54 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 54
Öğe Erdal Öz'ün öykü ve romanlarında yapı ve tema(Batman Üniversitesi, 2018-11-12) Rüzgar, Zeynelabidin; Korkmaz, FerhatTürk edebiyatında 1950 kuşağı içinde değerlendirilen Erdal Öz, öykü alanında öne çıkmakla birlikte roman, gezi yazısı ve anı-anlatı-roman şeklinde kaleme aldığı eserler ile yaşadığı dönemde adından söz ettiren bir yazardır. İlk eserlerini 1950'lerden itibaren vermeye başlayan yazarın bu dönem verdiği eserlerinde ağırlıklı olarak "varoluşçuluk"un izleri görülür. 12 Mart 1971 Muhtırasından sonraki dönemlerde yazdığı eserlerde ise bu dönemde yaşanan dramatik olayları kendi yaşadıklarından hareketle öykü ve romanlarına konu edinmiştir. Bu dönem, yazarın toplumsal duyarlılığının ön planda olduğu bir dönemdir. Yaşadığı acıları gerek öykülerinde gerekse de romanlarında, bir döneme yahut bir yere ait değil de onları insanlık bağlamında evrenselleştirerek verir. İnsana ait gerçekliği kurgu dünyasının olanaklarıyla sunması bakımından dikkat çeken bir yazar olan Erdal Öz, 1975 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü ve 1998 Sait Faik Hikâye Armağanı ve 2001 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü kazanır. Bu tezde; yazarın yaşamı, sanatı ve yazdığı eserlerin çeşitli yönlerden incelenmesi ve özellikleri açıklanmıştır.Öğe Batman KOSGEB kadın girişimciliği profiline yönelik bir araştırma(Batman Üniversitesi, 2018-07-09) Tunç Baranoğlu, Meral; Gümüş, MuratKadınlar dünya nüfusunun yaklaşık olarak yarısını oluşturmaktadır. Kadınların istihdam sorunlarının çözümlerinden biri olarak kadın girişimciliği görülmektedir. Türkiye'de de kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla devlet tarafından birçok destek verilmektedir. Bu şekilde kadınların iş hayatına girerek, işveren olmalarının sağlanması, hem ülkedeki istihdamı arttıracak hem de ülke ekonomisine katkı sağlamış olacaktır. Kadınların girişimci olarak ekonomiye katkı sağlamaları için girişimci kadınların önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. Bu nedenle, kadın girişimcilerinin sorunlarının görülebilmesi de kadın girişimciliğini etkileyen faktörlerin görülmesi sağlanmalıdır. Bu tezin amacı; Batman ilinde KOSGEB Desteğiyle işyeri açan kadınların girişimcilik profillerinin belirlenmesidir. Araştırma, nicel araştırma yöntemi üzerine kurgulanmış olup kadın girişimciliği hakkında araştırma soruları ve hipotezler önerilmiştir. Yapılan ki kare analizi sonucunda girişimcilik desteği ile hane geliri arasında anlamlı bir farklılık bulunduğu tespit edilmiştir.Öğe Maden sahalarının çevresel etkileri; Güneydoğu Elazığ örneği(Batman Üniversitesi, 2018) Köktan, Nida; Baran, Hacı AlimMadencilik faaliyetlerinde, ortaya çıkan atıklar hava, su ve toprak kalitesinin bozulması gibi çevresel etkilere neden olmaktadır. Açık işletmeciliğin yapıldığı inceleme alanındaki madencilik faaliyetlerinden ortaya çıkan atıklar yağış ve rüzgâr gibi doğal etmenlerle kolaylıkla farklı alanlara taşınabilmekte olup, su ve çevreye zararlı hale dönüşebilir etkilere neden olmaktadır. İnceleme alanı, Elazığ ilinin yaklaşık 30 km güneydoğusundaki Maden ilçesi ve 50 km doğusunda Alacakaya ilçesi sınırlarında 1/100.000 ölçekli topoğrafya haritalarında K43-L43 paftaları içinde yer almaktadır. Bu alanda Jura'dan Orta Eosen'e kadar farklı yaşlarda magmatik, sedimanter ve volkanosedimanter birimler yüzeylemekte olup, inceleme alanının genelinde Üst Jura-Alt Kretase yaşlı Guleman ofiyolitine ait kayaçlar gözlenmektedir. Alınan örneklerin ana anyon ve katyon analizleri ile iz element analizleri yapılmıştır. 