Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Grafen nanopartikül takviyesinin kompozit malzemelerin mekanik özellikleri üzerindeki etkisinin araştırılması
    (Batman Üniversitesi, 2018-12-20) Bağatır, Tuba; Çelik, Yahya Hışman
    Kompozit malzemeler günümüzde mühendislik yapılarının büyük bir kısmında kullanım alanına sahiptir. Bu doğrultuda üretilen kompozit malzemelerin mekanik özelliklerinin tespit edilmesi ve bu özelliklerin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Son yıllarda araştırmacılar kompozit malzemelerin mekanik özelliklerini iyileştirmek için yoğunlaşmıştır. Bunun neticesinde nanoboyutlu Grafenin (G), kompozitin mekanik özelliklerini iyileştirmede önemli bir etkiye sahip takviye elemanı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, G'nin kompozitin çekme dayanımı üzerindeki etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda, epoksiye % 0 (takviyesiz); % 0,1; % 0,2; % 0,3; % 0,4; % 0,5 ve % 1 oranlarında G eklenmiştir. G eklenmiş epoksi karışımlar sırasıyla ASTM standartlarına göre hazırlanan kalıplara dökülmüştür ve kürleşmesi sağlanmıştır. Ayrıca ağırlıkça % 0 (takviyesiz), % 0,2 ve % 0,4 oranlarında G içeren epoksi karışımlar, cam fiber (CF), karbon fiber (KF) ve aramid fiber'e (AF) elle yatırma yöntemi ile ilave edilmiştir. Böylece farklı ranlarda G içeren cam fiber takviyeli plastik (CFTP), karbon fiber takviyeli plastik (KFTP) ve aramid fiber takviyeli plastik (AFTP) kompozitler üretilmiştir. G takviyeli epoksi matrisli kompozitler ile CF, KF, AF ve G takviyeli kompozitler çekme deneylerine tabii tutulmuştur. G takviyesinin epoksi matris malzemesi ve kompozitler üzerinde önemli bir mukavemet artışı sağladığı tespit edilmiştir. Takviyesiz epoksi malzeme en düşük çekme mukavemetine sahipken, epoksi matrisli G takviyeli kompozitlerde en yüksek çekme mukavemeti % 0,2 G içeren kompozitten elde edildiği görülmüştür. Epoksiye % 0,2'ye kadar G takviyesi eklenmesiyle malzemenin çekme dayanımı artmıştır. Daha fazla oranda eklenmesiyle bu artış düşüşe geçmiştir. Bu doğrultuda maksimum çekme dayanımı % 0,2 G takviyeli epoksi kompozitte gözlemlenmiştir. Ayrıca CF, KF ve AF'ye, G takviyesinin eklenmesiyle elde edilen G/fiber takviyeli kompozitlerin çekme dayanımları sürekli artmıştır. Ancak % 0,4 G takviyeli fiber kompozitlerin çekme dayanımı en yüksek değeri almasına rağmen % 0,2 G takviyeli fiber kompozite nazaran belirgin bir artış görülmemiştir. Ayrıca fiber takviyeli kompozitlerde, matris malzemesine G takviyesinin eklenmesiyle çekme mukavemetleri farklı davranışlar sergilemiştir. G nano partikülün CF, KF ve AF'ye eklenmesiyle elde edilen G/fiber takviyeli kompozitlerde, en fazla artış KFTP kompozitin çekme dayanımında görülürken en az artış AFTP kompozitin çekme dayanımında görülmüştür.
