13 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 13
Öğe Yeni Osmanlılar Cemiyeti kurucularından Mehmed Âyetullah Bey: Dönem-İnsan-Eser(Grafiker Yayınları, 2017) Korkmaz, FerhatCemiyetçiliği, şairliği ve gazeteciliği ile Osmanlı Devleti’nin son döneminin aydın ve sanatçıları arasında önemli bir yere sahip olan Mehmed Âyetullah Bey, 25 Mayıs 1846’da Kahire’de doğmuştur.” “Edebiyat ve siyasetle erken yaşlarda ilgilenmeye başlayan Mehmed Âyetullah Bey, dedesi Abdurrahman Sami Paşa’nın muhafazakârlığını kabul etmeyerek Şinâsî, Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın açtığı yenileşme hareketi içinde yer almıştır. Mehmed Âyetullah Bey’in yetiştiği Suphi Paşa ve Abdurrahman Sami Paşa konakları tam bir ilim ve irfan meclisi idi. Dünyanın pek çok yerinden gelen bilgin insanlar bu konaklara devam etmiş, Âyetullah Bey de henüz küçük yaşlardan itibaren bu meclislerde bulunmayı bir itiyat haline getirmişti. Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin kurucularından biri olması da şüphesiz yetişme tarzıyla ilgiliydi.” “Mehmed Âyetullah Bey, içinde yaşadığı dönemin sosyal ve siyasal olayları ile yakından ilgilenmiştir. 1867’ye kadar Tasvîr-i Efkâr gazetesinin matbaasına devam ederek Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ebuzziya Tevfik’in etkisinde gazeteciliğe başlayan Mehmed Âyetullah Bey, arkadaşı Musullu Sami Bey ile birlikte yine 1867 yılının Mayıs ayında Utârid gazetesini 5 sayı olarak çıkarabilmiş, daha sonra Filip’in sahibi olduğu Vakit gazetesinde “baş muharrir” olarak yazılar yazmıştır.”Öğe Anneme söyleyin(Yolcu Dergisi, 2017-10-04) Korkmaz, FerhatÖğe Hüznün retoriği: Mehmet Günsür’ün “içeriye bakan kim?”(Yeni Türk Edebiyatı, 2019-12-12) Karadeniz, MustafaModern Türk öykücülüğünün dikkate değer isimlerinden biri olan Mehmet Günsür, yaşamıyla sanatı arasındaki mesafeyi alabildiğine kısa tutan öykücülerdendir. Kısa fakat yoğun geçen bir yaşamı, kendine özgü bir dil ve anlatım tutumuyla öykülerine yansıtmıştır. İçeriye Bakan Kim?’de bulunan on sekiz öyküde yazınsal dilin bütün imkânları birbiriyle uyum içindedir. Karakterlerin duyarlı ve melankolik kişilik özellikleri, öykülerin atmosferiyle bakışımlıdır. Hüzün duygusunun idaresindeki bir öyküde, söz gelimi, anlatım teknikleri sadece bu hüznü aktarmaz; üretir de. Öykülerin biçim ve içerik yönünden sahip olduğu bu organik birlik ve şiirsel doku, anlatım tekniklerinin bilinçle kullanıldığını düşündürür. Günsür’ün öykülerindeki edebî özgünlüğün kaynağını ereği kendinde bu dil ve anlatım tutumunda aramak gerekir. İçerdiği anlatım teknikleri bağlamında İçeriye Bakan Kim adlı öykü kitabının yakın bir okumaya tabi tutulması, bu makalenin konusunu oluşturmaktadır.