8 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Öğe 1067 numaralı hurufat defterine göre Amîd ve çevresindeki vakıflar (1703-1722)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-01-18) Reisoğlu, Ercan; Alaca, HanifeOsmanlı tarihi araştırmalarında en önemli kaynaklardan bir tanesi de şüphesiz Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan Hurufat Defterleridir. Bu defterlerde vakıf müesseseleri hakkında birçok bilgi bulunmaktadır. Hurufat Defterleri ilmiye sınıfının yürütme organı olan kazaskerlik tarafından düzenlenirdi. Bu organ kendi içinde Anadolu ve Rumeli olarak ikiye ayrılmış olup yetki alanları belirlenmiştir. Böylece defterler Anadolu ve Rumeli olarak ikiye ayrılarak kazalar ’’elif’’ harfinden başlamak suretiyle alfabetik sıraya göre defterlere kaydedilmiştir. Osmanlı Devleti vakıf müesseselerine azami derecede önem verir, bu minvalde devlet teşekkülü en ücra kasaba ve köylere kadar uzanırdı. Defterlerde; kaza, kasaba, köy, mahalle adı, vakfı inşa eden kişi, vakfın adı, görev şekli, görevden ayrılanın adı, göreve yeni başlayanın adı, atama arzını yapan kişinin adı ve atama tarihi yazılırdı. Bu durumda defterlerin çok yönlü olduğu söylenebilir. Özellikle sosyoekonomik ve demografik yapı hakkında ciddi bilgiler içermesi nedeniyle Hurufat Defterlerinin tarih araştırmalarında çok önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir.Öğe 21 numaralı Mora ahkâm defteri’nin transkribsiyonu ve değerlendirilmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-01-26) Doğu, Ferzimelek; Türkmen, Mustafa NuriOsmanlı Devleti’nde yüzyıllar boyunca önemini korumuş ve günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nde hâlâ özenle muhafaza edilmiş olan Ahkâm Defterleri bugünümüze ışık tutan yegâne arşiv kaynakları olarak karşımıza çıkıyor. Ahkâm Defterleri özelllikle o dönemde Devletin uygulamış olduğu adâletin nasıl sağlandığına, sosyo-ekonomik yapısına ve idari yapısı gibi pek çok konu hakkında bizi bilgilendirmesi açısından önem arz etmektedir. Devlet için halk arasındaki adâleti sağlama hem dini bir vazife hemde ülkeyi iyi bir şekilde yönetmek dönemin hükümdarının aslî vazifesiydi. Osmanlı Devleti’nde padişahlar ülke içerisinde yaşayan halk Hângi din veya mezhebe mensub olursa olsun bunların koruyuculuğunu esas alan bir yönetim şeklini benimsemiştir. Bu sebeple gelen şikâyetlerin çözüme kavuşturulması ve adâletin sağlanması hükümet için önemli bir unsurdu. Mora’daki şikâyetlerde hükümetin müslüman veya gayrimüslim demeden bütün halk için eşit bir şekilde ve özenle çözüme kavuşması için büyük bir gayret sarf edildiğini söyleyebiliriz. Her ne kadar müslüman ve gayrimüslimler eşit bir millet olarak görülmeyip bunlar için farklı vergiler veya kanunlar uygulansa dahi gelen herHângi bir şikâyette haklı olana hakkının verilmesi için büyük bir özen gösterildiği görülmektedir. Mora Ahkâm Defterleri toplam 21 defterden oluşmaktadır. 21 Numaralı Mora Ahkâm Defteri H. 1234-1255, M. 1819-1840 tarihleri arasında yazılmıştır. Bu defterde Mora Eyâleti’nden Dîvân-ı Hümâyûn’a intikal eden şikâyetler incelenmiş ve 21 yıllık Mora tarihine ışık tutması hedeflenmiştir.Öğe 2795 numaralı Van eyaleti gayrimüslim nüfus defterinin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-26) Uluşık, Rıdvan; Alaca, HanifeOsmanlı İmparatorluğu’nda nüfus sayımları modern anlamda ilk olarak 1831 yılında yapılmaya başlanmıştır. Bu tarihten önceki sayımlar genellikle vergi ve arazi tespitine yönelik yapılan tahrir sayımlarıdır. Bu sayımlar bölgeye ait nüfus özellikleri konusunda aydınlatıcı bilgiler verse de nüfusun tespiti için yetersiz kalmıştır. Modern manada yapılan nüfus sayımları ile devlet, sahip olduğu insan potansiyeli, askeri gücü ve vergi yükümlülükleri hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olmaya çalışmıştır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan H.1252 / M.1836 tarihli, NFS.d kodu 2795 numarası ile kayıtlı olan “Van Eyaleti Dahilindeki Gevaş, Karçıkan, Havasor ve Vastan Nahiyelerinin Gayrimüslim Erkek Nüfus Defteri” esas alınarak hazırlanan bu çalışmada Osmanlı’da nüfus ve Van’ın geçmişten günümüze kısa tarihi ele alınmış, daha sonra 2795 numaralı defterdeki veriler incelenerek o zamana ait bölgenin sosyal durumu ve nüfus özellikleri üzerinde durulmuştur.