2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Yerel yönetimlerde karar verme sürecine sivil toplum kuruluşlarının katılımı: Batman örneği(Batman Üniversitesi, 2017) Kaypak, Şafak; Bimay, MuzafferGünümüzde demokratik siyasal sistemlerin gelişmişlik ölçütü, siyasal sistemlerin karar süreçlerine katılıma izin vermesine bağlıdır. Katılımın sadece oy verme davranışı olmadığı ve bireylerin karar alma süreçlerinin tümünü etkileme yönünde örgütlü olarak eylemlerde bulundukları yeni süreçte, siyasal sistemlerin veya iktidarların karşısında en önemli dengeleyici güç kuşkusuz sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu çalışmada, bireyin taleplerinin yönetimlere iletilmesinde aracı olan sivil toplum kuruluşlarının, vatandaşa en yakın düzeydeki yönetsel birimler olan yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine etkileri Batman özelinde ele alınmaya çalışılmıştır. Batman’daki sivil toplum kuruluşlarının yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde ne kadar etkin oldukları elde edilen veriler üzerinden yorumlanmaya çalışılmıştır.Öğe Küresel salgın (Covid-19) süreci ve yerel yönetimlerin hizmet sunumunda yapısal ve işlevsel değişimler(Dicle Üniversitesi, 2022-05-28) Bimay, Muzaffer; Kaypak, Şafak2019 yılının sonlarında Çin’de ortaya çıkan ve 2020 yılının başlarından itibaren tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkileyen COVID-19 salgını, toplumsal yapıyı ve bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemiştir. Özellikle kentlerde kamu hizmetlerinin sunumunda birtakım yapısal ve işlevsel dönüşümlere neden olmuştur. Bu bağlamda küresel salgınla mücadele; yerel, ulusal ve uluslararası işbirliklerine dayanan geniş bir yelpazede yürütülmüştür. Bu çalışmanın amacı, COVID-19 salgını sürecinde yerel yönetimlerin kentsel faaliyetleri kapsamında sürdürdükleri hizmetlerde meydana gelen yapısal ve işlevsel değişimleri tespit etmektir. Çalışma literatür taraması yöntemiyle, güncel veriler ve kaynaklar taranarak üç bölüm halinde kurgulanmıştır. Çalışmada, COVID-19 salgını ile mücadelede yerel yönetimlerin ve özellikle belediyelerin başlangıçta temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik tedbirlere öncelik verdikleri, sonrasında koruyucu ve önleyici tedbirler aldıkları, sosyal hizmetler sundukları, ancak bu hizmetlerin yetki, görev ve sorumlulukları açısından sınırlı kaldığı ve farklı uygulamaları hayata geçirdikleri tespit edilmiştir. Bunun en önemli nedenleri arasında salgın yönetimine ilişkin mevzuatın yetersiz olması ve salgını önleme konusunda uygulanan politikaların desentralizasyona dayanmamasıdır. Dolayısıyla yerel yönetimlerin geri plana itildiği bu süreçte merkezi yönetimin daha etkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda yapılan genel değerlendirmede, küresel salgınlarla mücadelede merkezi yönetimin yerel yönetimlerle iş birliği içerisinde süreci yönetmeleri ve kentsel yaşam alanlarında yürütülebilecek kamu hizmetlerine ilişkin yetkilerin büyük oranda yerel yönetimlere devredilmesi gerektiği ayrıca belirtilmiştir.