Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Mevlana Müze Müdürlüğü / İhtisas Kütüphanesine ait bir el yazmasının konservasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-07-07) Yıldız, Muhammed Veysel; Aydın, Mahmut
    Kültür varlıklarının korunması ve varlığını sürdürmesi için gerçekleştirilen konservasyon çalışmaları doğru bir metodolojiye dayanmalıdır. Farklı malzeme ve tekniklerle oluşturulan eserler içerisinde el yazması eserler, sanatsal ve tarihi öneminin yanı sıra önemli bir bilgi taşıyıcılık misyonu üstlenmektedir. Yazının icadından sonra taş, metal, kil, tekstil gibi farklı yazı zeminleri kullanılmıştır. En önemli yazı zemini olan kâğıdın icadı yazılı kültürün gelişmesini ve yüzyıllar boyunca aktarılmasını hızlandırmıştır. Geleneksel kâğıt yapımında kullanılan hammadelerin doğadan kolayca elde edilebilmesi, taşınmasının kolay olması, bir araya getirilebilir olması kâğıt kullanımını yaygınlaştıran etkenlerden sadece birkaçıdır. El yazması eserler organik kökenli malzemelerin bir araya getirilmesi ile oluşmaktadır. Bu nedenle diğer malzeme gruplarına oranla bozulma süreci daha hızlıdır. Genel olarak geriye dönüşümü pek mümkün olmayan bozulmalar fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişimlere neden olarak eserin orijinal bütünlüğünü bozmaktadır. Bu bozulmaların boyutu ve ilerlemesi farklı ortam şartlarına göre değişebilmektedir. Eserin üretim teknolojisinin yanı sıra içinde bulunduğu çevresel koşulların (sıcaklık, nem, ışık gibi) da bozulmaların değerlendirilmesinde ele alınması gerekmektedir. Her ne kadar tahribatı geriye döndürmek mümkün olmasa da ilerlemesini durdurmak ve yeniden bozulmasına neden olacak koşulları ortadan kaldırmak mümkündür. Bu nedenle konservasyon metodunu belirlemeden önce detaylı bir belgeleme ve analiz çalışmasının yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda tez çalışmasında yazının tarihsel gelişimi hakkında geniş bir literatür taraması yapılmıştır. Kil tabletler, papirüs, parşömen ve kâğıdın tarihçesi araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan eserin belgelemesi detaylı olarak yapılmıştır. Xrf spektroskopisi, Raman spektroskopisi, Lif analizi, pH ölçüm değerleri, Kolorimetre, dijital mikroskop ile inceleme analizleri konservasyon çalışmalarına başlamadan önce incelenmiş olup sonuç ve değerlendirmeler tez çalışmasında sunulmuştur. Bu değerlendirmeler sonucunda yapılacak müdahaleler tespit edilerek aşamalı olarak aktarılmıştır.
  • Öğe
    Hasankeyf İmam Abdullah Zaviyesi konservasyon ve restorasyon çalışmaları
    (Batman Üniversitesi, 2016) Eliüşük, Mevlüt; Akgönül, Mustafa Serdar
    Hasankeyf Antik Kenti sınırları içindeki İmam Abdullah Zaviyesi, Eyyubi Meliki el-Melikü’l Muvahhid Takıyyeddin Abdullah tarafından 1249-1294 yılları arasında inşa edilmiştir. Zaviyenin mevcut haliyle yapısal sorunlarından dolayı, neredeyse çökme durumuna gelen bölümlerinin sağlamlaştırılması için 2010 yılında Hasankeyf Kazı Başkanlığı’nca ‘Acil Önlem ve Takviye Projesi’ hazırlatılmıştır. Hazırlanan proje Ilısu Baraj Projesi kapsamında 2012-2013 yılları arasında tamamlanmıştır. Konservasyon ve restorasyon çalışmalarında ilk olarak yapının dış yüzeyindeki çimento esaslı harç ve sıvalar temizlenmiştir. Bu çalışmanın devamında ise yapının duvar ve kubbesinde destekleme çalışmaları yapılmıştır. Yapılan çalışmalarda ise hazırlanan koruma raporu ile uyumlu olarak kireç, cas ve taş tozundan oluşan harç kullanılmıştır. Kubbede yapılan çalışmalarda mevcut haliyle daire formlu kasnağa sahip olan kubbenin ilk inşasında sekizgen bir kasnağa sahip olduğu anlaşılmış ve mevcut izler doğrultusunda kubbe kasnağının restorasyonu tamamlanmıştır. İmam Abdullah Zaviyesi çalışmaları aslına uygun olarak tamamlandıktan sonra her 6 ayda bir gözlem yapılmış ve kubbede özellikle kış aylarından sonra bakıma ihtiyaç oluştuğu saptanmıştır.