  • Öğe
    Farklı oryantasyon açılarına sahip jüt takviyeli kompozitlerin frezelenmesinin araştırılması
    (Batman Üniversitesi, 2018-10-19) Kılıçkap, Ali imran; Çelik, Yahya Hışman
    Petrol temelli yapay malzemelerin yaygın kullanımı, geri dönüşümünlerindeki zorluklardan dolayı büyük bir çevresel problemdir. Ancak dünyadaki çevresel farkındalık, kompozitlerde geri dönüşümlü ve çevre açısından sürdürülebilir malzemelerin geliştirilmesini önemli kılmıştır. Bu da malzeme üreticilerini yaşam döngüsünün tüm aşamalarında çevresel etkileri dikkate alarak çevre ile uyumlu malzemeler üretmeye yönlendirmektedir. Bu amaçla, çevre ile uyumlu ve geri dönüşümlü doğal takviyeli kompozitler araştırma konusu olmuştur. Son birkaç yılda keten, jüt, kenevir, ananas ve sisal gibi doğal elyaflar kullanılarak çevre dostu kompozitlerin üretiminde ciddi artışlar olmuştur. Bu çalışmada, 0°/90°, 30°/-60° ve ±45° yönlendirme açılarına sahip jüt elyaf takviyeli kompozit plakaların 2, 3 ve 4 ağızlı sert karbür (WC) parmak freze ile frezelenmesinde, kesme hızı ve ilerleme gibi kesme parametrelerinin kesme kuvveti, deformasyon faktörü ve yüzey pürüzlülüğü üzerine etkileri deneysel olarak araştırılmıştır. İlerlemenin artması kesme kuvvetini, deformasyon faktörünü ve yüzey pürüzlülüğünü artırmıştır. Kesme kuvvetinin artması, deformasyon faktörünü arttırırken kesme kuvveti ve yüzey pürüzlülüğünü düşürmüştür. Kesici takım ağız sayısının artması ise, frezeleme performansını arttırmıştır.
  • Öğe
    Yapıştırıcı ve perçinle birleştirilmiş tek L tipi bağlantıların çekme davranışının incelenmesi
    (Batman Üniversitesi, 2016-12-23) Kurtkan, Ümit; Adin, Hamit
    Gerçekleştirilen çalışmada tek “L” tipi bağlantıların çekme yükü altındaki davranışları sayısal ve deneysel olarak araştırılmıştır. Birleştirilen malzeme olarak 2 mm, 3 mm ve 4 mm kalınlıklarındaki alüminyum kullanılmıştır. Bindirme uzunluğu olarak 10 mm, 15 mm ve 20 mm seçilmiştir. Bağlantılar alüminyum ve çelik olmak üzere iki farklı perçin ve 3M 2216 marka epoksi bazlı yapıştırıcı ile gerçekleştirilmiştir. Deneyler 5 kN yük hücresine sahip Shimadzu universal test cihazıyla yapılmıştır. Sayısal çalışma gerçekleştirilirken sonlu elemanlar analiz programı Ansys Workbench kullanılarak deneysel çalışma ile aynı özelliklerde modeller oluşturulmuştur. Sonuçlar tüm modeller için en mukavemetli numunelerin 20 mm bindirme mesafesine sahip numuneler olduğunu göstermiştir. Çelik perçinli modeller alüminyum perçinli olanlara göre daha yüksek mukavemete sahiptir.
  • Öğe
    Plunger vanalarda akışın sayısal incelenmesi
    (Batman Üniversitesi, 2017-07-11) Yiğit, İskender; Dağtekin, İhsan
    Akışkanların basınç, debi, seviye, sıcaklık ve benzeri parametrelerinin kontrolü amacıyla tesisatlar da kullanılan plunger (iğneli) vanaları, su iletim hatları, barajlar ve su tahliye hatlarında ayar vanası, koruma vanası ve tahliye vanası olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada, DN 600 bir plunger vana içerisindeki akış sayısal olarak incelenmiştir. Önce giriş basıncı 16 bar, çıkış basıncı 8 bar da sabit tutulmuş ve klapenin hareketini simüle eden konum 1, konum 2 ve konum 3 değerleri girilmiş daha sonra klape konumu 3’de giriş basıncı 20 bar, çıkış basıncı 1 bar değerleri girilmiştir. Bu değerler ile sonlu hacimler yöntemi kullanan bir HAD simülasyon programı yardımıyla kavitasyon oluşan bölgeler ve hız değişimleri tespit edilmiştir. Bu tespit için Ansys CFX 12 programında vana akış analizleri yapılmış ve basınç ve hız değişimleri sonucunda oluşan kavitasyon alanlarının vana çıkış deliklerinde ve bu deliklere yakın alanlarda olduğu gözlemlenmiştir. Sonuçlar grafik ve tablolar halinde sunulmuştur.
