2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Batman Müzesinde bulunan Artuklu dönemine ait bir grup sikkenin arkeometrik karakterizasyonu(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-07-23) Avan, Goncagül; Levent, AbdulkadirArtuklu dönemine ait ve Batman Müzesi’ne satın alma yoluyla müzeye getirilmiş olan bir grup bakır sikkenin (28 adet) Enerji Dağılımlı Taşınabilir X-Işını Floresans Spektrometresi (P-EDXRF) ile analizi yapılmıştır. Tahribatsız bir analiz yöntemi olan P-EDXRF ile sikkelerin kimyasal kompozisyonları ortaya çıkarılarak eserlerin hangi elementlerden oluştuğu ve elementlerin eserdeki oranları hakkında bilgiler elde edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda ana element ortalama %97,24 oranında bakır, iz element %0,926 oranında kurşun, %0,462 oranında demir, % 0,347 oranında silisyum ve %0,210 oranında fosfor içerdiği tespit edilmiştir. Artuklular sahip oldukları konumdan dolayı birçok uygarlık kültüründen etkilenmiş olup bu durum ekonomik hayatlarına da yansımıştır. Bu etkileşimin sikkelere de yansıdığı görülmektedir.Öğe Hasankayf'in şehircilik tarihi(Batman Üniversitesi, 2014) İsen, Zeynep; Uluçam, AbdüsselamHasankeyf Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, Batman il sınırları içerisinde yer almaktadır. Hasankeyf'in tarihsel sürecine bakıldığında, üzerinde kurulduğu coğrafik yapının ve şehri adeta kuşatan Dicle Nehrinin bulunması, burada erken dönemlerden beri yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Hasankeyf Höyüğünün neolitik dönem özelliklerini taşıması, iç Kalede Urartu- Asur döneminden taş temellerin kalması yine Hasankeyf'in yerleşmeye müsait olmasının sonucudur. Hasankeyf adına ilk kez Asur kaynaklarında rastlanmaktadır. Daha sonra Hasankeyf, Roma-İran çatışmalarında önemli bir mücadele sahası haline gelmiş ve bu devletlerarasında sürekli el değiştirmiştir. İşte bu mücadeleler devam ederken Doğu Roma (Bizans) imparatoru II. Konstantinos (337-361) topraklarını Sasani saldırılarından korumak amacıyla burada bir kale inşa ettirmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu için artık bir uç kalesi olan şehrin bu tarih itibariyle stratejik öneminin daha da arttığı söylenebilir. VII. yüzyılın ilk yarısında İslâm orduları tarafından fethedilen Hasankeyf, bir süreliğine Emevi ve Abbasi valileri tarafında yönetilmiştir. Hamdani ve Mervanî hâkimiyetlerinde de yaşayan Hasankeyf, en parlak devrini Artuklu ve Eyyubi devletlerinin yönetimi altında olduğu zaman yaşamıştır. Hasankeyf, 1462 yılından itibaren yirmi yıl sürecek Akkoyunlu hâkimiyetine girmiştir. Daha sonra tekrar Eyyubi melikleri tarafından ele geçirilen şehir üzerinde bu sefer Safeviler'in ve Osmanlıların nüfuzunu artırma çabası başlamıştır. Nihayetinde ise 1516 yılında Hasankeyf, Osmanlı Devleti hâkimiyetine girmiştir. Hasankeyf'in mimari yapılarında kalitesiz malzemenin kullanılması, yapıların çabuk yıkılmasına sebep olduğu gibi dış (savaşlar, doğal etmenler ) nedenlerin de varlığı göz önüne alındığında işi daha da güçleştirmiştir. Hasankeyf şehirciliğinin anlaşılması açısından İç Kale oldukça önemlidir. Roma Döneminde Hasankeyf bir garnizon olarak inşa edildiğinde Sasanilere karşı bir üss olması hasebiyle, tipik Roma şehir planları özelliklerinin aranması doğru olmasa gerekir. İslami Dönemde yapılan cami, mescid, türbe gibi çeşitli mimari unsurların yer alması, Hasankeyf şehirciliğinin anlaşılması açısından irdelenmesi gereken mimari unsurlardır. Bu bağlamda Hasankeyf Şehri, büyük ölçüde Artuklu ve Eyyûbi dönemlerinde şekillenmiş ve Ortaçağ dünyasının önemli başkentlerinden biri olmuştur.