Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    Taming the late Quaternary phylogeography of the Eurasiatic wild ass through ancient and modern DNA
    (PLoS One, 2017-04-19) Gündem, Can Yumni; Bennett, E Andrew; Champlot, Sophie; Peters, Joris; Arbuckle, Benjamin S; Guimaraes, Silvia; Pruvos, Mlanie; David, Shirli Bar; Davis, Simon J M; Gautier, Mathieu; Kaczensky, Petra; Kuehn, Ralph; Mashkour, Marjan; Morales, Arturo; Muiz, Morales; Pucher, Erich; Tournepiche, Jean François; Uerpmann, HansPeter; Blşescu, Adrian; Germonpr, Mietje; Moull, Pierre Elie; Ötzan, Aliye; Walzer, Chris; Grange, Thierry; Geigl, Eva Maria
    Taxonomic over-splitting of extinct or endangered taxa, due to an incomplete knowledge of both skeletal morphological variability and the geographical ranges of past populations, continues to confuse the link between isolated extant populations and their ancestors. This is particularly problematic with the genus Equus. To more reliably determine the evolution and phylogeographic history of the endangered Asiatic wild ass, we studied the genetic diversity and inter-relationships of both extinct and extant populations over the last 100,000 years, including samples throughout its previous range from Western Europe to Southwest and East Asia. Using 229 bp of the mitochondrial hypervariable region, an approach which allowed the inclusion of information from extremely poorly preserved ancient samples, we classify all non-African wild asses into eleven clades that show a clear phylogeographic structure revealing their phylogenetic history. This study places the extinct European wild ass, E. hydruntinus, the phylogeny of which has been debated since the end of the 19th century, into its phylogenetic context within the Asiatic wild asses and reveals recent mitochondrial introgression between populations currently regarded as separate species. The phylogeographic organization of clades resulting from these efforts can be used not only to improve future taxonomic determination of a poorly characterized group of equids, but also to identify historic ranges, interbreeding events between various populations, and the impact of ancient climatic changes. In addition, appropriately placing extant relict populations into a broader phylogeographic and genetic context can better inform ongoing conservation strategies for this highly-endangered species.
  • Öğe
    Troas bölgesinin MÖ 3. bin yıl hayvancılık ekonomisini anlamak
    (İçdaş Yayınları, 2018-10) Gündem, Can Yumni
  • Öğe
    Derekutuğun yerleşimi arkeozoolojik çalışmaları ışığında hayvan kalıntılarının tartılmasının önemi
    (Antropoloji, 2019-12-20) Gündem, Can Yumni
    Bu çalışmanın iki ayrı konu başlığı bulunmaktadır. İlk olarak Arkeozoolojik çalışmalarda hayvan kalıntılarının neden tartılması gerektiği tartışılmış, ikinci olarak ise bu metodun önemini gösterebilmek için Prof. Dr. Ünsal Yalçın’ın kazı başkanlığında yürütülmüş Derekutuğun Madenci Yerleşimi’nin Arkeozoolojik çalışmalarından örnek verilmiştir. Bu araştırma yalnızca Derekutuğun Yerleşimi’nden çıkarılan İlk Tunç Çağ III (İTÇ III) katmanlarına ait hayvan kemiklerinin incelenmesi üzerinedir. Çorum İl sınırları içinde yer alan Derekutuğun bir madenci yerleşimi olup, yakında bulunan bakır cevherinin günümüzden 4.000 sene önce madenciler tarafından çıkarılıp sonra işlendiği bir yerdir. Bakır cevheri çıkarmak ve işlenmesi için kurulmuş olan bu yerleşimde yaşamış insanların kırmızı et tüketme alışkanlıklarını anlamak aslında Anadolu arkeolojisi için bir ilk olmuştur. Madenciler kırmızı et ihtiyaçlarını eşit ağırlıkta sığır ve domuzdan tedarik ederken, koyun üçüncü sıradadır. Bu sonuçlar yakındaki Derekutuğun’nun çağdaşı olan Boğazköy yerleşimindeki hayvan bağlı ekonomisi ile çok keskin zıtlıklar göstermektedir.
  • Öğe
    Anadoluda arkeozoolojik çalışmaların başlangıcından 2000 li yıllara kadar olan gelişimine genel bir bakış
    (Dumlupınar Üniversitesi, 2016-10) Gündem, Can Yumni
    Türkiye’de arkeozooloji alanında ilk çalışmalar aslında 19. yy’lın ikinci yarısında başlamış ama birkaç çalışma dışında 1960’lara kadar yeterli ilgi görememiştir. Diğer uzmanlar ve makalenin yazarının da tanımlaması ile Arkeozooloji Biliminin tanıtıldıktan sonra Türkiye’de gelişimi araştırılmış ve sonuç kısmında da arkeozooloji biliminin ülkemizde gelişmesi için yazarın bazı temel fikirleri kısaca sunulmuştur.
