2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Nuri Bilge Ceylan sinemasında aydın karakter temsilleri(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-11-09) Akın Songur, Zeynep; Kanbur, AylaAydın kavramından önce onun yerine muhtelif kavramlar söz konusu olmuştur. Bu kavramlar arasından filozof ve entelektüellerin varlığından söz edilse de aydın kavramı modern anlamdaki tanımını Fransız İhtilali'yle kazanmıştır. Fransız İhtilali aydınların halk ile birlikte hareket ettiği, ortak bir toplumsal harekette bulunduğu bir dönemdir. Bu açıdan aydının günümüze en yakın anlamının 20. yüzyıl başlarına dayandığı söyleyebiliriz. Çağdaşlaşma olarak tanımlanan Aydınlanma Dönemi her toplumda farklı dönemlerde ve farklı krizlerle karşılaşarak gerçekleşmiştir. Türkiye tarihinde de aydın ve ona yönelik tartışmaların merkezi bir rol edindiğini gözlemleyebiliriz. Günümüze kadar sürekli tartışılan ve toplumla uyumluluğu sorgulanan modernleşme anlayışı yönetim ve halkın aydına yönelik bakışı, birbirinden farklı yargı biçimleri her dönemde ortaya çıkan gerek sinema gerek edebiyat gerekse çeşitli kitle iletişim araçlarında temsil edilmiştir. Son dönem Türkiye Sineması'nda önemli bir yere sahip olan Nuri Bilge Ceylan, filmlerinde sık sık "aydın" diye tanımlayabileceğimiz karakterlere yer verir. Sanatçının içinde bulunduğu toplumun tarihi, kültürel ve toplumsal sorunlarından bağımsız olmadığı varsayımından hareketle bu karakterlerin Türkiye'de "aydın"ın gerçek koşullarıyla nasıl bir bağ kurduğunu sorabiliriz. Her ne kadar kurmaca bir içerik taşısa da filmler gerçeklik izlenimlerine gönderme yaparak anlam kazanır. Bu bağlamda bu tez, "aydın" kavramının Türkiye'deki tarihsel, toplumsal ve politik anlamlar serüvenini ve günümüzde üzerine yüklenen anlamları Nuri Bilge Ceylan sinemasındaki karakterlerle karşılaştırmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, verili toplumsal-kültürel dağarcığın içerisinden tezde yönetmenin seçimleri yoluyla anlamı inşa etme biçimi analiz edilerek Nuri Bilge Ceylan'ın Türkiye'deki "aydın"ı nasıl konumlandırıldığı betimlenecektir.Öğe Entelektüel sermaye ve muhasebe ile ilişkisi(Batman Üniversitesi, 2012-04) Okay, Suatşletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve değişimi yakalayabilmeleri için teknolojiye, insana, yeni ürün geliştirmeye, üretim süreçlerini ve ilişkilerini geliştirmeye dönük yatırımlar yapmaları gerekmektedir. Bu yatırımlar, entelektüel sermayeye dönük olmalıdır. Ancak, geleneksel muhasebe sistemi, bu yatırımların varlık olarak kayıt altına alınmasına ve raporlanmasına ve muhasebeleştirilmesine çoğunlukla imkân tanımamakta, gelecekte yarar sağlayacak bu varlıkların, aktif hale getirilmeyip dönem gideri olarak yazılmasını tercih etmektedir. Bu durum, işletme raporlarına, sahip olunan entelektüel unsurların ve bilginin yansıtılamamasına sebebiyet vermektedir. Bu durum neticesinde, işletme değerini yansıtamayan raporlar yatırımcılar, kredi kuruluşları ve hissedarlar açısından anlamsız ve yetersiz olarak görülmektedir. Geleneksel finansal raporlama fonksiyonu, günümüz ekonomik koşulları içerisinde zaman zaman tartışmaların odak noktası haline gelmektedir. İş performansındaki değişimlerin, kaydedilen gelirler, giderler ve maliyetler üzerindeki etkisi, belirgin bir hale gelmeden çok daha önce bir işletmenin değerini etkileyebilmektedir. Maddi olmayan varlıklara yapılan yatırımlar, iş performansında hızlı ve önemli değişimlere yol açtığı zaman bu değer ve hesaplama işlemleri daha karmaşık bir hal almaktadır.