Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    Juvenil aksenik sakız ağacı eksplantlarından (Pistacia lentiscus L.)süspansiyon kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-20) Hoşer, Ayşe; Tilkat, Engin
    Bu çalışmada, Pistacia lentiscus L. (Sakız ağacı)'nın in vitro çimlendirilmiş tohumlarından hücre süspansiyon kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu için bir protokol geliştirilmiştir. İn vitro çimlendirilen sakız fidelerine ait aksenik yaprak ve kök eksplantlarından öncelikle kallus dokusu elde edilmiş, bu kallus hatlarından ise hücre süspansiyon kültürleri başlatılmıştır. Süspansiyon kültürlerinin başlatılması için, ilk olarak P. lentiscus L. tohumları 1 mg/l IBA içeren Murashige ve Skoog (MS) besi ortamında çimlendirildi. Kallus üretmek için kök ve yaprak eksplantları, BAP, Kin ve 2,4-D (her biri 1 mg/l) kombinasyonlarını içeren MS besi ortamında kültüre alındı. Kallus oluşumu için en iyi bitki büyüme düzenleyicisi (BBD) kombinasyonu sarı renkli ve yumuşak tekstürde kallusların elde edildiği 1 mg/l Kin ve 1 mg/l 2,4-D içeren yarı katı MS besi ortamı olarak tespit edildi ve yine aynı BBD kombinasyonu içeren ancak agar içermeyen MS besi ortamında süspansiyon kültürleri başlatıldı. Süspansiyon kültür koşullarının optimize edilebilmesi amacıyla farklı BBD [BAP, Kin (1.0 ve 0.5 mg/l) ile 2,4-D (1 mg/l)] kombinasyonları içeren, farklı çalkalama hızları (90, 95, 100 ve 110 rpm), farklı ışık yoğunlukları (karanlık ve ışık), farklı sıcaklık dereceleri (4, 25, 37 °C), farklı pH ortamları (4,5, 5, 5.8, 6,5 ve 7.0), farklı şeker tipleri (sukroz ve glukoz) ile bunların farklı kombinasyonlarına (15, 30, 50 mg/l) tabi tutulan MS besi ortamında kültüre alınarak ayrı ayrı test edildi. Test edilen farklı BBD kombinasyonları arasındaki en etkili ortamın, paketlenmiş hücre hacmi (PHH, ml/l), taze ve kuru ağırlık (g/l) değerleri açısından 1 mg/l BAP ve 1 mg/l 2,4-D ile desteklenen MS besi ortamı olduğu tespit edildi. Ancak kültürlerin sürdürülebilirliği ve somaklonal varyasyonlara sebebiyet vermemek adına optimizasyon çalışmalarına test edilen parametreler bakımından aralarında istatistikel olarak fark bulunmayan 1 mg/l Kin ve 1 mg/l 2,4-D BBD kombinasyonu ile devam edilmiştir. Kök ve yaprak süspansiyon kültürlerinin optimizasyonu üzerine denenen söz konusu parametreler bakımından en yüksek PHH, taze ve kuru ağırlık sonuçları 25 °C sıcaklık, 95 rpm çalkalama hızı, pH 5 ile 15g/l (kök) ya da 30 g/l sukroz (yaprak) destekli MS besi ortamından elde edilmiştir. Elde edilen bu veriler ışığında sakız hücre süspansiyon kültürüne ait büyüme fazlarının her birine (lag fazı, eksponansiyel veya log fazı, lineer faz, yavaşlama fazı ve durağan faz) ilişkin zamana bağlı olarak PHH'yi gösteren bir büyüme eğrisi oluşturulmuştur. Hücre süspansiyon kültürleri her 28 günde bir alt kültüre alınarak % 3 sukroz, 1 mg /l 2,4-D ve 1 mg/l Kin destekli MS besi ortamında düzenli olarak muhafaza edilmiştir. Tez çalışmamızdan elde ettiğimiz bu bulgular, sakız hücre süspansiyon kültürlerinin, biyoreaktörlerde değerli kimyasalların büyük ölçekli üretimi için uygun olabileceğini düşündürmektedir.
