Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Ahmedî’nin İskender-Nâme’sinin Jung’un analitik psikoloji yaklaşımı ile incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-25) Bozkurt, Nurten; Bozkurt, Kenan
    Klasik metinler, toplumun ortak hafızasından süzülerek gelen duygu, düşünce ve tecrübeleri içerisinde barındı-rır. Dolayısıyla bu metinlerin merkezine yerleştirilmiş olan kahraman, kaotik bir dünyaya gözlerini açar ve özü-nü keşfetmek üzere çıktığı yaşam serüvenini ortak atalardan miras kalan ilk simgelerle anlamlandırmaya çalı-şır. Jung’un arketip olarak ifade ettiği bu ilk simgeler, kahramanın varoluş ve yok oluş eğrisini birleştirdiği birey-leşim çemberine ışık tutar. Bu çember; mitler ve masallarla benzer olay örgüsüne sahip mesnevilerde de ayrıl-ma-erginlenme- dönüş olarak formülize edilir. Jung’un arketipsel sembolizmi, bu aşama arketipleriyle ilişkilendi-rildiğinde mesnevideki kahramanın bilinç dışında yatan kaotik yapılar, çözümlenir. Böylece kahraman, iç çe-kirdeğinde gizlemiş olduğu özünü bir üst bilinçte yeniden yeşertme imkânı elde eder. Benzer bir kurgu çeşitli alegorik ve mitik unsurlarla bezenmiş İskender-nâme adlı mesnevide de yer alır. 14. yüzyılın önemli şairlerinden Ahmedî, mitik bir figür olan İskender’i ve çevresini zengin semboller ve imajlarla bezeyerek sunar. İskender, gördüğü bir rüya vasıtasıyla bilinç dışındaki karanlık çağrıya cevap verir ve böylece yaşam alanından çıkarak bireyselleşme/insan-ı kâmil olma yolunda ilk adımını atar. Bu çalışmada Ahmedî’nin İskender-nâme’sinin baş kişisi olan İskender’in benlik bilincine ulaşma süre-ci, aşama arketipleriyle ve tasavvufî perspektifle ilişkilendirilerek Jung’un psikanalitik yaklaşımıyla incelenmiş-tir.
  • Öğe
    Ahmedî’nin İskender-Nâme’sinde mekân ve insan ilişkisi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-03-14) Tekin, Nihat; Bozkurt, Kenan
    Hayat serüveninde insanoğlu; barınma, korunma, dinlenme, eğlenme, üretme gibi ihtiyaçlardan ötürü bir mekâna ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, mekânla insan arasında iç içe geçen ve birbirini bütünleyen bir ilişki ağı oluşturur. Ancak bu ilişki ağı, salt bir sığınak olmanın ötesinde yaşantıya ev sahipliği yapan bir hafızadır da ve yaşamın her anına tanıklık eder. Bu yönüyle mekân; hayatı ve yaşanmışlıkları ba-rındırıp saklama işlevi görür; dinsel, sosyal, kültürel ve politik kimliklere bürünerek bireyi çepeçevre kuşa-tır. Onun hayat macerasında kimlik inşa sürecinde önemli bir etkiye ve paya sahip olur. Mekân ve insan arasında kurulan bu ilişki, aynı zamanda anlatı dünyasının önemli bir bileşenidir. Çünkü mekân, kur-maca metinlerde olayın meydana gelmesi için bir temel oluşturur. İnsanın kendi arayışını konu edinen edebî metinlerde ise mekân, kahraman için döl yatağı olur ve bir sığınağa dönüşür. Kendini gerçekleştir-me adına çıktığı seyahat boyunca kahraman, uğradığı her mekânda onun ruhundan beslenerek kendi özünü tahkim etme fırsatı yakalar. Bu anlamda bu ilişki çift yönlü olup insan mekânı şekillendirdiği gibi mekân da insanın varoluşsal arayışını tamamlamasını sağlar. 14. yüzyıl şairi Ahmedî’nin mitolojik yönü ağır basan İskender-nâme adlı mesnevisinde tarihe yön vermiş büyük şahsiyetlerden biri olan, mesnevide tarihî bağlamından koparılıp mitsel bir figüre dönüştürülen İskender’in çıktığı ruhsal yolculukta benlik hazinesini keşfetmesinde önemli rol oynayan ve varoluşun gayesini idrak etmesini sağlayan mekânlar, bu çalışmamızın temelini oluşturmaktadır. Mesnevide tespit edilen mekânlar, erginleştirici işlevlerinin yanında yansıttıkları fiziksel görüntüye bağlı olarak açık ve kapalı olma durumlarına göre tasnif edilip izah edilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte bu mekânların algısal anlamda açık veya kapalı olma durumları da belirtilmiştir.