Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin AB algısı: Karşılaştırmalı bir analiz
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-08-05) Pilatin, Übeydullah; Cihangir, Murat
    Göç olgusunun aktörleri olan sığınmacılarla ilgili birçok disiplinde araştırmalar yapılmıştır. Konusu insan olan her çalışmanın doğasında disiplinler arası bir yön muhakkak vardır. Uluslararası ilişkiler ve Siyaset alanında özellikle Suriye savaşı sonrası sığınmacıların yaşadığı problemler ve sığınmacıların hedefindeki ülkeler önemli bir çalışma alanı olmuştur. Bu bakımdan AB ülkelerinin sığınmacıları kabulü ve sığınmacıların yol güzergâhında aldığı tedbirler önemli bir gündem maddesi olmuştur. Sığınmacılarla ilgili olarak hem AB ülkelerinde hem de Türkiye’de birçok çalışmanın hem resmi kurumlar hem de akademik kurumlar tarafından yapıldığı görülmüştür. Bu araştırmalar genel olarak sığınmacı merkezli olmamıştır ve sığınmacılığın sebep olduğu durumlar ortaya konmuştur. Bu araştırmanın amacı Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin AB algısını ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmış ve 20 araştırma sorusu çerçevesinde görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin analizi sonucunda Suriyeli mültecilerin AB ile ilgili algıları ortaya çıkmıştır. Araştırma verilerine göre katılımcıların önemli bir kısmı (%44.2) AB’yi tanımlarken “bir birlik” cevabı vermiştir. Ancak bu birliğin siyasi, ekonomik, güvenlik vb. yönünden bahsedilmemiştir. Katılımcıların büyük bir çoğunluğunun (%76,9) savaş öncesi Avrupa’ya gitmek istemediği yapılan görüşmelerden anlaşılmıştır. Kendi ülkelerinde yerleşik bir düzene sahip olmaları, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamaları da Avrupa’yı düşünmemelerinin nedenleri olarak açıklanmıştır. Katılımcıların 21’i (%40) savaş öncesi Suriye’de iken de Avrupa’ya gitmek istemediklerini ve Türkiye’ye geldikten sonra da gitmek istemediklerini belirtmiştir. Araştırmaya katılanların 12’si (23,1) Avrupa’yı savaş öncesi istememesine rağmen savaş sonrası Avrupa’ya gitme isteklerinin oluştuğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların %55,6’sı AB ile ilgili pozitif duygu merhamet olmuştur. Katılımcıların %28.5’i, AB’ye karşı sevgi duygusuna sahip olduğunu ifade etmiştir. Bu duygunun temelinde AB’nin Suriyeli sığınmacılara yardım etmesi ve onları kendi ülkelerinde yerleştirme çabası vardır. AB ile ilgili negatif duyguları nelerdir sorusuna herhangi bir negatif duygu belirtmeyenlerin sayısı %26,7’dir. Bu katılımcıların hepsinin AB ile ilgili pozitif duygu besledikleri tespit edilmiştir. Bir cevap veremem diyenlerin sayısı %3,8’dir. Katılımcıların AB karşısındaki duyguları içerisinde kalp kırıklığı en fazla beslenen duygu olarak tespit edilmiştir. Katılımcıların %48’i AB’ye karşı kalp kırıklığı duygusunu yaşadığı tespit edilmiştir. Bu duyguyu üzüntü takip etmektedir. Katılımcıların %28,8’i üzüntü duygusunu yaşamaktadır. AB’ye karşı hiddetli olduğunu söyleyenler %13,4, ırkçılık duygusunu yaşayanlar %5,7 ve nefret duygusunu yaşayanların %3,8 olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların %3,8’i AB’nin Müslüman karşıtı olduğu belirtirken diğer katılımcıların tümü kendilerinde oluşan negatif duygunun sebebinin sınır olayları ve AB’nin sığınmacılara karşı uyguladığı katı kurallar olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların 47’si (%90,2) ise AB ile ilgili düşüncelerinde ekonominin büyük bir etkisinin olduğunu belirtmiştir. AB toplumun Suriyelilieri sevdiğini söyleyen katılımcı 24’tür (%46,8). AB toplumunun Suriyelileri sevmediğini söyleyen katılımcı sayısı ise 1’dir (%1,9). Katılımcıların 25’i (%48) Almanya’ya gitmek istediğini belirtmiştir. Katılımcıların yaklaşık yarısı 25’i (% 48) Almanya’nın AB’ye layık davrandığını ifade etmiştir. Katılımcıların 25’i (%48) Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan ülkelerinin sığınmacılar ve mülteciler bağlamında AB’ye layık davranmadığını ifade etmiştir. Genel olarak değerlendirildiğinde katılımcıların çoğunun AB ile ilgili algılarının pozitif olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Gemlik Kitap Limanı “Sözcüklerin Rotası” edebiyat festivali katılımcılarının festivale dair kalite ve değer algıları
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-01-31) Ginigen, Dilek; Balcı, Umut