  • Öğe
    Bazalt ve gabroların bitümlü sıcak karışımlarda agrega olarak kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-08-23) Eker, Ahmet Nedim; Beyaz, Turgay
    Çeşitli mühendislik faaliyetlerinin (Ulaşım Sistemleri, Karayolları, Demiryolları, Enerji Üretimleri, Barajlar, Madencilik ve Endüstriyel dönüşümler vb. gibi) beraberinde ciddi oranda hammadde ihtiyacı doğurduğu bilinmektedir. Günümüz teknolojisi; gerek malzeme ihtiyaçlarında gerekse yapım aşamalarında en spesifik çözüm önerileriyle en uzun vadeye hizmet sunabilen ucuz ama kaliteli çalışmalara ihtiyaç duymaktadır. Ülkemizde karayolları ağlarının geliştiği bu dönemlerde yol yapımında bitümlü sıcak kaplamalar, en fazla tercih edilen imalatlar olmaktadır. Bitümlü sıcak karışımın %90 üzerindeki kısmını oluşturan agregaların özellikleri; hem sağlıklı imalat açısından hem de yolun servis ömrü açısından büyük öneme sahiptir. Bu çalışmanın amacı gabro ve bazaltlarının bitümlü sıcak karışımlarda uygulanabilirliğinin araştırılması ve elde edilen verilerin optimizasyonunu kapsamaktadır. Bu nedenle Samsun, Ordu ve Giresun illerinde yer alan ve bölgenin karakteristik özelliklerine sahip bu kayaçlardan numuneler alınarak laboratuvar aşamasında ilgili deneylere tabi tutulmuştur. Elde edilen veriler ışığında sıcak karışım imalatlarında karşılaşılabilecek sorunlar ile bunların çözüm önerileri değerlendirilip sonuca bağlanmıştır.
  • Öğe
    Sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda elektrik tüketimi ve rüzgâr türbini üretiminin tahminlenmesi ve ekonomik analizi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-07) Atılgan, Süleyman; Alım, Muzaffer
    Dünya üzerinde artan nüfus, endüstrileşme ve enerji tüketimi yüksek yeni nesil teknolojilerin yaygınlaşması ile birlikte enerjiye olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Günlük hayatın hemen her alanında vazgeçilmez olan enerji, günümüzde daha çok fosil kaynaklı yakıtlardan üretilmektedir. Fakat bu doğal kaynakların giderek azalması, fiyat ve arzlarda oluşan belirsizlik ve bu kaynakların yanmasına bağlı olarak ortaya çıkan çevre sorunları alternatif enerji kaynakları arayışlarına hız vermiştir. Bu alternatiflerin başında da hem çevresel olarak zararların minimum olması hem de herkes tarafından erişilebilir olması nedeniyle yenilenebilir enerji gelmektedir. Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma politikası doğrultusunda temiz ve erişilebilir bir enerji en temel hedeflerden bir tanesidir. Bundan ayrı olarak enerjinin tüm sürdürülebilir hedeflerle hem doğrudan hem de dolaylı bir ilişkisi de vardır. Bu çalışmada, yenilenebilir enerji kaynaklarına bir genel bakış sunulmuştur. Sonrasında Türkiye’nin elektrik tüketiminin tahmin edilmesi ve buna bağlı olarak kaynağa bağlı elektrik üretim politikası değerlendirilmiştir. Maliyeti ve CO2 emisyonunu en aza indirmek için her bir elektrik üretim teknolojisinin optimal payını sağlayan bir lineer matematiksel model geliştirilmiştir. Geliştirilen matematiksel model kullanılarak yıllık elektrik tüketimini karşılamak için hangi elektrik üretim kaynaklarının kullanılması gerektiği gösterilmiştir. Ele alınan bir diğer konu da rüzgâr türbini ve rüzgârdan elektrik üretimi üzerinedir. Çalışma için seçilen bölgedeki geçmiş dönem rüzgâr hızı verileri makine öğrenmesi teknikleri ile değerlendirilerek geleceğe yönelik tahminler yapılmıştır. Ayrıca aylık üretim verileri üzerinden farklı rüzgâr türbinlerinin ekonomik analizi yapılmış ve yatırım yapılabilirliği değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Havza ölçeğinde tarımsal su kullanımının hidrolojik model tabanlı su ayak izi metodu ile tespit ve optimize edilmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-05-13) Demir, Muhammed Sungur; Muratoğlu, Abdullah
