Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 12
  • Öğe
    Juvenil aksenik sakız ağacı eksplantlarından (Pistacia lentiscus L.)süspansiyon kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-20) Hoşer, Ayşe; Tilkat, Engin
    Bu çalışmada, Pistacia lentiscus L. (Sakız ağacı)'nın in vitro çimlendirilmiş tohumlarından hücre süspansiyon kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu için bir protokol geliştirilmiştir. İn vitro çimlendirilen sakız fidelerine ait aksenik yaprak ve kök eksplantlarından öncelikle kallus dokusu elde edilmiş, bu kallus hatlarından ise hücre süspansiyon kültürleri başlatılmıştır. Süspansiyon kültürlerinin başlatılması için, ilk olarak P. lentiscus L. tohumları 1 mg/l IBA içeren Murashige ve Skoog (MS) besi ortamında çimlendirildi. Kallus üretmek için kök ve yaprak eksplantları, BAP, Kin ve 2,4-D (her biri 1 mg/l) kombinasyonlarını içeren MS besi ortamında kültüre alındı. Kallus oluşumu için en iyi bitki büyüme düzenleyicisi (BBD) kombinasyonu sarı renkli ve yumuşak tekstürde kallusların elde edildiği 1 mg/l Kin ve 1 mg/l 2,4-D içeren yarı katı MS besi ortamı olarak tespit edildi ve yine aynı BBD kombinasyonu içeren ancak agar içermeyen MS besi ortamında süspansiyon kültürleri başlatıldı. Süspansiyon kültür koşullarının optimize edilebilmesi amacıyla farklı BBD [BAP, Kin (1.0 ve 0.5 mg/l) ile 2,4-D (1 mg/l)] kombinasyonları içeren, farklı çalkalama hızları (90, 95, 100 ve 110 rpm), farklı ışık yoğunlukları (karanlık ve ışık), farklı sıcaklık dereceleri (4, 25, 37 °C), farklı pH ortamları (4,5, 5, 5.8, 6,5 ve 7.0), farklı şeker tipleri (sukroz ve glukoz) ile bunların farklı kombinasyonlarına (15, 30, 50 mg/l) tabi tutulan MS besi ortamında kültüre alınarak ayrı ayrı test edildi. Test edilen farklı BBD kombinasyonları arasındaki en etkili ortamın, paketlenmiş hücre hacmi (PHH, ml/l), taze ve kuru ağırlık (g/l) değerleri açısından 1 mg/l BAP ve 1 mg/l 2,4-D ile desteklenen MS besi ortamı olduğu tespit edildi. Ancak kültürlerin sürdürülebilirliği ve somaklonal varyasyonlara sebebiyet vermemek adına optimizasyon çalışmalarına test edilen parametreler bakımından aralarında istatistikel olarak fark bulunmayan 1 mg/l Kin ve 1 mg/l 2,4-D BBD kombinasyonu ile devam edilmiştir. Kök ve yaprak süspansiyon kültürlerinin optimizasyonu üzerine denenen söz konusu parametreler bakımından en yüksek PHH, taze ve kuru ağırlık sonuçları 25 °C sıcaklık, 95 rpm çalkalama hızı, pH 5 ile 15g/l (kök) ya da 30 g/l sukroz (yaprak) destekli MS besi ortamından elde edilmiştir. Elde edilen bu veriler ışığında sakız hücre süspansiyon kültürüne ait büyüme fazlarının her birine (lag fazı, eksponansiyel veya log fazı, lineer faz, yavaşlama fazı ve durağan faz) ilişkin zamana bağlı olarak PHH'yi gösteren bir büyüme eğrisi oluşturulmuştur. Hücre süspansiyon kültürleri her 28 günde bir alt kültüre alınarak % 3 sukroz, 1 mg /l 2,4-D ve 1 mg/l Kin destekli MS besi ortamında düzenli olarak muhafaza edilmiştir. Tez çalışmamızdan elde ettiğimiz bu bulgular, sakız hücre süspansiyon kültürlerinin, biyoreaktörlerde değerli kimyasalların büyük ölçekli üretimi için uygun olabileceğini düşündürmektedir.