Öğe 1919'da Amerikan heyetlerinin Doğu Anadolu ve Transkafkasya gezileri ve Ermeni meselesi'ne dair raporları(Batman Üniversitesi, 2016) Demirci, Hasan; Türkmen, Mustafa NuriTarihi kökenleri XIX. yüzyıla uzanan ve Batılı emperyalist devletlerin, Osmanlı Devleti’ni parçalamak üzere “Şark Meselesi” çerçevesinde ortaya attığı Ermeni Meselesi, I. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya barışını tesis etmek ve Osmanlı Devleti’nin topraklarını paylaşmak üzere toplanan 18 Ocak 1919 tarihli Paris Barış Konferansı’nda ele alındı. Bu Konferansta Ermeniler, 12 Şubat 1919’da sundukları memorandumda “Batı Ermenistan” olarak iddia ettikleri Doğu Anadolu’da nüfus çoğunluğuna sahip olduklarını ileri sürdüler ve bu bölgeyi “Kafkas Ermenistan”ı ile birleştirip “Büyük Ermenistan” kurmayı amaçladılar. Kurulacak bu devletin her alanda kendi kendini yönetebilme kabiliyetine erişinceye kadar ABD mandası altına alınması tercih ediliyordu. Bu sebepten dolayı, ABD, Ermenistan ve Türkiye’yi bir manda idaresi altına almadan önce sağlam ve mantıklı adımlar atmak, devlet menfaatlerine uygun olup olmadığını tespit etmek ve bölge halkının ihtiyaçlarını belirlemek için Transkafkasya ve Doğu Anadolu’ya araştırma ve inceleme heyetleri göndermeye karar verdi. Bu sebeple, 13 Temmuz-13 Ağustos 1919 tarihleri arasında Doğu Anadolu’ya gelen ve faaliyet yürüten ilk Amerikan heyeti, Amerikan Yakın Doğu Yardım Derneği (American Comitte for Relief of Near East) adına Yüzbaşı Emory H. Niles ve yardımcısı Arthur E. Sutherland Heyeti idi. İkincisi ise Eylül-Ekim 1919 tarihleri arasında bölgeye gelen ve gözlemlerde bulunan General Harbord Heyeti idi. Her iki heyetin sundukları raporlar doğrultusunda, Ermenilerin, gerek savaş öncesi gerek savaş sonrası Doğu Anadolu’da hiçbir yerde çoğunlukta olmadıklarını ve Doğu Anadolu ve Transkafkasya’da asıl mezalimin Ermeniler tarafından yapıldığını ortaya koymaktadır.Öğe 626 numaralı Diyarbakır şer’iyye sicili’nin transkripsiyonu ve değerlendirmesi (H. 1206- 1207 / M. 1792 – 1793)(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-26) Aktaş, Bilal; İdem, TekinŞer’iyye sicilleri, Osmanlı Devleti sosyal, kültürel, iktisadi ve ictimai konular üzerine araştırma yapacaklar için son derece önemli kaynaklardandır. Çünkü şer’iyye sicilleri kayıt altına alındığı döneme ışık tutar. Bu siciller, Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemi, toplum yapısı, kültürel, iktisadi ve idari yapısına dair önemli bilgiler veren birinci elden kaynaklardandır. 59 sayfadan oluşan 626 Numaralı Diyarbakır Şer’iyye Sicili’nde, (H. 1206- 1207 / M. 1792 – 1793) yılları arasında Diyarbakır’da meydana gelen ve mahkeme kayıtlarına yansıyan olayları içeren belgeler bulunmaktadır. Şer’iyye sicili’nde, İnsanlar arasında oluşan alacak-verecek meseleleri, vergi, miras, cinayet ve hırsızlık gibi birçok konuda verilen kararlar bulunmaktadır. Bu belgeler çalışmamızın temel iskeletini teşkil eder. Bu çalışmada, Şer’iyye sicili, Şer’iyye mahkemeleri, Diyarbakır tarihi ve Osmanlı Devleti dönemi Diyarbakır idari taksimatı hakkında kısaca bilgiler verildikten sonra çalışmanın esasını teşkil eden 626 Numaralı Şer’iyye Sicili’nin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi yapılmıştır. Ayrıca çalışmanın sonunda belgede geçen Osmanlıca kelimelerinden oluşan bir sözlük ve eserin orijinal hali bulunmaktadır.