Batman Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Batman, Batman Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Dalgacık dönüşümü ve shap destekli özellik seçimi ile CNN-LSTM tabanlı güneş ışınımı tahmini
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-09-11) Kayık, Songül; Çelebi, Selahattin Barış
Bu tez çalışması, güneş ışınımı tahmininde yüksek doğruluk ve açıklanabilirlik sağlamak amacıyla ayrık dalgacık tabanlı hibrit bir Evrişimsel Sinir Ağı (CNN)- Uzun Kısa Süreli Bellek Ağı) modeli ile SHAP destekli analiz ve özellik seçimini bir araya getiren özgün bir çerçeve önermektedir. Çalışmada, Suudi Arabistan’ın Riyad şehrine ait 15 dakikalık aralıklarla toplanan üç yıllık meteorolojik veriler kullanıldı. Manuel özellik mühendisliği ile veri seti zenginleştirildi, ardından Ayrık Dalgacık Dönüşümü (DWT) uygulanarak gürültü azaltımı ve çok ölçekli bileşen çıkarımı gerçekleştirildi. CNN katmanları uzamsal desenleri, LSTM katmanları ise zamansal bağımlılıkları modelledi. Optuna tabanlı Baysesçi optimizasyon ile hiperparametreler belirlendi. Shapley Katkı Açıklamaları (SHAP) analizi ile ortalama katkısı en yüksek %20’lik dilimdeki değişkenler seçildi ve model yeniden eğitilerek ablasyon çalışmaları ile bileşen katkıları doğrulandı. 5 katlı zaman serisi bölme çapraz doğrulama yöntemi ile yapılan değerlendirmelerde modelin, her bir fold sonucunda düşük Kök Ortalama Kare Hatası (RMSE) ve yüksek Belirleme Katsayısı (R²) değerleri elde edebildiği görüldü. Özellikle zenith açısı ve bulut opaklığı gibi değişkenlerin tahminde baskın rol oynadığı belirlendi. Ayrıca modelin sağlamlığı belirsizlik tahmini ile değerlendirildi. SHAP yardımıyla seçilen özellikler Temel Bileşenler Analizi (PCA) ile de doğrulandı. Elde edilen sonuçlar, önerilen yöntemin güneş enerjisi potansiyelinin özellikle kısa vadeli değerlendirilmesinde, şebeke entegrasyonu ve enerji yönetiminde güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir. Önerilen yaklaşım benzer iklim koşullarına sahip bölgelerde uygulanabilme potansiyeli taşımakta olup, esnek bir tahmin sistemi sunarak literatürdeki açıklanabilir Derin Öğrenme (DL) tabanlı güneş ışınımı tahmini çalışmalarına önemli bir katkı sağlama potansiyeline sahiptir.
Göçmen işçilerin çalışma koşulları, tükenmişlik ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkiler
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-09-12) Ali, Nebil; Gün, İbrahim
Bu çalışma, Türkiye'deki göçmen işçilerin çalışma koşulları algıları, mesleki tükenmişlik düzeyleri ve işten ayrılma niyetleri arasındaki ilişkileri çok boyutlu bir yaklaşımla incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma kapsamında, 457 göçmen işçiyle yürütülen anket verileri, Pearson Korelasyon Analizi, Basit Doğrusal Regresyon Analizi, Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi ve Hayes'in PROCESS Makrosu (Model 4) kullanılarak analiz edilmiştir. Toplanan veriler SPSS 25,0 paket programı ile değerlendirilmiştir.
Elde edilen bulgular, göçmen işçilerin çalışma koşullarına ilişkin algılarının medeni durum, asıl mesleğini yapma durumu ve ayrımcılığa uğrama durumu gibi sosyodemografik değişkenlere göre anlamlı farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Mesleki tükenmişlik düzeyleri ise asıl mesleğini yapma durumu ve ayrımcılığa uğrama durumu değişkenlerine göre farklılık göstermektedir. İşten ayrılma niyetinin ise eğitim, çalışma süresi ve ayrımcılığa uğrama durumu değişkenlerinden etkilendiği belirlenmiştir.
