Cilt 2, Sayı 1
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Petrol arama çalışmalarında kullanılan jeofizik yöntemlere genel bir bakış(Batman Üniversitesi, 2012) Alpaslan, Nuray; Koca, DeryaPetrol, yer altında doğal hali ile sıvı halde bulunan ve atmosferik koşullardan etkilendiğinde de sıvı halde bulunan bir hidrokarbon karışımıdır. Kimyasal ve görünüm olarak koyu sarı, yeşil, haki, kahverengi, koyu kahverengi ve siyah olabilir. Petrol, uzun jeolojik süreçlerde karmaşık fiziksel ve kimyasal işlevler sonucunda oluşmuştur. Petrol aramalarında uzmanların ana hedefinin petrol kapanlarının saptanması olduğu açıktır. Petrol aramacılığında ilk evre, hidrokarbonların mevcut olabileceği jeolojik açıdan uygun yerleri tespit etmektir. Bu aşamada havadan ve uzaydan çekilmiş fotoğraflardan sıklıkla yararlanılır. Petrol aranacak yörenin öncelikle sedimanter (çökel-tortul) kayalardan oluşması gereğinin yanı sıra, petrol oluşturmuş olması muhtemel ana kayanın, oluşan petrolün içinde birikebileceği hazne kayanın, hazne kayanın içinde petrolü kapanlayıp, kaybolmasını önleyecek örtü kayanın varlığı gibi hususlar öncelikle göz önünde bulundurulur. Bu çalışmada, petrol aramada kullanılan jeofizik yöntemler üzerinde durulmuştur. Yerkabuğunun çeşitli fiziksel özelliklerini ölçen, başta sismik olmak üzere gravite, manyetik gibi jeofizik etütler petrol arama çalışmalarında kullanılmaktadır. Yeraltındaki hidrokarbon birikintilerini bulmak için en çok kullanılan yöntem olan sismikte; suni bir kaynaktan yeraltına gönderilen ses dalgaları çeşitli kayalardan yansıyarak yeryüzüne döner ve jeofon adı verilen aletlerle kaydedilirler. Bu kayıtlar bilgisayar programları ile işlenerek yorumlanır ve muhtemel petrol birikintilerinin yerleri tespit edilir.Öğe Yazılıkaya b odası girişindeki aslan demonlarının ikonografik ve ikonolojik değerlendirmesi(Batman Üniversitesi, 2012) Oral, Ebru“Demon” sözcüğü doğaüstü karışık varlıkları ifade etmek için kullanılmaktadır. Hitit tasvir sanatında ve yazılı belgelerinde demonlardan detaylı olarak bahsedilmektedir. Hitit toplumlarının dinsel inanışları hakkında en önemli bilgiler Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’ndan gelmektedir. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’nda batıdaki oda A odası, doğudaki oda ise B odası olarak tanımlanmaktadır. Yazılıkaya A odasında çeşitli tanrı ve tanrıçaların tören alayında betimlendiği görülmektedir. Bilim adamlarının görüşüne göre, Yazılıkaya A odası “ Yeni Yıl Şenlikleri’nin Evi” olarak tanımlanmaktadır. Yazılıkaya B odasında ise taş basamaklı girişin iki yanında aslan başlı, insan gövdeli ve kanatlı karşılıklı olarak betimlenmiş iki karışık varlık tasviri dikkat çekmektedir. Yazılıkaya B odasında betimlenen diğer kabartmalar arasında; on iki tanrı ve Yeraltı Dünyası Tanrısı Nergal tasvirleri gelmektedir. Yazılıkaya B odasının doğu kaya yüzünde ise Tanrı Sarrumma ve Kral IV. Tuthaliya kabartması görülmektedir. Yazılıkaya B odasının kralın ölü kültü için yapılmış bir ölü tapınağı olduğu düşünülmektedir. Yazılıkaya B odasında betimlenen aslan demonlarının yeraltı dünyası ile ilişkili karışık varlıklar olduğu düşünülmektedir. Yazılıkaya B odasında betimlenen Yeraltı Dünyası Tanrısı Nergal ve on iki tanrı kabartması da bu görüşü destekler niteliktedir. Güneş Tanrıçası’nın gün batımında yeraltı dünyasına indiğine inanıldığından aslan demonlarının Güneş Tanrıçası ile ilişkili karışık varlıklar olduğu düşünülmektedir.