Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    In Vitro ve In Vivo yetiştirilen antepfıstığı (Pistacia vera L.)’nın tuz ile (NaCl) elisitasyonu, enzim inhibisyonu ve antihipertansif aktivitelerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-06-30) Eren, Zelal; Ayaz Tilkat, Emine; Akdeniz, Mehmet
    Bu çalışmada, Pistacia vera L. (Antepfıstığı)’nın tohumları farklı tuz konsantrasyonlarının (0, 50, 150, 250 mM) elisitör olarak kullanıldığı, ancak herhangi bir bitki büyüme düzenleyicisi içermeyen Murashige ve Skoog (MS) besi ortamında bir kontrol grubu ile birlikte çimlendirilmiştir. Kontrol ve elisitasyon grubuna ait kök, gövde ve yaprakları ile In vivo (doğal) koşullarda yetişen erkek ve dişi genotiplerine ait kök, gövde ve yapraklarının antihipertansif ve antioksidan aktiviteleri ile enzim inhibisyon aktiviteleri incelenerek karşılaştırılmıştır. Genel olarak tuz elisitasyonu uygulamalarının biyolojik aktiviteyi kontrol gruplarına oranla arttırdığı, bunun yanı sıra In vivo kökenli ekstrelerin In vitro kökenli ekstrelere kıyasla daha yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. En yüksek antihipertansif aktivite (77,7) In vivo dişi yaprak ekstrelerinden elde edilmiştir. Ayrıca, bütirilkolinesteraz (BChE) enzim inhibisyonuna karşı In vivo kökenli ekstrelerin daha etkili sonuçlara sahip olduğu tespit edilmiştir. Test edilen ekstreler arasında In vivo genotiplere ait erkek kök ekstrelerinin hem antiüreaz (61,98±1,71) hem de antitirozinaz (35,28±0,27) aktivite bakımından güçlü inhibitör etki gösterdiği belirlenmiştir. In vivo dişi genotiplerin kök kısımları toplam fenolik içerik (316,79±4,26), ve In vivo erkek genotiplerin kök kısımları ise, toplam flavonoid içerik (44,37±1,55) bakımından zengin bulunmuştur. Çalışılan tüm ekstreler, antioksidan test sonuçlarına (DPPH, ABTS ve CUPRAC) göre antioksidan aktivite sergilemiştir. Bununla birlikte, In vivo erkek genotiplerin yaprak ekstrelerinin, bütillenmiş hidroksitoluen (BHT) ve a-Tokoferol (a-TOC) standart sonuçlarından önemli ölçüde daha yüksek antioksidan aktivite sergilediği kaydedilmiştir. Dolayısıyla, P. vera L.’nın bu tez kapsamında çalışılan kısımlarının farmakolojik çalışmalar için yüksek bir potansiyel teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Bazı meşe gallerinin kolinesteraz, tirozinaz ve üreaz enzim inhibisyonu ile antioksidan aktivitesinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-06-24) Doğan Abdioğlu, Merve; Haşimi, Nesrin
    Bu çalışmada, Quercus brantii L. üzerinde, oluşumu Andricus quercustozae, Andricus cecconii tarafından indüklenen ve Quercus infectoria üzerinde, oluşumu Andricus quercusramuli tarafından indüklenen gallerin metanol ekstrelerinin enzim inhibisyon ve antioksidan aktiviteleri araştırılmıştır. Enzim inhibisyon aktivitesi; asetil ve bütiril kolinesteraz, tirozinaz ve üreaz enzim inhibisyonlarının spektrofotometrik ölçümüyle belirlendi. Ekstrelerin toplam fenolik miktarları gallik asite, toplam flavonoit miktarları kersetine eşdeğer olarak tayin edildikten sonra antioksidan aktiviteleri DPPH serbest radikali giderim, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC yöntemleri kullanılarak belirlendi. Kolinesteraz enzim inhibisyonu sonuçlarına