Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Hasankeyf ve çevresindeki (Batman) birimlerin petrografik özellikleri
    (Batman Üniversitesi, 2017) Dinç, Salih; Keskin, Faruk
    Hasankeyf civarındaki birimler tabanda yeşilimsi, grimsi yeşil, şeyl, marn ve kumtaşından oluşan Orta Maastrihtiyen-Üst Paleosen Germav Formasyonu ile başlar. Bu birimin üstünde uyumlu olarak kırmızımsı renkli çamurtaşı, kumtaşı ve kiltaşı ardalanmasından oluşan Alt Eosen Gercüş formasyonu yer almaktadır. Gercüş formasyonunun üzerine krem, bej, gri, beyaz renkli, orta-kalın-çok kalın tabakalı, kireçtaşı ve dolomitlerden oluşan Alt Eosen-Alt Oligosen Hoya formasyonu gelmektedir. Bu birimin üzerine de beyaz, bej, gri, kahvemsi, sarı renkli, yer yer dolomitli kireçtaşı, killi kireçtaşı ve jips ardalanmasından oluşan Oligosen Germik formasyonu gelir. Bu birimin üzerinde uyumsuz olarak çakıltaşı, kumtaşı, silttaşı ardalanmasından oluşan Üst Miyosen-Alt Pliyosen Şelmo Formasyonu yer alır. Hoya formasyonundaki kireçtaşları ince kesitlerde fosilli, intraklast taneli, sparitik ve mikritik bağlayıcılı şeklinde görülmektedir. Kireçtaşları içerisinde nummulites, milliolidae fosilleri görülmektedir. Kireçtaşları Dunham’a (1962) göre istiftaşı olarak adlandırılmıştır. Hoya formasyonundaki dolomitler özşekilli-yarı özşekilli, idiyotopik dokulu özellikler göstermektedir. Germik formasyonundaki dolomitler ince-orta boyutlu, özşekilsiz-yarıözşekilli ksenotopik dokuludur. Birim içerisindeki jipsler kısa-uzun prizmatik, iğnemsi görünümlü kristaller şeklindedir
  • Öğe
    Beşiri (Batman) ile Kurtalan (Siirt) arasında gözlenen jipslerin jeolojik özellikleri
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Koyuncu, Ebru Handan; Baran, Hacı Alim
    Çalışma sahası Beşiri (Batman) ile Kurtalan (Siirt) arasında yer alan yaklaşık 36 km2 ’lik bir alanı kapsamaktadır. İnceleme alanındaki birimler yaşlı olandan genç olana doğru Germav Formasyonu, Gercüş Formasyonu, Hoya Formasyonu, Germik Formasyonu ve Şelmo Formasyonu olarak gözlenmektedir. İnceleme alanında gözlenen jips Germik Formasyonuna ait evaporitik seviyeler olup, beyaz, bej renkli kireçtaşları içerisinde genellikle K55B/5-10˚KD duruşlu olup kalınlıkları 10cm’den 3m’ye kadar değişmektedir. Kireçtaşları ile ardalanmalı gözlenen seviyenin toplam kalınlığı 1m’den 20m’ye kadar değişmekte, jipsler, laminalı, ondüleli, masif, yumrulu gibi fasiyesler sunmaktadır. Çalışma alanının jeolojisini belirlemek, jips yataklarının yayılımının ve olası potansiyel alanların saptanması hedeflenerek görüntü iyileştirme, band oranları, renkli kompozit görüntülerin oluşturulması, Abrams yöntemi ve temel bileşenler analizi (TBA) gibi uzaktan algılama teknikleri kullanılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda mevcut yatakların dağılımı belirlenmiş ve bir potansiyel saha önerilmiştir. Uzaktan algılama.yöntemleriyle belirlenen.potansiyel alanların doğruluğunu.onaylamak amacıyla, arazi çalışması yapılarak gerekli jeolojik incelemeler.ve örnek alımları gerçekleştirilmiştir. Jips örneklerinin XRF sonuçları incelendiğinde örneklerin neredeyse tamamen CaO ve SO4’tan oluştuğu ve muhtemelen jipslerin oluşumuna neden olan çözeltiden çökeldiği düşünülen uyumsuz elementler (U, Th, Sr, Rb),bakır, kurşun, çinko, molibden, kalay ve antimuan içerdiği belirlenmiştir.
