Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    Yeni Osmanlılar Cemiyeti kurucularından Mehmed Âyetullah Bey: Dönem-İnsan-Eser
    (Grafiker Yayınları, 2017) Korkmaz, Ferhat
    Cemiyetçiliği, şairliği ve gazeteciliği ile Osmanlı Devleti’nin son döneminin aydın ve sanatçıları arasında önemli bir yere sahip olan Mehmed Âyetullah Bey, 25 Mayıs 1846’da Kahire’de doğmuştur.” “Edebiyat ve siyasetle erken yaşlarda ilgilenmeye başlayan Mehmed Âyetullah Bey, dedesi Abdurrahman Sami Paşa’nın muhafazakârlığını kabul etmeyerek Şinâsî, Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın açtığı yenileşme hareketi içinde yer almıştır. Mehmed Âyetullah Bey’in yetiştiği Suphi Paşa ve Abdurrahman Sami Paşa konakları tam bir ilim ve irfan meclisi idi. Dünyanın pek çok yerinden gelen bilgin insanlar bu konaklara devam etmiş, Âyetullah Bey de henüz küçük yaşlardan itibaren bu meclislerde bulunmayı bir itiyat haline getirmişti. Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin kurucularından biri olması da şüphesiz yetişme tarzıyla ilgiliydi.” “Mehmed Âyetullah Bey, içinde yaşadığı dönemin sosyal ve siyasal olayları ile yakından ilgilenmiştir. 1867’ye kadar Tasvîr-i Efkâr gazetesinin matbaasına devam ederek Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ebuzziya Tevfik’in etkisinde gazeteciliğe başlayan Mehmed Âyetullah Bey, arkadaşı Musullu Sami Bey ile birlikte yine 1867 yılının Mayıs ayında Utârid gazetesini 5 sayı olarak çıkarabilmiş, daha sonra Filip’in sahibi olduğu Vakit gazetesinde “baş muharrir” olarak yazılar yazmıştır.”
  • Öğe
    Matbuat tarihine Medhal ilk büyük Muharrirlerden Şinasi
    (Detay Yayıncılık, 2016) Korkmaz, Ferhat
    Eserin elimizdeki ve Latin harflerine aktardığımız nüshası, ilk ve tek baskısı olan Yeni Matbaa tarafından 1927 yılında yayımlanan nüshasıdır. Atatürk Kitaplığı ve Milli Kütüphane raflarında mevcut olan bu nüsha, 160 sayfadan ibaret olup ders kitabı baskısı olan 19x27 cm ebâdındadır.Bugünkü Türkçede nadiren kullanılan yabancı kelimelerin yazılışını aktarırken, ayn ve hemze işaretlerini orijinal yazılışa uygun bir biçimde verdik. Bugün kullanılan ve artık Türkçeye mal olmuş kelimeler ise bugünkü yazılışına uygun bir şekilde verilmiştir. Metinde mümkün olduğu kadar aslî imlâya sadık kaldık ancak hatalı olduğunu düşündüğümüz kelimeleri düzeltilmiş hâliyle verdik.Modern biyografi türünün ilk örneklerinden olan Matbû’ât Tarihine Medhal’den İlk Büyük Muharrirler: Şinâsî, adlı eseri Latin harflerine aktarmamızın nedeni, önemli bir kaynak eseri özgün biçimiyle yeniden istifâdeye sunma düşüncesidir.
  • Öğe
    Başlangıcından Cumhuriyet’e Yeni Türk şiirinde melankoli
    (Grafiker Yayınları, 2018) Korkmaz, Ferhat
    Çalışmanın giriş bölümünde melankoli kavramı hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bölümde çalışmanın konusu, amacı, yöntemi ve konu kapsamı hakkında bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde melankolinin tanımı, melankolik kuram ve melankolik durum, bellek ve imgelem kavramları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde melankoli kavramının İlk Çağ’dan günümüze kadar dünya bilim ve sanat tarihindeki seyri ele alınmıştır. Çalışmamızın asıl kısmını teşkil eden ve “Yeni Türk Şiirinde Melankoli” başlığını taşıyan üçüncü bölüm, “Kayıp Obje Eksenli Melankoli” ve “Melankolik Duygu Durumları” şeklinde iki ana tasnifle verilmiştir. “Kayıp Obje Eksenli Melankoli” kısmında evlat, anne, eş, gençlik, arkadaş, öz saygı ve vatan toprağı gibi kayıplar konusunda melankoli literatürü doğrultusunda yorumlar yapılmış ve konuya örnek teşkil eden şiirlerden alıntılar verilmiştir. “Kayıp Obje Eksenli Melankoli” kısmında ise hiçlik duygusu, kriz, acı veren keyifsizlik, suçluluk duygusu ve cezalandırılma kaygısı, derunî sitem, söylenme ve sövgü, geçmeyen bir geçmiş ve nûr-i siyeh, melâl-kelâl, intihar ve kendini yok etme eğilimi, anlamlı bağlarda değişme ve aşk melankolisi konuları değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    “Cezmi" Namık Kemal
