Seramik Bölümü
Bu bölüm için kalıcı URI
Dil "tr" Seramik Bölümü seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu kültüründe toprak sanat etkileşimi(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2013-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Cereci, SedatTarih öncesi devirlerden bu yana insanoğlu yaşamsal gereksinimlerini karşılayabilmek adına bu anlamda elverişli topraklar üzerene yerleşerek o bölgenin olanaklarından faydalanmıştır. Tarımsal faaliyetler dışında günlük kullanım eşyaları ve sonrasında da sanatsal objelerin üretiminde toprak her zaman en çok tercih edilen malzeme olmuştur. Arkeolojik kazılarda sıklıkla rastlanan çömlek kırıkları toprak kullanımının çok eski çağlara dayandığının en büyük kanıtı niteliğindedir. Verimli topraklara sahip Anadolu’da da toprağın hem günlük hayatta hem de sanatsal üretimde kullanıldığı yine arkeolojik kazılarda ele geçen farklı formlardaki pişmiş toprak ürünler ile karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada Anadolu’daki toprak-sanat ilişkisi tarihi mirasların korunması, sanat ve dolayısıyla kültürel etkileşim bağlamında ele alınmıştır.Öğe Arkeometride seramik petrografi(Batman Üniversitesi, 2017) Bayazit, MuratArkeolojik kazılarda ele geçen seramiklerin karakterize edilmesinde genellikle spektroskopik yöntemlerden olan X-ışını floresansı (XRF), X-ışını kırınımı (XRD), Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FTIR) ve Raman gibi teknikler kullanılmaktadır. Ayrıca mikro özelliklerin belirlendiği taramalı elektron mikroskobu (SEM)/enerji veya dalga boyu saçınımlı X-ışını spektroskopisi (EDS/WDS) ve termal analiz yöntemlerinden ), termogravimetrik analiz (TGA) ve diferansiyel ısıl analiz (DTA) de sıklıkla tercih edilmektedir. Bunların dışında, seramiklerin ince kesitleri üzerinden hem görüntü alabilen hem de mineralojik olarak karakterize edebilen petrografik çalışmalar ön plana çıkmaktadır. Petrografik incelemeler sayesinde seramiklerin hem ince kesit görüntüleri alınarak bünye yapısı hakkında bilgi sahibi olunabilmekte hem de mineral/kayaç içeriği ve oranı (genellikle hacimce % olarak) ve porozite içeriği (hacimce %) gibi karakteristik özellikler belirlenebilmektedir. Özellikle tanelerin ve porların boyut, şekil ve dağılımları gözlenebilmekte, bünyedeki renk farklılıkları ile pişirim atmosferi hakkında yorum yapılabilmektedir. Bu tip bilgiler seramiklerin üretim özelliklerine ışık tutarak arkeometrik çalışmaların nihai değerlendirmelerinde etkin rol oynamaktadır. Bu çalışmada, arkeolojik kazılarda ele geçen seramikler üzerinde kullanılan petrografik analizlerin uygulama biçimleri ve bu analizlerden elde edilen sonuçların arkeometrik olarak hangi parametrelere ışık tutacağı ele alınmıştır.Öğe Erken Osmanlı dönemi yapılarından Mahmut Paşa Türbesi mozaik çinilerinin arkeometrik incelemesi(Dicle Üniversitesi, 2019-06) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Erkan, YoncaÖğe Geçmişten günümüze çini sanatı ve Kütahya çiniciliği(Batman Üniversitesi, 2012-04) Bayazit, Murat; Işık, İskenderGeçmişte yaşayan uygarlıklara ait birçok kültürel değer 21. yüzyılda neredeyse tükenmiş ve korunmaya muhtaç duruma gelmiştir. Kültürel miraslar arasında önemli bir yere sahip olan tarihi yapılar kimi zaman doğal kimi zaman da insanların neden olduğu felaketlerden etkilenerek zarar görmüş ve bir kısmı da maalesef yok olmaya yüz tutmuştur. Özellikle Osmanlı yapılarında görülen çiniler de bu anlamda çok büyük yaralar almıştır. Bunun en büyük