2016 (kurak dönem) analiz sonuçlarına göre As, Ag, Cd, Pb, Sb ve Zn sırasıyla (0-0,034), (0-0), (0-0,0031), (0-0,653), (0-0,0014) ve (0-0,011) ppm değerleri arasındadır. 2017 (yağışlı dönem) analiz sonuçlarına göre As, Ag, Cd, Pb, Sb ve Zn sırasıyla (0-0,0009), (0-0), (0-0,00022), (0-0,336), (0-0,0035) ve (0-0,1249) ppm değerleri arasındadır. Bu metal ve metalloid elementler TSE, EPA standartları ile karşılaştırılmıştır.Öğe Finansal gelişmişliğin ve finansal istikrarın yabancı sermaye üzerindeki etkisi(Batman Üniversitesi, 2019-02-06) Akbulut, Vehbi; Karhan, GökhanYabancı sermaye gelişmekte olan ülkeler için kalkınma konusundaki en büyük desteklerinden bir tanesidir. Zira büyüme yolunda kıt faktörlerin başında sermaye gelmektedir. Gelişmekte olan ülke ekonomilerinde tasarruf yetersizliği ve mevcut sermaye stokunun yeterli olmaması nedeni ile ekonomiler dışarıdan gelen sermayeye ihtiyaç duymaktadırlar. Yabancı sermaye iki şekilde bir ekonomiye giriş yapmaktadır. Bunlardan bir tanesi doğrudan yabancı sermaye yatırımları iken diğeri ise portföy yatırımları olarak adlandırılan sıcak paradır. Her iki sermaye tipinin ekonomiye katkıları bulunmakla beraber iktisat teorisinde doğrudan yabancı yatırımlarının kalkınmanın finansmanında daha verimli olduğu vurgulanmaktadır. Bir ekonomiye sermaye girişlerini belirleyen bir takım faktörler bulunmaktadır. Zira sermaye ülkeden ülkeye hareket ederken kar maksimizasyonunu amaçlar ve bu karı belirleyen dış etkenler bulunmaktadır. Nitekim ekonomi yöneticileri yabancı sermayenin ülkelerine girişini özendirmek için politikalar uygulamaktadır. Bu çalışmada yabancı sermaye tiplerinin her ikisini de dikkate almak suretiyle finansal gelişmişliğin ve son dönemde popüler bir faktör haline gelen finansal istikrarın doğrudan yabancı sermaye girişleri üzerindeki etkisi incelenmektedir. Bu amaçla zaman serisi ekonometrisi kullanılmakta olup sonuçlar politika yapıcıları açısından yol gösterici olacaktır.Öğe Grafen nanopartikül takviyesinin kompozit malzemelerin mekanik özellikleri üzerindeki etkisinin araştırılması(Batman Üniversitesi, 2018-12-20) Bağatır, Tuba; Çelik, Yahya HışmanKompozit malzemeler günümüzde mühendislik yapılarının büyük bir kısmında kullanım alanına sahiptir. Bu doğrultuda üretilen kompozit malzemelerin mekanik özelliklerinin tespit edilmesi ve bu özelliklerin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Son yıllarda araştırmacılar kompozit malzemelerin mekanik özelliklerini iyileştirmek için yoğunlaşmıştır. Bunun neticesinde nanoboyutlu Grafenin (G), kompozitin mekanik özelliklerini iyileştirmede önemli bir etkiye sahip takviye elemanı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, G'nin kompozitin çekme dayanımı üzerindeki etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda, epoksiye % 0 (takviyesiz); % 0,1; % 0,2; % 0,3; % 0,4; % 0,5 ve % 1 oranlarında G eklenmiştir. G eklenmiş epoksi karışımlar sırasıyla ASTM standartlarına göre hazırlanan kalıplara dökülmüştür ve kürleşmesi sağlanmıştır. Ayrıca ağırlıkça % 0 (takviyesiz), % 0,2 ve % 0,4 oranlarında G içeren epoksi karışımlar, cam fiber (CF), karbon fiber (KF) ve aramid fiber'e (AF) elle yatırma yöntemi ile ilave edilmiştir. Böylece farklı ranlarda G içeren cam fiber takviyeli plastik (CFTP), karbon fiber takviyeli plastik (KFTP) ve aramid fiber takviyeli plastik (AFTP) kompozitler üretilmiştir. G takviyeli epoksi matrisli