8 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Öğe Görüntülerin esinleyici gücünün geleceğe yönelik yeni düşünceler oluşturmasındaki rolü(Ankara Üniversitesi, 2012-11) Uzun Aydın, Derya; Cereci, SedatÖğe Sanatta insanların temel ihtiyaçlarından olan uyku, dinlenme ve uzanma gibi olguların yansıtıldığı eser örneklerinin ve sanatçılarının değerlendirilmesi(Saybilder Yayıncılık, 2018-09-15) Uzun Aydın, Deryansanlığın temel ihtiyaçlarından olan uyku, yerde, kırda, bahçede, koltuk, yatak vb gibi yerlerde oturması, dinlenmesi veya uzanması, insanoğlun varoluş sürecinden beri süregelen olgular olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu doğrultular ışığında, bu yaşam ihtiyaçlarının sanat hayatına da yansıyıp yansımadığı düşünülmüş ve araştırmalar bu çalışmanın oluşmasına neden olmuştur. Neticede, sanatçıların da toplumun birer parçası olduğu düşünüldüğünde, gördüğü ya da yaşadığı buna benzer olguları eserlerine yansıtması kadar doğal bir şey olamaz. Bunun doğal bir sonucu olarak da farklı üsluplarda, farklı sanatçılar tarafından bu konuya değinenler, kendi bakış açıları ve üslupsal değerlendirmeleri ışığı altında ele almışlardır. Bu yönde yapılan çalışmalara dikkat edildiğinde görülmüştür ki, mitolojik temalardan etkilenerek yapılmış örnekler, bir eğlence, parti, gezinti veya sahilde oturmuş dinlenenler veya uyuyanlar ya da özellikle yıkanırken dinlenme ihtiyacını gerçekleştirenler ya da sadece uykuya dalmış figürler de görülmüştür. Özellikle mitolojik esinlenmelerin getirisi olduğu düşünülen “çıplak veya nü” figürler, çalışmada sıklıkla görülecektir. Giorgione’nin “Uyuyan Venüs”ünden, Anne-Louis Girodet de Roussy-Trioson’un “Endymion’un Uykusu”na, Courbet’nin “Uyku”suna kadar benzer çalışmalar bunlara örnek olarak gösterilebilir. Böylelikle, görülenin arkasında yatana, ayrıntıya inen çalışmalara tanıklık edilmiş olurÖğe Türk-Rus ilişkileri çerçevesinde heykel sanatına kısa bir bakış(ASOS Yayınları, 2019-11) Uzun Aydın, Derya“Türk-Rus ilişkileri Çerçevesinde Heykel Sanatına Kısa Bir Bakış” isimli bu çalışma, Türk-Rus heykel sanatçılarını ortak bir noktada buluşturabilir miyiz? Sorusuna cevap bulmak amacıyla yola çıkılarak oluşturulmaya çalışılmıştır. Yapılan araştırma ve çalışmalar neticesinde de, çalışma bizleri farklı noktalara yönlendirmiştir. Kaynak araştırmaları için bulunan kitap, makale veya web siteleri, bu çalışmayı ortaya çıkarmamızda bizlere yardımcı olmuş ve çalışmada farklı disiplinleri de araştırmamız gereği sonucuna varılmıştır. Elde edilen bulgular ve sonuç neticesinde, Türk ve Rus dünyasında ağırlıklı olarak Cumhuriyet dönemine kadar inmemiz ve bu dönem tarihine ayrıca dikkat etmemiz gerektiği anlaşılmıştır. Makale, tarihsel açıklamalar ve bunun bir getirisi olarak bir takım figürlerin önemini ortaya çıkartır. Akabinde de, bunları heykel sanatı ile birleştirme çabasına dönüşür. Tarihsel yönden yapılan araştırmaların dışında ayrıca Ruslarla ilişkilendirebileceğimiz bir isim karşımıza çıkar; bu kişi Nazım Hikmet‟tir. Bu durum da, çalışmanın edebiyat dünyasıyla da ilişkilendirilmesini zorunlu kılar. Yine, araştırmaların gereği olarak İstanbul Taksim Cumhuriyet Anıtı ve burada yer alan “özellikle Rus figürlerin” ayrıntıyla incelenmesini gerektirir. Nihayetinde bu çalışma, tarihsel boyutu, edebi kişiliklerle heykel sanatçılarını bir araya getirdiğimiz disiplinler arası bir makaleye dönüşür.Öğe Sanatsal göstergeler bağlamında az tanınan bir heykeltraş ve istiklal madalyası tasarımcısı Mesrur İzzet (Ahmet Mesrur Durum)(Ankara Üniversitesi, 2011-04) Uzun Aydın, DeryaÖğe Sakızlı Ohannes Pasha, one of the first art history teachers, and his work entitled " fûnun-ı nefise tarihi medhali -introductıon to the history of fine arts": evaluations on the "sculpture department" on the artwork(Babil Yayınevi, 2021-05) Uzun Aydın, DeryaThis work has been tried to be generated with the aim of analyzing Sakızlı Ohannes Pasha who is accepted as one of the first history teachers and the book named “Fûnun-ı Nefise Tarihi MedhaliIntroduction to the history of the fine arts”. The primary aim of this work is not to discuss that this book is really an aesthetics book, as most people agree. In