690 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 690
Öğe Buhar sıkıştırmalı klasik soğutma sistemi kullanarak PV sistemleri soğutulması ve verim analizi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-07) Vuran, Sadık; Yılmaz, AdemBu tez çalışmasında fotovoltaik güneş panellerinde ısı kaynaklı kayıpları düşürmek ve panel verimini yükseltmek için panelin arka yüzeyine sıkıştırılmış buhar yardımı ile soğutulmaya çalışılmıştır. Panellerin alt yüzey sıcaklıklarının sıkıştırılmış buhar ile soğutulması ile elde edilen değerleri ölçüp elde edilen verilerin karşılaştırılması yapılmıştır. Dış ortamın zamana bağlı sıcaklık değişimleri, güneş radyasyon değerleri ve ortam koşulları ölçülmüştür. Elde edilen bulguların analiz sonuçları panel üzerindeki verim hareketliliği incelenmiştir. Deney için üç adet 105W’lık PV panel kullanılmıştır. Modül üç panelin arka yüzeyine sarmal Şekilde montajlanan bakır boru içinde kompresör yardımıyla sıkıştırılmış R600 gazı ile soğutulmuştur. Modül iki panelin arka yüzeyine sadece su olması durumunda soğutulma yapılmıştır, modül bir panel ise ortam koşullarında bulunun bir panelin durumunu gözetlemek ve referans amaçlı olarak boş bırakılmıştır. Panel yüzeyine yerleştirilen üç farklı yüzey sıcaklıkları, ortam sıcaklığı ve giriş çıkış sıcaklıkları yapılmış ve zamana bağlı olarak oluşan güç, akım ve volt değerleri kaydedilmiştir. Sonuçlara göre deney düzeneğinde kullanılan tüm panellerin maksimum güç oranları önceden belirlenmiştir. Deney analizleri sonucunda soğutma düzeneği kurulan panel ve boş panelin verileriyle kıyaslanma yapıldığında soğutma yapılan panelde %5,73 güç üretimi fazlalığı bulunmuştur. Boşken panellerin güç üretimlerini kıyasladığımızda soğutulan panelin tüm gün boyunca ortalama olarak 0,5W daha az güç üretmiştir. Her üç panellinde aynı özelliklerine sahip olmasına rağmen oluşan farklılıklar deney sonucunda etkisini göstermiştir. Hesaplamalar sonucunda elektriksel verimin %9 iken, soğutulan panelde verim %7,9 olarak bulunmuştur. Yapılan deneyde soğutma yapılan modül üç, tüm gün ortalama sıcaklık değeri 33ºC’ de iken referans panelin ortalama sıcaklık değeri ise 40ºC’ de kalmıştır. Yapılan çalışmada panel 14ºC soğutulmuş ve bu sıcaklık farkı istenildiğinde daha da arttırılabilir Şekildedir. İdeal çalışma sıcaklığına 25ºC yakın olarak soğutma yapılan modül üçün panel arka yüzey sıcaklık aralığı olarak 30ºC’ ye sabit tutularak panelin üreteceği güç miktarı gözlemlenmiştir. Soğutma elemanı olan kompresör toplamda üç saat boyunca tükettiği enerji miktarı 0,319 kWh olarak bulunmuştur. Tüketmiş olduğu bu enerji miktarını karşılamak için 40W panel yeterli olacaktır. Yapmış olduğumuz çalışmada soğutulan modül 3 no’lu panelin arka yüzeyini su ile tamamen kaplayıp tüm yüzey alanını eşit bir Şekilde soğutulmuştur. Soğutulan bu yüzey alanın eşit olmasından kaynaklı olarak diğer çalışmalara nazaran soğutma borularının temas ettiği alanların dışında tüm yüzey alanı eşit bir Şekilde soğutulmuştur. Böylelikle panel verimli yükseltilmiştir.