  • Öğe
    Assessment of natural radiation exposure levels and mass attenuation coefficients of lime and gypsum samples used in Turkey
    (Springer Nature, 2009-11-17) Damla, Nevzat; Çevik, Uğur; Kobya, Ali İhsan; Çelik, Ahmet; Çelik, Necati
    The activity concentrations of 226Ra, 232Th, and 40K in lime and gypsum samples used as building materials in Turkey were measured using gamma spectrometry. The mean activity concentrations of 226Ra, 232Th, and 40K were found to be 38 ± 16, 20 ± 9, and 156 ± 54 Bq kg − 1 for lime and found to be 17 ± 6, 13 ± 5, and 429 ± 24 Bq kg − 1 for gypsum, respectively. The radiological hazards due to the natural radioactivity in the samples were inferred from calculations of radium equivalent activities (Raeq), indoor absorbed dose rate in the air, the annual effective dose, and gamma and alpha indices. These radiological parameters were evaluated and compared with the internationally recommended limits. The experimental mass attenuation coefficients (μ/ρ) of the samples were determined in the energy range 81–1,332 keV. The experimental mass attenuation coefficients were compared with theoretical values obtained using XCOM. It is found that the calculated values and the experimental results are in good agreement.
  • Öğe
    Karaköy (Hasankeyf/Batman) orta eosen-oligosen yaşlı germik formasyonu evaporitlerinin mineralojisi ve jeokimyası
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-11-13) Yelboğa, Şehnaz; Tetiker, Sema; Çoban, Hakan
    Evaporit mineralleri (örn., jips ve anhidrit) ekonomik öneme sahip mineraller olup, evaporit yatakları, özellikle çimento ve alçı gibi inşaat sektöründeki yapı malzemeleri olarak ve ziraat sektöründe organik tarımcılıkta verim artırıcı ve dezenfektan olarak değerlendirilebilen potansiyel jeolojik malzemelerdir. Her geçen gün, bu tür yatakların keşfedilmesi ve değerlendirilmesi yerel kaynaklarımızın ülke ekonomisine katkısını da artırmaktadır. Sunulan tez çalışması ile Batman ili Hasankeyf İlçesi’nin güneyinde Karaköy civarında yüzeylenen Orta Eosen-Oligosen yaşlı Germik Formasyonu içinde belirlenen ve ekonomik önemi olabilecek evaporitik seviyelerin mineralojik ve jeokimyasal datalarının oluşturulması ve kimliklendirilmeleri amaçlanmıştır. Önceki çalışmalarda evaporit olarak tanımlanmış olan, ancak şimdiye kadar herhangi bir jeokimyasal ve mineralojik özellikleri araştırılmayan bu mineral depositleri, Batman civarında halk arasında horasan veya roma harcı veya ‘Cas’ olarak bilinmekte olup özellikle eski tarihi yapıların ve antik eserlerin bakım ve onarımında da kullanılmıştır. Tez çalışmasında uygulanan yöntemler; arazi ve laboratuvar çalışmaları olmak üzere başlıca iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmaları Hasankeyf (Batman) ilçesine bağlı Karaköy civarında yer alan evaporitlerin stratigrafik ölçümlerinin alınmış, örneklendirilmiştir. Laboratuvar çalışması kapsamında alınan örneklerin ince kesit yapımı, petrografik özellikleri, XRD-analizleri ile mineralojik bileşimlerinin ortaya konulmuş, jeokimyasal olarak ICP-MS metoduyla analizleri yapılarak ana-oksit, iz