fact, an original copy of this book was examined and considered that this was demonstrated as of the first pages of the book. Furthermore, although it comprises of Sakızlı’s lecture notes, many premises and opinions incidental to aestheticts and fine arts are discoursed. However, as well in this book with the exception of the painting and architecture part that can be took part in an art history book, it approaches a comparative part of sculpture from ancient times and civilizations (such as Greek and Egypt). This is another point that gathers are carefullness, and within this context, it has been attempted to propound the differences and similatiries are connected to the history of sculpture art in similar Works that have come until today. In the Ottoman Empire, in particular the second Abdulhamid period is an significant process, with the opening many schools, the education life was reactivated. Everybody witnessed to this. Within this context, the most significant step for fine arts has been come through with opening “Sanayi-i Nefise Mektebi”. In this school (1883) painting, architecture engravement or sculpture were interlocked with education and common courses were also conducted between departments. At this juncture, it was confirmed that history and art history lessons were given. Among resources, we come across the names of different teachers of this course at the least. In some resources, The name of “Aristoklif Efendi” is included as the first art history teacher, but most of the resources claim the name of “Sakızlı Ohannes Pasha”. Both names are also come across in some resources. But in art history, Mehmet Vahid’s name is very common and significant in terms of education. However, although the name of Sakızlı Ohannes is rarely come across, he has a great significance in art history.Öğe Osmanlı’da gayri müslim heykeltraşlar(Çukurova Üniversitesi, 2015-04) Uzun Aydın, DeryaAmaç: Osmanlı Devleti’nde heykel sanatı denildiğinde, akla gelen ilk isim; Osmanlı’nın ilk güzel sanatlar oku-lu olan Sanayi-i Nefise Mektebi olmaktadır. Resim yada mimari gibi diğer bölümlerle birlikte, heykel sanatı da eğitim hayatına bu mektep sayesinde geçmiştir. Türk heykelini incelerken görülmüştür ki; Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren “Türk heykel sanatı tarihi” içerisinde gayrimüslimlerin ve özellikle de Ermeni heykeltıraşların yeri ayrıca önemlidir. Nitekim, güzel sanatlar mektebinin ilk heykel hocası da, bir Ermeni olan Yervant Oskan Efendi’dir. Kaynak bulgularında, çoğunluk yalnızca ismine rastladığımız gayrimüslim-ler, bizleri kendileri hakkında daha açık ve net bilgilere ulaşma arzusuna yönlendirmiş ve bu makaleye konuolmuşlardır. Yöntem: Osmanlı’da gayrimüslim; özellikle de Ermeniheykeltıraşları araştırmak amacıyla yola çıkılan bu makale için, üniversite kitaplıklarından kaynak araştırılmasına gidilmiş, Agos Gazetesi ziyaret edilmiş ve Ermenileri konu edinen kitaplara ulaşılmaya çalışılmıştır.Sonuç: Neticede Türk heykel sanatı tarihi içerisinde yabancı isimlerin çok fazla olduğu görülmüştür. Osmanlı Devleti, ayrımcılık yapmadan Ermeni sanatçılara da her mevkide kapılarını açmıştır. Elde edilen bulgu-ardaki isimler arasında Yervant Oskan dışında; MisakNişanyan, Ohannes Acemyan, Ahan Efendi, DikranDiretyan, Agob Arabyan veya Mari Gerekmezyan vd. gibi isimler yer almaktadır. Bu isimler incelenmeye çalışıldığında, konuyla ilgili oldukça yetersiz olduğumuz görülse de, yaptığımız çalışmanın yapılacak benzer diğer çalışmalara örnek olabileceği kanaatindeyiz.Öğe İnsanın temel ihtiyaçlarından uyku, dinlenme ve uzanma gibi olguların sanat eserlerinde incelenmesi(Saybilder Yayıncılık, 2018-09-15) Uzun Aydın, DeryaThierry Paquot’nun “Bir Sanattır Öğle Uykusu” kitabı analiz edilirken, bu kitabın yalnızca bir uyku kitabı olduğu düşünülmüştür. Ancak kitap, derinlemesine incelenerek ele alındığında, öğle uykusunu sanat olarak değerlendirmiş sanatçılar ve eser örnekleri olduğu görülmüş, bu durum bu yönde bir araştırma yapılmasına sebep olmuş, çalışmanın da temel çıkış noktasını oluşturmuştur. Bunun akabinde dünya sanat tarihi kitapları tek tek incelemeye alınmış ve öncelikli olarak resim