1 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Öğe Tarihten dışlanmak: tarih yazımında kadın etkinliğinin dolaylı yollardan saptanması üzerine(Social Sciences Studies Journal, 2017-12-27) Nasıroğlu Aydın, MehtapTarih yazımı veya tarih disiplini, eski çağlardan bu yana erkek etkinliğinin, eril bir söylemle kronolojik olarak aktarılması şeklinde ilerlemiştir. Tarih, çağlar buyunca erkekler tarafından yazıldığı için tarih metninin içerisinde kadın faaliyetlerine doğrudan rastlanılması oldukça güç hale gelmiştir. Geçmişte meydana gelen bütün savaşların, barışların, devrimlerin, çağ kapatıp çağ açan olayların öznesi veya baş kahramanı her zaman erkekler olmuştur. Tüm bu olaylar yaşanırken kadınlar ne yapıyordu? Sahnede yer almamak kendi seçimleri miydi, yoksa bilinçli olarak tarih sahnesindeki etkinlikleri yok mu sayılmıştı? İçerisinde toplumun yarısını oluşturan kadınların etkinliklerinin görünür olmadığı bir tarih disiplini, evrensellik iddiasıyla çelişmez mi? Eril söylem kadına hiç yer vermiyor değildi elbette, ancak, kurguladığı kadın imgesi tarihin akışını bozan "kötü", "aklı ermez", "entrikacı" veya "tuzak" gibi metaforlar şeklinde karşımıza çıkmaktaydı. Bu durumda tarih metni içerisinde kadın aktivitelerini doğrudan tespit etmek oldukça güçleşmiş ve ancak 19. yüzyıldan itibaren dolaylı yollar kullanılarak “aşağıdan tarih” yöntemiyle kadın görünür hale getirilmiştir. Kadın imgesi bazen de “güçlü” erkeğin gölgesinde bırakılarak, varlık sebebi, bir erkeğin yakınında bulunmasına indirgenmiştir. Bu çalışmada kadın etkinliğinin tarihsel metin içerisinde görünür olmamasının nedenleri üzerinde durulacak ve feminist tarihyazımıyla beraber kadının yeniden görünür hale getirilme çabası irdelenecektir. Bu bağlamda çalışmada tarihin farklı dönemlerinde yaşamış dört kadın portresi kullanılarak örneklendirme yapılacaktır