2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Arap Baharının Türkiye-Suriye ilişkilerine etkileri(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-17) Besen, Yaşar; Cihangir, MuratOrtadoğu bölgesi tarih boyunca içinde bulundurduğu devletler ile barındırdığı toplumlar açısından, krizlerin ve çatışmaların neredeyse son bulmadığı, etkilerinin sonraki dönemlere yansıdığı ve ilişkilerin bunun üzerine kurgulanıp özellikle de devlet politikalarının bu zeminde belirlendiği bir coğrafya olmuştur. Yakın zaman olarak adlandırabileceğimiz I. Dünya Savaşı ve sonrasında ki gelişmeler bu tarihi mirasın devredildiği bir dönem olarak kendini göstermiştir. Ortadoğu coğrafyası; devletler nezdinde taşların yerine oturtulamadığı bu yeni dönemle, iki kutuplu dünya düzeninin bölgedeki yansımasını ve devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerindeki etkilerini günümüze taşımış oldu. Soğuk Savaşın sona ermesiyle beraber Yeni Dünya Düzeni veya Küreselleşme olarak da adlandırılan içinde bulunduğumuz bu dönemle birlikte ülkeler, birbirleri ile olan mücadelelerini yine geçmişteki birikimleri doğrultusunda çoğu kez çekişme bazı zamanlar ise çatışma hali ile geçirmişlerdir. Bu bakımdan Arap Baharı, devletlere ve halklara sirayet eden tarihi mirasın bu dönemdeki yansıması olarak görünebilmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, Arap Baharının Türkiye-Suriye ilişkilerine etkilerini analiz etmektir.Öğe Moğolistan dış politikasını hedging (Riskten korunma) kavramı üzerinden incelemek(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-09-20) Alpaslan, Emine Tuğba; Alım, ErayUluslararası ilişkilerin temel teorileri arasında yer alan Realist teorinin temel argümanı uluslararası sistemin yapısının anarşik olduğu ve devletlerin bu sitem içerisinde güvenliklerini en üst düzeye çıkaran rasyonel aktörler olduğu varsayımına dayanmaktadır. Anarşik sistem içerisinde herhangi bir kural uygulayıcı olmadığı için devletler bu sistemde ayakta kalabilmek için bazı stratejiler kullanmaktadırlar. Hedging bu stratejiler arasında yer almaktadır. Finans alanında kullanılan hedging (riskten korunma) kavramı, uluslararası ilişkiler literatüründe akademisyenler tarafından ikincil devletlerin dış politika davranışlarını incelemek için kullanılmakta ve dengeleme (balancing) ya da peşine takılma (badwagoning) stratejileri arasında üçüncü bir seçenek olarak sunulmaktadır. Hedging stratejisi uluslararası ilişkilerde bir devletin veya aktörün dış politika kararlarındaki risk ve belirsizliklerle, güç dengesi ve peşine takılma stratejilerine başvurmadan, daha etkin bir şekilde başa çıkabileceğini vurgulamaktadır. Bu çalışmanın ampirik olarak inceleme konusu olan Moğolistan, hedging stratejisinin dış politikada uygulanışının net bir örneğini teşkil etmektedir. Tamamen kara parçasıyla çevirili, Rusya ve Çin dışında hiçbir komşusu olmayan ve bu iki ülke arasında tampon bölge konumunda olan Moğolistan, zorlu koşullar altında kendi ulusal çıkarlarını korumaya çalışmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Moğolistan, hedging stratejisini Rusya ve Çin’le ilişkilerini bozmadan, bu iki ülke ile yaşayabileceği sorunlarda riskleri minimize etmek için kullanmaktadır. Netice itibariyle Moğolistan’ın hedging stratejisini başarılı bir şekilde uyguladığı tespit edilmekte ve bu başarının uluslararası iş birlikleri oluşturmak, stratejik ortaklık kurmak ve bölgesel ya da uluslararası örgütlere üye olmak yöntemleri kullanılarak elde edildiği saptanmaktadır.