göre; ekstrelerin asetilkolinesteraz enzim inhibisyonunda aktif olmadığı, bütiril kolinesteraz enzim inhibisyonunda ise aktivite gösterdikleri sonucuna varılmıştır. En yüksek aktiviteyi %31.33±1.25 inhibisyon oranı ile A. quercustozae gal ekstresi göstermiştir. Tirozinaz enzim inhibisyonu sonuçlarına göre en yüksek aktiviteyi %61.16±0.72 inhibisyon oranı ile A. quercustozae gal ekstresi göstermiştir. Üreaz inhibisyon aktivite sonucunda, A. quercustozae gal ekstresinin %40.98±1.41 oranında aktivite gösterdiği, A. quercusramuli ve A. cecconii gal ekstrelerinin ise aktivite göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Ekstrelerin toplam fenolik içeriklerinin toplam flavonoit içeriklerinden yüksek olduğu saptanmıştır. Ekstreler genel olarak yüksek antioksidan aktivite göstermiştir. Öyle ki; bazı ekstreler pozitif kontrollerden daha yüksek aktivite göstermiştir. Bu tez çalışması ile A. quercustozae, A. cecconii ve A. quercusramuli gal ekstreleriyle söz konusu biyolojik aktiviteler açısından ilk kez araştırılmıştır.
  • Öğe
    İn vitro ve in vivo şartlarda yetiştirilen bıttım (pistacia khinjuk stocks.) türünün etanol ekstrelerinin sitotoksik ve antihipertansif etkilerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-01-03) Batıbay, Hayri; Ayaz Tilkat, Emine
    Bu tez kapsamında, tıbbi ve ekonomik öneme sahip değerli sekonder metabolitleri içeren Pistacia khinjuk Stocks. (Bıttım) bitkisinin in vivo erkek ve dişi genotipleri ile in vitro sürgün kültürlerinden elde edilen kök, gövde ve yaprak kısımlarından hazırlanan ekstrelerin karşılaştırmalı olarak sitotoksik, antihipertansif aktiviteleri ile kolinesteraz, üreaz, tirozinaz ve elastaz gibi enzim inhibisyonu aktiviteleri çalışılmıştır. Bu bağlamda öncelikle in vitro sürgün kültürleri, bıttım ağacına ait olgun tohumların herhangi bir bitki büyüme düzenleyicisi içermeyen MS besi ortamında çimlendirilmesi ile başlatılmış ve elde edilen jüvenil sürgünler 1 mg/L 6-Benzylaminopürin (BAP) destekli MS besi ortamında prolifere edilerek stok kültürler elde edilmiştir. İn vitro sürgünler ile in vivo erkek ve dişi genotiplere ait kök, gövde ve yapraklar oda sıcaklığında kurutularak biyolojik aktivite çalışmalarında kullanılmıştır. Sitotoksik aktivite bakımından çalışılan tüm örneklerin MCF-7 ve HT-29 hücre serilerine karşı sitotoksik etki gösterdikleri tespit edilmiştir. Bütirilkolinesteraz enzim inhibisyonuna örneklerin aktif, ancak asetilkolinesteraz enzim inhibisyonu göstermedikleri belirlenmiştir. İn vitro örneklere ait hiç bir ekstrede antiüreaz aktivitesinin gözlenmediği ayrıca in vivo örneklerin in vitro örneklere nazaran daha yüksek üreaz ve tirozinaz enzim inhibisyon aktivitesine sahip oldukları, antielastaz aktivite bakımından ise sadece in vitro yaprak ekstreleri dışındaki tüm ekstrelerin aktif sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Yine in vivo örneklerin daha yüksek antihipertansif aktivite gösterdikleri tespit edilmiştir. Genel anlamda in vivo dişi ve erkek genotiplerin in vitro ekstrelere oranla daha yüksek biyolojik aktivite gösteririken, kök kısımlarından elde edilen ekstrelerin ise gövde ve yaprak kısımlarına oranla daha yüksek biyolojik aktiviteye sahip oldukları tespit edilmiştir.