kanıtlarından biri de eşine rastlanamayan İznik çinilerinin 16-17. yüzyıllarda tamamen ortadan kaybolması gösterilebilir. Sahip olduğu estetik ve parlak görünümüyle çiniler, yüzyıllar boyunca süsleme amacıyla birçok yapıda kullanılan ve günümüzde de yaşatılmaya çalışılan bir sanat ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Kütahya’da birçok atölyede çini geleneğinin sürdürülmesine çaba gösterilmekte ve sosyoekonomik olarak yöre insanları tarafından üretilerek hem sanat hem de bir zanaat olarak devam ettirilmektedir. Bu çalışmada çini sanatının geçmişten bugüne kadar gösterdiği değişime değinilmiş ve ağırlıklı olarak üretildiği Kütahya’da sahip olduğu önem hem bölgesel hem de global anlamda değerlendirilmiştir.Öğe Geleneksel el sanatlarının bölge turizmine etkisi: Güneydoğu Anadolu Bölgesi(Batman Üniversitesi, 2012-04) Bayazit, Murat; Ceylan, Uğur; Saylan, UğurEl sanatları, insanoğlu var olduğundan beri doğanın koşullarına bağlı olarak insanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır şekilde geleneksel hale gelmiştir. Üretildikleri çağa tanıklık eden belgeler olarak geleceğimize ışık tutan ve geçmişimizle bağlantı kurmamızı sağlayan turizm değerleri olmaları bakımından önemlidir. Özellikle kültür turizmi kapsamında korunarak pazarlanabilecek kültürel miras konumundaki geleneksel el sanatları bir bölgenin kalkınabilmesi için değerli bir araçtır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi de tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasından dolayı kültür turizmi açısından önemli potansiyele sahiptir, ancak bölgesel kalkınma bakımından turizmden yeterli fayda henüz sağlanamamaktadır. Bu çalışmada kültür turizmi, geleneksel el sanatları ve turizm arasındaki ilişkiler, geleneksel el sanatlarının turizmde pazarlanmasına değinilmiş, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki geleneksel el sanatları ve bu el sanatlarının bölge turizmine etkisi incelenmiş, bu kapsamda alternatif yollar araştırılmıştır.Öğe Kuriki Höyük arkeolojik kazı alanında ele geçen bazı seramik buluntuların sem/edx incelemeleri(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2014-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Işık, İskender; İssi, Ali; Ersan Eruş, Hazal ÖzlemPişmiş toprak malzeme olan kil esaslı seramiklerde sıcaklığın yükselmesiyle birlikte bazı fiziksel ve kimyasal değişimler görülmektedir. Optik mikroskopların vitrifikasyon ve sinterlenme davranışlarını incelemede sınırlı imkânlar sunması nedeniyle, mikroyapısal ve mikrokimyasal özellikler çoğunlukla taramalı elektron mikroskobu/enerji-dalgaboyu dağılımlı X-ışını spektroskopisi (SEM/EDX-WDX) tekniği ile incelenmektedir. Geri saçınımlı elektron (BSE) ve ikincil elektron (SE) görüntüleriyle vitrifikasyon dereceleri (başlangıç, süregelen veya ilerlemiş) belirlenmekte ve bununla birlikte taneler arası etkileşimlerin incelemesiyle antik seramiklerin yapısal özellikleri ve üretim süreçleri hakkında önemli bilgiler elde edilmektedir. Mikron ölçekte bölgesel, çizgisel veya noktasal yapılabilen kimyasal analizler sayesinde taneler arası ve taneler ile matris arasındaki etkileşimlerin varlığı, element ve oksit içerikleri ile belirlenebilmektedir. Bu çalışmada Batman iline yaklaşık 15 km uzaklıkta bulunan Kuriki Höyük arkeolojik kazı alanında ele geçen bazı temsili seramik buluntuların taramalı elektron mikroskop incelemeleri üzerinden SEM/EDX mikroyapısal ve mikrokimyasal karakterizasyon tekniğinin seramik arkeometrisindeki yeri ve önemi üzerinde durulmuştur.