Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Kredi derecelendirme kuruluşlarının objektifliğini değerlendirme: Türkiye ve BRIC ülkelerinin kredi notları ve karşılaştırma analizi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Değer, Ahmet Can; Ülger, Özlem
    Liberalleşmeyle birlikte sermayenin, karlı ve güvenli yatırımlara yönelme arzusu, finansal araçların çeşitliliğinin artması, sermaye piyasalarının giderek şeffaflığını yitirmesi bununla birlikte ülkelerin ve şirketlerin fon ihtiyaçları, kredi derecelendirme kuruluşlarını kilit bir noktaya taşımıştır. Derecelendirme kuruluşları yatırımcıların risk-getirisini ölçerek belirsizliği ortadan kaldıracak bilgiyi yatırımcıya sunar. Yatırımcılar güvenli liman olarak gördüğü derecelendirilmiş finansal araçlara yöneldiğinden, ülkeler ve şirketler bu yatırımcıların fonlarını kendine çekmek için derecelendirme şirketlerinden, derecelendirilme talebinde bulunurlar. Küresel ekonominin işleyişinde kritik rol üstlenen bu kuruluşların bağımsız ve tarafsız bir derecelendirme yapılması ihtiyacı; ülke, şirketler ve yatırımcıların kazanç, maliyet ve itibarı açısından son derece önemlidir. Çünkü derecelendirme ülke ve şirketlerin borçlanma maliyetlerini etkilemektedir. Bu çalışmada kredi derecelendirme kuruluşlarının tarihsel gelişimi, önemli kredi derecelendirme kuruluşları hakkında bilgiler sunulmuş, kredi derecelendirme yöntemleri ve örnek uygulamalarla ele alınmıştır. Derecelendirme kuruluşlarının öngöremediği ülke ekonomik krizleri ve şirket iflaslarından sonra kuruluşların objektifliği tartışılmaya başlanmıştır. Özellikle 2008 yılında yaşanan finansal kriz ve Lehman Brothers olayı, bu kuruluşların objektifliği konusu dünya genelinde sert eleştirilere maruz kalmıştır. Bu kapsamda BRIC ülkeler ile Türkiye’nin politik, ekonomik ve finansal göstergeleri ortaya konmuş olursa-ICRG yöntemine göre birleşik skorlar bulunmuştur. Daha sonra Moody’s derecelendirme kuruluşun bu ülkelere verdiği kredi notu ve ülkelerin birleşik skorları karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    J. D. Salinger’s the Catcher in the Rye, H. R. Gürpınar’s Ben Deli Miyim?; The absurd characters
    (Batman Üniversitesi, 2022-06-30) Yıldız, Firat
    Comparative literature is a discipline that examines two different works in terms of subject, thought or form, and deals with the similar and different aspects of these works. In this regard it allows comparing the works of authors from various eras and locations. The authors discussed in this study are authors of different times and places. J. D. Salinger is an American author who was born in United States in 1919. On the other hand, Hüseyin Rahmi Gürpınar is an author who was born earlier, in 1864, in Istanbul. The similarity between two novels is primarily based on protagonists of the novels. One of the first points that draw attention in common in both novels is that the protagonists of both novels accuse people of certain characteristics. While Holden is annoyed by people's phoniness, Şadan criticizes people's perceptions of themselves as extremely intelligent. Another feature the two characters have in common is that they both have their own truths. Both characters complain about the artificiality and hypocrisy that surrounds them. In this regard it becomes essential to compare both authors due to the common features. This study aims to compare two novels in question.
  • Öğe
    Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık ve Bextıyar Elî’nin Perwane‘nin Akşamı romanlarında büyülü gerçekçilik
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-05-24) Butekin, Emre; Babayiğit, Mehmet Veysi
    Büyülü gerçekçilik; büyü ile gerçeği bir arada sunan, olağanüstü ve sıradan durumları birlikte işleyen, var olan büyülü özelliklerin yadırganmadığı bir anlatım tarzıdır. Avrupa’da doğan, Latin Amerika’da gelişen ve dünyanın çeşitli coğrafyalarında kullanılan akım; özellikle baskı altında yaşayan toplumların kendilerini ifade etme aracı ve kimlik mücadelelerinin meşalesi olmuştur. Dünyada birçok yazar, eserlerini bu akımın özellikleriyle yazmıştır. Bu çalışmada, büyülü gerçekçiliğin özelliklerini kullanan Gabrıel Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” romanı ile Bextiyar Elî’nin “Perwane’nin Akşamı” romanının büyülü gerçekçiliği işleme biçimi karşılaştırılmıştır. İçerik, altı bölüm ve birçok alt başlıktan oluşmaktadır. Bu araştırmada büyülü gerçekçilikle ilgili geniş bir bilgilendirme, iki romanın büyülü gerçekçiliğin özelliklerini kullanma yöntemiyle ilgili geniş bir aktarım ve romanların büyülü gerçekçilik öğelerinin karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. Çalışma, nitel araştırma modelini benimsemiş olup, çalışmanın evrenini oluşturan eserler ile destekleyici belgeler döküman analizi tekniğiyle toplanmış ve analiz edilmiştir. Çalışma, iki yazarın kendilerini ifade etme aracı olarak kullandıkları büyülü gerçekçiliğin farklı coğrafyalarda kullanılma biçimini sunmuş; halkların kültürel, tarihsel ve politik deneyimlerini aktaran güçlü bir anlatım olduğu anlaşılmıştır. Çalışmanın sonunda, Kürt Edebiyatı’nın önemli yazarlarından Bextiyar Elî’nin “Perwane’nin Akşamı” romanı ile Latin Amerika Edebiyatı’nın en önemli yazarlarından Gabriel Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” romanının benzer ve farklı yönleri ortaya konmuştur.