Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Devlet borçlanmasının ekonomik büyüme üzerine etkisi: Türkiye 2002-2008/2008-2019 dönemi üzerine uygulama
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-10-06) Mirzade, Kadriye; Şiriner, İsmail
    Devletler, kamu harcamalarının finansmanında her ne kadar yoğun olarak vergi gelirlerini kullansa da günümüzde borçlanmaya başvurulması oldukça alışılmış bir uygulamadır. Artık olağan gelirler arasında kabul gören borçlanma, özellikle 1980 ve sonrası dönemde Türkiye’nin de içinde bulunduğu dış ekonomiye açılma rüzgarıyla oldukça yoğunlaşmıştır. Borçlanma gelirlerinin kullanım alanları ve yöntemine bağlı olarak enflasyonist etkiler yaratabilmesi, özel sektörü dışlayarak üretim ve istihdam düzeyini olumsuz etkileyebilmesi, gelir dağılımda adaletsizliğe yol açabilmesi, yatırımları olumsuz etkileyebilmesi, vergilerde artışa sebep olarak gelecek kuşaklar üzerinde yük oluşturması gibi sakıncalarından dolayı, devletlerin borçlanma yoluna gitmesinin ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği gibi, temeli Klasikler olan birçok teorinin yanında; ekonomideki atıl kaynakların borçlanma yoluyla üretime entegre edilmesiyle veya borçlanılan kaynakların verimli alanlara yatırılması yoluyla borçlanılan miktarın üzerinde gelir edilerek yeni gelir kaynaklarının yaratılması gibi temeli Keynesyen olan birçok anlayış mevcuttur. Dolayısıyla devletlerin borçlanmaya yaklaşımı konusunda literatürde fikir birliği söz konusu değildir. Borçlanmaya yaklaşımın değişmesi ve devletlerin kolayca başvurduğu bir yol olmasıyla, borçlanmanın değişkenler üzerindeki etkisi, literatürde oldukça ilgi çekici konular arasına girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti gibi borçlu doğmuş bir ülkenin günümüze kadar artarak devam eden borçlanma serüveninin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi yapılan birçok ampirik analizle incelenmiştir. Çalışmamızda Türkiye’nin kamu borçlarının büyüme üzerindeki etkisi Granger Nedensellik Analizi ile incelenmeye çalışılmıştır. Dönem olarak; 2002 yılı ile global krizin patlak verdiği 2008 dönemi kamu borçları ile 2008’den günümüze kadar olan dönemdeki kamu borçlarının ekonomik büyümeye etkisi karşılaştırılmalı olarak incelemiştir. Sonrasında 2002-2019 dönemi kamu iç borçları ile kamu dış borçlarının büyüme üzerine etkileri analiz edilerek borçlanma performansı incelenmiştir.
  • Öğe
    Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye’nin yeşil büyüme göstergelerinin değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-06-19) Nasıroğlu, Muhammed Mansur; Aydın, Halil İbrahim
    Tüm ülkeler mutlak suretle büyümek ve ilerlemek için çaba sarf etmektedir. Ülkeler büyüme ve kalkınma süreçlerini tamamladıktan sonra ise sürdürülebilir büyüme trendini yakalamak isterler. Ancak büyüme isteğinin tek amaç haline gelip, insanın ve tabiatın göz ardı edilmesiyle doğaya zarar verilmesi de kaçınılmaz son olmaktadır. Bu bağlamda yakın geçmişte bazı ülkeler büyümeden ziyade yeşil büyümeye odaklanmış ve geleneksel büyümeden yeşil büyümeye doğru bir dönüşüm içerisine girmiştir. Son yıllarda gündemi yoğun bir şekilde meşgul eden ve araştırmalara konu olan Yeşil Büyüme modeli çerçevesinde, Türkiye’de de önemli gelişmeler söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye’yi, diğer aday ülkeler ve Avrupa Birliği ile karşılaştırılarak değerlendirilmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Söz konusu değerlendirme veri mevcudiyetine göre 1990-2018 arası yıllarını kapsamaktadır. Ayrıca, ortak veri aralığına sahip seçilmiş OECD yeşil büyüme göstergeleri üzerinden de değerlendirme yapılmaktadır. Yapılan bu değerlendirmeler CO2 verimliliği, enerji verimliliği, çevresel risklerin etkileri, teknoloji ve inovasyon ve ekonomik durum ekseninde gerçekleştirilmiştir.