Öğe Nef’î’nin şiirlerinin psikanalitik açıdan incelenmesi(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-07-24) Yalçın, İdris; Bozkurt, KenanPsikanalitik edebiyat metodu, Freud’un kurucusu olduğu psikanalizin imkanlarından faydalanılarak ortaya çıkmış ve edebî metinlerin incelemesinde kullanılan bir yöntem olmuştur. Edebiyat ve psikanalizin hareket noktasının insan olması, insan davranışlarının nedenleri üzerinde durup ruhsal yaşamın malzeme olarak kullanması her iki bilim dalını birbirine daha da yaklaştırmıştır. Psikanalitik eleştiri yönteminde sanatkârın hayatının ve ruhsal yaşamının esere ne şekilde yansıdığı, bastırılmış duyguların edebî eserde nasıl dile getirildiği üzerinde durularak edebî eser incelemesinde farklı bir bakış açısı geliştirilmiştir. Bu çalışmada, övünmede olduğu kadar sövgüde de abartıya kaçan ve uçlarda gezinen 17. yüzyılın ve klâsik Türk edebiyatının en büyük kaside üstadı ve hiciv şairi Nef’î’nin bu tavrının nedenleri, psikanalitik eleştiri yönteminin imkanlarından yararlanılarak izah edilmeye çalışılmıştır. Nef’î’nin bu tavrı, kuralları belirlenmiş klasik şiirin genel bir eğilimi gibi görünse de bu tavrın psikanalitik edebiyat kuramında birtakım psikolojik izahatları vardır. Zira küçük yaşta babası tarafından terk edilen şairin bu travmatik terk edilmişliğin ağır tahribatı altında ezildiği, bu tahribatın etkisiyle sağlıklı ilişkiler geliştirme noktasında sıkıntılar yaşadığı ve çocukluk çağı travmalarının şairin sanatçı kişiliğinde belirleyici olduğu düşülmektedir. Babasız kalmanın acı tecrübesini henüz küçük yaştayken yaşayan Nef’î’nin bu durumu şiirlerine nasıl yansıttığı, narsist davranışları ile hiciv ve küfre meyyal tavrının nedenleri hakkında disiplinlerarası bir çalışma yapılarak özellikle Freud, Adler, Jung, Fromm, Lacan ve Klein gibi psikanalistlerin tespitlerinden faydalanılarak şairin şiirlerinin nedenleri üzerinde durulmuş; Nef’î’nin şiirlerini hangi ruh hali ile yazdığı örnek beyitler üzerinden ortaya konmaya çalışılmış ve psikanalitik çözümlemeler yapılmaya çalışılmıştır. Bu yönüyle bu çalışmanın benzer çalışmalara kaynaklık etmesi ve araştırmacıların klâsik Türk edebiyatı manzumelerine farklı bir gözle bakması amaçlanmıştır.Öğe Mardin ilindeki arkeolojik alanların ilin turizm kalkınması açısından değerlendirilmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-22) Ak, Yasir; Gülbahar, Mehmet OnurMardin’in sahip olduğu 238 Arkeolojik sit alanı, 3 tane kentsel sit ve 1403 tescilli kültür varlığı ile adete bir açık hava müzesi konumundadır. Mardin’de birçok medeniyetin yaşamış olması kültürel açıdan şehri önemli kılmaktadır. Son yıllarda yapılan ziyaretler kültür turizmin önemini artmıştır. Mardin ilinin tarihi dokusu turistlerin ilgisini çekmektedir. Mardin ilinde işsizlik sorunu önemli problemlerden bir tanesidir. Mardin iline bakıldığında işsizlik sorununun giderilmesinde turizmin önemli bir etken olması beklenmektedir. Bölgeyi görmeye gelen turistler, antik şehir ve alanları gezmenin yanında bölgenin ekonomisine katkı sunmaktadır. Emek yoğun bir sektör olan turizm, istihdamı olumlu yönde etkilemektedir. Arkeolojik kazılar neticesinde de istihdam oluşmaktadır. Araştırmanın amacı, Mardin ilindeki arkeolojik alanların ilin kalkınması açısından değerlendirilmesi ve bazı antik yerleşim ve arkeolojik alanların tespit edilip kayıt altına alınması ile gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yöntemi tercih edilmiş olup veri toplama tekniği olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın alanı Mardin ili olup örneklem belirlenirken maksimum çeşitleme ve amaca yönelik örnekleme yöntemleri kullanılıştır. Araştırma arkeolojik alanlara vakıf 6’sı arkeolog olmak üzere toplam 16 katılımcı ile yüz yüze yapılmıştır. Elde edilen bulgular betimsel analiz yöntemiyle işlenmiş olup veri haline getirilmiştir. Mardin ilindeki arkeolojik alanlarla ilgili çok çalışma yapılmadığı görülmüştür. Çalışma neticesinde kazı çalışması yapılan veya daha kazı çalışması yapılmayan yeni yerler tespit edilip kayıt altına alınmıştır. Çalışma neticesinde arkeolojik alanların turizme kazandırılması sonucu istihdam yaratacağı saptanmıştır.