  • Öğe
    Bazalt ve gabroların bitümlü sıcak karışımlarda agrega olarak kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-08-23) Eker, Ahmet Nedim; Beyaz, Turgay
    Çeşitli mühendislik faaliyetlerinin (Ulaşım Sistemleri, Karayolları, Demiryolları, Enerji Üretimleri, Barajlar, Madencilik ve Endüstriyel dönüşümler vb. gibi) beraberinde ciddi oranda hammadde ihtiyacı doğurduğu bilinmektedir. Günümüz teknolojisi; gerek malzeme ihtiyaçlarında gerekse yapım aşamalarında en spesifik çözüm önerileriyle en uzun vadeye hizmet sunabilen ucuz ama kaliteli çalışmalara ihtiyaç duymaktadır. Ülkemizde karayolları ağlarının geliştiği bu dönemlerde yol yapımında bitümlü sıcak kaplamalar, en fazla tercih edilen imalatlar olmaktadır. Bitümlü sıcak karışımın %90 üzerindeki kısmını oluşturan agregaların özellikleri; hem sağlıklı imalat açısından hem de yolun servis ömrü açısından büyük öneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı gabro ve bazaltlarının bitümlü sıcak karışımlarda uygulanabilirliğinin araştırılması ve elde edilen verilerin optimizasyonunu kapsamaktadır. Bu nedenle Samsun, Ordu ve Giresun illerinde yer alan ve bölgenin karakteristik özelliklerine sahip bu kayaçlardan numuneler alınarak laboratuvar aşamasında ilgili deneylere tabi tutulmuştur. Elde edilen veriler ışığında sıcak karışım imalatlarında karşılaşılabilecek sorunlar ile bunların çözüm önerileri değerlendirilip sonuca bağlanmıştır.
  • Öğe
    Sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda elektrik tüketimi ve rüzgâr türbini üretiminin tahminlenmesi ve ekonomik analizi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-07) Atılgan, Süleyman; Alım, Muzaffer
    Dünya üzerinde artan nüfus, endüstrileşme ve enerji tüketimi yüksek yeni nesil teknolojilerin yaygınlaşması ile birlikte enerjiye olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Günlük hayatın hemen her alanında vazgeçilmez olan enerji, günümüzde daha çok fosil kaynaklı yakıtlardan üretilmektedir. Fakat bu doğal kaynakların giderek azalması, fiyat ve arzlarda oluşan belirsizlik ve bu kaynakların yanmasına bağlı olarak ortaya çıkan çevre sorunları alternatif enerji kaynakları arayışlarına hız vermiştir. Bu alternatiflerin başında da hem çevresel olarak zararların minimum olması hem de herkes tarafından erişilebilir olması nedeniyle yenilenebilir enerji gelmektedir. Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma politikası doğrultusunda temiz ve erişilebilir bir enerji en temel hedeflerden bir tanesidir. Bundan ayrı olarak enerjinin tüm sürdürülebilir hedeflerle hem doğrudan hem de dolaylı bir ilişkisi de vardır. Bu çalışmada, yenilenebilir enerji kaynaklarına bir genel bakış sunulmuştur. Sonrasında Türkiye’nin elektrik tüketiminin tahmin edilmesi ve buna bağlı olarak kaynağa bağlı elektrik üretim politikası değerlendirilmiştir. Maliyeti ve CO2 emisyonunu en aza indirmek için her bir elektrik üretim teknolojisinin optimal payını sağlayan bir lineer matematiksel model geliştirilmiştir. Geliştirilen matematiksel model kullanılarak yıllık elektrik tüketimini karşılamak için hangi elektrik üretim kaynaklarının kullanılması gerektiği gösterilmiştir. Ele alınan bir diğer konu da rüzgâr türbini ve rüzgârdan elektrik üretimi üzerinedir. Çalışma için seçilen bölgedeki geçmiş dönem rüzgâr hızı verileri makine öğrenmesi teknikleri ile değerlendirilerek geleceğe yönelik tahminler yapılmıştır. Ayrıca aylık üretim verileri üzerinden farklı rüzgâr türbinlerinin ekonomik analizi yapılmış ve yatırım yapılabilirliği değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    CNC torna tezgâhlarında ayna ve punta basıncının yüzey pürüzlülüğü ve titreşim üzerine etkisinin taguchi metodu ile optimizasyonu
