Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Pieter Brueghel’in Janr resimlerinde toplumun izleri
    (Batman Üniversitesi, 2020-12-31) Aydın, Gül
    Sanatçılar kendi yaşadıkları dönemlerinin toplumsal olaylarına duyarlı olmuştur. Sanatın ve sanatçının gelişimi toplumdaki yaşanan gelişmelerle paralellik göstermiştir. İçinde bulundukları toplumsal olayların etkileri sanatçıların yaratma süreçlerini etkilemiştir. Yaşanılan olaylardan ve buna bağlı değişimlerden hareketle ortaya koydukları eserler ile sanatçılar, toplumun gerçeklerini sanatsal bir biçimde ifade etmişlerdir. Bu çalışmada yaşadığı toplumu etkileyen olayları ve toplum yapısındaki izlerini kendine has üslubuyla resmeden Pieter Brueghel (1525?-1569) folklorik öğeler, gündelik hayat, savaş ve ölümün korkunç boyutları dahil bir çok konuyu çarpıcı bir biçimde gözler önüne serdiği eserleri incelenecektir. Pieter Brueghel’ in eserlerinde coğrafyasını ve halkını ifade ettiği imgelerin irdelenmesi amaçlanan bu araştırma literatür tarama yöntemiyle giriş, kuramsal çerçeve ve sonuç olmak üzere üç ana başlık altında ele alınmıştır.
  • Öğe
    Grayson Perry'nin Walthamstow Tapestry işi üzerine ikonografik çözümleme
    (Batman Üniversitesi, 2018) Böçkün, Rojda; Epözdemir, Mehmet Şiyarbar
    Grayson Perry'nin Walthamstow Tapestry işi üzerine ikonografik çözümleme; bu çalışma çerçevesinde, imge-anlam ilişkisinde ilk olarak İmge kavramı ele alınmıştır.İmgenin ne olduğu, ilk zamanlarda neyi temsil ettiği, imgenin var olma amacının ilk etapta hayatta kalmak olan insan için ilk dönemlerde mağara duvarlarına yapılan resimlerle gösterilmesine, zamanla anlamının farklılaşarak içinde bulunduğu toplum yapısıyla bütünleşmesi ve zamansal anlamda farklılık göstermesine değinilmiştir. İmgelerin taşıdığı mana ile neye eş değer oldukları, toplum ve kültürün üretiminden etkilenmesine, imgelerin anlamlarının, savaşı, gücü (kudreti) ve zaferi temsil etmelerine ve Milat'tan önce de aynı anlamı taşıyan imgelerin eskiden günümüze kadar kanıt olarak kullanılmasından ve küresel dünyada da bir aktarım olarak gösterilmesi üzerine hazırlanan bu tez alt başlıklar halinde sunulmuştur. İkinci olarak, sanatsal imge ile sanatın ne olduğu tartışılarak terimlerle ve yorum yapılarak, sanatın amacının kültürler arasındaki farklılaşmaya gitmesinden, fakat temelde güzeli arayıp, sanatın imgelerle ve motiflerle sanatsal imgeyi oluşturmasından, sanatçının veya sanat okuyucusunun anlam farklılığına göre yorumlanmasına ve anlam kazanmasına değinilmiştir.Sanatsal imgenin, içinde bulunduğu toplumdan, kültürden beslenip izler taşıması görsel imgelerle açıklanarak örneklerle desteklenmiştir. Üçüncü bir alt başlıkta, Modern sanat eleştirisinde imge-anlam ilişkisine, H.Wölfflin' den imgeye bakışla, temel kavramlar alanında çalışmalarına, yöntem bilimselliğe ve sanatçıların birbirinden ayrılma nedenlerine değinilerek, sanat yapıtının özünde öncelik olan görsel temanın verdiği kültürlere, tarihsel dönemlere değin, resim sanatında imge; resim, heykel ve mimari üzerine çalışmalarıyla örneklemelere gidilmiştir.Resim sanatında imgenin ikonografik olarak çözümlenmesinde E. Panofsky'e göre ise, Ortaçağ, Roman, Gotik ve Rönesans dönem sanatı üzerine yoğunlaşan ve bu dönem eserlerini kuramsal ve üslup açısından inceleyen ikonografyacılığına ve metodolojik açıdan resim sanatındaki çözümlenme yöntemlerinden bahsedilmiştir. Grayson Perry'nin "Walthamstow Tapestry" adlı çalışması ele alınarak resmin künyesi ve plastik analiziyle Erwin Panofsky'nin "doğal, uzlaşmalı ve içsel" anlamları üç aşamada ikonografik çözümlemeler olarak yapılmıştır. Son bölümde ise, sonuç, kaynakça ve özgeçmiş ile çalışma sonlanmıştır.