    Festivaller, insanların aileleriyle, arkadaşlarıyla ya da tek başına normal zamanlarda kullanıldıkları konseptten farklı ve özel olarak dizayn edilen mekânlarda kaliteli zaman geçirmeleri için düzenlenen etkinliklerdir. Edebiyat festivalleri ise düzenlenen etkinliklere edebi kültürün eklenmesiyle ortaya çıkan etkinlikler bütünüdür. Literatürde diğer festival türlerine yönelik birçok çalışma bulunmaktadır. Ancak bu çalışma edebiyat festivallerine yönelik ilk çalışmalardandır. Çalışmanın amaçlarından bir tanesi literatürdeki bu boşluğu doldurmaktır. Ayrıca festivallerin düzenlenmesi kadar katılımcılar için kalite ve değer atfetmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, bu araştırma Gemlik Kitap Limanı “Sözcüklerin Rotası” adlı edebiyat festivali katılımcılarına, onların edebiyat festivallerine dair görüşlerine, taleplerine, kalite ve değer algılarına ulaşmayı da amaçlamaktadır. Festivallere ait çalışmalar incelenmiş olup Yoon’un (2010) festivallerin kalite ve değeri üzerine gerçekleştirdiği çalışmanın anketinden esinlenilerek 8 soruluk yarı-yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmıştır. Görüşme formları festival alanında 20 gönüllü katılımcıya uygulanmış ve görüşme kayıtları alınmıştır. Formdaki sorular 3 temel araştırma sorusunu cevaplamak üzere tasarlanmıştır. 1. Edebiyat festivali katılımcılarının festivale katılma motivasyonları nelerdir? 2. Edebiyat festivali katılımcılarının bu festivallere atfettikleri kalite ve değer algıları nelerdir? 3. Edebiyat festivali katılımcılarının festivalde aldıkları doyum ve festival sadakati arasında bir ilişki var mıdır? İlk araştırma sorusunun cevabı olarak; katılımcıların katılım motivasyonlarının çeşitlilik içerdiği ortaya çıkmıştır. İkinci araştırma sorusu olan edebiyat festivali katılımcılarının kalite ve değer algıları; katılımcılar tarafından festivalin programı ve program akışı, festivalde hatıralık eşya bulundurulması değerli bulunurken yiyecek-içecek bulundurulması yönünde katılımcı görüşleri 2’ye ayrılmıştır. Bir grup katılımcı yiyecek ve içeceği edebiyat festivalleri için uygun bulmazken bir diğer grup uygun hatta gerekli bulmuştur. Katılımcıların çoğunluğu festivallerin daha kaliteli hale gelmesi için 3 talepte bulunmuşlardır; gelecek festivallere daha fazla yazar ve yayınevi davet edilmesi, çocuk etkinliklerine ve etkinlik alanına daha çok yer verilmesi ve festivalde satılan ürünlerin daha uygun fiyatlı olması. Araştırmanın üçüncü sorusu olan edebiyat festivalinden alınan doyum ve festival sadakati arasındaki ilişkiye bakıldığında 15 katılımcı yeterince doyum aldığını ve ileri festivallere kesin bir dille katılacağını ifade ederken 5 katılımcı yeterince doyum alamadığını ancak kesinlik ibaresini kullanmadan ileride yapılacak olan edebiyat festivallerine katılım göstereceğini belirtmiştir.
  • Öğe
    Yerel turistlerin ekoturizm algıları ve sosyal medya tutumları arasındaki ilişkinin belirlenmesi: Şırnak örneği
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-03-28) Turhan, Veysi; Şeyhanlıoğlu, Hasan Önal
    Bu çalışma ile yerel turistlerin ekoturizme ilişkin görüşleri ile sosyal medya tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Şırnak ilini ziyaret eden yerel turistler oluştururken örneklemini ise belirtilen evren içerisinden kolayda örnekleme yöntemi seçilen 222’si (%47,20) kadın, 248’i (%52,80) erkek olmak üzere 470 birey oluşturmaktadır. Verilerin elde edilmesinde kişisel bilgi formu, ekoturizm etkilerini algılama ölçeği ve sosyal medya tutumları ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verilerin normallikleri test edilmiş, ikili karşılaştırmalarda bağımsız guruplar t testi çoklu karşılaştırmalarda tek yönlü varyans (one way-ANOVA) ve ilişkiyi belirlemede Pearson korelasyon testi uygulanmıştır. Verilerin istatistiksel analiz ve yorumlanmasında (P<0,5) anlamlılık düzeyi dikkate alınmıştır. Yapılan analizler sonucunda katılımcıların ekoturizm etkilerini algılama cinsiyet, meslek ve aylık gelir bakımından herhangi bir değişim olmazken yaş bakımından ekoturizmin sosyo-kültürel gelişmeye katkısı boyutunda, eğitim düzeyi bakımından ekoturizmin ekonomik gelişmeye katkısı ve ekoturizm ölçek toplam boyutlarında, medeni durum bakımından ekoturizmin ekonomik gelişmeye katkısı boyutunda, turistik faaliyetler için sosyal medya araçlarını kullanıp/kullanmama bakımından tüm boyutlarda ve sosyal medya günlük kullanım süresi bakımından ekoturizmin ekonomik gelişmeye katkısı, ekoturizmin sosyo-kültürel