Öğe Hasankeyf arkeopark alanına taşınan anıt eserler ve bunların yeniden turizme kazandırılması(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-07-10) İnaç, İbrahim; Kozbe, GülrizBu yüksek lisans tezi, Batman il sınırları içerisinde yer alan Hasankeyf’deki sekiz adet taşınmaz kültür varlığının korunması ve turizme kazandırılması üzerine odaklanmaktadır. Özellikle, söz konusu tarihi yerleşimindeki taşınmaz kültürel mirasın bir bölümünün Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) Projesi kapsamında su altında kalma riskiyle karşı karşıya kaldığı ve bu mirasın korunması ve taşınması için yapılan projeler değerlendirilerek Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi, Kızlar Camii, Orta Kapı, Süleyman Han Camii ve Er Rızk Camii olarak bilinen taşınmaz kültür varlıklarının Arkeopark’a taşınması, korunması ve turizme kazandırılması ele alınmıştır. Bu bağlamda tezimizde tanıtılan metotlarla Hasankeyf Arkeopark Alanı’nın belgelenmesi ve turizm sektörüne kazandırılması sağlanmıştır. Sergileme alanlarının tasarımı, eserlerin doğal aydınlatmayla uyumlu bir şekilde sunulmasını sağlamış ve ziyaretçilerin eserlere rahatlıkla erişebilmesi için düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim Hasankeyf Arkeopark Alanı'na taşınan anıt eserlerin korunması ve turizme kazandırılması, sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi için değil; ülkemiz kültürel mirası ve turizmi için de önem taşımaktadır.Öğe Devlet borçlanmasının ekonomik büyüme üzerine etkisi: Türkiye 2002-2008/2008-2019 dönemi üzerine uygulama(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-10-06) Mirzade, Kadriye; Şiriner, İsmailDevletler, kamu harcamalarının finansmanında her ne kadar yoğun olarak vergi gelirlerini kullansa da günümüzde borçlanmaya başvurulması oldukça alışılmış bir uygulamadır. Artık olağan gelirler arasında kabul gören borçlanma, özellikle 1980 ve sonrası dönemde Türkiye’nin de içinde bulunduğu dış ekonomiye açılma rüzgarıyla oldukça yoğunlaşmıştır. Borçlanma gelirlerinin kullanım alanları ve yöntemine bağlı olarak enflasyonist etkiler yaratabilmesi, özel sektörü dışlayarak üretim ve istihdam düzeyini olumsuz etkileyebilmesi, gelir dağılımda adaletsizliğe yol açabilmesi, yatırımları olumsuz etkileyebilmesi, vergilerde artışa sebep olarak gelecek kuşaklar üzerinde yük oluşturması gibi sakıncalarından dolayı, devletlerin borçlanma yoluna gitmesinin ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği gibi, temeli Klasikler olan birçok teorinin yanında; ekonomideki atıl kaynakların borçlanma yoluyla üretime entegre edilmesiyle veya borçlanılan kaynakların verimli alanlara yatırılması yoluyla borçlanılan miktarın üzerinde gelir edilerek yeni gelir kaynaklarının yaratılması gibi temeli Keynesyen olan birçok anlayış mevcuttur. Dolayısıyla devletlerin borçlanmaya yaklaşımı konusunda literatürde fikir birliği söz konusu değildir. Borçlanmaya yaklaşımın değişmesi ve devletlerin kolayca başvurduğu bir