kompozitler ile CF, KF, AF ve G takviyeli kompozitler çekme deneylerine tabii tutulmuştur. G takviyesinin epoksi matris malzemesi ve kompozitler üzerinde önemli bir mukavemet artışı sağladığı tespit edilmiştir. Takviyesiz epoksi malzeme en düşük çekme mukavemetine sahipken, epoksi matrisli G takviyeli kompozitlerde en yüksek çekme mukavemeti % 0,2 G içeren kompozitten elde edildiği görülmüştür. Epoksiye % 0,2'ye kadar G takviyesi eklenmesiyle malzemenin çekme dayanımı artmıştır. Daha fazla oranda eklenmesiyle bu artış düşüşe geçmiştir. Bu doğrultuda maksimum çekme dayanımı % 0,2 G takviyeli epoksi kompozitte gözlemlenmiştir. Ayrıca CF, KF ve AF'ye, G takviyesinin eklenmesiyle elde edilen G/fiber takviyeli kompozitlerin çekme dayanımları sürekli artmıştır. Ancak % 0,4 G takviyeli fiber kompozitlerin çekme dayanımı en yüksek değeri almasına rağmen % 0,2 G takviyeli fiber kompozite nazaran belirgin bir artış görülmemiştir. Ayrıca fiber takviyeli kompozitlerde, matris malzemesine G takviyesinin eklenmesiyle çekme mukavemetleri farklı davranışlar sergilemiştir. G nano partikülün CF, KF ve AF'ye eklenmesiyle elde edilen G/fiber takviyeli kompozitlerde, en fazla artış KFTP kompozitin çekme dayanımında görülürken en az artış AFTP kompozitin çekme dayanımında görülmüştür.Öğe Boş zaman faaliyeti olarak bisiklet sporu yapan bireylerin benlik saygısı düzeylerinin incelenmesi(Batman Üniversitesi, 2019) Yıldız, Yavuz; Taşkın, CengizBu çalışmanın amacı; boş zaman faaliyeti olarak bisiklet sporu yapan bireylerin benlik saygısı düzeylerinin incelenmesidir. Çalışmaya yaşları 18-25 arasında değişen, Gaziantep ile Batman illerinde ikamet edip, rekreasyon amaçlı bisiklet sporuyla uğraşan gönüllü 100 erkek ile yine Batman ve Gaziantep illerinde ikamet eden ve sedanter bir yaşam sürdüren gönüllü 100 erkek birey katılmıştır. Araştırmaya katılan bireyler tesadüfi yöntem ile seçilmiştir. Araştırmada bireylerin benlik saygısı düzeylerinin belirlenmesinde on sorudan oluşan Rosenberg benlik saygısı ölçeğinin alt kategorisi kullanılmıştır. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmasında SPSS 25 IBM istatistik paket program kullanılmıştır. Veriler ortalama ve standart sapma olarak özetlenmiştir. Yapılan analizler sonucunda rekreasyon amaçlı bisiklet sporu yapan grubun benlik saygısı düzeylerinin, sedanter yaşam süren bireylerin benlik saygısı düzeylerinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05). olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak benlik saygısının bireylerin fiziksel görünümleri ile ilişkili olduğunu ve rekreasyon amaçlı da olsa yapılacak olan fiziksel aktivitelerin bireylerin benlik saygısı düzeyleri üzerinde olumlu değişimler yarattığını söyleyebiliriz.Öğe Juvenil sakız ağacı (Pistacia Lntiscus L.) sürgün kültürlerinde bazı elisitör uygulamalarının triterpenoid miktarları üzerine etkisinin belirlenmesi(Batman Üniversitesi, 2019-02-25) Kocabey, Gurbet; Tilkat, EnginSakız ağacı (Pistacia lentiscus L.), antikanser, antifungal, antibakteriyal, antimikrobiyal, antienflamatuvar ve anti-helicobakter pylorii aktivitesi gibi daha pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan değerli sekonder metabolitleri içermesi bakımından tibbi ve ekonomik öneme sahip önemli bir bitkidir. Tez çalışmamızın amacını, juvenil sakız ağacı sürgün kültürlerine bazı elisitör uygulamaları ile antikanser ve antihelikobakter aktivite gösterdiği bilinen triterpenoidlerin (özellikle oleanonic asit, moronic asit, 24Z-masticadienonic asit, 