    (Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 2019-12-26) Gürbüz, Hüseyin; Baday, Şehmus
    Tornalama işlemlerinde, istenmeyen yüksek değerlerdeki yüzey pürüzlülük ve titreşim değerlerini gidermek için iş parçaları tezgâha doğru bir şekilde bağlanması gerekmektedir. Bir iş parçası; uygun bir basınç ile ayna ve punta arasına bağlanmadığında, bu, onun eksenden kaçık salgılı bir şekilde dönmesine ve ölçü tamlığının bozulmasına yol açmaktadır. Bunun sonucunda, iş parçasında istenmeyen, yüksek değerlerde yüzey pürüzlülük ve titreşim değerleri meydana gelir. Bu çalışmanın amacı, Taguchi metodunu kullanarak AISI 304 paslanmaz çeliğinin tornalanmasında en düşük yüzey pürüzlülüğü ve titreşim değerlerini elde etmek için en uygun ayna ve punta basıncını tespit etmektir. İşleme deneylerinde, sabit kesme hızı, ilerleme ve kesme derinliğinde 5 farklı ayna ve punta basıncı kullanılmıştır. Deney tasarımı için Taguchi L25 (5^2) ortogonal dizilimi seçilmiştir. En küçük en iyidir yaklaşımına göre S/N (sinyal/gürültü) oranı kullanılarak yüzey pürüzlülüğü ve titreşim değerleri için en uygun ayna ve punta basıncı belirlenmiştir. S/N oranlarına göre optimum ve en düşük titreşim değerlerini veren ayna ve punta basıncı sırasıyla 18 bar ve 5 bar iken, optimum yüzey pürüzlülük değerlerini veren ayna ve punta basıncı değerleri ise sırasıyla 18 bar ve 11 bar olarak tespit edilmiştir. Fakat en düşük yüzey pürüzlülük değeri ise ayna basıncı 18 bar ve punta basıncı 5 barda elde edilmiştir. Taguchi deney tasarımındaki S/N oranı sonuçlarına göre, yüzey pürüzlülüğü ve titreşim üzerinde ayna basıncının punta basıncından daha etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak; ayna ve punta basıncı parametrelerinin optimizasyonu için Taguchi yöntemindeki faktör tasarımının; basit, sistematik ve verimli bir yöntem olduğu anlaşılmıştır.
  • Öğe
    Aksenik jüvenil sakız ağacı (Pistacia lentiscus L.) eksplantlarından kallus kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-8-04) Demir, Elif; Tilkat, Engin
    Pistacia lentiscus L.'ta kallus kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu için etkili bir protokol geliştirmek amacıyla yüzey sterilizasyonu yapılan tohumlar, 1 mg/l IBA destekli MS besi ortamında çimlendirilmiş, sonrasında elde edilen aksenik apikal sürgünler 1 mg/l BAP + 0.5 mg/l GA3 içeren MS besi ortamında çoğaltılmıştır. İn vitro çoğaltılmış kültürlerden gelen aksenik yapraklar ve tohumların in vitro çimlendirilmesiyle elde edilen kökler, kallus indüksiyonu için eksplant kaynağı olarak kullanılmıştır. Kallus oluşumuna, her biri 0.25, 0.5, 1.0 ve 2mg/l olacak şekilde farklı oksin (IAA, IBA, NAA ve 2,4-D) ve sitokinin (BAP, Kin, TDZ ve 2İP) kombinasyonlarının etkisi ile yine her biri 1/1 kuvvette hazırlanan farklı besiyeri tiplerinin (MS, WPM, SH, B5) etkileri test edilmiştir. Bunların yanı sıra kallus kültürlerinin