  • Öğe
    Girişimciliğin ekonomik büyüme ve kalkınmadaki rolü: Seçilmiş AB ülkeleri üzerine panel veri analizi (2001-2015)
    (Iğdır Üniversitesi, 2017-10-13) Aydın, Halil İbrahim
    İktisat yazınında ekonomik kalkınma olgusu, son zamanlarda oldukça ilgi gören konular arasında yer almaktadır. Büyümenin yanı sıra sosyal, siyasal ve kültürel değişimleri de içine alan ekonomik kalkınma kavramı için girişimcilik büyük önem taşımaktadır. Büyüme ve kalkınmanın lokomotifi olan girişimcilik sosyal ve kültürel değişim sürecini de beraberinde getirmektedir. Girişimcilik olgusu muhtevası itibariyle sosyo-ekonomik bir kavram olarak karşımıza çıkmakta olup, bu noktada ekonomik büyüme ve kalkınma süreci ile yakından ilişkisi söz konusu olmaktadır. Girişimcilik bir ülkenin ekonomik büyüme sürecinde istihdam ve refah artışı üzerinden olumlu etkiler doğurmaktadır. Bahse konu pozitif katkılar sayesinde ekonomik gelişme süreci hızlanmaktadır. Bu çalışma, girişimciliğin ekonomik kalkınma süreci üzerindeki rolü ve etkisinin nasıl olduğunu ampirik olarak araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada, girişimciliğin ekonomik kalkınma süreci üzerindeki etkileri, seçilmiş 15 AB ülkesinin 2001-2015 dönemi verileri kullanılarak yatay kesit bağımlılığını göz önüne alan yeni nesil panel veri analizi metodolojisi bağlamında ekonometrik olarak incelemektedir. Uygulama sonucunda girişimciliğin ekonomik kalkınma üzerindeki etkilerinin inceleme döneminde pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, çalışmada, girişimcilikten ekonomik büyümeye doğru işleyen pozitif yönlü bir nedensellik ilişkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlara göre girişimcilik ekonomik kalkınma üzerinde önemli bir etkiye sahip olmakta ve girişimciliğin geliştirilmesi ülkenin kalkınması için kilit rol oynamaktadır.
  • Öğe
    Kamu harcamaları ekonomik büyüme ilişkisi: Seçilmiş üst orta gelir grubu ülkeleri üzerine panel nedensellik analizi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Atalay Şimşek, Sidar; Oğuz, Onur
    In this study, the effect of public expenditures on economic growth in selected 15 upper-middle income countries between 2000-2015 was analyzed by panel data method. As the cross-sectional dependence was determined in the periods and countries subject to analysis, second generation tests were applied. According to the causality test based on the panel vector error correction model, it is concluded that there is no causality between the variables in the short term and that there is causality from the variables of health and defense expenditures to economic growth as a whole in the long term. This result can be interpreted as the validity of Keynes policies in periods and countries subject to analysis.
  • Öğe
    Sektörel düzeyde enerji tüketiminin büyümeye etkisi: Türkiye örneği
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-07-30) Şahin, Mehmet Şerif; Karhan, Gökhan
    Özellikle son yüzyılda enerjinin büyümenin ana parametrelerinden biri olduğu açıkça anlaşılmıştır. Bu nedenle bir uygarlık lokomotifi haline gelen enerji artan önemi ile birlikte üretimin ve toplumsal refahın kilit unsuru olmuştur. Sektörel ve toplam enerji tüketiminin büyüme üzerindeki etkisini araştıran bu çalışma kapsamında Türkiye için CO2 tüketimi, toplam nihai enerji tüketimi, sanayi, ulaştırma ve diğer sektörlerin enerji tüketimi ile kişi başı gayrisafi yurtiçi hâsıla değişkenlerine ait 1970-2019 dönemi verileri kullanılmıştır. Bu doğrultuda sırasıyla tanımlayıcı istatistikler, Genişletilmiş Dickey-Fuller (1981) ve Phillips-Perron (1988) tarafından geliştirilen birim kök, parametre tahmini için gecikmesi dağıtılmış otoregresif model (ARDL ve son olarak Hatemi-J Roca (2014) nedensellik testleri kullanılmıştır. Araştırma hipotezleri 3 farklı model kurularak test edilmiştir. Kurulan üç modelde göz önünde bulundurulduğunda sanayi sektöründe kullanılan enerji miktarının artması kişi başına düşen geliri artırırken, ulaştırma ve diğer sektörlerde kullanılan enerji miktarı kişi başına düşen geliri azaltmaktadır. Araştırmanın son aşamasında aralarında eşbütünleşme ilişkisi tespit edilen değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi, Hatemi J-Roca (2014) Asimetrik Nedensellik Testi ile incelenmiştir. Asimetrik Nedensellik Testi nedenselliğin yönüne göre; gelirden sektörlere ve sektörlerden gelire doğru olmak üzere iki ayrı grupta toplanmıştır. Sektörlerden gelire doğru nedenselliğin sınandığı test sonuçlarına göre sanayi sektörü enerji tüketiminden kişi başına düşen gelire doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Bu sonuçlar aynı zamanda ARDL sınır testi sonuçları ile paralellik göstermektedir. Öte yandan diğer sektörlerin enerji tüketim miktarının negatif bileşeninden kişi başına düşen gelirin hem pozitif hem de negatif bileşenine doğru nedenselliğin olduğu tespit edilmiştir. Son olarak toplam enerji tüketiminin negatif bileşeninden kişi başına düşen gelirin negatif bileşenine doğru nedenselliğin olduğu bulunmuştur.