24Z-isomasticadienonic asit, 24Z-masticadienolic asit, 24Z-isomasticadienolic asitin) biyoteknolojik yollarla miktarlarının arttırılabilmesi oluşturmaktadır. Bu bağlamda öncelikle yüzey sterilizasyonu tamamlanan P. lentiscus olgun tohumları 1 mg/l IBA destekli MS besi ortamında çimlendirilmiştir. Aksenik gövdelerin çoğaltımı, 1mg/l BAP, 0.5 mg/l GA3 ile destekli MS besi ortamında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sürgünler farklı kimyasal elisitörlerin bulunduğu besi ortamlarına (E-vitamini, JA, MeJA, Tyr, Pyr, LPM, Mannan, Kitosan, Zimosan A, Peptigoglikan, P. atlantica ekstraktı, P. lentiscus ekstraktı, P. khinjuk ekstraktı, P. terebinthus ekstraktı ve P. vera ekstraktı) bir kültür periyodu süresince transfer edilmiştir. Ursonik Asitin genel olarak tüm uygulamalarda tespit edildiği, P. atlantica ekstraktı ve Peptidoglikan elisitör uygulamaları haricinde Ursonik Asit miktarında artış meydana geldiği görülmüştür. P. atlantica, P. terebinthus ve P. vera ekstraktı dışında tüm elisitör uygulamalarına ait ekstraktlarda farklı triterpenoid çeşitlerinin oluşumunun gözlendiği tespit edilmiştir. Morfolojik bakımdan ise, kontrol gruplarına oranla elisitör uygulanmış sürgünlerin sağlıksız, sararmış, kırmızımsı ve kahverengileşen gövde ve yaprak yapısına sahip olduğu görülmüştür.Öğe Batman kent merkezinde ve ilçelerinde rekreasyon alanlarının incelenmesi(Batman Üniversitesi, 2018-12-24) Ekingen, Neslihan; Şahin, Hacı MuratSanayileşmenin artması ve kentleşmenin etkisi Dünya'da ve Türkiye'de insanların yaşam biçimlerini de değişime uğratmıştır. Değişen dünyada insanların doğayla ilişkileri, kişisel ihtiyaçları ve sosyal ilişkileri de zamanla birlikte köklü bir değişime uğramıştır. Betonlaşan şehirler, değişen ve modernleşen yaşam biçimleri özellikle de yoğun çalışma temposu kişilerin yaşam alanlarını daraltmıştır. Kişilerin stresli yaşam tarzı psikolojik, sosyolojik ve fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuzluk kişilerde yeni değişme ve yenilenme ihtiyacını doğurmuş ve bireyleri yeni arayışlara sevk etmiştir. Betonlaşan şehirlerin stresli yaşam koşullarından ve bunaltıcı havasından bir süreliğine bile uzaklaşmak isteyen insanlar, dinlenebilecekleri, eğlenebilecekleri, doğayla baş başa kalabilecekleri, temiz hava alabilecekleri ortamlara olan talebi arttırmıştır ve her geçen gün de bu talep artmaktadır. Bu durum da rekreatif faaliyetlerin artmasına ve çeşitlenmesine yol açmaktadır. Bu çalışmada Türkiye'nin nüfus bakımından orta ölçekli kenti olan Batman Kentinin ve ilçelerinin rekreasyon olanakları ve belirli rekreasyon alanları incelenmektedir. Araştırmanın temelini oluşturan rekreasyon alanları belirlendikten sonra yıl içerisinde bu alanlara gidilip yerinde araştırma yapılmıştır. Doğal ortam ve rekreasyon alanları gözlemlenmiş, yerinde incelenmiş, fotoğraflanmış ve eksiklikler saptanmıştır. Söz konusu alanların imkân ve sorunlarının tespiti için rekreasyonel etkinliklere katılanlara ve yöre halkına yönelik anket çalışması yapılmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde SPSS 22 Paket programı kullanılmış, analizlerde betimsel istatistik tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırmanın sonucunda Batman kenti ve ilçelerinde sayı olarak rekreasyon alanlarının fazla fakat kullanılabilirlik açısından yeterli olmadıkları görülmüştür. Bu sebeple yöre halkı rekreatif donatı eksikliği bulunmayan alanlara fazla yönelmekte buda bu alanların yoğun kullanımına sebep olmaktadır. Bu kısır döngü sonucu kullanılmayan alanlar daha da bakımsız kalmaktadır.