3 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Öğe Yüksek sıcaklık ve sülfat hücumuna maruz kalmış çimento esaslı lifli kompozitlerin mühendislik özelliklerinin makine öğrenmesi yöntemleriyle incelenmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-08-16) Kaya, Necim; Demirhan, SerhatMevcut çalışmada, farklı sıcaklık etkileri (25°C, 200°C ve 500°C), ve farklı kür yaşları (7, 28 ve 90 gün) ile yüksek sıcaklık ve sülfat etkisi altında iki farklı lif türünün basınç dayanımı, eğilme dayanımı ve ultrases dalgası yayılma hızı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmanın amacı, bu parametrelerin malzemenin mekanik özellikleri üzerindeki etkilerini belirlemektir. Deneysel çalışmalar sonucunda elde edilen veriler, Aşırı Öğrenme Makinesi (ELM) ve Grup Yöntemi Veri İşleme (GMDH) modelleri kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular, belirlenen parametrelerin malzeme performansını nasıl etkilediğini ortaya koymuş ve ELM ile GMDH'nin bu etkilerin modellenmesindeki etkinliğini göstermiştir. Yüksek sıcaklık parametreleri dikkate alındığında; farklı kür yaşlarında ve sıcaklık seviyelerinde yapılan testler, erken kür aşamasında mikro yapısal boşlukların ve çatlakların tam olarak dolmadığını, daha ileri kür yaşlarında ise daha kararlı mikro yapılar oluştuğunu ve basınç dayanımının arttığını göstermiştir. 200°C’de mikro yapısal gelişim teşvik edilirken, 500°C’de belirgin hasarlar ve dayanım kayıpları gözlemlenmiştir. Mikro çelik ve polipropilen liflerin birlikte kullanımı, yüksek sıcaklıklarda daha dengeli bir performans sunmuştur. Uçucu kül, ilerleyen kür yaşlarında dayanımı artırırken, genel olarak mikro yapısal performansı iyileştirmiştir. UPV değerleri, kür yaşı ve sıcaklığa bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Mikro çelik ve polipropilen liflerin bir arada kullanılması, malzemelerin yüksek sıcaklıklara karşı dayanıklılığını artırmış; uçucu kül ve nano kalsit ise lif-matris ara yüz özelliklerini iyileştirerek eğilme dayanımını artırmıştır. Bu bulgular, yüksek sıcaklığın çimento esaslı malzemeler üzerindeki dayanım etkilerini ve farklı malzeme ve katkı maddelerinin bu etkileri azaltmada yardımcı olabileceğini göstermektedir. Sülfat etkisi koşullarında; düşük su/bağlayıcı oranı ve lif kullanımının sonucu olarak sülfattan kaynaklanan yıpratıcı bir değişim gözlenmemiştir. Sülfat çözeltisinin mikro yapıya nüfuz etmesiyle ek hidratasyon reaksiyonları teşvik edilmiş ve dayanım artışı sağlanmıştır. Uçucu kül ve nano kalsit içeren karışımlarda daha yoğun bir matris oluşmuş ve bu durum dayanım değerlerinde artış sağlamıştır. Yüksek sıcaklık sonrası sülfat çözeltisine maruz kalan numunelerde basınç dayanımı artışı gözlemlenmiş, ancak kritik düzeyde bir fark oluşmamıştır. Polipropilen lifler yüksek sıcaklıklarda eriyerek sülfatların çimento esaslı kompozitlerin içine daha kolay nüfuz etmesine neden olmuş iken çelik liflerin kullanıldığı karışımlarda ise en yüksek eğilme dayanımını göstermiştir. Sülfat etkisinin mikroyapısal özellikler üzerinde önemli bir değişim yapmadığı, 7, 28 ve 90 günlük kür yaşlarında ölçülen UPV değerleriyle ortaya konulmuştur.Öğe Yüksek sıcaklığa maruz kalan çimento esaslı lifli kompozitlerin temel mühendislik özellikleri(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-03-11) Gözkeser, Muhammed Yusuf; Demirhan, SerhatYüksek sıcaklık etkisi altında karışım parametrelerine bağlı olarak çimento esaslı lif donatılı kompozitlerin temel mühendislik özelliklerinin incelenmesi mevcut çalışmanın temel amacını teşkil etmektedir. Bu amaç doğrultusunda, 36 farklı karışım tasarlanmıştır. Bu karışımlarda pirinç kaplı çelik lif ve polipropilen lifi kullanılmıştır. Üretilen numuneler, su, hava ve poşette kür olmak üzere üç farklı kür rejiminde test yaşına kadar bekletilmiştir. 