Öğe İsmail Safa Muhakematı Edebiyye(Detay Yayıncılık, 2019) Zariç, MahfuzOtuz dört yıllık ömrüne yedi şiir kitabı, bir çeviri roman ve 30 edebi eleştiri yazısı sığdırabilen İsmail Safa edebiyat tarihlerinin kendisinden çoğu kez kısaca söz edip geçtiği yazarlarımızdandır. İsmail Safa; şair Ali Kamil (Akyüz) ve Ahmet Vefa'nın kardeşi, gazeteci yazar İlhami Safa'nın ve romancı Peyami Safa'nın babasıdır. İsmail Safa'nın bugüne kadar eserlerinden sadece iki günümüz yazısıyla yayınlanabilmiştir. Tanzimat ve Servet-i Fünün dönemi şairi İsmail Safa'nın okuyuculara ulaştırılamamış eserlerinden biriside 18 edebi eleştiriden oluşan Muhâkemât-ı Edebiyye adlı eseridirÖğe Müebbet Krizalit: Özcan Ergüder'in öykücülüğü(Sonçağ Akademi, 2021) Karadeniz, MustafaÖğe Ben bir ara - Cemal Süreya şiirinde poetik sadakat(Kriter Yayınevi, 2021) Karadeniz, MustafaŞiirin bir "kişilik" sorunu olduğunu belirten, bireysel bir poetika kurma kaygısı içinde olan İkinci Yeni şairlerinin poetik çabalarını, onların kendinden menkul fikirleri ve şiirleri ekseninde incelemek, İkinci Yeni ve poetika konuları bakımından özgün ve yeni yaklaşımlara kapı aralayabilir. Elinizdeki kitap, İkinci Yeni şiirinin "kurucu bilinci" olarak değerlendirilen Cemal Süreya'nın poetikasıyla şiirleri arasındaki mütekabiliyet ilişkisini "poetik sadakat" kavramsallaştırması temelinde incelemeyi konu edinir. Çalışmada, Cemal Süreya'nın şiirlerinde kendi poetik görüşlerine ne ölçüde bağlı kaldığına ilişkin birtakım yorum ve değerlendirmelerden hareketle poetikasına sadakatinin düzeyi ve şiir estetiğinin temellerinin ortaya konması amaçlanmıştır. "Poetik sadakat" kavramsallaştırması ekseninde yapılan simetrik bir okuma, Süreya'nın modernist bir şiir estetiği kurabilmek konusunda kararlı ve tutarlı bir şekilde hareket ettiğini enikonu görebilme imkânı sunar.Öğe Abdülhak Şinasi Hisar(Akademik Kitaplar Yayınevi, 2019) Zariç, MahfuzKendisinin ve yakın çevresindeki arkadaşlarının yeri geldikçe vurguladıkları gibi aslında Hisar, yazılarına aktardığı duygu ve kanaatlerin çoğunu, çocukluğunda veya ilk gençliğinde ne hissetmiş ne aklından geçirmiş ne de dillendirmiştir. Hisar'ın metinlerini tür itibarıyla adlandırırken bu durumun göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Hisar, yazılarında çoğu zaman çocukluk veya ilk gençlik dönemi bakış açılarını kullanmaz; geçmişe bütünüyle yazdığı zamanın değer yargıları ve duygularıyla da bakmaz. Unutulmaması gereken bir diğer husus da sonuçta yazdıklarının kurmaca metinler olduğu gerçeğidir. Bu itibarla yazarın başarısını geçmişi hissettiğini sanmamızda değil; okurlara kelimelerle hissettirebilme gücünde aramalıyız. Hisar 1930'lu yıllarda muhtemelen üzerinde yoğunlaştığı ve 1940'lı yıllarda yayımladığı anı/denemelerinde, vaktiyle küçümsediği mehtap yaşantısını, yazı sanatıyla yüceltir. Çocuk ve ilk gençlik benliğine bugünden o duyguları hissettirir. Hisar'ın duygu dünyasında sıkça sözü edilen "ebedî zaman" bu anlatım tarzına karşılık gelmektedir.