jüvenil sürgünler 1 mg/L 6-Benzylaminopürin (BAP) destekli MS besi ortamında prolifere edilerek stok kültürler elde edilmiştir. İn vitro sürgünler ile in vivo erkek ve dişi genotiplere ait kök, gövde ve yapraklar oda sıcaklığında kurutularak biyolojik aktivite çalışmalarında kullanılmıştır. Sitotoksik aktivite bakımından çalışılan tüm örneklerin MCF-7 ve HT-29 hücre serilerine karşı sitotoksik etki gösterdikleri tespit edilmiştir. Bütirilkolinesteraz enzim inhibisyonuna örneklerin aktif, ancak asetilkolinesteraz enzim inhibisyonu göstermedikleri belirlenmiştir. İn vitro örneklere ait hiç bir ekstrede antiüreaz aktivitesinin gözlenmediği ayrıca in vivo örneklerin in vitro örneklere nazaran daha yüksek üreaz ve tirozinaz enzim inhibisyon aktivitesine sahip oldukları, antielastaz aktivite bakımından ise sadece in vitro yaprak ekstreleri dışındaki tüm ekstrelerin aktif sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Yine in vivo örneklerin daha yüksek antihipertansif aktivite gösterdikleri tespit edilmiştir. Genel anlamda in vivo dişi ve erkek genotiplerin in vitro ekstrelere oranla daha yüksek biyolojik aktivite gösteririken, kök kısımlarından elde edilen ekstrelerin ise gövde ve yaprak kısımlarına oranla daha yüksek biyolojik aktiviteye sahip oldukları tespit edilmiştir.