  • Öğe
    Toz metalürjisi yöntemi ile üretilmiş farklı oranlarda B4C takviyeli Al matrisli kompozitlerin aşınma davranışlarının araştırılması
    (Batman Üniversitesi, 2017-04-18) Seçilmiş, Kübra; Çelik, Yahya Hışman
    Toz metalürjisi yöntemi sayesinde metal tozlarının istenilen şekle çok kısa zamanda dönüştürülmesi ekonomik anlamda seri imalatı mümkün kılmaktadır. Bu durum, malzemelerde talaşlı işleme ihtiyacını ortadan kaldırarak çok az malzeme kaybıyla, karmaşık ve boyutsal hassasiyeti yüksek parçaların üretilmesine olanak sağlamaktadır. Özellikle alüminyum ve alaşımları, ticari alanlarda vazgeçilmez malzemeler olarak toz metalürjisi yöntemi ile üretimde yerini almıştır.Bu tez çalışmasında, toz metalürjisi yöntemiyle üretilmiş B4C takviyeli Al matrisli kompozitlerin farklı takviye oranlarının aşınma davranışına olan etkileri incelenmiştir. Saflıkları %99,9 ve boyutu 325 mesh olan Al ve B4C tozları, saf Al, %4 B4C/Al, %8 B4C/Al, %12 B4C/Al ve %16 B4C/Al olacak şekilde hazırlanmıştır. Hazırlanan bu karışımlar 350 MPa basınç altında preslenerek 580oC'de 90 dakika boyunca atmosferik ortamda sinterlenmiştir. Üretilen numunelerin mikrosertlik ve aşınma deneyleri gerçekleştirilmiştir. Bu kompozitlerin aşınma deneyleri özel olarak imal edilen test düzeneği ile 0,46 m/s sabit hızda, farklı uygulama yüklerinde (5N,10N ve 15N) ve farklı kayma mesafelerinde (250m,500m,750m ve 1000m) yapılmıştır. Ayrıca üretilen malzemelerin aşınmış ve aşınmamış yüzeylerindeki mikroyapısal değişimleri belirlemek için optik mikroskop, SEM, EDS analizleri yapılmıştır. Yapılan deneysel çalışmalar sonucunda Al matrisli kompozitlerde B4C takviye oranının artması sertliğinin artmasına ve aşınma kaybının azalmasına yol açtığı tespit edilmiştir. Ayrıca kayma mesafesi ve uygulanan yükün artması ile aşınma miktarının arttığı görülmüştür. Bu durum, SEM görüntüsü ve EDS analizlerinden de görüldüğü gibi mikroyapıdaki takviye oranının sıklığı ve matris içerisindeki dağılımı ile ilgili olduğu gözlemlenmiştir.
  • Öğe
    Çift yakıtlı bir dizel motorda sıkıştırma oranının LPG kullanımına etkilerinin deneysel olarak araştırılması
    (Batman Üniversitesi, 2019-02-08) Çavgun, Erdal; Aydın, Hüseyin
    Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile birlikte araçların güç performans oranları artmakta buda dizel yakıt kullanım maliyetini arttırırken ayrıca dizel araçların çevre kirliliği sorununu daha da belirgin bir hal almasına sebebiyet vermektedir. Bunun ile birlikte üreticiler dizel yakıtlı motorlarda alternatif yakıtların kullanılması ile ilgili yaptıkları araştırmalar da LPG'nin (Sıvılaştırılmış Petrol Gazı) araçlarda yakıt olarak kullanımını gündeme getirmiştir. LPG'nin temin edilebilme ve depolanma şartlarının kolaylığı, düşük maliyetli olması, egzoz emisyonlarının diğer yakıtlara göre düşük ve olması dizel motorlarında alternatif yakıt olarak kullanımını cazip hale getirmektedir. Yapılan bu çalışmada; saf dizel yakıtı ve %5, %10, %20 ve %40 oranlarında LPG ile karıştırılarak; motor performansı, yanma parametreleri ve egzoz emisyonlarına etkileri deneysel olarak karşılaştırılmıştır. Ayrıca farklı sıkıştırma oranları kullanılarak LPG40 yakıtının yanma parametrelerine etkileri araştırılmıştır. Yapılan karşılaştırma sonucunda; farklı sıkıştırma oranlarında %40 LPG kullanıldığında, sıkıştırma oranı artıkça silindir basıncı, ortalama gaz sıcaklığı ve ısı salınım hızı yükselmiştir. Normal sıkıştırma oranlarında ise; LPG kullanımı artıkça silindir basıncı, ortalama gaz sıcaklığı (MGT) ve ısı salınım hızı (HRR) azalmıştır. Ayrıca farklı sıkıştırma oranları ve farklı dizel+LPG kullanım oranlarında; CO emisyonun farklı LPG kullanımı ve sıkıştırma oranlarının artışına bağlı olarak artmıştır.