    Geçtiğimiz yüzyıl boyunca küresel ve bölgesel su stresi problemleri artış göstermiştir. Bu problemin önemli nedenleri arasında küresel ısınma, iklim değişikliği, nüfus artışı gibi faktörler yer almaktadır. Bununla birlikte, küresel su tahsisinin %80’inden fazlasını kullanan tarım sektörü, artan su kıtlığının en önemli sebebi olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle, son yıllarda araştırmacılar, tarımda su tüketimini azaltmaya yönelik çalışmalara odaklanmıştır. Özellikle 21. yüzyılın başlarında geliştirilen su ayak izi (SA) konsepti, tarımsal üretimin su kaynakları üzerindeki etkilerinin detaylı bir şekilde incelenmesine ve su tüketimini azaltmaya yönelik stratejilerin analizine olanak tanımaktadır. Ceyhan Havzası, ülkemizin üç farklı iklim bölgesinin kesişiminde yer aldığı için yüksek iklim ve mahsul çeşitliliğine sahip önemli bir tarım bölgesidir. Bu nedenle, havzadaki tarımsal su kullanımı oldukça fazladır. Bu çalışmanın temel amacı, Ceyhan Havzası’nda yetiştirilen tarımsal ürünlerin hidrolojik model tabanlı detaylı SA analizlerini gerçekleştirmek ve mevcut ürün desenini optimize ederek tarımsal su kullanımını azaltmaya yönelik tedbirler sunmaktır. Bu bağlamda, mevcut çalışma üç temel aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada, 2011-2021 yılları arasındaki iklim verileri kullanılarak SWAT modeli ile havzanın hidrolojik modeli oluşturulmuştur. İkinci aşamada, tarımsal yönetim uygulamaları SWAT modeline işlenmiş ve incelenen ürünlerin mavi, yeşil ve gri SA miktarları belirlenerek haritalandırılmıştır. Son aşamada, çok amaçlı optimizasyon yöntemi kullanılarak havzadaki ürün deseni, mavi ve toplam SA parametreleri üzerinden optimize edilmiştir. Bu çalışma, literatürdeki diğer araştırmalardan temel olarak üç yönden farklılık göstermektedir. i) literatürdeki SA çalışmaları çoğunlukla ampirik yöntemlerle gerçekleştirilmişken, mevcut çalışmada hidrolojik model tabanlı SA analizleri yapılarak yüksek mekânsal ve zamansal çözünürlüklü sonuçlar elde edilmiştir. Bu sayede ürün deseni önerileri net bir şekilde haritalandırılabilmiştir. ii) Önceki çalışmalarda ürün deseni ayarlamaları genellikle mahsul odaklı gerçekleştirilmişken, bu çalışmada su yönetimi odaklı ürün deseni optimizasyonu yapılmıştır. iii) SA konseptinde en önemli bileşen olan mavi SA, amaç fonksiyonunda ağırlıklandırılarak çeşitli senaryolar altında optimum ürün deseni haritaları oluşturulmuş ve havzaya en uygun çözüm araştırılmıştır. Bu çalışmanın temel bulgularına göre, mevcut durumda bütün ürünlerde genel olarak mavi su ayak izinin havzanın kuzey kesimine, yeşil su ayak izinin ise havzanın güneyine doğru arttığı tespit edilmiştir. Öte yandan, ürün deseni optimizasyonu ile toplam su ayak izinde %23.4 (614 milyon m3) oranında bir düşüş; mavi su ayak izinde ise %47.9’luk (464 milyon m3) bir azalma potansiyeli ortaya konmuştur. Buna göre, sadece Ceyhan Havzası’nda ürün deseni optimizasyonu ile su kaynakları üzerindeki insani müdahale değişmeksizin 480 bin ton ek buğday üretimi yapılabileceği ve yıllık yaklaşık 5.6 milyon kişiye yetecek kadar tatlı su tasarrufunun sağlanabileceği tespit edilmiştir. Bu çalışmanın tarımsal üretimde su tüketiminin azaltılmasına yönelik sunduğu çözüm önerilerinin, ülkemizdeki su yönetimi çalışmalarına katkı sağlaması beklenmekte olup gelecekte ekonomik analizler ile birlikte bölgenin sulama alt yapısı ve çiftçi alışkanlıkları gibi parametrelerin değerlendirilerek, ürün deseni önerilerinin uygulanabilirliğini artırmaya yönelik araştırmaların yapılabileceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Aksenik jüvenil sakız ağacı (Pistacia lentiscus L.) eksplantlarından kallus kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-8-04) Demir, Elif; Tilkat, Engin