Öğe Hüseyin Su Öyküsü - yeni eleştiri bağlamında(Atlas Kitap, 2015) Zariç, Mahfuz"Edebiyatta da, sanatta da temel izlek insanın serüvenidir; insanî serüvendir. Bütün sorunlar bu temel izlek içinde yerli yerinde ve yeterince, insanın çevresinde, insanın doğal eylemleri olarak yer alır. Böyle olmadığında, insanî düzlemde verilemeyen, ele alınamayan her sorun, her tema yapay olarak kalır, sanat eserinin dokusuna gerçek bir insanî eylem olarak sinmez. İnandırıcı bulmadığımız budur işte, gerçekte hayatımızda olup olmadığı değil. Ben bunu yalnızca öykü ya da kısa öykü kuramı açısından değil, bütünüyle sanat kuramı açısından değerlendirebilir bir durum olarak görüyorum. Öyküden romana, şiirden tiyatroya, resimden müziğe, fotoğraftan sinemaya… bu bağın doğru kurulup kurulamadığına bakılmalı. Roman; hikaye, öykü, kısa öykü, kısa kısa öykü; klasik öykü, modern öykü, postmodern öykü… gibi tanımlamalar arasındaki ayrımlar neler olursa olsun, hepsi de temel dokusu, anlatı ögesi tahkiye olan edebiyat metinleridir."Öğe Sezai Karakoç(Akademik Kitaplar Yayınevi, 2019) Zariç, MahfuzSezai Karakoç'a göre Kur'an-ı Kerim'de, kimi yerlerde, tekrar varmış gibi görünmektedir; gerçekteyse tekrar gibi görünen yerlerde bir nüans vardır ve bütün bu nüanslar bir araya gelince Kur'an'ın mucizevi yapısı ortaya çıkmaktadır. Yine Sezai Karakoç'a göre insan, eserindedir; fakat eserdeki "ben" brüt bir "ben"dir ve saf "ben"i bulup çıkaracak çok az okur vardır. Bir yazarı, bir şairi tanımak için de eserlerini incelemek yeterli görülse de sıhhatli bir tanıklık bu tanımayı daha da güçlendirecektir. Elinizdeki çalışma da şairin gösterdiği özü bulma hedefine dönük olarak kaleme alınmıştır. Sezai Karakoç'un bütün eserlerini dikkate alan inceleme eserleri olmakla birlikte mevcut çalışmaların önemli bir kısmı, şairin şiirlerindeki bazı imgeler ve duyarlıklarla; düşünce yazılarındaki bir veya birkaç kavramla veya yazarın sadece bazı cepheleri ile ilgilidir. Bu çalışmada ise Karakoç'un elli altı kitabının tamamı, yayımlanmış hatıraları ve Pazar Postası'ndaki yazıları tek elden bütüncül bir değerlendirme ile incelemek; metinlerindeki nüanslara ışık tutmak; şair ve düşünür Karakoç'un görüş, duyuş ve duyarlıklarını, acı ve öfkelerini, uyarı ve önerilerini, tarihi ve psiko-sosyal saptamalarını, sembol dünyasını ve dünyayı semboller üzerinden okumasını tespit etmek, onun tabiriyle "saf ben"inini bulup çıkarmak hedeflenmiştirÖğe Bireyselden toplumsala lirik salınımlar: Necat Çavuş şiirinde poetik söylemin bileşenleri(Mevsimler Kitap, 2020) Karadeniz, MustafaTürk şiirinde 1980 sonrası kuşağa mensup olan ve İslami hassasiyetler temelinde bir tavır geliştiren Necat Çavuş, şiirinin yanı sıra diğer edebi türlerde de eser vermiştir. Deneme, eleştiri ve hikâyelerinde dikkat çeken başlıca husus, Çavuş'un nesir sahasında da şair kimliğiyle temayüz etmesidir. Bu husus, elinizdeki kitapta yer alan çalışmaların çıkış noktalarından biridir. Kitaptaki çalışmalar, Necat Çavuş'u tüm yönleriyle tanıtma iddiasında olmadığı gibi böyle bir niyetle de bir araya getirilmemiştir. Kitabı oluşturan dokuz çalışma, Çavuş'un edebi şahsiyetinin çeşitli yönlerine odaklanır ve bu bakımdan şairi farklı edebi faaliyetleriyle tanımayı hedefler. Çalışmaların altısı Çavuş'un şiirine dair incelemelerden oluşur, geri kalanıysa Çavuş'un hikâyeleri, diğer mensur çalışmaları ve bir sadeleştirme çalışmasını konu edinir.