Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Kültürel mirasın korunmasında turizmin rolü: Zerzevan Kalesi örneği
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-14) Eren, Şima; Gümüş, Murat
    İnsanoğlunun var olduğu günden bu zamana kadar ortaya konulan ve evrensel değer taşıyan her türlü somut ya da somut olmayan kültür varlığı kültürel miras olarak kabul edilmektedir. Kültürel miras geçmiş topluluklar hakkında günümüze bilgi aktaran bir tarihi belge niteliğini taşımaktadır. Taşıdıkları özgün değerler ile insanların dış dünyaya yansıttıkları ekonomik, sosyal ve kültürel özellikleriyle önemli bir destinasyon noktası oluşturmaktadır. Farklı kültürel özellikleri içinde barındıran arkeolojik sit alanlarına sahip ülkelerin kültürel mirasları, o ülkenin turizm vitrini olarak ilgi görmektedir. Nitekim bu alanları ziyaret eden turistlerin söz konusu alanlarda zaman geçirdiği, ilgilendiği ve değerli hatıralar biriktirdiği turistik zenginlikler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan Türkiye’nin her köşesinde sayısız kültürel değerleri olmakla birlikte son dönemlerde turizm faaliyetlerine verilen önem sayesinde kültürel miras değerleri turizm sektörü açısından önemli bir potansiyel oluşturmuştur. Turizm potansiyelini doğru ve planlı kullanıldığı takdirde kültürel mirasın korumasında, sürdürülebilirliğini sağlamasında ve farkındalık oluşturularak eğitim düzeyi yükseltilebileceği gibi söz konusu değerleri gelecek kuşaklara bırakmada turizmin rolü büyük önem teşkil etmektedir. Bu tezin amacı, Zerzevan Kalesi kapsamında kültürel mirasın korunmasında turizmin rolünü ortaya koymaktır. Bununla birlikte, kültürel miras kaynakları ile turizm arasındaki koruma ilişkisinin de belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmanın önemi, kültürel miras ve turizm üzerinde gerçekleştirilen literatür taraması sonucunda, Diyarbakır Bölgesi için önemli bir kültür miras alanı olan Zerzevan Kalesi’nin turizm rolü hakkında önemli bir eksiklik olduğu görülmüştür. Bu tez çalışması ile söz konusu eksikliği gidereceği gibi yapılacak çalışmalara da referans olması adına önem arz etmektedir. Tez çalışma alan olarak Zerzevan Kalesi’nin seçilmesinin en önemli nedeni ise, Roma'nın doğu sınırındaki ilk Mithras Tapınağı olması ve 2014 yılında bilimsel arkeolojik kazılarına başlanılmasına rağmen 2020 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alması bu miras alanının önemini göstermektedir. Bu gelişme özellikle bölge turizmini, arkeolojisini ve kalenin görünürlüğü açısından çok önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi, başta Zerzevan Kalesi’nin kazı başkanı olmak üzere alanda çalışan arkeolog, sanat tarihçisi, mimar ve restoratörlerden oluşan uzman kişiler, Diyarbakır Müzesi’nin uzmanları ile bölgede faaliyet gösteren turist rehberlerinden oluşan katılımcı grubu ile gözlem ve görüşmeler gerçekleştirilmiştir. 18 katılımcıyla yarı yapılandırılmış görüşme tekniğiyle veriler, 23-29 Haziran 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen bulguların analizleri, nitel araştırma yöntemlerinde kullanılan betimsel analiz tekniğiyle yapılmıştır. Sonuç olarak kültürel miras ve turizmin birbirini olumlu ve olumsuz yönde etkileyen iki temel faktördür. Turizm ve kültürel miras kontrollü bir şekilde yönetildiği de miras değerlerinin korunmasında, gelecek kuşaklara aktarılmasında, sürdürülebilirliğini sağlamasında ve bölgeyi ekonomik olarak kalkındırmasında önemli bir araç olarak görüldüğü tespit edilmiştir. Bunu yanında turizm, miras alanlarında planlı bir şekilde yönetilmediği takdirde, geri dönüşümü olmayan tahribatlara neden olabilmektedir. Turizm ve kültürel miras arasındaki bu koruma ilişkisi doğru ve planlı bir stratejiyle uygulandığı zaman olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir. Çünkü turizm, miras alanlarına sağladığı ekonomik gelir ile miras alanlarının korunmasında kullanılmakta, bölge halkına istihdam sağlamakta ve yerel halkın da bu gelirin sürdürülebilmesi adına miras kaynaklarına yönelik bir koruma bilinci oluşturmaktadır. Böylece turizm, kültürel mirası korunmada önemli bir araç olarak tespit edilmiştir. Zerzevan Kalesi üzerinden elde edilen bulguların bir sonucu olarak yapılan bu çalışma ile bölgede kültürel miras ve turizmin rolü üzerine gerçekleştirilecek olan farklı araştırmalara temel oluşturarak fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Cumhuriyet dönemi Türk heykel sanatında kadın imgesinin kültürel yansımaları