  • Öğe
    Kültürel mirasın korunmasında turizmin rolü: Zerzevan Kalesi örneği
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-14) Eren, Şima; Gümüş, Murat
    İnsanoğlunun var olduğu günden bu zamana kadar ortaya konulan ve evrensel değer taşıyan her türlü somut ya da somut olmayan kültür varlığı kültürel miras olarak kabul edilmektedir. Kültürel miras geçmiş topluluklar hakkında günümüze bilgi aktaran bir tarihi belge niteliğini taşımaktadır. Taşıdıkları özgün değerler ile insanların dış dünyaya yansıttıkları ekonomik, sosyal ve kültürel özellikleriyle önemli bir destinasyon noktası oluşturmaktadır. Farklı kültürel özellikleri içinde barındıran arkeolojik sit alanlarına sahip ülkelerin kültürel mirasları, o ülkenin turizm vitrini olarak ilgi görmektedir. Nitekim bu alanları ziyaret eden turistlerin söz konusu alanlarda zaman geçirdiği, ilgilendiği ve değerli hatıralar biriktirdiği turistik zenginlikler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan Türkiye’nin her köşesinde sayısız kültürel değerleri olmakla birlikte son dönemlerde turizm faaliyetlerine verilen önem sayesinde kültürel miras değerleri turizm sektörü açısından önemli bir potansiyel oluşturmuştur. Turizm potansiyelini doğru ve planlı kullanıldığı takdirde kültürel mirasın korumasında, sürdürülebilirliğini sağlamasında ve farkındalık oluşturularak eğitim düzeyi yükseltilebileceği gibi söz konusu değerleri gelecek kuşaklara bırakmada turizmin rolü büyük önem teşkil etmektedir. Bu tezin amacı, Zerzevan Kalesi kapsamında kültürel mirasın korunmasında turizmin rolünü ortaya koymaktır. Bununla birlikte, kültürel miras kaynakları ile turizm arasındaki koruma ilişkisinin de belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmanın önemi, kültürel miras ve turizm üzerinde gerçekleştirilen literatür taraması sonucunda, Diyarbakır Bölgesi için önemli bir kültür miras alanı olan Zerzevan Kalesi’nin turizm rolü hakkında önemli bir eksiklik olduğu görülmüştür. Bu tez çalışması ile söz konusu eksikliği gidereceği gibi yapılacak çalışmalara da referans olması adına önem arz etmektedir. Tez çalışma alan olarak Zerzevan Kalesi’nin seçilmesinin en önemli nedeni ise, Roma'nın doğu sınırındaki ilk Mithras Tapınağı olması ve 2014 yılında bilimsel arkeolojik kazılarına başlanılmasına rağmen 2020 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alması bu miras alanının önemini göstermektedir. Bu gelişme özellikle bölge turizmini, arkeolojisini ve kalenin görünürlüğü açısından çok önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi, başta Zerzevan Kalesi’nin kazı başkanı olmak üzere alanda çalışan arkeolog, sanat tarihçisi, mimar ve restoratörlerden oluşan uzman kişiler, Diyarbakır Müzesi’nin uzmanları ile bölgede faaliyet gösteren turist rehberlerinden oluşan katılımcı grubu ile gözlem ve görüşmeler gerçekleştirilmiştir. 18 katılımcıyla yarı yapılandırılmış görüşme tekniğiyle veriler, 23-29 Haziran 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen bulguların analizleri, nitel araştırma yöntemlerinde kullanılan betimsel analiz tekniğiyle yapılmıştır. Sonuç olarak kültürel miras ve turizmin birbirini olumlu ve olumsuz yönde etkileyen iki temel faktördür. Turizm ve kültürel miras kontrollü bir şekilde yönetildiği de miras değerlerinin korunmasında, gelecek kuşaklara aktarılmasında, sürdürülebilirliğini sağlamasında ve bölgeyi ekonomik olarak kalkındırmasında önemli bir araç olarak görüldüğü tespit edilmiştir. Bunu yanında turizm, miras alanlarında planlı bir şekilde yönetilmediği takdirde, geri dönüşümü olmayan tahribatlara neden olabilmektedir. Turizm ve kültürel miras arasındaki bu koruma ilişkisi doğru ve planlı bir stratejiyle uygulandığı zaman olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir. Çünkü turizm, miras alanlarına sağladığı ekonomik gelir ile miras alanlarının korunmasında kullanılmakta, bölge halkına istihdam sağlamakta ve yerel halkın da bu gelirin sürdürülebilmesi adına miras kaynaklarına yönelik bir koruma bilinci oluşturmaktadır. Böylece turizm, kültürel mirası korunmada önemli bir araç olarak tespit edilmiştir. Zerzevan Kalesi üzerinden elde edilen bulguların bir sonucu olarak yapılan bu çalışma ile bölgede kültürel miras ve turizmin rolü üzerine gerçekleştirilecek olan farklı araştırmalara temel oluşturarak fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Tillo tarihi mezarlık alanı konservasyon-restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının inanç turizmine kazandırılması