    Pistacia lentiscus L.'ta kallus kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu için etkili bir protokol geliştirmek amacıyla yüzey sterilizasyonu yapılan tohumlar, 1 mg/l IBA destekli MS besi ortamında çimlendirilmiş, sonrasında elde edilen aksenik apikal sürgünler 1 mg/l BAP + 0.5 mg/l GA3 içeren MS besi ortamında çoğaltılmıştır. İn vitro çoğaltılmış kültürlerden gelen aksenik yapraklar ve tohumların in vitro çimlendirilmesiyle elde edilen kökler, kallus indüksiyonu için eksplant kaynağı olarak kullanılmıştır. Kallus oluşumuna, her biri 0.25, 0.5, 1.0 ve 2mg/l olacak şekilde farklı oksin (IAA, IBA, NAA ve 2,4-D) ve sitokinin (BAP, Kin, TDZ ve 2İP) kombinasyonlarının etkisi ile yine her biri 1/1 kuvvette hazırlanan farklı besiyeri tiplerinin (MS, WPM, SH, B5) etkileri test edilmiştir. Bunların yanı sıra kallus kültürlerinin gelişimlerinin optimizasyonları üzerine farklı şeker tipi (glukoz ve sukroz) ve konsantrasyonları (15, 30, 50 mg/l), farklı pH (4.5, 5, 5.8, 6.5, 7), farklı ışık yoğunluğu (20,40,80 μmol/s), farklı sıcaklık (10, 20, 25, 30, 35°C) uygulamaları ile farklı besiyeri tipleri (MS, WPM, SH, B5) ve konsantrasyonlarının (0.25, 0.5, 1 ve 2 mg/l) etkileri test edilmiştir. Kallus kültürlerinin başlatılması çalışmalarında besiyeri tipi olarak hem kök (%80) hem yaprak (%84) eksplantları için, 1/1 MS besi ortamının, farklı BBD tipleri bakımından hem kök (%80) hem yaprak (%80) eksplantları için 1mg/l Kin ve 1 mg/l 2,4-D içeren MS besi ortamının en iyi sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Kallus kültürlerinin gelişimleri üzerine optimizasyon çalışmalarında ise, farklı besiyeri tiplerinin araştırıldığı denemede kök (%80) ve yaprak (%100) eksplantlarında 1/1 MS besi ortamının, farklı şeker tip ve konsantrasyonlarının araştırıldığı denemede, kök ve yaprak eksplantlarında 15 mg/l sukroz ortamının, farklı pH uygulamaları arasında kök (%96) ve yaprak (%100) eksplantlarında pH 5.8 ortamının, farklı ışık şiddeti uygulamaları arasında kök eksplantları için 20 μmol (%100), yaprak eksplantları için 80 μmol (%100) ışık uygulamalarının, farklı sıcaklık uygulamaları arasından ise hem kök (%76) hem yaprak (%100) eksplantlarında 25°C sıcaklık uygulamasının en iyi sonuçları verdiği tespit edildi. Özetle bu çalışma, değerli sekonder metabolitlerin P. lentiscus L. kallus kültürleri yoluyla daha fazla miktarlarda üretilmesine ışık tutacak, aynı zamanda kallus kültürlerinin başlatılması ve optimizasyonu için rutin olarak kullanılabilecek bir protokol geliştirilmesine olanak sağlamıştır.
  • Öğe
    Biyogaz yakıtlı reaktivite kontrollü sıkıştırma ateşlemeli bir motorun modellenmesi ve çalışma parametrelerinin optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-06) Çelik, Tülay; Şener, Ramazan
    İçten yanmalı motorlar arasında, reaktivite kontrollü sıkıştırma ateşlemeli (RCCI) motorlar, oldukça yeni bir yöntemdir. Bu motorlar, yüksek verimi ve düşük emisyon değerleriyle ümit vaat etmektedir. RCCI motorlarda emme hattına ve silindir içine enjekte edilen farklı reaktivite dereceli yakıtlarla yanma kontrol altına alınabilmektedir. Böylelikle motor verimi ve performans olarak oldukça iyi sonuçlar elde edilmektedir. Bu çalışmada, biyogaz yakıtlı reaktivite kontrollü sıkıştırma ateşlemeli bir motorun bir boyutlu modellemesi yapılmıştır. Oluşturulan motorun gerçekçiliği, deneysel validasyon çalışmalarıyla doğrulanmıştır. Buna göre, kurulan gerçekçi bir boyutlu modelle, biyogazın lambda sayısı, motor devir sayısı, sıkıştırma oranı, emme basıncı, enjeksiyon zamanlamasının motor performansına etkileri değerlendirilmiştir. Yenilenebilir bir kaynak olarak biyogazın, bir motorda yakıt olarak kullanılma potansiyeli incelenmiştir. Ayrıca, biyogaz yakıtlı motorun emme ve egzoz supap zamanlamaları, RCCI stratejisine göre minimum özgül yakıt tüketimi (ÖYT) elde etmek üzere, genetik algoritma kullanılarak optimize edilmiştir. Yapılan parametrik ve optimizasyon çalışmalarına göre, optimum motor çalışma parametreleri belirlenmiştir. Optimum değerlere göre motor güç ve tork değeri %15,1 oranında artarken, ÖYT değeri ise %11,3 oranında azalmıştır.