7, 28 ve 90 günlük kür yaşları için numuneler 250 °C sıcaklığa maruz bırakılıp, öncesi ve sonrası şartlar için mikroyapısal özelliklere ilave olarak basınç dayanımı ve ultrases dalgası geçiş hızı gibi temel mühendislik özellikleri incelenmiştir. Tasarımda, tüm karışımlar için hava sürükleyici katkı oranı, su/bağlayıcı oranı ve agrega/bağlayıcı oranı sırasıyla %0.6, 0.3 ve 1.5 olarak sabit seçilmiştir. Deney sonuçları, polipropilen liflerin çimento esaslı matrislerde kullanılmasının, yüksek sıcaklık etkisi altında basınç dayanımı gibi temel mekanik özellikleri üzerine çok az bir etkiye sahip olduğunu ve polipropilen liflere kıyasen çelik lif kullanımında artık mekanik özelliklerin geliştiğini göstermiştir. Hibrit lif kullanılarak üretilen numunelerin performans özellikleri PP lif içeren lif donatılı kompozitlere göre daha iyi gözlemlenirken, pirinç kaplı çelik lif içeren numunelere göre daha kötü olduğu tespit edilmiştir.Öğe Yüksek basınç ve yüksek sıcaklıklı Raudhatain sahasında asitle çatlatmanın tasarlanması ve etkisinin araştırılması(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-11-19) Alyounes, Samar; Koca, DeryaDünya ekonomileri, modern planlama ilkelerine uygun şekilde gelişirken büyük ölçüde fosil yakıt bazlı enerji kaynaklarına bağımlı hale gelmiştir. Ayrıca yenilenemeyen kaynaklara dayalı enerji tüketimi sürekli artmaktadır. Petrol ve doğalgaz sektörü bu enerji arzını karşılayan ilk kaynağıdır ve şimdiye kadar enerjinin dayanım noktası olarak sayılmaktadır. Ancak, petrol ve gazın genel küresel enerji tüketiminin bugünden 2030 yılına kadar % 34 olarak artması beklenmektedir. HPHT kuyuları, ek rezervler için araştırma amacıyla odak noktası haline gelmiştir. Kuveyt’teki Jura rezervlerinde Yeni yapılan projelerle birlikte 40 kuyu sondajını yaparak ve 13 workover operasyonların tamamlanması ile 2024 yılına kadar üretilen ilişkili olmayan gaz miktarı 1 Bcf’e yükseltmesine planlamaktadır. Kuezy Kuveyt’in jura formasyonun bazı kısımları ise sıkı doğası, düşük geçirgenliği, formasyonun heterojenliği ve düşük üretim oranları nedeniyle kazılan kuyulardan optimum üretime ulaşmak için yeni stimülasyon teknolojiler ve asit çalışmalar uygulanmaktadır. Bu çalışmada, Raudhatain sahasında bulunan ve Orta Marrat rezervuarını hedefleyen RA-X kuyusunun asit çatlatma tasarımı irdelenmiştir, bu çalışmanın amacı ise optimum üretimi elde etmek için ve çatlaklar istenilen yönde açılınca formasyonun sıkı doğasına rağmen rezervuarın bir itme mekanizması oluşturmaktadır ve Orta Marrat'ta 180 ft'den daha uzun yarı uzunlukta ve ana rezervuar drenaj alanı içinde etkili bir iletken oluşturmaktır. Bu çalışmada, doğal çatlaklı kuyularda üretimi artırmak için çatlak iletkenliği ve asit penetrasyon mesafesi incelenmiştir. RA-X kuyusunda yapılan asit çatlatma operasyonunda, SRT ve mini-frac testleriyle çatlak ve kapanma basınçları belirlenmiştir. SRT testi ile çatlak genişleme basıncı 8,920 psi olarak belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, mini-frac testi kapanma basıncının 7262 psi olduğunu ortaya koymuştur Marrat formasyonunun sıkı yapısı nedeniyle yüksek enjeksiyon yüzey basıncı (11.500 psi) ve yüksek sızıntı gözlenmiştir. Asit çatlatma sonrası kuyu verimliliğindeki artış, rezerv hedeflerine ulaşmada önemli katkılar sağlamıştır. Kuyunun simülasyonu için StimPlan ve MEM programları kullanılmıştır ve asit iletkenliği hesaplamalarında Nierode-Kruk korelasyonu uygulanmıştır. Simülasyon sonuçları, 266 ft çatlak uzunluğu, 234.1 ft yükseklik ve 0.24 ft çatlak genişliği göstermiştir. Karbonat rezervuarları asitle temas ettiğinde yüksek reaktivite nedeniyle solucan delikleri oluşmuş ve asit sızma katsayısı artmıştır.