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-04-05) Ağrak, Veysel; Kozbe, Gülriz
    Siirt ilinin altı ilçesinden biri olan ve şehir merkezine 9 km. uzaklıkta bulunan Tillo, kuzeyde Şirvan, güneyde Eruh, batıda Siirt Merkez ilçe ile komşudur. Bu tez, Tillo Tarihi Mezarlığı’nın inanç turizmine kazandırılması için alanda yapılan konservasyon-restorasyon ve çevre düzenleme çalışmasıdır. 2020 yılı kazı sezonu çalışması 2018 ve 2019 yıllarında eksik bırakılan çalışmaların devamı niteliğindedir. Öncelikle mezarlık alanında temizlik çalışması yapılmıştır. Alandaki devşirme taşlar yeniden numaralandırılmış; nitelikli devşirme taşlarının ait oldukları mezarların tespiti yapıldıktan sonra bu taşlar, restorasyon ilkeleri ve koruma kurulunun izni doğrultusunda yapılan restorasyon yöntemleri ile bir araya getirilerek sağlamlaştırılmıştır. Mezar taşlarında oluşan biyolojik (liken) ve kimyasal (kararma) bozulmaların temizliği, mekanik ve kimyasal yöntemlerle sağlanmıştır. Mezar taşlarında oluşan çatlaklar harçla kapatılmış, mezar taşında eksik olan kısımların dolgusu kireç taşı ve harçla sağlanmıştır. Ayrıca mezarlık alanda iç duvar yapılmış, set duvarın da derz dolgusu işlemi yapılmıştır. Mezarlık alanın 2020 yılında tamamlanan restorasyon çalışmalarına, 2021 yılındaki çevre düzenleme çalışmaları da eklenerek Tillo Tarihi Mezarlığı inanç turizmine kazandırılmıştır.
  • Öğe
    Azerbaycan’ın ilk uzman restoratörü Ferhat Hacıyev (Sanat faaliyeti ve ülke restorasyonu tarihindeki yeri)
    (Batman Üniversitesi, 2013) Hasanova, Ragsana
    Azerbaycan’ın geleneksel el sanatları, halkımızın tarihi kadar eski ve çok zengindir. Kobustan kaya tasvirleri, prehistorik dönem sanatının ilk örnekleri olup, bunu izleyen dönemlerin müzelerde sergilenen seramik, metal, cam ve oyma sanatı örnekleri ile özellikle Ortaçağ’da dünyaca ün yapmış Tebriz’in dokuma ve minyatür sanatının ünik eserleri, tarih ve kültürümüzün zenginliğinden haber vermektedir. Azerbaycan’da ilk müze 1920 yılında, Bakü’de kurulmuştur. Müzecilik tarihi oldukça eskiye dayanan ülkede depolanan eser sayısı, malzeme, tür ve yapım tekniğinden kaynaklı çok çeşitlidir. Dolayısıyla, böylesine zengin eserleri depo ve arşivlerinde bulunduran Azerbaycan, elbette, eserlerin korunması ve sergilenmesi konusunda ilk yıllarda ciddi sıkıntılar yaşamıştır. Bu anlamda, müze eserlerinin restorasyonu, Azerbaycan’da geçen asrın 50’li yıllarında yaşamış, yeteneği ile dikkat çeken eşsiz ressam ve restoratör, Ferhat Hacıyev İbrahim oğlu ile başlamaktadır.
  • Öğe
    Art tiles on historical architectures: deterioration and conservation
    (Anadolu Üniversitesi, 2014-10) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Ersan Eruş, Hazal Özlem
    The art of tile emerges as one of the most significant ornamentation facts and construction materials used in Turkish architecture. Art tiles have been commonly employed on interior and exterior sites including mainly dome, iwan, window pediments and altars. Art tiles possess unique features as a construction material and they have period-specific implementation styles and manufacturing techniques. This study dealt with the causes regarding deteriorations occurred on tiles used in architecture and also with the recommendations of restoration and conservation. The reasons causing the deterioration of the tiles used in construction consist mainly of the interior and exterior factors. In the framework of the deteriorations occurred due to the interior effects, the structural parameters covering the features of the tile production, and also the failures emerging from the implementation techniques employed on the structure have been evaluated. Additionally, the deteriorations due to external influences such as atmosphere, water, humidity, earthquake, fire, vegetal-animal, and also the human induced effects have been examined with the visual examples. In this context, suggestions regarding the implementation process in restoration and conservation have been submitted. The presence of the tiles comes forward as a decisive fact in determination of the deteriorations observed on the historical structures together with their reasons, and also in identification of the restoration and conservation methods. With this study, it has been proved again that it is mostly possible by the conscious and interdisciplinary studies to maintain the existence of the cultural heritages and to convey them through the next generations with their unique characteristics.