Öğe 32 numaralı kalebend defterinin değerlendirme ve transkripsiyonu (s. 1-100)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-28) Aldemir, Tuğba; Alaca, HanifeKalebend defterleri, Osmanlı Devleti’nde suç ve cezalara dair hükümlerin yer aldığı defterlerdir. XVIII. yüzyılda tutulmaya başlayan bu defterler incelenerek, suç, suçun çeşitliliği, suçun işlendiği mahaller, suçluların meslekleri, cinsiyetleri, dini inanışları gibi detaylı bilgiler elde etmek mümkün olmaktadır. Bu çalışmada, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde yer alan 32 Numaralı Kalebend Defterinin ilk 100 sayfası incelenmiştir. Bu defter Hicri 1224-1226 tarih aralığını içermekte olup incelenen kısmında 361 hüküm ve 468 mahkûm yer almaktadır. Kalebend cezası bir suçlunun kale içerisinde hapis tutulmasıdır. İncelenen defterde kalebend, cezirebend, manastırbend, kulebend, nefy (sürgün), küreğe gönderme gibi ceza türleri ile karşılaşılmıştır. Suçlar Osmanlı hakimiyeti altında bulunan çok çeşitli bölgelerde işlenmiştir.Öğe Hicri 1170-1171 tarihli 141'numaralı Ankara Şer'iyye Sicilinin transkripsiyon ve değerlendirmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-10-25) Oğuz, İsmail; Türkmen, Mustafa NuriOsmanlı tarihine ışık tutması açısından önemli bir yere sahip olan Şer‘iyye Sicilleri sayesinde toplumun en küçük yapı taşına kadar inme imkânı mevcuttur. Kadılık makamının adli ve idari yapıda yer edinmiş olması ve Şer‘iyye Sicillerinin kayıtlarını Kadıların tutmuş olması sebebiyle bu makama dair kayıtlar önem arz etmektedir. H.1170-1171(M. 1757) arasını kapsayan bu belgemizde de genelde Osmanlı’nın özelde ise Ankara’nın adli, idari yapı taşlarını araştırmaya çalıştık. 137 sayfadan oluşan bu çalışmamız üç kısım şeklinde incelenmiştir. Birinci kısımda Ankara’nın tarihi süreçteki yeri ve Şer’iyye Sicilleri üzerinde durulmuştur. İkinci kısımda ise Ankara’nın sosyal, ekonomik ve idari yapısının değerlendirilmesi yapılmıştır. Üçüncü kısımda 141 numaralı Ankara şer’iyye sicilinin transkripsiyonu yapılmıştır.Öğe 8 numaralı Bosna ahkam defteri’nin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-26) Altunç, Nihal; Türkmen, Mustafa NuriDivân-ı Hümâyun, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminden 17. Yüzyılın sonlarına değin önemini korumuştur. Nitekim devlet meselelerin görüşüldüğü bu kuruluşta; idari, askerî, hukukî, dinî ve ekonomi gibi pek çok konu burada ele alınarak karara bağlanmıştır. Divân-ı Hümâyunda halkın şikayetlerine de bir çözüm getirilmeye çalışılmış ve ilk etapta Şikayet Defterleri adı altında sonrasında Ahkam Defterleri adıyla kayıt altına alınması sağlanmıştır. Bu kayıtlardan Bosna’ya ait 8 Numaralı Ahkâm Defteri çalışma konumuz olup, 128 sayfa 249 hükümden oluşmaktadır. (H. 1229-1241 / M. 1813-1825) tarihlerde Bosna’nın sosyal hayatı hakkında önemli bilgiler veren bu defter, incelenerek bilim dünyasına kazandırılmak istenmiştir. Üç bölümden oluşan tezin birinci bölümünde Bosna tarihi, Osmanlının adalet anlayışı, Osmanlı toprak rejimi, vergi sistemi, defterde adı geçen vergiler, Ahkâm Defterleri ve son olarak 8 Numaralı Bosna Ahkâm Defteri ile alakalı bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde defterdeki hükümlerin transkripsiyonu mevcuttur. Üçüncü bölümde ise kişiler arasında alacak verecek meseleleri, tımarla ilgili problemler, sipahilerin halk üzerindeki zorbalıkları, müslim ve gayrimüslim halk arasındaki sorunların yanı sıra müslim ve gayrimüslimlere zarar verilmemesine yönelik tembihler, vakıflarla ilgili meseleler, vergi, miras, gasp, toprak meseleleri gibi konular değerlendirilerek, hükümlerle örneklendirilmiştir.