yol olmasıyla, borçlanmanın değişkenler üzerindeki etkisi, literatürde oldukça ilgi çekici konular arasına girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti gibi borçlu doğmuş bir ülkenin günümüze kadar artarak devam eden borçlanma serüveninin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi yapılan birçok ampirik analizle incelenmiştir. Çalışmamızda Türkiye’nin kamu borçlarının büyüme üzerindeki etkisi Granger Nedensellik Analizi ile incelenmeye çalışılmıştır. Dönem olarak; 2002 yılı ile global krizin patlak verdiği 2008 dönemi kamu borçları ile 2008’den günümüze kadar olan dönemdeki kamu borçlarının ekonomik büyümeye etkisi karşılaştırılmalı olarak incelemiştir. Sonrasında 2002-2019 dönemi kamu iç borçları ile kamu dış borçlarının büyüme üzerine etkileri analiz edilerek borçlanma performansı incelenmiştir.Öğe Titanyum (Ti) katkılı AlCoCuNi yüksek entropili alaşımların mekaniksel alaşımlama ile üretilmesi ve karakterizasyonu(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-12-24) Kaya, Feyzullah; Okumuş, MustafaBu tez çalışmasında %4-8 (at.) Ti katkılı AlCoCuNiTi yüksek entropili alaşımları farklı öğütme sürelerinde mekanik alaşımlama ile nanoyapılı toz olarak üretildi. Üretilen alaşımların mikroyapısal karakterizasyonu X-ışını kırınımı (XRD) ve taramalı elektron mikroskobu/enerji dağıtıcı X-ışını (SEM/EDX) analizleri yapıldı ve ayrıca termal karakterizayonu diferansiyel termal analiz (DTA) ile yapıldı. Toz metalürjisi prosesleri sonucu oluşturulan numunelerin yüzey morfolojileri optik mikroskop (OM) ile incelendi ve ayrıca mikrosertlik analizi de yapıldı. XRD sonuçları 80-120 saat öğütmelerde intermetalik ve katı çözelti fazlarının oluştuğunu gösterdi ve ayrıca öğütme süresi arttıkça kristalit boyutunda azalma olurken kafes gerilmesinde ve dislokasyon yoğunluğunda artma olduğunu gösterdi. XRD taramasında elde edilen maksimum pik değerlerinin Scherrer denkleminde kullanarak minimum kristalit boyutu değeri %8 Ti katklı AlCoCuNiTi yüksek entropili alaşım için yaklaşık 3 nm olarak bulundu. SEM/EDX analizleri öğütme süresi arttıkça parçalanma, kırılma, topaklaşma ve kaynaklaşmalar olduğunu, partikül boyutunun küçüldüğünü ve daha homojen bir yapı oluştuğunu gösterdi. DTA analizleri düşük öğütme sürelerinde (0-30 saat) yaklaşık 565 oC sıcaklıkta AlNi3 fazının kristalleşmesini işaret eden bir ekzotermik pik gösterirken yüksek öğütme sürelerinde (30-120 saat) herhangi bir pik göstermemiştir. OM analizleri öğütme süresi 0 saatten 120 saate arttıkça partikül boyutlarında küçülmeler, daha homojen bir yapı ve boşluk miktarında azalmalar olduğunu gösterdi. Preslenen ve sinterlenen AlCoCuNiTi yüksek entropili alaşım numunelerinde öğütme süresi arttıkça yeni intermetalik veya katı çözelti fazların oluşumu sonucu mikrosertliğin arttığı gözlenmiştir. Üretilen alaşımlarda maksimum mikrosertlik değeri 120 saat öğütme ile üretilen ve 815 oC’de sinterlenen %8 Ti katkılı AlCoCuNiTi alaşım numunesinde 882 ± 20 HV olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlara göre 120 saat öğütme ile üretilen %8 Ti katkılı AlCoCuNiTi alaşımın mekanik özelliklerinin bu çalışmada üretilen diğer tüm alaşımların mekanik özelliklerinden daha üstün olduğu anlaşılmıştır.