17 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 17
Öğe Geçmişten günümüze sakız ağacı Pistacia lentiscus L.(Batman Üniversitesi, 2013) Akdemir, Ömer Faruk; Tilkat, Engin; Onay, Ahmet; Kılınç, Mehmet Fatih; Süzerer, Veysel; Çiftçi Özden, YeldaBu çalışmada ülkemizde Ege bölgesinde yetişen ve antik dönemlerden günümüze kadar alternatif tıpta bitkisel ilaç olarak kullanılan sakız ağaçlarının (Pistacia lentiscus L.) biyolojik özellikleri, geleneksel ve biyoteknolojik üretim yöntemleri derlenmiştir. Çalışmada, yazılı kaynak olarak sakız ağaçları üzerine yazılmış makaleler, gazete haberleri ve kamu kuruluşlarınca basılmış bilgilendirme kitapçıkları kullanılmıştır. Sakız ağaçlarını yerinde incelemek amacıyla yetişme alanlarına bilimsel amaçlı geziler düzenlenmiş, sakız ağacının vejetatif ve generatif kısımları (kök, yaprak, gövde, çiçek, tohum, meyve) biyolojik özellikleri bakımından incelenmiştir. Sakız ağaçları (P. lentiscus L.), yeşil ve aromatik yaprak özelliğine sahip, Akdeniz ülkelerinin sahile yakın bölgelerinde yetişen, çalı formunda bir bitki olup, bu ağaçtan ekstrakte edilen özütler, başta kanser olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Çalışma sonuçlarımıza göre, sakız ağacı ürünlerinin ilaç, kimya ve gıda sanayisi gibi çok sayıda kullanım alanları yanında ekonomik yönden de değerli bir bitki olduğu tespit edildi. Çalışmanın son bölümünde ise, sakız ağaçlarının geleneksel ve biyoteknolojik çoğaltım yöntemleri derlenmiştirÖğe “Balcı” aspir (Carthamus tinctorius l.) çeşidinin in vitro sürgün uçlarının mikroçoğaltımı ve köklendirilmesi üzerine oksin ve sitokininlerin etkisi(Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2018-12-31) Akbaş, Filiz; Hamidi Birecikli, AtikeBu çalışmada, linoleik tipte olan Balcı aspir çeşidinin, mikroçoğaltımı ve köklendirilmesi üzerine bazı sitokinin (BAP ve Kin) ve oksinlerin (NAA ve IAA) etkisi incelenerek in vitro çoğaltım protokolünün geliştirilmesi amaçlanmıştır. Başlangıç materyali olarak, in vitro koşullarda çimlendirilen olgun tohumlardan elde edilen steril fidelerin sürgün uçları kullanılmıştır. Sürgün uçları mikroçoğaltım için, BAP ve Kin’in farklı konsantrasyonlarının (0.0, 0.5, 1.0, 2.0 ve 4.0 mg/L) bulunduğu MS besi ortamında kültüre alınmıştır. Elde edilen sürgünler köklendirme aşamasında farklı NAA ve IAA (0.0, 0.5, 1.0 ve 2.0 mg/L) konsantrasyonlarını içeren MS besi ortamına transfer edilmiştir. BAP konsantrasyonları arasında en iyi sürgün çoğaltımı, eksplant başına 5.33 adet sürgün ile 0.5 mg/L BAP’lı ortamdan elde edilirken, Kin uygulamalarında ise 3.75 adet sürgün ile 0.5 mg/L Kin ve 3.33 adet sürgün ile 4.0 mg/L Kin içeren ortamdan elde edilmiştir. Ancak BAP uygulamalarının genelinde ve 4.0 mg/L Kin uygulamasında oluşan sürgünlerde vitrifikasyon olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, 0.5 mg/L Kin ile desteklenmiş MS besi ortamının Balcı aspir çeşidinin in vitro sürgün çoğaltımı için en ideal ortam olduğu tespit edilmiştir. En iyi kök oluşumunun, eksplant başına 20 adet ile 2.0 mg/L NAA içeren ortamda kültüre alınan sürgünlerde olduğu saptanmıştır. Elde edilen köklü fideler torf – perlit karışımı içeren saksılara dikilerek toprağa adaptasyonu sağlanmıştır.