2 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Öğe Kültür ekonomisi unsurlarının kalkınmaya etkisi: TRC2 bölge örneği(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Elçioğlu, Merve; Aydın, Halil İbrahimKültür ve kalkınma kavramları birbiri ile etkileşimde olan olgular olarak, ülkeler arası ya da bölgeler arasındaki kalkınma farklılıklarını azaltma noktasında büyük önem arz etmektedir. 21.yüzyıllın başlarında toplumların bünyelerinde barındırdığı kültürel mirasları, inançları, giyim-kuşam, yemekleri, eserleri gibi birçok faktör dijital ortamlarda bu kültürel ürünlerin yerelden ulusa açılmasını sağlayıp tanıtım ve pazarlamasıyla kültürel ekonominin temelini oluşturmuştur. Bu tezin amacı, kültür ekonomisinin kalkınma sürecini ne denli etkilediğini TRC2 (Şanlıurfa- Diyarbakır) bölgesi örneği ile ortaya çıkarmaktır. Bu bağlamda TÜİK’ten alınan kültürel ekonomi unsurlarının verileri ile ilk aşamada iller ayrı ayrı tahlil edilmiş ve daha sonraki aşamada iki ilin kültürel unsurları karşılaştırarak incelenmiştir. Sonuç olarak; Şanlıurfa ilinde kütüphane ve müze istatistiklerinin kalkınmaya etkisi daha fazla iken Diyarbakır ilinde sinema ve tiyatro istatistiklerin kalkınmaya etkisinin daha ön planda olduğu bulgusuna varılmıştır.Öğe Bölgesel kalkınmada kadının rolü: TRC2 bölge örneği(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-06-29) Fidanten, Nesrin; Aydın, Halil İbrahimHer ülkenin kalkınmışlık seviyesi diğer ülkelere göre farklı olmaktadır. Çünkü ülkeler birbirlerinden farklı zaman dilimlerinde kalkınma süreçlerini başlatmıştır. Bu da ülkeler arasındaki kalkınma farklılıklarını beraberinde getirmektedir. “Kalkınma olgusu” Sanayi Devrimi’ni yaşamış olan ülkelerle ortaya çıkmıştır. Bu ülkeler Sanayi Devrimi’ni yaşadıktan sonra bu devrimi yaşamayan ya da bu devrimden etkilenmeyen ülkelere gelişmişlik konusunda daha ilerde yer almaya başlamışlardır. Sanayi Devrimi’ni yaşayan ülkeler bu noktada “gelişmiş ülke” olarak küreselleşme ve büyüme olguları üzerinde çalışmalar yürütürken diğer taraftan Sanayi Devrimi’ni yaşamayan “az gelişmiş ülkeler” kalkınma olgusu üzerinde durup bu konuda çalışmalar yürüterek, gelişmiş ülkelerle aralarında açılan farkı kapatmaya çalışmaktadırlar. Bu kapsamda kalkınma hem ekonomik hem kültürel hem de sosyal alandaki gelişmeleri içinde barındırmaktadır. Ülkeler arasında olduğu kadar bölgelerarasında da gelişmişlik farkları mevcut olmaktadır. Ülke bünyesindeki bazı bölgelerin kaynakları aktif olarak kullanılmakta ve diğer bölgelere göre daha çok yatırım çekmekte, nitekim bölgeler arasındaki dengesizliği büyütmektedir. Ancak ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesinin yolu bölgelerarasındaki eşitsizliğin azaltılması ya da ortadan kaldırılmasından geçmektedir. Dünya nüfusunun yarısı kadınlardan oluşmaktadır. Dolayısıyla ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal olmak üzere birçok alanda, gelişmenin gerçekleşmesi için erkekler ile beraber kadınlar da aktif rol almalıdırlar. Ancak genellikle iş hayatı sahnesinde birçok engele rağmen boy gösteren kadınlar, bu konuda tarih boyunca oldukça emek sarf etmiş olmakla beraber hâlâ istenilen konuma yerleşememektedirler. Özellikle kalkınma konusunda kadın işgücünün etkisi oldukça kayda değer olmaktadır. Bu çalışma ile kalkınma ve bölgesel kalkınma konuları kavramsal olarak ele alınmıştır. Buradan hareketle kadın ve kalkınma arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmakta ve bu doğrultuda TRC2 (Şanlıurfa- Diyarbakır) Bölgesinde genelde atıl durumda olan kadın işgücünün bölge kalkınması ve gelişmesinde güçlü bir potansiyel halinde olduğu, bu potansiyelin kullanılmasıyla beraber bölgedeki kalkınma sürecinin hızlanacağı düşünülmektedir.