Analizler, çalışma koşulları ile mesleki tükenmişlik arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki (r=−0.592,p<0.001) olduğunu ortaya koymuştur. Aynı zamanda, çalışma koşulları ile işten ayrılma niyeti arasında negatif ve anlamlı bir ilişki (r=−0.329,p<0.001) bulunmuştur. Mesleki tükenmişliğin ise işten ayrılma niyetini pozitif ve anlamlı bir ilişki (r=0.337,p<0.001) gözlenmiştir. Regresyon modelleri, çalışma koşullarının tükenmişlikteki varyansın %35'ini, işten ayrılma niyetindeki varyansın ise %10.9'unu açıkladığını göstermiştir. Mesleki tükenmişlik, işten ayrılma niyetindeki varyansın %11.4'ünü açıklamıştır.
En önemli bulgulardan biri olarak, mesleki tükenmişliğin, çalışma koşulları ile işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkide kısmi aracı bir rol üstlendiği kanıtlanmıştır. Bu, çalışma koşullarının işten ayrılma niyetini hem doğrudan hem de tükenmişlik üzerinden dolaylı olarak etkilediği anlamına gelmektedir.
Bu sonuçlar, göçmen işçiler için daha iyi çalışma koşulları sağlamanın, hem mesleki tükenmişliği azaltmada hem de işten ayrılma niyetini düşürmede kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulamaktadır. Çalışma aynı zamanda, artan tükenmişliğin işten ayrılma eğilimini güçlendirdiğini doğrulamaktadır. Elde edilen bu bulgular ışığında, göçmen işçilerin çalışma yaşam kalitesini artırmaya yönelik somut politika ve uygulama önerileri geliştirilmiştir.
Türkiye’nin Kıbrıs meselesinin basına yansımasında ‘‘Hürriyet Gazetesi’’ (1950–1960)
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-09-15) Ulus, Firdevs; Özel, Sadullah
“Türkiye’nin Kıbrıs Meselesinin Basına Yansımasında Hürriyet Gazetesi (1950-1960)” adlı bu çalışmada önce, tarihsel geçmişi uzun yıllara dayanan Kıbrıs adasının demografik ve stratejik konumu incelenmiştir. Adanın 1960 yılına kadar hangi aşamalardan geçtiğini ve o dönemlerde tirajı diğer basın organlarına göre çok daha yüksek olan Hürriyet Gazetesinin dönemin koşullarında Kıbrıs meselesini ele alma biçimi gazete arşivleri esas alınarak yorumlanmıştır. Gazetenin kamuoyu oluşturmadaki etkisi bilimsel bir bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Ele aldığımız Hürriyet Gazetesinin 1 Mayıs 19488 tarihinde Sedat Simavi tarafından kurulmasıyla başlayan yayın hayatı, gazetenin daha sonra oğulları Haldun Simavi ve Erol Simavi’ye devriyle geçirdiği değişimler, yaşanan toplumsal ve siyasal gelişme ve değişmelere bağlı gazetenin yön değiştirmesi göze çarpmaktadır. Adanın siyasi ve nüfusuna yönelik durumu 1955 yılından ve Lozan’dan sonra yeni bir tartışmanın içine girmiştir. Kıbrıs’ın İngiltere tarafından tek taraflı ilhakı ve daha sonra Rumların Megali İdea düşüncesinin bir nevi devamı olarak gördüğü Enosis talebiyle vergi sorununu bahane ederek isyan çıkarmaları fitili ateşleyen tetikleyiciler olmuştur. Bu dönemden sonra Türkiye’de Demokrat Parti hükûmetinin kurulması bu meseleye yaklaşımı büyük oranda değişime uğratmıştır. Kıbrıs sorunuyla ilgili değişen politika, adanın hukuki statüsü üzerine tartışmaların alevlendirmiştir. 1950’lerin başlarında Yunanistan’ın self determinasyon talebinin BM tarafından reddedilmesi, 1955’lere doğru adada başlayan tedhiş hareketleriyle yaşanan kaos oldukça gündeme tutulmuştur. Londra Konferansı’nda görüşülmesinden sonra bir sonuca varılamaması, Türkiye’nin taksim tezi ve bu tezin ülke çapında mitinglerle desteklenerek Kıbrıs duyarlılığının had safhaya çıkarılmıştır. En sonunda 1959-1960 yılları arasında Türkiye, İngiltere, Yunanistan garantörlüğünde düzenlenen anlaşmalarla uzun ömürlü olmasa da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması, Hürriyet Gazetesi haber başlıklarından faydalanılarak bu perspektiften aktarılmıştır.
