2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Türkçede bazı dil bilgisel kategorilerin değişimi: zarf işlevli kelimeler(Pamukkale Üniversitesi, 2021-03-23) Yaş, EminBütün diller gibi Türkçenin de değiştiği ve bir değişim süreci içinde olduğu bilinmektedir. Söz konusu değişimin yönü hem sözlü dilden yazılı dile hem de yazılı dilden sözlü dile olmaktadır. Değişimler dil biliminde artsüremli (diachronic) ve eşsüremli (synchronic) olmak üzere iki farklı araştırma yaklaşımıyla incelenmektedir. Nicel veri toplama aracının kullanıldığı bu nitel çalışma eş zamanlı değişim olgusuna odaklanmıştır. Bu betimsel çalışmanın amacı Türkçenin sözlü dilde kullanılan eksiltimlerin yazı diline ne düzeyde yansıdığını tespit etmektir. Bu amaca yönelik olarak Ölçünlü Türkiye Türkçesinde günlük konuşmada kullanımı gittikçe azalan zarf işlevli dört sözcük (daha, beri, kadar ve kere) seçilmiş, bir “dil bilgisel değerlendirme testi” hazırlanmış ve Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 4. sınıfta okuyan 24 öğrenciden oluşan katılımcılara uygulanmıştır. Araştırma sonucunda günlük dil kullanımda eksiltilen sözcüklerin işlevinin eklerle sağlandığı belirlenmiştir. Katılımcıların önemli bir kısmının zarf işlevli sözcükleri düşürülmüş tümceleri kabul edebilir eğilimde olduğu gözlenmiştir.Öğe Çocukken iki dilli olmakla sonradan iki dilli olmak paralel olabilir mi?(Journal of Current Debates in Social Sciences, 2019-12) Yaş, EminGloballeşen dünyada yabancı dil öğrenme gittikçe önem kazanmaktadır. Bu durum dil öğrenme araştırmalarında yeni gelişmelere neden olmaktadır. Bu çalışmanın amacı ikinci dili öğrenmenin çocuklukta mı yoksa sonrasında mı daha iyi olacağını ortaya koymaktır. Diğer bir değişle iki dilliliğin hangi dönemde olursa daha iyi olacağı sorusunu araştırmaktır. Bu soruya yanıt vermek için konuya ilişkin dil bilim çevresindeki önemli kaynaklar gözden geçirilmiştir. Literatürde bahsi geçen önemli araştırmalar ve teoriler taranmış, değerlendirilmiş, birinci dil ve ikinci dil öğrenimiyle ilgili bilgiler aktarılmış, konu bilimsel açıdan ele alınmıştır. Bu bağlamda, 12 yaş öncesi ve sonrası dil öğrenmenin (tek-, iki-, üç-,dört veya çok dillilikte) yeterlilik seviyesini etkileyen yaş, beyin işlevselliği, kişisel farklıklar, ortam farkı, sosyal, siyasal, ekonomik ve dile bakış acısı gibi birçok nedenin olduğu ortaya çıkmıştır. İki dil arasındaki sistem farkı; özellikle de tonlama ve telaffuz zorluklarından dolayı kritik dönem sonrası (12 yaş civarı) iki dilliliğin, çocukluk dönemi iki dillilik gibi olamayacağı görüşü ağırlık kazanmıştır.