Öğe Beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencileri rekreatif faaliyetlere katılmaya motive eden faktörlerin araştırılması(Batman Üniversitesi, 2019-02-01) Ceylan, Emre Hüsnü; Taşkın, CengizBu araştırmada üniversite öğrencilerinin boş zaman engelleri ve motivasyon düzeylerinin tespit edilmesi, demografik değişkenler açısından karşılaştırılması ve aralarındaki ilişkilerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. İlişkisel tarama modelindeki araştırmada, Alexandris ve Carroll (1997) tarafından geliştirilen ve Gürbüz vd. (2012) tarafından Türkçeye uyarlanan Boş Zaman Engelleri Ölçeği ve Pelletier vd. (1991) tarafından geliştirilen Mutlu (2008) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Boş Zaman Motivasyon Ölçeği, 317 gönüllü katılımcıya uygulanmıştır. Araştırma verilerinin değerlendirilmesinde istatistiki yöntem olarak frekans dağılımları ikili gruplar için T-testi çoklu gruplar için anova analizleri ve ilişkiyi belirlemek için pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar incelendiğinde katılımcıların boş zaman engellerine yönelik algıları ortalamanın üzerinde olduğu tesis eksikliği ile yeterli zaman bulma boyutlarından kaynaklandığı belirlenmiştir. Boş zaman motivasyon düzeylerinde yüksek özdeşim-içe atım ve bilmek başarmak boyutlarının daha belirgin olduğu tespit edilmiştir. Boş zaman engelleri ile boş zaman motivasyon düzeyleri arasında ilişki saptanamamıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular demografik değişkenler açısından değerlendirildiğinde her iki ölçek arasında cinsiyet ve yaş değişkenleri arasında anlamlı derecede farklılıklar belirlenmiştir.Öğe 2587-2588 numaralı (H. 1247/ M. 1832) Harput Sancağı Arapgir Kazası müslüman- gayrimüslim nüfus defterlerinin trankripsiyonu ve karşılaştırmalı değerlendirmesi(2019-02-22) Erman, Ozan; Türkmen, Mustafa Nuriİmparatorluk özelliğine sahip olan Osmanlı’da yürütülen nüfus hizmetleri, geçmişten günümüze kadar devam eden uzun bir tarihi serüvene sahiptir. Osmanlı Devletinin kuruluşundan itibaren asker toplamak ve vergi almak amacıyla belirli aralıklarla tahrir yapılmış ve çeşitli kayıtlar tutulmuştur. Osmanlı’da modern anlamdaki nüfus hizmetleri, 1831 nüfus sayımından sonra Dâhiliye Nezareti bünyesinde Ceride-i Nüfus Nezareti ve bu işleri Sancaklarda yürütecek Defter Nazırlıklarının kurulmasıyla başlamıştır. 1831 tarihinde yapılan ilk genel nüfus sayımından sonra 1844, 1852, 1856, 1866, 1881, 1882 ve 1905 gibi değişik tarihlerde bölgesel veya genel nüfus sayımları yapılarak, kayıtların güncel tutulmasına önem verilmiştir. Osmanlı Devleti’nin XIX. Yüzyıldaki toplumsal, siyasal ve ekonomik tarihini büyük ölçüde nüfus ve nüfus hareketleri belirlemiştir. Nüfus defterleri tutuldukları yerlerle ilgili olarak başta mahalle ve köy isimlerini vermek suretiyle, idari yapılanmayı, erkek nüfusun sayısını ve askerlik durumlarını, vergi mükelleflerini, doğum ve ölüm tarihlerini, kullanılan isim ve lakapları ortaya koyması açısından büyük önem taşırlar. Bu bilgilerin bulunduğu 02587 ve 02588 numaralı Harput Sancağı Arabgir Kazası Müslüman ve gayrimüslim defterleri hicri 1247 Miladi 1832 tarihli nüfus istatistiklerini içerir. Defterdeki bilgiler nüfus, yaş, lakap, meslek, yer değişikliği, vergi, fiziksel engel durumu gibi başlıklar halinde tablolar halinde tasnif edilmiştir. Elde edilen bilgiler üzerinden dönemin demografik, ekonomik ve sosyal yapısı hakkında birçok sonuca ulaşılmıştır.