ve nadir toprak element içerikleri belirlenmiştir. İnceleme alanında Germik Formasyonu beyaz, bej, gri, kahvemsi, kirli sarı renkli yumuşak, dağılgan tabaka, nodül ve masif yapıdaki jips tabakaları ile, yer yer dolomit içeren kireçtaşı ve killi kireçtaşı türü kayaçlarla ardalanma sunmaktadır. Tabanda dolomit seviyeleriyle başlayan birim üstte doğru jips ardalanmaları devam etmektedir. Germik Formasyonu kırıntılı (karbonatlı şeyl), karbonat (jipsli marn) ve kimyasal (jips) kökenli kayaçlarında X-ışınları Kırınımı-Tüm kayaç (XRD-TK) incelemelerine göre, fillosilikat, dolomit, feldispat, kuvars ve kalsit mineralleri saptanmıştır. Jips minerallerinin jeokimyasal incelemelerinde REE içerikleri NASC’ten oldukça düşük olmakla birlikte, kondrite göre çok az artış sergilemektedir. Toplam REE konsantrasyonu GF-2 nolu örnekte (6.17 ppm) en az, GF-5 nolu örnekte (10.33 ppm) gerçekleşmiştir. Bu çalışmada araştırılan jips numunelerinin seviyelerde saf olarak bulunması, jeokimyasal özellikleri nedeniyle traslı çimento ve yüksek fırın cüruflu çimento yapımında kullanımına elverişli olduğu düşünülmektedir.
  • Öğe
    Kalsiyum kirlenmesinin lignosülfonat, kireç ve potasyum klorür çamurları üzerine etkisi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-05-23) Oygen, Yasin; Merey, Şükrü
    Türkiye’de üretilen petrolün büyük bir kısmı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden çıkarılmaktadır. Bu bölgede petrol üretiminde önemli bir yere sahip olan Batman ve Diyarbakır çevresinde yapılan sondajlarda, formasyon kaynaklı problemler yaşanmakta, bu da sondaj maliyetlerinin artmasına ve zaman kaybına sebep olmaktadır. Yaşanan bu problemlerin başında kuyu stabilitesi, kil ve kalsiyumun sondaj çamuruna bulaşması gelmektedir. Bu tez çalışmasında Batman ve Diyarbakır bölgelerinde yer alan A bölgesinde A-1, A-2 ve A-3 kuyularında, B bölgesinde ise B-1 kuyusunda deneysel olarak incelemeler yapılmıştır. Yapılan incelemelerde formasyon kaynaklı kuyu stabilite sorunları, kalsiyum ve kil bulaşması gözlemlenmiş ve gerçek kuyu verilerine dayanan sondaj çamuru deney testleri yapılarak formasyon kaynaklı sondaj çamurundaki değişimler ele alınmıştır. A-1 ve B-1 kuyularında jips ve anhidrit içeren formasyonların sondajı lignosülfonat çamuru ile yapılmış, bu sırada sistem çamurunda yoğun kalsiyum bulaşması meydana gelmiş ve bu bulaşma nedeniyle sondaj operasyonlarında problemler oluşmuştur. A-2 kuyusunda Kayaköy formasyonuna ait jips ve anhidrit, Kastel ve Karadut formasyonlarında ise şeyl ve marn formasyonlarının sondajı KCl/Polimer çamuru ile yapılmış, sondaj çamuru üzerinde gerçekleştirilen deneyler gözlemlenerek çamurdaki değişimler ve sondaj operasyonlarında ortaya çıkan sorunlar incelenmiştir. A-3 kuyusunda ise aynı formasyonlara ait kayaçların sondajı yapılmış, bu kuyunun sondajında kuyudan gaz gelme ihtimali, kalsiyum bulaşması ve karbonat-bikarbonat kirliliğine karşı kireç çamuru kullanılmıştır. Yapılan deneyler sonucunda kalsiyum kaynaklı ortaya çıkan sorunlar, sondaj çamurunun özellikleri iyileştirilerek giderilmeye çalışılmış ve değerlendirmeler yapılmıştır.