Öğe Kütahya çiniciliğinde değişen ve yok olan üretim yöntemleri(Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları Dergisi, 2017-08-23) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Özlem, Hazal; Eruş, Ersan; Gül, SelmaServing to the purpose of making the life easier and more qualified, science and technology have begun to directly affect the life, culture and art perception of humanity, particularly after the industrialization, and sometimes caused to extinction or alteration of various traditional values. Although today’s technology comes forward thanks to its advantageous features such as minimizing the manufacture costs and therefore economically increasing the preference of the products, the situation of that the handicrafts produced by using traditional methods are about to vanish is also attributed to the reasons based on technology. Albeit there are some efforts in terms of preserving the art and traditional manufacture, there seems to be a very little improvement in this context due to both the obstacles encountered in training new masters and the distanced stance of new generation to culture. In the present study, art tile production techniques were assessed in context of evaluating the possible changes occurred parallel to the technological developments and also by considering the current production conditions of Kütahya art tiles which are one of the most significant products of traditional Turkish handicrafts.Öğe Mahmut Paşa Türbesi (İstanbul) mozaik çinilerinde yapım tekniğinin belirlenmesi(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2014-09) Taşkıran, Gürbüz; Erkan, YoncaÇini sanatı, Türk süsleme sanatı içinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Erken Osmanlı Dönemi çinilerinde çok renkli ve birbirinden farklı tekniklerin birarada uygulandığı görülmektedir. Çini sanatı ait olduğu dönemlere özgü uygulama biçimleri, motif, kompozisyon ve renk özelliklerine sahiptir. Bu çalışmada İstanbul’daki Erken Osmanlı Dönemi yapılarından Mahmut Paşa Türbesi’nin (1474) dış cephelerinde yer alan mozaik çiniler belgelenerek motif, kompozisyon ve renk özellikleri ile yapım tekniği yönünden değerlendirilmiştir. Mahmut Paşa Türbesi Selçuklu Dönemi ile Osmanlı Dönemi arasındaki geçiş evrelerine ışık tutmakta ve ağırlıklı olan Selçuklu geleneğine dayanmaktadır. Dolayısıyla bu yapıda bulunan mozaik çinilerin yapım ve uygulama yöntemleri ile renk ve kompozisyon özelliklerinin belirlenmesi erken dönem çini bezeme teknikleri ile ilgili önemli katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmada turkuaz, lacivert ve patlıcan moru renklerine sahip ve uygulandığı cephelerde altı ve sekiz kollu yıldızların hakim olduğu geometrik motiflerden oluşan mozaik çiniler incelenmiştir. Sonuç olarak Mahmut Paşa Türbesi mozaik çinilerinin çok ender görülen kakma mozaik çini tekniği ile uygulandığı gözlemlenmiştir. Çinilerin üretim tekniğinin Selçuklu Dönemi’ndeki gibi renkli çini levhaların kesilmesiyle elde edilen küçük parçalar tarzında olduğu belirlenmiştir.