gelişimlerinin optimizasyonları üzerine farklı şeker tipi (glukoz ve sukroz) ve konsantrasyonları (15, 30, 50 mg/l), farklı pH (4.5, 5, 5.8, 6.5, 7), farklı ışık yoğunluğu (20,40,80 μmol/s), farklı sıcaklık (10, 20, 25, 30, 35°C) uygulamaları ile farklı besiyeri tipleri (MS, WPM, SH, B5) ve konsantrasyonlarının (0.25, 0.5, 1 ve 2 mg/l) etkileri test edilmiştir. Kallus kültürlerinin başlatılması çalışmalarında besiyeri tipi olarak hem kök (%80) hem yaprak (%84) eksplantları için, 1/1 MS besi ortamının, farklı BBD tipleri bakımından hem kök (%80) hem yaprak (%80) eksplantları için 1mg/l Kin ve 1 mg/l 2,4-D içeren MS besi ortamının en iyi sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Kallus kültürlerinin gelişimleri üzerine optimizasyon çalışmalarında ise, farklı besiyeri tiplerinin araştırıldığı denemede kök (%80) ve yaprak (%100) eksplantlarında 1/1 MS besi ortamının, farklı şeker tip ve konsantrasyonlarının araştırıldığı denemede, kök ve yaprak eksplantlarında 15 mg/l sukroz ortamının, farklı pH uygulamaları arasında kök (%96) ve yaprak (%100) eksplantlarında pH 5.8 ortamının, farklı ışık şiddeti uygulamaları arasında kök eksplantları için 20 μmol (%100), yaprak eksplantları için 80 μmol (%100) ışık uygulamalarının, farklı sıcaklık uygulamaları arasından ise hem kök (%76) hem yaprak (%100) eksplantlarında 25°C sıcaklık uygulamasının en iyi sonuçları verdiği tespit edildi. Özetle bu çalışma, değerli sekonder metabolitlerin P. lentiscus L. kallus kültürleri yoluyla daha fazla miktarlarda üretilmesine ışık tutacak, aynı zamanda kallus kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu için rutin olarak kullanılabilecek bir protokol geliştirilmesine olanak sağlamıştır.
  • Öğe
    Biyogaz yakıtlı reaktivite kontrollü sıkıştırma ateşlemeli bir motorun modellenmesi ve çalışma parametrelerinin optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-06) Çelik, Tülay; Şener, Ramazan
    İçten yanmalı motorlar arasında, reaktivite kontrollü sıkıştırma ateşlemeli (RCCI) motorlar, oldukça yeni bir yöntemdir. Bu motorlar, yüksek verimi ve düşük emisyon değerleriyle ümit vaat etmektedir. RCCI motorlarda emme hattına ve silindir içine enjekte edilen farklı reaktivite dereceli yakıtlarla yanma kontrol altına alınabilmektedir. Böylelikle motor verimi ve performans olarak oldukça iyi sonuçlar elde edilmektedir. Bu çalışmada, biyogaz yakıtlı reaktivite kontrollü sıkıştırma ateşlemeli bir motorun bir boyutlu modellemesi yapılmıştır. Oluşturulan motorun gerçekçiliği, deneysel validasyon çalışmalarıyla doğrulanmıştır. Buna göre, kurulan gerçekçi bir boyutlu modelle, biyogazın lambda sayısı, motor devir sayısı, sıkıştırma oranı, emme basıncı, enjeksiyon zamanlamasının motor performansına etkileri değerlendirilmiştir. Yenilenebilir bir kaynak olarak biyogazın, bir motorda yakıt olarak kullanılma potansiyeli incelenmiştir. Ayrıca, biyogaz yakıtlı motorun emme ve egzoz supap zamanlamaları, RCCI stratejisine göre minimum özgül yakıt tüketimi (ÖYT) elde etmek üzere, genetik algoritma kullanılarak optimize edilmiştir. Yapılan parametrik ve optimizasyon çalışmalarına göre, optimum motor çalışma parametreleri belirlenmiştir. Optimum değerlere göre motor güç ve tork değeri %15,1 oranında artarken, ÖYT değeri ise %11,3 oranında azalmıştır.
