2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nden “antitetik duran kartal” betimli bir Urartu damga mühürü(Asos Yayınları, 2015-03) Kaçmaz Levent, EsraMühürler, gücün, zenginliğin ve söz sahibi olmanın birer simgesi olarak farklı toplumlarda uzun yıllar kullanılmıştır. Neolitik Çağ’dan itibaren kullanılan mühür, insanların yerleşik yaşama geçmesiyle birlikte doğal bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Erken dönemlerde kilden ve pişmiş topraktan yapılmış olan mühürler; daha sonraki dönemlerde taşın basit, yarı değerli ve değerli pek çok cinsi ile üretilmiş; ilerleyen aşamalarda maden, kemik gibi maddelerden yapılmışlardır. Üzerlerinde yer alan betimlemeler ve yazılar açısından birer tarihi belge niteliği taşıyan mühürler; temsil ettikleri uygarlıklara ait dini inanç, sosyal ve kültürel yaşam ile ilgili bilgi vermeleri açısından da önemlidirler. Mühürler, M.Ö. 900-600 yılları arasında yaşamış olan Urartular ’da da yaygın olarak kullanılmıştır. Anadolu mühür gelişimi içerisinde önemli bir yere sahip olan Urartu mühürleri, form, üzerinde işlenen konular ve işleme tekniği açısından önemli bir yere sahiptir. Diyarbakır Müzesi’nde yer alan (Env. No.14/22/75) “Antitetik Duran Kartal” betimli, çan formlu damga mühür Urartu mühürcülük sanatında önemli ve dikkat çekicidir. Mühür; 2,2cm yüksekliğinde ve 1,5 cm taban çapındadır. Urartu sanatında sıklıkla kullanılan kanatları yukarı kalkık kuş, kartal figürleri, Mezopotamya, Anadolu, Kuzey-Suriye gliptik sanatında karşımıza çıkan tek ya da çift başlı kartallarla benzerlik göstermektedir.Öğe Diyarbakır Müzesi’nden “kutsal ağaç ve kanatlı keçi betimli” dört yüzlü bir Urartu damga mühürü(Akademisyenler Birliği Derneği, 2016-07-20) Kaçmaz Levent, EsraMühürler, gücün, zenginliğin ve söz sahibi olmanın bir simgesi olarak uzun yıllar farklı toplumlarda kullanılmışlardır. Mühürler, günümüzdeki imzanın da yerini tutan bir kişilik simgesi anlamına gelir ki; bu ifade sahibinin meşru olduğunu kanıtlar. En erken mühürler, günümüzden yaklaşık 9000 yıl önce ortaya çıkmış ve her çağda kullanılmıştır. Neolitik dönemle birlikte avcı ve göçebelik yaşam tarzından yerleşik yaşam tarzına geçilmesiyle tüketicilikten üreticiliğe geçilmiş ürün fazlalığı ve mülkiyet kavramına bağlı olarak toplumlar arası ticaretin gelişmesiyle de bir gereksinim olarak mühürler ortaya çıkmıştır. Erken dönemlerde kilden ve pişmiş topraktan yapılan mühürler daha sonraki dönemlerde yarı değerli ve değerli taşlarla, kemik, maden gibi malzemelerden yapılmışlardır. Betimlemeler ve üzerlerine işlenen yazılar açısından tarihi birer belge niteliğine sahip olan mühürler; temsil ettikleri uygarlıklara ait dini inanç, sosyal ve kültürel yaşamı yansıtması açısından da önemlidir. Mühürler, M.Ö. 900-600 yılları arasında yaşamış olan Urartular’da da yaygın olarak kullanılmıştır. Anadolu mühür gelişimi içerisinde önemli bir yere sahip olan Urartu mühürleri, form, üzerlerindeki betimlemeler ve işleme tekniği açısından önemli bir yere sahiptir. Diyarbakır Müzesi’ne satın alma yoluyla gelmiş olan 11/31/75 envanter nolu damga mührün dört yüzünde betimlenen “kutsal ağaç ve kanatlı keçi” Urartu mühürcülük sanatında önemli ve dikkat çekicidir. Mühür, 1,9 cm yüksekliğinde; 0,9 cm x 0,4 cm genişliğinde ve 0,3 cm delik çapına sahip özelliktedir.2 Urartu sanatında yaygın olarak karşımıza çıkan kutsal ağaç betimlemeleri Assur-Urartu kültür etkileşiminin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Urartu sanatında değişik biçimlerde tasvir edilen kutsal ağaç betimleri, koruyucu amacının yanı sıra dinsel anlamlar da taşımaktadır. İncelediğimiz mühür üzerinde yer alan kanatlı keçi ve kutsal ağaç betimi yaşamın devimini simgeleyen anlatımlardır.