Öğe Mimari yapılarda kullanılan mozaik çini süsleme örneklerinin kültürel miras bağlamında görsel olarak belgelenmesi Zeynel Bey Türbesi(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2013-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Cereci, SedatTarihi yapıların günümüze kadar ulaşabilenleri restore edilerek ayakta tutulmaya çalışılsa da, bu yapıların görsel olarak belgelenmesi ve düzenli bir şekilde arşivlenerek kültürel miras kapsamında muhafaza edilmesi 21. yüzyılda giderek daha zorunlu bir hal almaya başlamıştır. Görsel teknolojilerin kültürel öneme sahip tarihi yapıların ve içerdikleri sanatsal süslemelerin belgelenmesinde kullanımı sayesinde, yapılar ilk inşa edildiklerinde sahip oldukları görünüme dijital olarak geri dönebilecek ve şu anki durumları da kayıt altına alınabilecektir. Bu çalışmada mozaik çini süslemelerinin kullanıldığı tarihi yapıların görsel olarak kayıt altına alınma gerekliliği Mezopotamya medeniyetlerinin çoğuna ev sahipliği yapmış olan Hasankeyf’te yer alan Zeynel Bey Türbesi örneği üzerinden değerlendirilmiştir.Öğe Preliminary results of an archaeometrical study on red brown wash ware samples from the upper tigris region(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2017-09) Güngör, Akarcan; Bayazıt, Murat; İssi, Ali; Işık, İskenderYukarı Dicle Bölgesi tarih boyunca önemli gelişmeler ve kültürel etkileşimlere tanıklık etmiştir. Günümüzde ise bu bölge Ilısu Barajı’nın faaliyete geçmesiyle su altında kalma veya barajın etki alanı altında kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu çalışma Yukarı Dicle Vadisi’ndeki çeşitli alanlarda ele geçen Kızıl Kahve Boya Astarlı Mallar’ın (Red Brown Wash Ware: RBWW) karakterizasyonunu içeren bir araştırma projesinin ön sonuçlarını sunmaktadır. Bu seramikler Erken Tunç Çağı’nın sonları ve tüm Orta Tunç Çağı’nda bölgede ortaya çıkmıştır. Mevcut çalışmada temsili RBWW örnekleri için uygulanan kimyasal analiz (XRF) sonuçları seramiklerin üretiminde kullanılan başlangıç hammaddelerindeki farklılık veya benzerliklerin ortaya çıkartılması kapsamında ele alınmıştır. Temel oksitler (SiO2+Al2O3) ve alkali-toprak alkali oksitlerin toplamları (MgO+K2O+Na2O+CaO) ile CaO ve Fe2O3 içerikleri seramiklerin muhtemel yapısal özelliklerinin belirlenmesi amacıyla değerlendirilmiştirÖğe Seramik arkeometrisinde TG-DTA termal analiz uygulamaları(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2014-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Işık, İskender; İssi, Ali; Ersan Eruş, Hazal ÖzlemArkeolojik kazılarda en sık rastlanılan malzemeler arasında bulunan pişmiş toprak ürünler (seramikler) arkeometrik araştırmalarda yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Termal analiz yöntemlerinden biri olan termogravimetrikdiferansiyel termal analiz (TG-DTA) tekniği seramiklerin özellikle üretim şartlarının ortaya çıkarılmasında sıklıkla tercih edilmektedir. Bu yöntem ile belirlenen endotermik/ekzotermik etkiler ve buna bağlı olarak gözlemlenen ağırlık kaybı değerleri sayesinde higroskopik ve kimyasal su içeriği, organik madde ihtivası, kalsit ve dolomit gibi karbonatlı malzemelerin varlığı ve polimorfik dönüşümlerin tespiti yapılabilmektedir. Elde edilen veriler ışığında seramiklerin hammadde içeriği ve üretim özellikleri hakkında yorumlar yapılabilmektedir. Bu çalışmada Kuriki Höyük (Batman, Türkiye) arkeolojik yerleşim alanında ortaya çıkarılan bazı temsili çömlek buluntularının termogravimetrik-diferansiyel termal analiz incelemeleri, numunelerin XRD metodu ile belirlenmiş mineral/faz içerikleri üzerinden yorumlanmıştır. Bu değerlendirme neticesinde TG-DTA tekniğinde elde edilen sonuçların seramik arkeometrisindeki karşılıkları bir kez daha ortaya konulmuşturÖğe Silis içeren malzemelerle çalışmalarda iş sağlığı ve güvenliği(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2015-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Ersan Eruş, Hazal ÖzlemPişmiş