    (Kopernik Kitap, 2021) Korkmaz, Ferhat
    Namık Kemal`in 1880-1883 yılları arasında cüzler hâlinde yayımlanan Cezmi`si, Türk edebiyatındaki ilk tarihî romandır. Eserde 16. yüzyılda Osmanlı ile İran arasında, Doğu Anadolu, Kafkasya ve Kırım toprakları üzerindeki hâkimiyet mücadelesi konu edilir. İran seferine katılan asker-şair Cezmi, Kırım Hanı Adil Giray, İran şahının karısı Şehriyar, saraya mensup Perihan Cezmi`nin başlıca kahramanlarıdır. Olaylar, İstanbul`da başlar; ancak büyük bir bölümü İran sarayında geçer. Tanpınar dahil birçok eleştirmen, romanın ‘ittihad-ı İslâm` düşüncesini işlediği hususunda hemfikirdir. Roman, aslına sadık kalınarak yeni harflere aktarılmış, sadeleştirilmemiştir. Ancak günümüz okurunun anlayamayacağı kelime ve tamlamaların sözlük anlamları ilgili sayfanın altında verilmiştir. Bunun dışında bazı eklerin ve ünlü/ ünsüz harflerin yazımında günümüz imlasına uyulmuştu
  • Öğe
    Üniversiteler için Türk Dili ve Anlatım
    (Sınırsız Kitap yayıncılık, 2015) Korkmaz, Ferhat; Zariç, Mahfuz; Öztürk, Zehra; Duran Oto, Elif; Karadeniz, Mustafa
  • Öğe
    “Hace-i Evvel” Ahmet Midhat Efendi
    (Kopernik Kitap, 2021) Korkmaz, Ferhat
    Midhat Paşa`nın Bağdat`ta kurduğu sanat okulları için yazılan Hâce-i Evvel (1871), Osmanlıdaki ilk modern ders kitaplarındandır. Sekiz cüzden oluşan ve ilk müzecimiz ressam Osman Hamdi Bey`in katkılarıyla hazırlanan bu eserde cebir, geometri, coğrafya, tarih, astronomi ve fen bilimleri derslerine ait konular, bu konuların öğretmenlerce öğrencilere nasıl öğretilmesi gerektiğine dair bilgiler, sorular ve şemalar vardır. Ahmet Midhat Efendi, hâce-i evvel unvanına bu eseriyle lâyık bulundu. Türk eğitiminin modernleşmesi açısından önemli olan ders kitabı, orijinal metne sadık kalınarak hazırlandı, günümüzde bilinmeyen kelime ve tamlamaların anlamları sayfa altlarında verildi.
  • Öğe
    Pazar postası şiirleri
    (Gece Kitaplığı, 2014) Korkmaz, Ferhat
    Çalışmamızı yaparken 1951-1959 yılları arasında yayım yapan Pazar Postası gazetesi nüshalarını titizlikle taradık. Birçok şiirin o ilk haline tanık olduk. Türkiye'nin kültür, sanat ve düşünce tarihine damgasını vuran; ancak şiir yazdığı pek akıldan geçirilmeyen birçok kalemin şiirini gün yüzüne çıkardık. Türk şiirinde 1950-1960 yıllarındaki belirgin değişmeyi araştırmacıların dikkatine ve okurların zevkine sunabilmek maksadıyla her şairin şiirlerini kendi adı altında kronolojik olarak sıraladık. Her şeyden önce çalışmamızın belgesel tadında olmasını hedefledik. Antolojimizin ilk bölümünü yerli şairlere, ikinci bölümünü ise yabancı şairlere ayırdık. Şairlerin eserimizdeki sırası, Pazar Postası'nda yayımladıkları ilk şiirin yayım tarihine göre düzenlenmiştir. Eserin sayfaları çevrildiğinde kronolojik akış zaten görülebilecektir. İnceleme sırasında en çok karşılaştığım hususlardan birkaçını paylaşmak isterim. Başlangıçta Pazar Postası'nda belli şiir sanatlarına bağlı olarak yayımlanan şiirler moda halini almış ve şairler burada yayımlanan şiirlere öykünmüşlerdir. 1951-1952 yılında doğa ve memleket aşkı şiirlerde moda halini almış, yayımlanan şiirler bu temayla çıkmıştır okuyucunun karşısına. Bu yüzden gazetenin yazı işlerini yöneten isimlerin yayımlanacak şiirleri kendi zevk ve sanat anlayışlarına göre belirledikleri kanaatini taşıyorum. Mektupla şiir yayımlama talebinin öne çıktığı bir dönemde yoksa başka nasıl karar verilecekti basılacak şiirlere? Muzaffer Erdost'un 16 Haziran 1956'da gazetenin yazı işleri müdürlüğüne getirilmesinden sonra İkinci Yeni şiirinin örneklerine daha sık rastlanması buna örnek olarak sunulabilir.