Parlamenter ve başkanlık sistemlerinin hesap verebilirlik açısından değerlendirilmesi, Türkiye örneği
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-05-26) Mammadova (Demir), Ulviyya; Şiriner Önver, Makbule
Günümüz demokrasilerinde en çok uygulanmakta olan “Başkanlık”, “Parlamenter” ve
“Yarı Başkanlık Hükümet Sistemleri” yürütme organının göreve başlaması, yapısı ve yasama ve yargı organları ile ilişkilerine göre şekillenmektedir. İlk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan Başkanlık Hükümet Sistemi ve İngilterede kurulan Parlamentar Hükümet Sistemi daha sonra başka ülkelerde uygulanmasıyla devletlerin tarihsel gelişimi, siyasal yapıları ve toplumsal nedenlerden dolayı farklı şekilleri de beraberinde getirmiştir. Çalışmada bu sistemlerin Türkiyede uygulanma şekillleri ele alınmaktadır. Onun için bu farklılıkların incelenerek mukayeseli şekilde tatkik edilmesi daha iyi anlaşılması açısından faydalıdır.
Her hükümet sistemi, uygulandığı ülkelerin tarihsel, toplumsal ve ekonomik özelliklerine
göre biçimlenmektedir. Ancak hesapverebilirlik oluşturulan hükümet sistemlerinin daha uzun süreli ve kalıcı olmasını, seçen-seçilen arasındaki ilişkinin biçinlenmesini sağlamaktadır. Bu anlamda hükümet sistemlerinin oluşturdukları hesapverebilirlik mekanizmaları önemlidir. Türkiye hem parlamenter hükümet sistemini hem de başkanlık hükümet sistemini (halen uygulanmakta olan) uygulamıştır. Bu açıdan Türkiye hükümet sistemleri karşılaştırmalı olarak hesapverebilirlik mekanizmaları bağlamında incelenmiştir. Farklı hesapverebilirlik mekanizmaları hükümet sistemlerinin işleyişini, onunla bağlantılı olan diğer güçlerin yapılanmasını da etkilemektedir.
Çalışmada öncelikle kuvvetlerin yumuşak ayrımına dayanan parlamenter hükümet
sistemi ve kuvvetlerin sert ayrımına dayanan başkanlık hükümet sistemlerinin tarihsel gelişimleri ve temel özellikleri ele alınmaktadır. Daha sonra çalışmanın üçüncü bölümünde Türkiyede uygulanan ve tarihsel gelişimleri ile değişen parlamenter, başkanlık ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemlerinin Türkiye örnekleri ele alınarak hesap verebilirlik açısından karşılaştırılmaktadır.
Polimerik kafes takviyeli çimento esaslı kompozitlerde mineral katkılı karışım parametrelerinin etkisi
(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-09-12) Erez, Fatime; Adıyaman, Oktay; Demirhan, Serhat
Bu çalışmada, 3D yazıcı teknolojisi ile üretilen polimerik kafes sistemlerinin, çimento esaslı malzemelerin farklı tasarım parametreleri ile birlikte kullanılmasıyla üretilen kompozitin temel mühendislik özellikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmada temel bağlayıcı olan çimentoya ilave olarak uçucu kül, nano kalsit ve nano CaCO₃ içeren harçlar hazırlanmış, bu harçlar PETG malzemesiyle üretilmiş rombiküboktahedron geometrisindeki kafes yapılarla üretilen kompozitler halinde değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, üretilen numunelerin 7, 28 ve 180 günlük kür yaşları için hem basınç dayanımı hem de ultrases dalgası geçiş hızı (UPV) deneyleri yapılmıştır. Deneysel sonuçlar, katkı malzemelerinin çimento esaslı kompozitin mekanik özelliklerini önemli ölçüde iyileştirdiğini ve polimerik kafes yapılarla birlikte kullanıldığında bu etkinin daha da arttığını ortaya koymuştur. Bu bağlamda, 3D yazıcı teknolojisiyle üretilmiş polimerik kafes yapılar; geleneksel betonarme sistemlere alternatif ve hafif yapı çözümleri sunmaktadır. Araştırmanın bulguları, ileri üretim teknikleri ile malzeme mühendisliğinin birleşiminin yapı sektöründe sürdürülebilir ve verimli uygulamalara kapı aralayabileceğini göstermektedir.