toprak ve bazı kayaçlar gibi silis içeren malzemelerle çalışmalarda zararlı maruziyetler özellikle solunum yoluyla gerçekleşir. Solunabilir tozlar, aerodinamik eşdeğer çapı 0,1–5,0 mikron büyüklüğünde kristal veya amorf yapıdaki toz olarak ifade edilir ve bu gruptaki silis içeren tozlar insan sağlığına zararlıdır. Akciğer hastalıklarına neden olan tozlardan silis, silikozis adı verilen bir tür pnömokonyoza neden olmaktadır. Her meslek hastalığı gibi önlenebilir olan silikozis de alınacak bazı iş sağlığı ve güvenliği önlemleri ile engellenebilir. Çalışmalarda kullanılan malzemelerin doğru analizi ve her çalışma ortamına göre alınacak özel önlemlerin belirlenmesiyle zararsız bir çalışma ortamı yaratmak mümkündür. Bu çalışmada; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve ilgili yönetmelikler ekseninde, ulusal ve uluslararası kabuller göz önünde bulundurularak; silis içeren malzemelerle çalışmalarda doğru iş sağlığı ve güvenliği önlemleri incelenmiştir.Öğe Tarihin aydınlatılmasında bir kanıt olarak seramik(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2013-09) Taşkıran, Gürbüz; Bayazıt, Murat; Cereci, Sedatİnsanoğlunun ateşi keşfinden bu yana çeşitli hammadde içeriği ve farklı biçimlere sahip pişmiş toprak ürünleri birçok amaca hizmet etmiştir. Tarihte dini inançlardan günlük kullanım eşyalarına, günümüzde ise uzay araçlarından sağlık gereçlerine kadar birçok alanda tercih edilen malzemelerin başında gelen seramik sanatsal ve kültürel bir ikon olarak da karşımıza çıkmaktadır. Medeniyetler arası etkileşimlerin ve farklılıkların kimi zaman resmedildiği kimi zaman da şekillendiği seramik ürünler geçmiş ile günümüz arasında bir iletişim köprüsü kurmayı başarmıştır. Bu çalışmada arkeolojik seramik buluntuların form-tasarım-işlevsellik özellikleri incelenmiş ve çeşitli örneklerle kültürel bir obje olarak pişmiş toprak ürünlerinin tarihten günümüze yansıması değerlendirilmiştirÖğe Türkiye’deki seramik arkeometrisi çalışmaları üzerine genel bir değerlendirme(Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, 2015-09) Taşkıran, Gürbüz; Ersan Eruş, Hazal Özlem; Bayazıt, MuratFen, doğa ve mühendislik bilimlerini bir araya getiren arkeometrik çalışmalar özellikle 20. yüzyılın orta çeyreğinden bu yana gelişerek ve kendini yenileyerek dünya genelinde uygulanmaktadır. Bu tip çalışmalar Türkiye’de de son zamanlarda tercih edilmekte ve gerek konservasyon-restorasyon çalışmaları gerekse seramik, metal ve cam gibi buluntuların üretim teknolojilerinin ortaya çıkartılmasında değişik metotların bir araya getirilmesi ile incelemeler yapılmaktadır. Sahip olduğu sayısız kültürel mirasıyla geçmişe ışık tutan Anadolu coğrafyası arkeometrik çalışmaların uygulanması için oldukça zengin bir birikime sahiptir. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde sürdürülen arkeolojik kazılarda seramik, cam, ahşap ve metal gibi değişik birçok buluntu ele geçmektedir. Arkeolog ve sanat tarihçileri tarafından form, tasarım ve işlev yönünden gruplandırılan hatta tarihlenen bu buluntular üzerinde yapılan arkeometrik incelemeler maalesef sınırlı kalmaktadır. Kazılarda yoğun olarak ele geçen seramik malzemeler ait oldukları toplumların özellikle teknolojik, kültürel ve kimi zaman da ticari-ekonomik durumları ve ilişkileri hakkında önemli bilgiler vermektedir. Bu çalışmada, Türkiye’deki arkeometrik araştırmaların durumu ele alınmış ve özellikle seramik buluntular için yapılan arkeometrik incelemeler bağlamında genel bir değerlendirme yapılmıştır