Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 40
  • Öğe
    Covid-19 salgınına yönelik Batman Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencilerinin görüşleri
    (Literatürk Academia, 2020-04) Şutanrıkulu, Gülreyhan
    İnsanlık, her dönemde içinde bulunduğu cendereden bir şekilde çıkmış; türünü sürdürebilmeyi ve ilerlemeyi başarmanın bir yolunu bulmaya gayret ederek kendi tarihini yazmıştır. Çünkü insan dediğimiz varlık kendini, yaşadığı toplumu ve tüm evreni ön görme ve bilme isteğini gidermek için soru sormaya ve cevap aramaya devam etme istidadındadır. Varlığın bilgisi irdelendikçe, insanlık tarihi kendini gerçekleştirmeye devam edecektir. Fraktal geometri çalışmalarına göre bir ormandaki ağacın tüm özellikleri, ormanın bütünü ile oranlıdır, orman ile ilişkili ve ona bağlıdır. Genel olarak bilim tarihine baktığımızda da, doğanın bilgisi ile varlığın bilgisini birbirinden ayırmanın olanaksız olduğu karşımıza çıkacaktır. O halde, dünyada var olan tüm bilimler, insan için ve insana içkindir; “varlık, insan’a mahmûldür”. İnsanın anlamını araması için ön koşulu düşünmedir, bilgidir. Sosyal bilimler ise evrende sorunlu ve sorumlu tek varlık olan insanın anlamını araması için kullandığı bir anahtardır. 21. yüzyıl bir yandan bilim ve teknoloji açısından türlü gelişmelerin yaşandığı bir çağ olurken bir yandan insanlığın ekonomik krizlerle, savaşlarla, göçlerle uğraştığı, ulus devlet kavramının sorgulandığı bir çağ olarak tarihe yazılmaya devam etmektedir. Farklı coğrafyalarda uğraşılan farklı sorunlar bir yana, çağımızda tüm insanlığın ortak bir problemi olarak gün yüzüne çıkan bir salgın gündemimize taşınmıştır. Tüm dünyayı hızlı bir şekilde etkisi altına alan COVID-19 pandemisinin yarattığı küresel ekonomik, sağlık, sosyal ve çevresel sorunlarla, insanlık “normal” kavramının sorgulanmaya başlandığı yeni bir düzene adım atmıştır. Küresel boyutta ve her alanda sürdürülebilirliğin oluşması için ortak adımlar atılmaya başlanmıştır. İnsani bilme eylemleri, önsezilerin aklî tahkike, yani makule tercümesi ile ve en başta temel formel bilimler, doğa bilimleri sosyal bilimler ve dil bilimleri alanlarında somut üretimin arttırılması ile mümkündür
  • Öğe
    Diyarbakır Arkeoloji Müzesinden rozet betimli bir Urartu damga mühürü
    (Bilgin Kültür Sanat, 2019) Kaçmaz Levent, Esra; Demir, Timur; Dinç, Münteha Şahan; Ekici, Makbule; Tarhan, Çağrı Murat
  • Öğe
    Dostum, meslektaşım Dr. Rifat Ergeç
    (Bilgin Kültür Sanat, 2019) Zoroğlu, Kamil Levent; Demir, Timur; Dinç, Münteha Şahan; Ekici, Makbule; Tarhan, Çağrı Murat
  • Öğe
    Sürdürülebilir kentleşmede akıllı kent yaklaşımı
    (Nobel Akademik Yayıncılık, 2022) Bimay, Muzaffer
  • Öğe
    Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan tunç Dionysos heykelinin P-XRF ile arkeometrik analiz ön raporu
    (Bilgin Kültür Sanat, 2019) Aydın, Mahmut; Tanrıkulu, Hüseyin; Çaylı, Pınar; Demirtaş, Işıl; Eser, Barış
  • Öğe
    Afetler açısından hanehalklarının farkındalık, hazırbulunuşluk, güven ve sosyal sermaye profilleri
    (Nobel Bilimsel Eserler, 2020-05) Özkan, Abdurrahman; Şentuna, Barış; Uzun, Alper; Çakı, Fahri; Egi, Ali