örneklerinden yola çıkılmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde görülmüştür ki, Rönesans döneminden Baroğa, Rokokodan Klasizm ve Estetizme, Realizm, Empresyonist ve Post dönemlere kadar bu konuya değinen örneklerin varlığı dikkat çekmiştir. İnsanlığın temel ihtiyaçlarından olan uyku; yerde, kırda, bahçede, koltuk, yatak vb yerlerde oturması, dinlenmesi veya uzanması, insanoğlun varoluş sürecinden beri süregelen olgular olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu doğrultular ışığında, bu yaşam ihtiyaçlarının sanat hayatına da yansıyıp yansımadığı bu çalışmanın temel sorunsalı olmuştur. Gerçekten de, insanoğlunun toplum yaşantısında var olan bu tarz ihtiyaçların, birçok sanatçı tarafından eserlerine aktarıldığı görülmektedir. Neticede, sanatçıların da toplumun birer parçası olduğu düşünüldüğünde, tanıklık ettiği buna benzer olguları eserlerine yansıtması kadar doğal bir şey olamaz. Zaten toplumsal gerçekçilik de bunu gerektirmektedir. Bununla beraber devam eden sanatsal süreçlerde, farklı üsluplarda, farklı sanatçılar tarafından bu konuya değinenler, kendi bakış açıları ve üslupsal değerlendirmeler ışığı altında ele alınmaya çalışılmıştır. Bu yönde yapılan çalışmalar incelendiğinde görülmüştür ki, mitolojik temalardan etkilenerek yapılmış örnekler, bir eğlence, parti, gezinti veya sahilde oturmuş dinlenenler veya uyuyanlar ya da özellikle yıkanırken dinlenme ihtiyacını gerçekleştirenler ya da sadece uykuya dalmış figürler görülmüştür. Özellikle büyük ihtimalle mitolojik esinlenmelerin getirisi olduğu düşünülen “çıplak veya nü” figürler, çalışmada sıklıkla görülecektir. Giorgione’nin “Uyuyan Venüs”ünden, Anne-Louis Girodet de Roussy-Trioson’un “Endymion’un Uykusu”na, Courbet’nin aşırılığa kaçan resmi “Uyku”ya kadar benzer çalışmalar bunlara örnek olarak gösterilebilir. Oryantalist etkilerle yapılan “hamam sahnelerinde” yıkananlar ve dinlenenler de bu tarz örnekler arasında gösterilebilir. Bir nehir kıyısında dinlenen, ya da bir ada gezintisinde hem gezen hem de yerde oturmuş dinlenen ve anın tadını çıkaranlara da rastlanılmıştır. Georges Seurat’nın “Grande Jatte Adası’nda bir Pazar Günü Öğleden Sonra” çalışması da bu alana verilebilecek iyi bir örnek oluşturmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışmada değerlendirmeye çalışılan eser örnekleri, sanatçıları ve dönemsel ve üslupsal değerlendirmeleri ile birlikte göz önüne alınarak incelenmiş ve ortaya bir analiz konularak çalışmanın temel çıkış noktalarını oluşturmuştur.Öğe Günümüzde kültürel mirasın sürdürülebilirliği açısından “Türkiye’de olumsuz heykel örnekleri”(ISPEC Publishing, 2019-12-26) Uzun Aydın, DeryaKültürel miras, bir şehrin kültürü, kimlik ve tarihsel değerleriyle ilgilenen değerlerin tümünü kapsar. Tarihi kentler, anıtsal yapılar, arkeolojik alanlar kadar dil, gelenek, müzik, öyküler gibi somut olmayan değerler de kültürel mirası oluşturur. UNESCO, ICOMOS ve benzeri uluslararası kurumlar tarafından hazırlanan sözleşmelerde ve metinlerinde kültürel miras kavramı; somut, somut olmayan kültürel miras veya doğal miras olarak ayrılmıştır. Somut kültürel miras taşınabilir ve taşınamaz kültürel miras olarak değerlendirilir. Taşınır kültürel miraslar içerisinde tablolar ve heykellerin de girdiği bilinmektedir. Sürdürülebilir kültürel miras yönetimi de, kültürel mirasa ait değerlerin ve öneminin sürdürülebilir bir yaklaşımla korunması ve yaşatılmasına önem vermektedir. ‘Kamusal alanlar’ değerleriyle önemini ortaya koymaktadır. ‘Kamusal alanda sanat’ açısından ‘heykel’, ‘alanı temsil’ etme bazında oldukça değerli sanat yapıtlarıdır. Bugün, sanattan uzak ve kitschleştirilmiş çoğu heykel artık, modernliğin ruh halini hissettirmeye çalışmakta, yeni konu arayışları, yeni biçimsel ve teknik arayışlarla ‘güzel’in ötesini aşmaktadır. Peki Türkiye’de sanatçıların gerçekleştirdiği eser örnekleri, kültürel mirasın sürdürebilirliği açısından değerlendirildiğinde tatmin edici midir? İşte bu çalışma, özellikle kentsel mekanların soyut, somut özelliklerini yansıtan ancak bu sürdürülebilirlik temelinde olumsuz olma özelliği taşıyan ve kültürel miras kavramını tehlikeye atan örneklerle oluşturulmaya çalışılmıştır.