gelişmeye katkısı ve ekoturizm toplam boyutlarında istatistiki olarak anlamlılık tespit edilmiştir. Sosyal medya tutumları açısından değerlendirildiğinde; yerel turistlerin cinsiyet, medeni durum, meslek ve medeni duruma bağlı olarak herhangi bir değişim görülmezken yaş bakımından sosyal medyanın satın alma kararları üzerindeki etkisi, sosyal medyanın bilgi kaynağı-aracı olarak değerlendirilmesi, sosyal medyanın yararlanma düzeyi, deneyimlerin sosyal medyada paylaşılması ve sosyal medya toplam ölçeği boyutlarında, eğitim düzeyi bakımından sosyal medyanın bilgi kaynağı aracı olarak değerlendirilmesi, sosyal medyadan yararlanma düzeyi ve sosyal medya toplam ölçeği boyutlarında, turistik faaliyetler için sosyal medya araçlarını kullanıp/kullanmama bakımından tüm boyutlarda ve sosyal medya günlük kullanım süresi bakımından da tüm boyutlarda istatistiki açıdan anlamlılık tespit edilmiştir. Yerel turistlerin ekoturizm etkilerini algılama ile sosyal medya tutumları ölçek toplamları ve tüm alt boyutlarda pozitif yönde orta düzeyde anlamlı ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak ekoturizmin sosyal medya açısından önemli bir etken olduğu ve ekoturizm alanların tanıtılmasında sosyal medyanın önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir
  • Öğe
    Beden eğitimi ve spor öğretmenleri ile farklı branş öğretmenlerinin engelli bireylere yönelik algılarının incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-12-26) Gördegir, Hamit; Şahbudak, Murat
    Bu araştırmanın amacı Beden Eğitimi ve Spor öğretmenleri ile diğer branş öğretmenlerinin engelli bireylere yönelik algılarını ortaya çıkarmak ve çeşitli demografik değişkenler bağlamında karşılaştırmaktır. Nicel yöntemde kurgulanan araştırmada betimsel tarama ve nedensel karşılaştırma olmak üzere iki farklı desenden faydalanılmıştır. Araştırmanın evreni Batman il merkezinde görevli 8,629 öğretmenden; örneklemi ise bu evrenden uygun örnekleme yöntemi ile ulaşılan 399 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplamak için “Demografik Bilgi Formu” ve “Engelli Bireylere Yönelik Algı Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan ölçek formu daha önce geçerlik ve güvenirliği ortaya konmuş bir ölçme aracı olmakla birlikte, mevcut araştırma kapsamında da ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizleri yürütülmüştür. Bu bağlamda, Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) ve Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayılarına başvurulmuştur. Veri analizinden önce veri setinin dağılımı çarpıklık-basıklık değerleri ile kontrol edilmiş ve verinin normal dağılım varsayımını karşılamadığı görülmüştür. Bu nedenle, kutu grafikleri ile uç değerler tespit edilmiştir. Analiz neticesinde 18 katılımcıya ait veri analiz dışında tutulmuş ve verinin normal dağılım sergilediği görülmüştür. Bu nedenle araştırma analizleri 381 katılımcıdan elde edilen veri ile yürütülmüştür. Analizin yürütüldüğü veri seti içerisinde 85 Beden Eğitimi ve Spor öğretmeni yer almaktadır. Betimsel istatistikler kapsamında frekans, yüzdelik, minimum, maksimum, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Demografik değişkenler açısından yapılan karşılaştırmalarda t-testi ve ANOVA testlerine başvurulmuş; kıdem ve yaş değişkenleri için ise korelasyon analizi yürütülmüştür. Araştırma bulguları şu şekilde özetlenebilir. BES öğretmenlerinin benimsemek boyutu ve ölçek genelinde “Katılıyorum”; farkındalık, bireysel destek ve toplumsal çevre boyutlarında “Kararsızım”; genel olarak öğretmenlerin ise “benimsemek” boyutunda “Katılıyorum”; “farkındalık”, “bireysel destek”, “toplumsal çevre” boyutlarında ve ölçek genelinde “Kararsızım” şeklindedir. Beden Eğitimi ve Spor öğretmenleri ile diğer branş öğretmenlerinin algı düzeylerinin istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde farklılaşmadığı görülmüştür. Öte yandan, örneklem geneli için yürütülen analizlerde yakın çevrede engelli birey bulunması ve engelliler ile ilgili eğitim alma “farkındalık”; engelli bireylere yönelik yasal düzenlemelerden haberdar olma ise “benimsemek” boyutunda katılımcıların algı düzeylerini istatistiksel olarak anlamlı bir biçimde farklılaştırmaktadır. Ayrıca öğretmenlerin yaşı ile “benimsemek” boyutu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki söz konusudur. Araştırma bulguları alanyazın temelinde tartışılmış ve bulgulara dayalı olarak bazı öneriler getirilmiştir.