Öğe 1067 numaralı hurufat defterine göre Amîd ve çevresindeki vakıflar (1703-1722)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-01-18) Reisoğlu, Ercan; Alaca, HanifeOsmanlı tarihi araştırmalarında en önemli kaynaklardan bir tanesi de şüphesiz Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan Hurufat Defterleridir. Bu defterlerde vakıf müesseseleri hakkında birçok bilgi bulunmaktadır. Hurufat Defterleri ilmiye sınıfının yürütme organı olan kazaskerlik tarafından düzenlenirdi. Bu organ kendi içinde Anadolu ve Rumeli olarak ikiye ayrılmış olup yetki alanları belirlenmiştir. Böylece defterler Anadolu ve Rumeli olarak ikiye ayrılarak kazalar ’’elif’’ harfinden başlamak suretiyle alfabetik sıraya göre defterlere kaydedilmiştir. Osmanlı Devleti vakıf müesseselerine azami derecede önem verir, bu minvalde devlet teşekkülü en ücra kasaba ve köylere kadar uzanırdı. Defterlerde; kaza, kasaba, köy, mahalle adı, vakfı inşa eden kişi, vakfın adı, görev şekli, görevden ayrılanın adı, göreve yeni başlayanın adı, atama arzını yapan kişinin adı ve atama tarihi yazılırdı. Bu durumda defterlerin çok yönlü olduğu söylenebilir. Özellikle sosyoekonomik ve demografik yapı hakkında ciddi bilgiler içermesi nedeniyle Hurufat Defterlerinin tarih araştırmalarında çok önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir.Öğe Şanlıurfa sıra geceleri ve turizm ilişkisi: Sıra gecesi düzenleyen işletmeler üzerinden bir değerlendirme(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-23) Taş, Mehmet; Doğan, MustafaŞanlıurfa sıra geceleri ve müzik üzerine birçok çalışma bulunmaktadır fakat Türkiye’de Şanlıurfa sıra gecelerinin turizme etkisi üzerine bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın temel amacı Şanlıurfa’daki geleneksel sıra gecesi aktivitelerinin turizme etkisinin değerlendirilmesidir. Çalışmada yarı yapılandırılmış bir soru formu ile görüşme tekniği kullanılmış ve Şanlıurfa’da sıra gecesi düzenleyen 19 işletme üzerinden veriler toplanmıştır. Ortaya çıkan bulgular Şanlıurfa’daki sıra gecesinin turizmi doğrudan etkileyen bir turistik çekicilik unsuru olduğu, ziyaretçiler için vazgeçilmez bir aktiviteye dönüştüğü; destinasyon memnuniyeti açısından sıra gecelerinin eğlence ihtiyacını karşılayan aynı zamanda kültürel etkileşime de olanak sağlayan bir miras değeri olduğu görülmüştür. Geçmişe göre işletme sayısında ve işletmelerin hizmet unsurlarında değişimler olduğu tespit edilmiştir. Kadın ve erkeklere bir arada hizmet veren hem alkollü hem de alkolsüz işletmelerin olduğu; kentin turistik eğlence imajında sıra gecesinin çok belirgin bir yer işgal ettiği tespit edilmiştir. Sıra gecesi talebini büyük oranda seyahat acentelerinin yönlendirdiği, kentteki işletmeler arasında yoğun rekabetin olduğu ortaya çıkmıştır.Öğe Zeytin yaprağının obez bireylerde hiperglisemi ve hipertansiyon üzerine etkisi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-08-12) Baran, Sevda; Çınar, ErcanBu çalışmanın amacı obez bireylerde zeytin yaprağı çayı tüketiminin antropometrik ve biyokimyasal bulgular üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Polikliniklerine başvuran 18-65 yaş aralığında olan 40 obez hasta üzerinde çalışma yürütülmüştür. Seçilen 40 obez bireyin 8 hafta boyunca günde 1 fincan zeytin yaprağı çayı tüketimi istenmiştir ve tüketim durumları kayıt altına alınmıştır. Çalışmanın 1.gününde ve 8 hafta sonrasında hastalardan alınan kan örneklerinden serum glikoz, insülin, HbA1c, total kolesterol, HDL-K, LDL-K, trigliserit, AST, ALT, sistolik ve diyastolik kan basınçları düzeylerine