Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Ca‘ferilerin müvessak hadis anlayışı hakkında bazı tespit ve değerlendirmeler
    (Batman Üniversitesi, 2021-12-14) Kazan, Tahsin
    Şîa üst kavram olup altında birden fazla mezhep bulunmaktadır. Ehl-i sünnet’ten sonra en fazla müntesibi bulunan ekol; Ca‘feriyye/İsnaaşarriye/İmâmiyye koludur. İstisnalar olmakla birlikte tüm Müslümanlar, hadîsleri dînin ikinci kaynağı olarak kabul etmektedirler. Hadîs noktasında bu mezhebe mensup âlimler, ahbârî ve usûlî olmak üzere iki sınıfta mütalaa edilmektedir. Ahbâriler haberleri hiçbir tenkide tabi tutmadan olduğu gibi kabul ederler. Ehl-i sünnette zâhirî ekolü gibi bir anlayışı benimserler. Câ‘ferî/İmâmî âlimler hadîsleri; sıhhat açısından sahîh, hasen, müvessak ve zayıf olmak üzere dörtlü taksime tabi tutmaktadırlar. Hadîsin bu kısımlarından biri de müvessak hadîstir ki, Ehl-i sünnet veya Câ‘ferî olmayan kanallarla gelen rivâyetlerdir. Bu çalışmada Şîa’nın hadîsleri hüküm açısından taksimini ve bu taksimin bir nevi olan müvessak hadîsi ve kısımları ele alınacaktır. Ayrıca müvesssak hadîs ile kavî hadîs arasındaki münasebet de tahlil edilecektir. Her ne kadar Şîa, Ehl- beyt dışındaki râvilerden gelen rivayetlere karşı ihtiyatlı bir tavır ortaya koymuşsa da bütünüyle redd anlayışını benimseyip benimsemedikleri belirlenecektir. Şîa’nın muhaliflerden gelen rivâyetler konusunda geliştirdikleri bu anlayışın Müslümanlar arasında derinleşen ihtilafın çözümünde bir katkısının olup olmayacağını tahlil etmeye çalışacağız.
  • Öğe
    Ebû Zer El-Gıfârî ve hadis rivayeti
    (Batman Üniversitesi, 2021-06-01) Bilgiç, Lokman; Agitoğlu, Nurullah
    Hadis rivayetinde Hz. Peygamber’e (sas) en yakın tabaka olan sahâbenin, takip eden nesillere nazaran ehemmiyeti inkâr edilemeyecek bir gerçektir. Bu kutlu nesil içerisinde hadis rivayetine hizmet eden önemli simalar bulunmaktadır. Bu isimlerden dikkat çeken biri Ebû Zer elGıfârî’dir. O, İslam ile müşerref olmadan önceki cahiliye yaşantısının aksine Müslüman olduktan sonra sahâbe arasında zühdü, takvası ve adaletten taviz vermeyen şahsiyetiyle dikkat çekmiş ve İslam tarihinde de Ebû Zer karakteri olarak bu hasletleri temsil etmiştir. Onun Resûlullah ile yakın iletişim dili ve hadis rivayetindeki hırsı yanında dönemin siyasi atmosferindeki çıkışları dikkat çekmektedir. Bu çalışmada onun hayatından önemli kesitler ile sünnet anlayışı, hadis rivayetindeki yeri ve çeşitli konu başlıklarındaki rivayetlerinin değerlendirilmesi yapılacaktır.