  • Öğe
    Endüstriyel atıktan hidrotermal yöntemle hazırlanan fonksiyonel karbon malzemelerin çevre ve enerji uygulamalarında kullanılabilirliğin incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-10-05) Akkuş, Muhammed Şuayip; Sayğılı, Hasan
    Bu yüksek lisans çalışmasının temelini yer fıstığı kabuklarından (YK) geçmişte kullanılan karbonizasyon yöntemlerine göre yeni bir alternatif olan hidrotermal karbonizasyon (HTK) yönteminden sürdürülebilir karbon malzemeler (SKM) üretmek, elde edilen karbon malzemelerin çevre ve enerji uygulamalarındaki performanslarını incelemek oluşturmaktadır. Bu yüzden, tarımsal atık üretimi fazlaca bulunan ve elde edilmesi kolay olan YK’lar yeni tür SKM hazırlanmasında başlangıç maddesi olarak seçildi. YK’nın HTK’sına sıcaklık ve sürenin etkisi incelenerek optimizasyonu yapıldı. 180oC, 200oC, 240oC sıcaklık ve 6, 12, 24 saatlik sürelerde yapılan çalışmalar sonucunda elementel, enerji ve verim parametrelerine bağlı olarak 240oC sıcaklık ve 6 saatlik süre optimal değerler olarak tespit edildi. Optimal hidrokömür (YKHK) üretilip, optimum koşullarda manyetik hidrokömür kompozit (MYKHK) malzeme sentezlendi. YKHK ve MYKHK’nın yüzey foksiyonel gruplarını belirlemek için FT-IR spektrumları, morfolojik özelliklerini belirlemek için SEM analizleri, kristal özelliklerini incelemek için XRD analizleri ve CHNS yüzdelerini belirlemek için elementel analizleri yapıldı. Hazırlanan SKM’lerin adsorplama performansını incelemek üzere Metil oranj (MO) ve Metilen mavisi (MM) boyarmaddeleri adsorplanan olarak seçildi. YKHKve MYKHK ile yapılan adsorpsiyon çalışmaları sonucunda elde edilen bulguların Langmuir ve Freundlich izotermlerinden Langmuir izoterm modeline uygunluğu belirlendi. Adsorpsiyon kapasitesileri YKHK için MM ve MO sırasıyla 68.49 mg/g ve 25.58 mg/g olarak bulundu. MYKHK için MMve MO sırasıyla 48.31 mg/g ve 12.90 mg/g olarak bulundu. Ayrıca YKHK ve MYKHK’dan elektrotlar hazırlanarak oluşturulan elektrotların kapasitif performansları, dönüşümlü voltametri (CV) tekniği ile araştırıldı. Çalışmalar, Ag/AgCl (3,0 M) referans elektrota karşı 1 M Na2SO4 sulu çözeltisi içerisinde gerçekleştirildi.YKHKve MYKHK’dan elde edilen elektrotlar birbiri ile kıyaslandığında; MYKHK elektrotunun, 20 mVs-1 tarama hızında en yüksek kapasitif performansa (107-325 F g-1) sahip olduğu belirlendi. Bu çalışmayla, HTK ile üretilen YKHKve MYKHK fonksiyonel karbon malzemelerin yüksek adsorplama kapasiteleri ile çevre, segiledikleri elekrot performansları ile enerji uygulamalarına uygun birer malzeme oldukları sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Ağ trafik atama problemlerinin optimizasyonu için nümerik algoritmalar: Bir yol ağı topolojisinin optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-11-15) Güvenç Demir, Pelin; Dalman, Hasan
    Bu tezde, taşıma ağlarında ağ trafik atama problemlerinin optimizasyonuna odaklanarak temelden ileriye ağlar hakkında ayrıntılı bilgi sunulmaktadır. Ayrıca, ağlar için ekstremum koşulları detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Tezde, statik ağ trafik atama probleminin optimizasyon modeli matematiksel olarak incelenmiştir. Daha sonra, bu modelin Lagrange fonksiyonu kullanılarak optimalite ve KKT koşulları hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca, optimizasyon probleminin çözümü için Lagrange fonksiyonu temel alınarak bir sinir ağı tasarlamış ve bu sinir ağının yerel ve Lyapunov