  • Öğe
    İkinci Yeni limanı pazar postası
    (Salkımsöğüt Yayınları, 2012) Korkmaz, Ferhat
    İkinci Yeni şiiri belirirken kendine uygun bir sığınak, bir liman arar. Çaldığı kapılar yüzüne kapanır, tutunma yolları arar. İşte İkinci Yeni'ye kucağını açan ilk liman Pazar Postası'dır. Böyle olduğu için bu konuyla ilgili makale, deneme, tartışma ve soruşturmalara ayrı bir önem verilmiştir. Tiyatro, sinema, resim ve müzik gibi sanatlarda yaşanan gelişmeler de çalışmamız içerisinde ele alınmıştır. Bu yönüyle Türk edebiyat, sanat ve kültür tarihinin önemli bir kırılma noktasına ev sahipliği yapan Pazar Postası'nın incelenmesinin, hem o dönemden günümüze kalan pek çok tartışmaya açıklık kazandıracağını hem de Türk edebiyatında süreli yayım sayfalarında unutulup gitmiş pek çok edebî metni edebiyat ve kültür çevrelerine yeniden sağlayacağını umuyoruz. Eserimizin giriş bölümünde 1950-1960 yılları arasında siyasi, sosyal ve edebî ortam incelenmiştir. Bu dönemin sosyal, siyasal ve edebî özellikleriyle ilgili olarak o dönemin ön plana çıkan gelişmelerine göz atılmıştır. Birinci Bölüm "Pazar Postası'nın İncelenmesi" başlığını taşımaktadır. Bu bölümde Pazar Postası'nın monografik özellikleri analiz edilmiştir. Pazar Postası'nın tarihçesi ve yüzlem düzeni de ele alınmıştır. Çalışmamızın esas kısmı olan İkinci Bölüm, "Pazar Postası'nın Türk Edebiyatındaki Yeri ve Önemi" başlığını taşımaktadır. Bu bölümde, gazetenin siyasal tavrı incelenmiş ve dönemin siyasal yapısı içerisindeki yeri geniş olarak değerlendirilmiştir. Özellikle Pazar Postası'nın İkinci Yeni hareketi açısından önemi üzerinde durulmuş, öykü, roman ve dil tarihimizdeki yeri ele alınmıştır. Gazetenin Türk edebiyatındaki öneminin yanı sıra bu bölümde, tiyatro, sinema, resim ve müzik sanatları açısından önemi üzerinde de durulmuştur.
  • Öğe
    Ziya Paşa'nın Arz-ı Hâl’i
    (Hiperlink Yayınları, 2019) Korkmaz, Ferhat
    Ziyâ Paşa’nın 19. yüzyılın ikinci yarısında zor günler geçiren Osmanlı Devleti’nde idari ve mali ıslahatlar yapılması için öneri ve düşüncelerini ortaya koyduğu eseri olan Arz-ı Hâl, genellikle “padişaha sunulan bir dilekçe” olarak anılmaktadır. Eserde, Ziyâ Paşa’nın kısa bir biyografisi ve yıkılmaya doğru giden bir ülkenin yıkılışına çare olabilmesi umuduyla kaleme aldığı sosyal, siyasal ve ekonomik alanlara ilişkin öneri ve düşünceleri bulunmaktadır. Arz-ı Hâl, Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahati sırasında kendisine Londra’da 1867 yılında takdim edilmiş ve şairin ölümünden sonra müstakil bir eser olarak bastırılmıştır. Ziyâ Paşa’nın devlet tecrübelerinin büyük bir ustalıkla yansıtıldığı bu eser, yer yer siyasetnâme özelliklerine sahip olup 72 sayfadan müteşekkildir. Eser, ilk olarak İkinci Meşrutiyet’in ilanından birkaç yıl sonra yayımlanmıştır. Arz-ı Hâl, Zafernâme’deki hicvin temel hareket noktasını teşkil eder. İki eserin de odak noktasında Sadrazam Âlî Paşa’nın yanlış politikaları vardır. Arz-ı Hâl’in etrafında dolandığı ve Âlî Paşa idaresine eleştiriyi içeren belli başlı konular ise Belgrad kalesinin Sırplara terk edilmesi ve antlaşma hükümlerine uyulmaması, Karadağ’da bulunan kalelerin yıkılması, Girit sorunu, istikraz (borçlanma) sorunu, Suriye meselesinde ödenen tazminat, eğitim politikasındaki sorunlar, mülteci sorunu, vergi toplama usulündeki haksızlıklar ve adaletsizliklerdir.