    21. yüzyıl, insan ve doğa kaynaklı afetlerin yoğunluk kazandığı bir dönem görünümü vermektedir. Geçmişe kıyasla bu yüzyılda toplumların tehdit, tehlike ve risklere karşı hassasiyetleri yükselmekte, yaşam tarzlarında önemli değişimler gözlenmektedir. Artık kaynağı dahi bilinemeyen yerel ve küresel riskler, yarattığı kaygı ve korkuyla birlikte ülkeleri afet öncesi hazırbulunuşluk eylemlerine yöneltmektedir. Dünyanın birçok yerinde merkezi hükûmetlerle birlikte yerel topluluklar da hazırbulunuşluk süreçlerinde aktif rol almaktadırlar. Geleneksel olarak afet sonrası müdahaleye odaklanan Türkiye'de özellikle 1999 Marmara Depremi deneyiminden beri afet odaklı tartışmaların yoğun yaşandığı bir ülke olmuştur. Aradan geçen 20 yıllık süre içerisinde Türkiye'de yerel topluluklar düzeyinde afetlere hazırbulunuşluk, algı, tutum ve davranışların nasıl bir seyir izlediği, hazırbulunuşluk kavramının fiili karşılığı olabilecek değişimlerin ne denli belirdiği bu kitabın yanıt bulmayı amaçladığı temel araştırma sorularıdır. Kitap bu sorulara, doğal afet risklerinin yoğun olduğu bölgelerden birisi olarak Balıkesir ili örneğinde yapılan incelemelerle cevap bulmayı hedeflemektedir. İki yıllık bir saha çalışmasının ürünü olan kitabın; Türkiye'deki yerel toplulukların tipik durumunu yansıtması yönüyle tüm okurlarına faydalı olacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    William Blake: ”Maskesiz Bir Adam” (1757-1827)
    (Klaros Yayınları, 2019-12-27) Alemdaroğlu, Şefika Nüvid; Tutaş, Nazan
    19.yüzyılın dahi sanatçısı, İngiliz Romantizminin kendine özgü şair, gravür sanatçısı ve ressamı William Blake ‘in çizimleri günümüzde Avrupa’nın en tanınmış müzelerinde sergilenmektedir. 1757-1827 yılları arasında Londrada yaşayan sanatçı şiirlerini el yazısıyla yazıyor, yine kendisi, karısı Catherine’nin de yardımıyla gravürlüyor ve kendisi basıyordu. En tanınmış eseri “ Songs of Innocence and Experience” ‘da hayata diyalektik bir bakış açısıyla bakan Blake kitabının önsözünde “insan ruhunun birbirine karşıt durumlarının” görüldüğünü söylemiştir. Şair Osman Tuğlu'nun adeta yeniden yazdığı şiirleriyle Blake tekrar nefes alıyor. Nüvit Alemdaroğlu
  • Öğe
    Yerel yönetimlerin akıllı kent adaptasyonu
    (Ekin Yayınevi, 2021) Bimay, Muzaffer
  • Öğe
    Belediyeler ve doğal afetler
    (Nobel Bilimsel Eserler, 2020-05) Özkan, Abdurrahman; Çakı, Fahri; Uzun, Alper; Şentuna, Barış; Gültekin Özbayrak, Goncagül; Egi, Ali
    21. yüzyıl, insan ve doğa kaynaklı afetlerin yoğunluk kazandığı bir dönem görünümü vermektedir. Geçmişe kıyasla bu yüzyılda toplumların tehdit, tehlike ve risklere karşı hassasiyetleri yükselmekte, yaşam tarzlarında önemli değişimler gözlenmektedir. Artık kaynağı dahi bilinemeyen yerel ve küresel riskler, yarattığı kaygı ve korkuyla birlikte ülkeleri afet öncesi hazırbulunuşluk eylemlerine yöneltmektedir. Dünyanın birçok yerinde merkezi hükûmetlerle birlikte yerel topluluklar da hazırbulunuşluk süreçlerinde aktif rol almaktadırlar. Geleneksel olarak afet sonrası müdahaleye odaklanan Türkiye'de özellikle 1999 Marmara Depremi deneyiminden beri afet odaklı tartışmaların yoğun yaşandığı bir ülke olmuştur. Aradan geçen 20 yıllık süre içerisinde Türkiye'de yerel topluluklar düzeyinde afetlere hazırbulunuşluk, algı, tutum ve davranışların nasıl bir seyir izlediği, hazırbulunuşluk kavramının fiili karşılığı olabilecek değişimlerin ne denli belirdiği bu kitabın yanıt bulmayı amaçladığı temel araştırma sorularıdır. Kitap bu sorulara, doğal afet risklerinin yoğun olduğu bölgelerden birisi olarak Balıkesir ili örneğinde yapılan incelemelerle cevap bulmayı hedeflemektedir. İki yıllık bir saha çalışmasının ürünü olan kitabın; Türkiye'deki yerel toplulukların tipik durumunu yansıtması yönüyle tüm okurlarına faydalı olacağı düşünülmektedir.