Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Silis içeren malzemelerle çalışmalarda iş sağlığı ve güvenliği
    (Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2015-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Ersan Eruş, Hazal Özlem
    Pişmiş toprak ve bazı kayaçlar gibi silis içeren malzemelerle çalışmalarda zararlı maruziyetler özellikle solunum yoluyla gerçekleşir. Solunabilir tozlar, aerodinamik eşdeğer çapı 0,1–5,0 mikron büyüklüğünde kristal veya amorf yapıdaki toz olarak ifade edilir ve bu gruptaki silis içeren tozlar insan sağlığına zararlıdır. Akciğer hastalıklarına neden olan tozlardan silis, silikozis adı verilen bir tür pnömokonyoza neden olmaktadır. Her meslek hastalığı gibi önlenebilir olan silikozis de alınacak bazı iş sağlığı ve güvenliği önlemleri ile engellenebilir. Çalışmalarda kullanılan malzemelerin doğru analizi ve her çalışma ortamına göre alınacak özel önlemlerin belirlenmesiyle zararsız bir çalışma ortamı yaratmak mümkündür. Bu çalışmada; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve ilgili yönetmelikler ekseninde, ulusal ve uluslararası kabuller göz önünde bulundurularak; silis içeren malzemelerle çalışmalarda doğru iş sağlığı ve güvenliği önlemleri incelenmiştir.
  • Öğe
    Türkiye’deki seramik arkeometrisi çalışmaları üzerine genel bir değerlendirme
    (Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2015-09) Taşkıran, Gürbüz; Ersan Eruş, Hazal Özlem; Bayazıt, Murat
    Fen, doğa ve mühendislik bilimlerini bir araya getiren arkeometrik çalışmalar özellikle 20. yüzyılın orta çeyreğinden bu yana gelişerek ve kendini yenileyerek dünya genelinde uygulanmaktadır. Bu tip çalışmalar Türkiye’de de son zamanlarda tercih edilmekte ve gerek konservasyon-restorasyon çalışmaları gerekse seramik, metal ve cam gibi buluntuların üretim teknolojilerinin ortaya çıkartılmasında değişik metotların bir araya getirilmesi ile incelemeler yapılmaktadır. Sahip olduğu sayısız kültürel mirasıyla geçmişe ışık tutan Anadolu coğrafyası arkeometrik çalışmaların uygulanması için oldukça zengin bir birikime sahiptir. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde sürdürülen arkeolojik kazılarda seramik, cam, ahşap ve metal gibi değişik birçok buluntu ele geçmektedir. Arkeolog ve sanat tarihçileri tarafından form, tasarım ve işlev yönünden gruplandırılan hatta tarihlenen bu buluntular üzerinde yapılan arkeometrik incelemeler maalesef sınırlı kalmaktadır. Kazılarda yoğun olarak ele geçen seramik malzemeler ait oldukları toplumların özellikle teknolojik, kültürel ve kimi zaman da ticari-ekonomik durumları ve ilişkileri hakkında önemli bilgiler vermektedir. Bu çalışmada, Türkiye’deki arkeometrik araştırmaların durumu ele alınmış ve özellikle seramik buluntular için yapılan arkeometrik incelemeler bağlamında genel bir değerlendirme yapılmıştır