  • Öğe
    Arkeozooloji biliminin arkeoloji dünyasındaki önemi bölüm 1
    (Batman Üniversitesi, 2015) Gündem, Can Yümni
    Arkeoloji, bir bilim dalı olarak 18. yy. ortasından bu zamana kadar pek çok değişikliklere ve gelişimlere uğradı. Kazılardan çıkarılan hayvan kalıntılarının incelenmeye başlamasıyla Arkeozooloji doğdu ve bu bilgilerin ışığında artık eski toplumların sosyoekonomik durumlarını daha sağlıklı bir şekilde anlayabiliyoruz. Bu makalede Arkeozooloji biliminin zaman içindeki gelişimini ve temel metotlarını tanıyacağız.
  • Öğe
    Maydos Kilisetepe Höyüğü’nde arkeozooloji çalışmaları: Göçler ile beraber gelen yeni beslenme modeli
    (İçdaş Yayınları, 2018-10) Gündem, Can Yumni; Seçmen, Mürsel; Sazcı, Göksel
  • Öğe
    Tunç Çağ madenci yerleşimi Derekutuğun’un hayvana dayalı ekonomisi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-18) Sarı, Sultan; Gündem, Can Yümni
    Derekutuğun Madenci Yerleşim Yeri, Çorum İlinin Bayat ilçesinde yer almaktadır. 2011 yılında Prof. Dr. Ünsal YALÇIN bilimsel danışmanlığı ve Çorum Arkeoloji Müzesi iş birliğiyle ilk sistemli kazı çalışmaları başlamıştır. 2017 yılı kazı sezonu sonunda Madenci Yerleşim Yerinin kazı çalışmaları sonlandırılmıştır. Yapılan kazı çalışmaları ve C-14 tarihlemelerinin sonucuna göre yerleşim yerinin M.Ö 4.binlerden Roma Dönemi’ne kadar iskân edildiği tespit edilmiştir. Bir madenci kasabası olan Derekutuğun madenci halkının beslenme alışkanlıklarını anlamak ve bunu diğer dönemsel yerler ile karşılaştırarak benzerlikleri ve farkları ortaya çıkarmak çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Derekutuğun Madenci Yerleşim Yeri’nin İTÇ III ve İTÇ III’ten OTÇ III’e Geçiş Dönemlerine (Asur Ticaret Kolonileri Çağı) ait 4426 adet faunal kalıntı incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Faunal kalıntıların incelenmesi sonucu yerleşimde yaşamış olan evcil ve yabani türler belirlenmiştir. Tespit edilen evcil türler doğrultusunda yerleşimde İTÇ III Dönemi’nde yaşamış toplulukların beslenme ve üretim ekonomileri araştırılmıştır. Tespit edilen yabani türler ile Derekutuğun Madenci Yerleşim Yeri toplumunun sürü-av stratejileri ve kırmızı et ekonomisine olan katkıları araştırılmıştır. Aynı zamanda belirlenen yabani türler baz alınarak yerleşim yerinin antik doğası hakkında bilgiler elde edilmiştir. Derekutuğun Madenci Yerleşim Yeri’nden elde edilen memeli hayvan faunal kalıntı sonuçlarının hem kendi içinde dönemsel karşılaştırmaları, hem de bölgesel karşılaştırmaları sonucunda, madenci halkın kırmızı et ihtiyacını daha çok evcil faunadaki türlerden karşıladıkları gözlemlenmiştir.
  • Öğe
    Eskişehir Küllüoba’da ilk tunç çağ III’den orta tunç’a geçiş evresine ait iki adak çukuru
    (Türkiye Bilimler Akademisi, 2021-01-14) Gündem, Can Yumni
    Bu çalışmada, Küllüoba kazılarında tespit edilmiş ve İlk Tunç Çağ III’den Orta Tunç’a Geçiş Evresine tarihlenen iki çuku-run içinde bulunmuş olan hayvan kemiklerinin Arkeozoolojik açıdan incelemeleri paylaşılmıştır. Bir çukur içinden tam bir koyun ve diğerinde de tam bir domuz iskeletleri anatomik bütünlüğü bozulmamış bir şekilde gün ışığına çıkarılmıştır. Domuz iskeletinin bulunduğu çukurda, sığıra ait kalıntılar da bulunmuştur. Her çukurun da silo yapıları ile ilintisi bulunmaktadır. Koyun ve domuz yaklaşık bir yaşlarındadır; bu da bize koyunun Mayıs aylarında öldürülüp çukura konduğunu göstermektedir. Küllüoba’daki bu iki adak çukurlarının bereket kavramı ile alakalı olduğunu düşünülürken; Anadolu’daki birçok adak çukurları, anma amaçlı, ölü gömme ritüelleri veya yeraltı tanrıları ile ilintilidir.