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-11-23) Gülmez, Mazlum; Uzun Aydın, Derya
    Cumhuriyet dönemi Türk heykel sanatında kadın imgesinin kültürel yansımalarını araştırırken, öncelikle güzel sanatların üç boyutluluğu, derinliği ve hacmi olan, yaşamı, insanı, doğayı tanımlama ve anlamlandırma gayesi barındıran etkinliklerden “heykelin” tarihimizdeki yeri ve genişlik sahası incelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda İslamiyet öncesi Türk, Avrupa ve İslam sanat tarihindeki yeri ve konumu belirli süreçler içerisinde değişime uğramış görülmektedir. Kültürel Miraslarımızdan heykel sanatının değişimleri dönem dönem olmuştur. Ülkemizdeki heykel faaliyetlerine bakılacak olunursa, özellikle Kültürel miraslar bağlamında, Cumhuriyet döneminde farklı boyutlara ulaşıldığı görülmektedir. Özellikle Sanayi-i Nefise Mektebi’nin ortaya çıkarttığı sanatsal farkındalığı, önemli sanatçıların düşüncelerinde, yeni döneme geçildiği ve yeni gelişmeleri beraberinde getireceği sosyal bir ortamla karşı karşıya bırakacaktı. Bu dönem sanatçıları, önlerinde Kurtuluş Savaşı gibi bir mücadelenin, toplumsal dayanışmayı da beraberinde getireceği yeni boyutta eserler ortaya koyarak topluma kendilerini ve heykel sanatını kabul ettireceği bir döneme de tanıklık edilecekti. Ayrıca 1880‘lerden 1927’li yıllara gelindiğinde metafor ve bedensel değişimlerle karşı karşıya kalınacağı gözlemlenecektir. Daha soyut ve farklı konseptlerle Nü Sanatının gelişimine de tanıklık edeceğiz. Cumhuriyet dönemi Türk heykeli, 1950’lerde ise daha çok bireysel duyguları ağır basan konularla karşımıza çıkacaktır. Cumhuriyet döneminin yakın tarihine gelindiğinde özellikle araştırma konusu olan kadın imgesini aktaran eserlere yönelik dini, ahlaki ve politik olarak gösterilmeyen tolerans ve tahammülü görmüş olacağız. Konunun dikkat çeken tarafı tarihsel süreçler içerisinde değişen siyasi ve dini ortamın cumhuriyetin başların baş tacı yapılan kadın figürünün eserlerde nasıl sömürüye açık hale geldiğinin ve saldırılara maruz bırakıldığının kültürel, sosyolojik ve psikolojik yansımalarına şahit olacağız.
  • Öğe
    Hasankeyf ve çevresinde çok amaçlı kullanım gördüğü düşünülen bir grup kaya oyma mekân
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021-01-14) Çakmak, İbrahim; Özteke, Fahri
    Hasankeyf, Üst Paleolitik Dönemden günümüze kadar Roma, Bizans, Sasani, Emevi, Abbasi, Hamdani, Mervani, Artuklu, Eyyübi, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlılar gibi devletlere ev sahipliği yapmıştır. Tarih boyunca önemli idari ve ticaret merkezlerinden biri olan Hasankeyf farkı kültürlerin, inançların ve dillerin bir arada yaşayıp kaynaştığı Ortaçağ dünyasının önemli yerleşim merkezlerinden biri olmuştur. Bölgede Ilısu Barajı ve HES Projesi nedeniyle birçok arkeolojik alan ve anıtsal eser çeşitli araştırmacılar tarafından incelenip değerlendirilmiştir. Ancak insanlık tarihi ve bölgenin kültürel varlığı açısından büyük öneme sahip olan kaya oyma mekânlar, bilimsel yönden bir türlü hak ettiği değeri bulmamıştır. Bu nedenle tez konumuzu oluşturan, Hasankeyf ve çevresindeki bir grup kaya oyma mekân, 2019 yılında yapımı tamamlanan Ilısu Barajı sonrası birçoğunun sular altında kalmasından dolayı bir kez daha önem kazanmıştır. İncelediğimiz kaya oyma mekânlar çizimleri, plan tipleri, mimarileri ve genel özellikleri itibariyle ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. “Hasankeyf ve Çevresinde Çok Amaçlı Kullanım Gördüğü Düşünülen Bir Grup Kaya Oyma Mekân” başlıklı tez çalışmamız, Geç Roma Dönemi ve sonrasında kullanım gördüğü düşünülen, 9 adet çok kullanımlı kaya mekân, 3 adet kaya mezar ve 1 adet kaya kiliseden oluşan toplam 13 adet kaya oyma mekân örneğini içermektedir. Söz konusu mekânların yapılan tespitler sonucunda, farklı zamanlarda ve farklı topluluklar tarafından yaşam alanı, mezar odası veya ibadet yeri gibi farklı amaçlar doğrultusunda kullanım gördüğü anlaşılmaktadır.