  • Öğe
    Çağdaş sanatta mitoloji
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-04-10) Orhan, Uğur; Aydın, Seçkin
    Geçmiş, günümüz ve yaşayan efsane adı altında gelecekte bile etkisini sürdürecek olan mitolojinin, çağdaş sanatta çeşitli durumlarla karşımıza çıkması söz konusudur. Geçmişin ve günümüzün çağdaşları ile dönemin güncel anlatıları arasında mevcut olan tüm o ideoloji, kuram, inanç, akım ve düzenin altında mitlerin hissedildiği aralıklar mevcuttur. Klasik dönem ve öncesine ait sanatçıların, mitolojiye yaklaşımlarına dair bize bilgiler sunan sanat tarihinde; modern, çağdaş ve günümüze ait sanatçıların mitolojiye dair izlerine pek rastlanmaz. ‘Çağdaş Sanatta Mitoloji’ başlıklı hazırladığım bu tez/sanat eseri raporunda varılmak istenilen amaç, mitolojinin çağdaş ve günümüz sanatında nasıl bir noktada durduğuna açıklık kazandırmaktır. Bu tez çalışması kapsamında antik ve klasik dönem sanatçısının mitolojiyi konu olarak ele alış biçimi ile modern ve çağdaş dönem sanatçısının mitolojiyi yaşayarak ele alış biçimi arasındaki belirgin durumlar bu tez çalışmasında araştırılmış, ayrıca çağdaş sanat akımlarının da köklerinin mitolojiye dayandığı sonucuna varılmıştır. Tez boyunca insanlık tarihinden günümüze kadar tanım olarak değişen mitolojiye dair Roland Barthes, Claude Levi-Strauss, Joseph Campbell ve Carl Gustav Jung’un kuramları ve bakış açılarından faydalanılmış, mitlere yönelik yeni fikirler ile post modern, modern ve öncesine ait mitolojinin diğer alanlarla ilişkisinin sanatta izdüşümlerine değinilmiştir. Ardından sanatta mitolojiyi okumanın tarihsel döneminden bahsedilmiştir. Bunun yanı sıra bu tez çalışmasında çağdaş sanatta mitolojinin yansımalarına da açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Bunu yaparken de Nietzsche’nin Dionisyen felsefesinden kuramsal anlamda yararlanılmıştır. Mite dair göndermelerde bulunan, yeni bir mit yaratan ve kendi mitlerini oluşturan sanatçılara değinilirken; kişisel mitler ile sanatçı mitlerine yönelik de örnekler verilmiştir. Son bölümde ise kendi sanat pratiklerim ‘sanat’ ve ‘mit’ ekseninde bu tezin kuramsal perspektifinden bakılarak yorumlanmış ve sanatın tümüyle ‘mitsel’ bir doku içinde var olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Sanat yapıtlarında ölüm teması
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-05-27) Anter, Helin; Aydın, Seçkin
    İlk çağlarda insan, ölümün gücüne inanmış ondan kaçılamayacağını yaşamın bütün yollarının ölüme açıldığını bilmiştir. Zamanla değişen yaşam şekillerine bağlı olarak insan, ölümle savaş halinde onu yenme çabası içine girmiştir. Ölüme çare bulamadığı, ölümden sonra ne olduğunu bilmesinin imkânsızlığıyla, ölümü doğa olaylarına atfettiği kutsallıkla birleştirip, toplumsal ritüele dönüştürmüştür. Ölümsüzlük arayışı, insanı yaratmaya, dönüştürmeye, türetmeye, simgeler oluşturmaya itmiştir. İnsanın yaratıcılığını körükleyen ölüm korkusu zamanla iktidarların elinde bir silaha dönüşmüştür. Ölüm korkusunun ve gücünün farkına varan iktidarlar, bu gücü tanrıların elinden alarak dünyanın geri dönülemez değişimini başlatmışlardır. Hırs, intikam ve ölümsüzlük peşinde koşan iktidarın eline öldürme hakkı geçince savaşlar, yıkımlar, toplu katliamlar, dönüştürmeler yaşamın amacına dönüşmüştür. Yaşamın asıl anlamını oluşturan ölüm unutulmuş, insanlar kendi hırslarını gerçekleştirmek isteyenlerin hizmetine girmiş ve onlar için ölmeye, öldürmeye başlamışlardır. Egemenleri yükseltmek ve ölümsüzleştirmek dışında hiçbir kıymeti olmayan bu ölümler insanı doğadan geri dönülemez bir şekilde koparmıştır. Kendiyle birlikte her şeyi tanınmaz bir anlamsızlığa sürükleyen insan neden ve niçin yaşadığını bilemeyen insanlar yığınına dönmüş, dünyada ölümü unutarak, unutturarak yaşamaya başlamıştır. Gelişen teknolojiyle birlikte ölüm bir hastalığa dönüştürülmüştür. Bu tez kapsamında; ölümün yaşamı anlamlandıran, ona yön veren asıl parçası olduğu ama zamanla ölümsüzlük peşine düşen insanın ölümü nasıl dönüştürdüğü ve ölümden uzaklaştırdığı, ölümü hırs, intikam, güç silahı haline getirdiği, anlamsızlaştırdığı, aslında ölümün anlamsızlaşmasının yaşamın anlamsızlaşması anlamına geldiği üzerinde durularak, bu değişim dönüşümün sanat ve sanatçıya yansımları incelenecek. Sonuç olarak; insanı sürekli değişmeye iten, dönüştüren, arayışa sürükleyen ama iktidarların elinde bir silaha dönüştürülüp, parçalanarak anlamsızlaştırılan ölümün, yaşama yeniden kazandırılması ve ölümün en doğal haliyle yaşanılması gerektiği ve bunun önemine ulaşılacak.