  • Öğe
    Optimization of welding parameters of AISI 431 and AISI 1020 joints joined by friction welding using taguchi method
    (Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 2022-06-30) Adin, Mehmet Şükrü; İşcan, Bahattin; Baday, Şehmus
    Martensitic stainless steel AISI 431 and low carbon steel AISI 1020 are materials used together in many different industries. However, important problems are encountered when welding (fusion welding) these materials to each other. For this reason, friction welding process (Solid-state welding) is used to join these dissimilar metals. There are very few studies on joining these materials with friction welding. Therefore, the optimization of the welding parameters used in joining these dissimilar steel pairs with friction welding is of great important. In addition, the effects of the factors dependent on friction welding parameters need to be well understood. In this study, AISI 431 and AISI 1020 steel bars were successfully joined by friction welding, and the effects of welding parameters on tensile strength and axial shortening were investigated, and welding parameters were optimized using Taguchi method to obtain quality weld joints. The experimental results of the study showed that the highest tensile strength (573.32 MPa) of the joints was 54.53%, higher than the lowest tensile strength (370.99 MPa), the highest axial shortening (23.18 mm) was 650.16%, higher than the lowest axial shortening (3.09 mm). The optimal parameters for average axial shortening and average tensile strength were determined as A3B1C3 and A3B3C2; and the highest percentage contribution values for axial shortening and tensile strength were found to be 51.55% (rotating speed) and 63.90% (rotating speed); and R2 values for the average axial shortening and average tensile strengths were found to be 97% and 99.3%, respectively.
  • Öğe
    Lazer kaynağı ile kaynak yapılan alüminyum alaşımlarının mekanik özelliklerinin araştırılması ve kaynak parametrelerinin taguchi ve anova yöntemleri kullanılarak optimizasyonu
    (Mehmet BULUT, 2022-12-21) Adin, Mehmet Şükrü
    Bu çalışmada, AA2024 alüminyum alaşımı malzemelerin lazer kaynağı sırasında uygulanan farklı kaynak parametrelerinin çekme mukavemeti üzerindeki etkileri araştırılmış ve en uygun kaynak parametrelerini elde etmek için Taguchi ve ANOVA yöntemleri kullanılarak optimizasyonları yapılmıştır. Değişken kaynak parametreleri olarak lazer gücü, darbe süresi, ışın güç yoğunluğu ve darbe enerjisi kullanılmıştır. Sonuçlar, en düşük çekme dayanımının, 1800 W lazer gücünde, 5 ms darbe süresinde, 6000 W/mm2 ışın güç yoğunluğunda ve 9,5 Joule darbe enerjisi kullanılarak elde edildiğini, en yüksek çekme dayanımının ise 2600 W lazer gücünde, 6 ms darbe süresinde, 6500 W/mm2 ışın güç yoğunluğunda ve 9,5 Joule darbe enerjisi kullanılarak elde edildiğini göstermiştir. En yüksek çekme dayanımı (174 MPa) ile en düşük çekme dayanımı (113 MPa) sonuçları karşılaştırıldığında, en yüksek çekme dayanımının en düşük çekme dayanımından %53,98 daha yüksek olduğu bulunmuştur. S/N oranlarına göre, 2600 W lazer gücü, 6 ms darbe süresi, 7000 W/mm2 ışın güç yoğunluğu ve 10,5 Joule darbe enerjisinin AA2024 alüminyum alaşımının lazer kaynağı ile kaynak edilmesi için en optimum kaynak parametreleri olduğu anlaşılmıştır. ANOVA analizine göre ortalama çekme dayanımı üzerinde en etkili parametrenin lazer gücü (%82,45) olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    Endüstriyel atıktan hidrotermal yöntemle hazırlanan fonksiyonel karbon malzemelerin çevre ve enerji uygulamalarında kullanılabilirliğin incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-10-05) Akkuş, Muhammed Şuayip; Sayğılı, Hasan