  • Öğe
    MÖ 7. binyılda Tepecik-Çiftlik Höyük’te hayvan ekonomisi’nin gelişimi ve evcil sığırın İç Anadolu Platosu’nda ortaya çıkış
    (TÜBA-A R: Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi, 2019-11-22) Gündem, Can Yumni
    İç Anadolu Platosu’nun güneydoğusunda bulunan Tepecik-Çiftlik Höyük, bölgedeki çok dönemli yerlerden biri olduğu için çok önemlidir. Devam eden kazılar bize höyükte yerleşimlerin Erken Neolitik ile Geç Roma/Bizans dönemleri arasında olduğunu göstermektedir. Bu çalışma, 16K derin açmasından ve VII. ile V. Tabakalar arasından çıkarılmış (MÖ. 7000-6350) erken Neolitik dönemlere tarihlenen hayvan kemiklerinin arkeozoolojik araştırmalarının sonuçlarını tanıtmakta ve yorumlamaktadır. VII. ile VI./V. Tabakalar arasındaki hayvan kemiklerinin analizleri bize Tepecik-Çiftlik Höyük’te hayvana dayalı ekonominin keskin değişimlerin ilk kanıtını sunar; bu da artık evcil sığırların Tepecik-Çiftlik beslenmesidir.
  • Öğe
    Küllüoba ilk tunç çağı yerleşiminde aşağı şehir ve yukarı şehrin et tüketiminin karşılaştırılması
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-06) Temel, Yağmur; Gündem, Can Yümni
    Küllüoba Höyüğü, Eskişehir ilinin 35 km güneydoğusunda, Yazıdere-Yenikent Köyü’nün 1300 m güneyinde yer alır. Yukarı Sakarya Ovalarının batı kesiminin merkezinde yer alan yerleşme, ova seviyesinden 10 m yükseklikte konumlanmıştır. Turan EFE başkanlığında 1996 senesinde kazısına başlanan Küllüoba Kazısı, 2019 yılından itibaren Murat TÜRKTEKİ başkanlığında devam etmektedir. Yerleşim; Geç Kalkolitik Çağ sonlarından Orta Tunç Çağı’nın başlarına kadar yerleşim görmüştür. Yapılan kazılarda İTÇ II dönemiyle birlikte yerleşimin genişlemesi ve bu döneme ait geniş alanlarda ortaya çıkartılan mimari İTÇ II dönemini daha da öne çıkarmaktadır. Önemli gelişmelerin olduğu İTÇ II döneminde Küllüoba’da da Aşağı ve Yukarı Şehir arasındaki sınırların daha belirginleşmesi yapılan tez çalışmasında bu dönemi seçilmesi üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu tez çalışmasında ITÇ II dönemine ait arkeozoolojik veriler göz önünde bulundurularak Aşağı ve Yukarı Şehirlerden ele geçen hayvan kemik kalıntıları ışığında kırmızı et menüsü araştırılmıştır. Arkeozooloji bilimi temel olarak yerleşimde tespit edilmiş hayvan kalıntıları üzerinden insan-hayvan ilişkileri, beslenme ekonomileri ve sürü sistemleri gibi birçok konuyu temel olarak işlese de bu tez çalışmasında asıl amaç olarak farklı bir yol benimsenmiştir. İTÇ II dönemiyle Küllüoba’da Aşağı ve Yukarı Şehir alanlarında mimari, çanak çömlek vb. yönleriyle birbirinden farklılaşmaya izlenmektedir. Bu yaşanan farklılaşmanın alanlar arasında diyetleri bakımından farklı ve benzer yönleri çalışmanın ana temasını oluşturmaktadır. Bu tezde; çeşitli makro tanımlama yöntemleri kullanılmıştır. Ancak genellikle İskelet Elementi Dağılımı ve Kemiğin Et Taşıma Oranı (KETO) dağılımı ile incelemeler aktarılmıştır. KETO; Becker tarafından 1995 senesinde Kastanas buluntuları üzerine araştırmaları konu eden yazısında yaptığı dağılım ile oluşturulmuş metottur. Hayvanların farklı vücut bölümlerinin kemik buluntularını dört et değeri sınıfına ayırmış ve belirli alanlar için miktarları kaydettiğine değinmiştir. Küllüoba arkeozoolojik çalışmaları ışığında Aşağı Şehir ve Yukarı Şehir (Kompleks II) İTÇ II Dönemi kırmızı et menüsü bu doğrultuda açıklanmıştır.