Öğe Tunceli yöresi nannospalax körfarelerinin rodentia spalacidae karyolojik özellikleri(Tunceli Üniversitesi, 2010) Coşkun, Yüksel; Ulutürk, Servet; Yürümez, GökhanÖğe Vormela peregusna’nın Türkiye’deki dağılışı ve ekolojileri üzerine katkılar(ABADER, 2019-06-30) Yürümez, Gökhan; Ulutürk, ServetVormela peregusna (Güldenstädt, 1770) Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birliğe (IUCN) göre duyarlı (VU) kategorisinde yer alan bir tür olmasına rağmen, ülkemizde geniş bir yayılış göstermektedir. 2016-2018 yılları arasında yapılan arazi çalışmaları ile Batman yöresinde tespit edilen V. peregusna örnekleri morfolojik olarak incelenmiştir. Kuyruklarının uç kısmında siyah bir bant bulundurması örneklerimizin V. p. syriaca alttürü ile benzerlik gösterdiğini ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, bu çalışma ile türün dağılış sınırlarına da katkılar sunulmuştur.Öğe Doğu Anadolu Bölgesi nannospalax nehringi satunin 1898 rodentia spalacidae kromozomal formlarının mandibula yapılarının geometrik morfometrik yöntemlerle karşılaştırılması(Nevşehir Üniversitesi, 2009) Kaya, Alaettin; Coşkun, Yüksel; Ulutürk, Servet; Seçkin, S.Öğe Diyarbakır sincap’larının, sciurus anomalus gmelin 1778, (rodentia: mammalia) morfolojik ve karyolojik özellikleri(Dicle Üniversitesi, 2013) Ulutürk, Servet; Coşkun, YükselÖğe Kahramanmaraş yöresi Nannospalax (Körfare)’larının (Rodentia: Spalacidae) karyolojik özellikleri(Türkiye Entomoloji Derneği, 2011) Coşkun, Yüksel; Ulutürk, Servet; Kaya, Alaettin; Yürümez, GökhanÖğe Türkiye’den yeni Lutra lutra Linnaeus, 1758 kayıtları(ABADER, 2017-12-29) Ulutürk, Servet; Yürümez, GökhanDünyada 13 tür ile temsil edilen Mustelidae familyasına ait su samurunun bir türü Lutra lutra (Avrasya su samuru) ülkemizde bulunmaktadır. Durgun akarsularda, dere, çay, nehir ağızları ve göllerde yaşayan Lutra lutra, Palearktik bölgede geniş bir yayılış göstermektedir. 2013-2017 yılları arasında doğrudan ve dolaylı gözlem metodları ile yapılan bu çalışma ile IUCN kriterlerine göre NT (Near Threatened) kategorisinde yer alan Avrasya su samurunun ülkemizdeki dağılış alanlarına Ağrı, Batman, Düzce ve Van illerinden yeni kayıtlar eklenerek türün biyoekolojik ve dağılış sınırları bilgilerine katkı sunulmuştur.Öğe Ankara-Beypazarı Sekli ve Hırkatepe köylerinde Kızıl Geyikler (Cervus elaphus, Linneaeus 1758) üzerine gözlemler(Bartın Üniversitesi, 2019-04-15) Ulutürk, Servet; Yürümez, GökhanAnkara Beypazarı ilçesine bağlı Sekli ve Hırkatepe köyleri civarında kızıl geyiklerin tespit edildiği 7 farklı gözlem alanında türün yavrulama ve üreme dönemleri dikkate alınarak Mayıs, Haziran, Ağustos, Eylül ve Ekim 2015 aylarında izleme çalışması gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmaları ile yapılan gözlemlerde toplam 68 birey doğrudan fotoğraflanarak veya kurulan kamera tuzakları ile görüntülenmiştir. Gözlem alanlarında kamera tuzakları ile 356 kızıl geyik kaydı elde edilmiş ve çalışmada başarı oranı 2,52 fotoğraf/100 fotokapan-gün değeri olarak hesaplanmıştır. Mayıs ayında geyiklerin kamera tuzaklarına yakalanma oranı oldukça fazlayken bu oran Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yok denecek kadar azalmıştır. Yapılan bu çalışmalar ile türün popülasyon trendi dışında türü tehdit eden faktörlerde ele alınmıştır.Öğe Batman yöresi körfarelerinin karyolojik özellikleri(Batman Üniversitesi, 2012) Coşkun, Yüksel; Ulutürk, Servet; Yürümez, Gökhan; Kaya, Alaettin