bakılmıştır. Aynı zamanda obez bireylerin antropometrik ölçümleri alınarak hastaların bel / kalça oranları ve beden kütle indeksileri hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda zeytin yaprağı çayı tüketen obez bireylerin 1. günki ve 8 hafta sonrasında alınan kan serum örnekleri karşılaştırıldığında glikoz, insülin, trigliserit, sistolik ve diyastolik kan basınç düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı ölçüde azalma görülürken vücut ağırlığı, bel ve kalça çevrelerinde, AST, ALT, total kolesterol, HDL-K düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ancak bu sonucun klinik açıdan kayda değer olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak zeytin yaprağı çayı tüketiminin glisemik kontrolü sağlamada yararlı olabileceği, hiperglisemi, hipertansiyonu ve diyabete bağlı dislipidemi oluşumunu, önleyici etki gösterebildiği ve obezitenin tıbbi beslenme tedavisinde fayda sağlayacağı söylenebilir.Öğe Tüketici bilinç düzeyinin helâl gıda tüketimi ve satın alma niyeti üzerindeki etkisinin incelenmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-08-29) Yılmaz, Mehmet Arif; Kılınç, KazımTüketiciler genel olarak sağlıklı tüketim ve maksimum faydayı sağlamak için başta bilinç düzeyi olmak üzere, istek, ihtiyaç ve dini inançları doğrultusunda hareket ederek satın alma davranışında bulunmaya çalışırlar. Bu bağlamda özellikle Müslüman tüketiciler açısından helâl gıda kavramı ön plana çıkmaktadır. Helâl gıda kavramı tüketici bilinç düzeyi ile ilişkili bir kavram olduğundan tüketicilerin mal ve hizmet tercihindeki hassasiyetlerini ortaya koymaktadır. Söz konusu hassasiyet nedeniyle sürekli gelişen sanayi ve teknoloji doğrultusunda üretilen ürünlerin nasıl üretildiği tüketicilerde merak konusu olmaktadır. İşletmeler ise tüketicilerde oluşan merağı gidermek ve tüketicilerin gönül rahatlığıyla alabilecekleri mal ve hizmetleri piyasaya sunmak için helâl gıda sertifikası almaya çalışmaktadırlar. Yapılan çalışmalar doğrultusunda bu çalışma ile tüketici bilinç düzeyinin helâl gıda tüketimi ve satın alma niyeti üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda tüketici bilinç düzeyinin helâl gıda tüketimi ve satın alma niyeti üzerindeki etkisinin belirlenmesi çalışmanın amacını oluşturmuştur. Söz konusu amaç çerçevesinde uygulanan anketler Batman’da yaşayam 433 kişiye yaptırılmıştır. Analizlerin yapılması için veriler istatistiki analiz programı veri kütüklerine kaydedilmiştir. Güvenilirlik, faktör, t-testi, tek yönlü varyans (anova), regresyon ve korelasyon analizi gibi istatistiksel analizler uygulanmıştır. Yapılmış olan analizler sonucunda, tüketici bilinç düzeyi ile helâl gıda tüketimi ve satın alma niyeti arasında pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Ayrıca tüketici bilinç düzeyinin helâl gıda tüketimi ve satın alma niyeti üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında, tüketicilerin aylık gelir seviyeleri ile eğitim düzeyi yüksek olan bireylerin satın alma konusunda daha duyarlı ve titiz oldukları, ancak helâl gıda tüketimi konusunda herhangi bir duyarlılıklarının olmadığı ortaya çıkmıştır. Yapılan çalışmada elde edilen sonuçlar çerçevesinde, araştırma konusunun geliştirilmesine, tüketicilerin bilinç düzeylerinin artırılmasına, tüketicilerin korunmasına ve helâl gıda ürünleri üretimi ile tüketiminin artırılmasına yönelik çeşitli öneriler sunulmuştur.