    Bu yüksek lisans çalışmasının temelini yer fıstığı kabuklarından (YK) geçmişte kullanılan karbonizasyon yöntemlerine göre yeni bir alternatif olan hidrotermal karbonizasyon (HTK) yönteminden sürdürülebilir karbon malzemeler (SKM) üretmek, elde edilen karbon malzemelerin çevre ve enerji uygulamalarındaki performanslarını incelemek oluşturmaktadır. Bu yüzden, tarımsal atık üretimi fazlaca bulunan ve elde edilmesi kolay olan YK’lar yeni tür SKM hazırlanmasında başlangıç maddesi olarak seçildi. YK’nın HTK’sına sıcaklık ve sürenin etkisi incelenerek optimizasyonu yapıldı. 180oC, 200oC, 240oC sıcaklık ve 6, 12, 24 saatlik sürelerde yapılan çalışmalar sonucunda elementel, enerji ve verim parametrelerine bağlı olarak 240oC sıcaklık ve 6 saatlik süre optimal değerler olarak tespit edildi. Optimal hidrokömür (YKHK) üretilip, optimum koşullarda manyetik hidrokömür kompozit (MYKHK) malzeme sentezlendi. YKHK ve MYKHK’nın yüzey foksiyonel gruplarını belirlemek için FT-IR spektrumları, morfolojik özelliklerini belirlemek için SEM analizleri, kristal özelliklerini incelemek için XRD analizleri ve CHNS yüzdelerini belirlemek için elementel analizleri yapıldı. Hazırlanan SKM’lerin adsorplama performansını incelemek üzere Metil oranj (MO) ve Metilen mavisi (MM) boyarmaddeleri adsorplanan olarak seçildi. YKHKve MYKHK ile yapılan adsorpsiyon çalışmaları sonucunda elde edilen bulguların Langmuir ve Freundlich izotermlerinden Langmuir izoterm modeline uygunluğu belirlendi. Adsorpsiyon kapasitesileri YKHK için MM ve MO sırasıyla 68.49 mg/g ve 25.58 mg/g olarak bulundu. MYKHK için MMve MO sırasıyla 48.31 mg/g ve 12.90 mg/g olarak bulundu. Ayrıca YKHK ve MYKHK’dan elektrotlar hazırlanarak oluşturulan elektrotların kapasitif performansları, dönüşümlü voltametri (CV) tekniği ile araştırıldı. Çalışmalar, Ag/AgCl (3,0 M) referans elektrota karşı 1 M Na2SO4 sulu çözeltisi içerisinde gerçekleştirildi.YKHKve MYKHK’dan elde edilen elektrotlar birbiri ile kıyaslandığında; MYKHK elektrotunun, 20 mVs-1 tarama hızında en yüksek kapasitif performansa (107-325 F g-1) sahip olduğu belirlendi. Bu çalışmayla, HTK ile üretilen YKHKve MYKHK fonksiyonel karbon malzemelerin yüksek adsorplama kapasiteleri ile çevre, segiledikleri elekrot performansları ile enerji uygulamalarına uygun birer malzeme oldukları sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Ağ trafik atama problemlerinin optimizasyonu için nümerik algoritmalar: Bir yol ağı topolojisinin optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-11-15) Güvenç Demir, Pelin; Dalman, Hasan
    Bu tezde, taşıma ağlarında ağ trafik atama problemlerinin optimizasyonuna odaklanarak temelden ileriye ağlar hakkında ayrıntılı bilgi sunulmaktadır. Ayrıca, ağlar için ekstremum koşulları detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Tezde, statik ağ trafik atama probleminin optimizasyon modeli matematiksel olarak incelenmiştir. Daha sonra, bu modelin Lagrange fonksiyonu kullanılarak optimalite ve KKT koşulları hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca, optimizasyon probleminin çözümü için Lagrange fonksiyonu temel alınarak bir sinir ağı tasarlamış ve bu sinir ağının yerel ve Lyapunov kararlılığını ayrıntılı bir şekilde verilmiştir. Oluşturulan sinir ağı, başlangıç koşullarına bağlı bir dinamik sistem olması nedeniyle, Maple 2023 yazılımı kullanılarak başlangıç koşullarına göre çözülmüş ve ardından Python 3 programı kullanılarak nümerik bir çözüm elde edilmiştir. Çözümlerden ağ trafiğinin ve ağ akışlarının zaman içindeki değişimleri de dikkatle incelenmiştir. Tezde bulgular ve sonuçlar, şekiller aracılığıyla sunulmuş ve sinir ağı temelli çözümün geleneksel yöntemlere kıyasla belirgin bir iyileşme sağladığı gösterilmiştir. Son olarak, sunulan sinir ağı, statik bir ağın dinamik bir sistem haline getirilmesine imkan tanındığını da göstermektedir. Ayrıca, zaman içinde trafik akışlarının rotalardaki değişimini ve bağlantılardaki trafik akışlarını tahmin etme yeteneğini artırmaktadır. Bu sonuçlar, tezde sunulan optimizasyon yönteminin tutarlı, öngörülebilir ve etkili sonuçlar sağladığını göstermektedir.