kararlılığını ayrıntılı bir şekilde verilmiştir. Oluşturulan sinir ağı, başlangıç koşullarına bağlı bir dinamik sistem olması nedeniyle, Maple 2023 yazılımı kullanılarak başlangıç koşullarına göre çözülmüş ve ardından Python 3 programı kullanılarak nümerik bir çözüm elde edilmiştir. Çözümlerden ağ trafiğinin ve ağ akışlarının zaman içindeki değişimleri de dikkatle incelenmiştir. Tezde bulgular ve sonuçlar, şekiller aracılığıyla sunulmuş ve sinir ağı temelli çözümün geleneksel yöntemlere kıyasla belirgin bir iyileşme sağladığı gösterilmiştir. Son olarak, sunulan sinir ağı, statik bir ağın dinamik bir sistem haline getirilmesine imkan tanındığını da göstermektedir. Ayrıca, zaman içinde trafik akışlarının rotalardaki değişimini ve bağlantılardaki trafik akışlarını tahmin etme yeteneğini artırmaktadır. Bu sonuçlar, tezde sunulan optimizasyon yönteminin tutarlı, öngörülebilir ve etkili sonuçlar sağladığını göstermektedir.
  • Öğe
    AVR sisteminin PID kontrolör parametrelerinin RSA algoritması kullanılarak optimizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-08-24) Bavli, Abdurrahim; Sevim, Davut
    Bu tez çalışmasında, jeneratörlerde çıkış gerilimlerinin istenilen AVR sisteminin kontrolörsüz modeli incelenmiştir. Sonra durum uzay denklemi çıkarılmıştır. Buradan sisteme PID kontrolörü eklenerek modelleme yapılmıştır. Daha sonra kontrolörlü modelin sonuçları grafiksel olarak gösterilmiştir. En son aşamada ise Sürüngen Arama Algoritması (RSA) açıklanarak PID kontrolör parametrelerinin optimizasyonu amaçlanmıştır. Sonuçlar grafiklerle desteklenmiştir.
  • Öğe
    Nano titanyum-dioksit katkılı yakıt karışımlarının bir dizel motorda kullanımının araştırılması
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-11-20) Atmaca, Aytaç; Kallioğlu, Mehmet Ali
    Bu çalışmada, Eurodizel yakıtına farklı konsantrasyonlarda (25 ppm, 50 ppm, 75 ppm ve 100 ppm) TiO₂ nano-partikül katkı maddesi eklenerek, tek silindirli bir dizel motorda yanma, performans ve emisyon parametreleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Artan nanopartikül konsantrasyonlarının test yakıtlarında başlangıç durumu olan saf dizel yakıtıyla karşılaştırıldığında, yanma analizlerinde silindir iç basıncı ve net ısı salınımının arttığı gözlemlenmiştir. Performans parametrelerinden efektif verim ve egzoz gazı sıcaklığı artarken, özgül yakıt tüketimi ve özgül enerji tüketimi değerleri azalmıştır. Emisyon değerlerinde ise NOx hariç, CO, HC ve duman emisyonlarının başlangıç durumuna göre azaldığı tespit edilmiştir. Bu azalış ve artış eğilimleri, nanopartikül dozajıyla paralellik göstermektedir. Deneysel bulgulardan elde edilen veriler, ikinci aşamada Yanıt Yüzeyi Metodu (RSM) kullanılarak sekiz farklı matematiksel model oluşturulmuştur. Oluşturulan eşitlikler, nanopartikül konsantrasyonu ve motor yükü girdi parametrelerine dayanmakta olup, R² ≥ 0,9090 istatistiksel sonuçları elde edilmiştir. Elde edilen tüm veriler, beş farklı koşula göre optimum TiO₂ miktarını ve motor yükünü belirlemek için optimize edilmiştir. Tüm modellerde optimum nanopartikül oranının 100 ppm ve motor yükünün 0,3 OEB ile 2,89 OEB arasında değişkenlik gösterdiği belirlenmiştir. Bu sonuçlar, performans ve emisyonlar arasında bir denge kurulmasının önemini vurgulamaktadır. Bu çalışmayla, içten yanmalı motorlarla ilgili gelecekteki araştırmalarda hem akademik hem de endüstriyel kullanıcılara rehberlik etmeyi amaçlamaktadır.