Öğe Enerji güvenliği: NATO’nun küresel enerji güvenliğindeki rolü(Batman Üniversitesi, 2012) Silinir, Murat; Karhan, Gökhan; Çayın, Mücahit; Aydeniz, NihatGünümüz dünyasında özellikle karşılıklı ekonomik ve siyasi bağımlılığın derinleştiği bir süreçte, enerji güvenliği stratejik bir önem arz etmektedir. Dünyada tüketim toplumlarının post-modern hale gelmesi sonucu devletler ve en önemlisi ekonomik sistemler için enerji, vazgeçilmez can damarıdır. Enerji olgusunun bu kritik yanı, güvenlik çalışmalarının önemli çalışma alanlarından biri haline gelmiştir. Bir bölgesel ve küresel güvenlik örgütü olan NATO da bu güvenlik alanında stratejik roller üstlenmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, NATO’nun küresel güvenlik anlayışı çerçevesinde, enerji güvenliği kavramını incelemektir. Bu temel amaca yönelik olarak çalışma üç ana bölüme ayrılmaktadır. İlk kısımda, kavramsal zeminde güvenlik anlayışı, ikinci bölümde yeni güvenlik unsuru olarak enerji güvenliği ve son bölümde ise enerji güvenliği ve NATO analiz edilmeye çalışılarak geleceğe yönelik projeksiyonlar yapılacaktır.Öğe Antepfıstığının (Pistacia vera l.) morfolojik ve biyolojik özellikleri ile verimini etkileyen faktörler(Batman Üniversitesi, 2012) Onay, Ahmet; Tilkat, Engin; Ersalı, Yusuf; Ayaz Tilkat, Emine; Süzerer, VeyselAntepfıstığının kültür tarihi, biyolojisi, fizyolojisi, verim ve kaliteyi etkileyen faktörleri bugüne kadar yapılan çalışmalar ışığında bu makalede ele alınmıştır. Ülkemizde son zamanlarda yapılan arkeolojik çalışmalar antep fıstığının milattan önce 7000 yılından itibaren tüketildiğini göstermektedir. Antep fıstığı ağaçlarında gözlenen fizyolojik problemler üç grupta toplanmıştır: (1) periyodisite; (2) boş veya fıs meyve oluşumu ve (3) çıtlak olmayan meyve oluşumu. Yapraklardaki boron seviyesinin 120 ppm üzerinde olması ve gelişme dönemindeki su stresinden kaçınacak şekilde yapılan yeterli sulamanın, fıs meyve oluşumunu azaltığı rapor edilmiştir. Antepfıstığı meyvelerinin olgunlukta sert kabuğunun çıtlamasını kontrol eden faktörler ise; ürün toplama zamanı, sulama ve boronla beslenme olarak rapor edilmiştir.Öğe Geri Çekildi: Enerji ve ekonomik büyüme ilişkisi: Türkiye örneği(Batman Üniversitesi, 2012) Karhan, Gökhan; Silinir, Murat; Çayın, Mücahit; Aydeniz, NihatEnerjinin küresel güç olma yolundaki önemi daha önce olduğu gibi günümüzde de giderek artmaktadır. Enerji hem ülkeler için hem de küresel bazdaki şirketler için stratejik bir kaynak durumundadır. Çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de enerjide dışa-bağımlılık ve enerji tüketim hızı giderek artmaktadır. Enerjideki bu dışa bağımlılık sadece ülkelerin ekonomik yapısını dışa bağımlı hale getirmekle kalmayıp aynı zaman da ülkelerin siyasi yapısını ve gelecekteki kararlarını da dışa bağımlı hale getirmektedir. Bu ithalat fazlasını ve tüketim hızını azaltabilmek için yeni veya yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen önemin arttırılması gereklidir. Bu çerçevede Türkiye’nin 1960-2011 yılları arasındaki enerji tüketimi ve ekonomik büyüme ilişkisi incelenmiştir. Çalışma sonucunda ise enerji ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur.Öğe On The Profile Of Frequency Dependent Series Resistance And Interface States In Al/TiO2/p-Si (MIS) Structures(Batman Üniversitesi, 2012) Arsel, İsmailSol-gel yöntemiyle hazırlanan Al/TiO2/p-Si (MIS) yapıların iletkenlik-voltaj(G/ω-V) ve kapasitans-voltaj (C-V) karakteristiklerinin frekansa bağımlılığı oda sıcaklığında seri dirençler (Rs) ve arayüzey (Nss) durumlarına etkisi gözönüne alınarak incelenmiştir. Ölçülen kapasidans (C) ve iletkenkiğin (G/ω), frekansa ve öngerilime kuvvetle bağlı olduğu bulunmuştur. Ölçülen sığa (C) ve iletkenlik (G/ω) değerlerinin, dolma ve boşalma bölgelerinde frekansın artması ile azaldığı, Si/TiO2 arayüzeyinde Nss ölçülmüştür. Seri direnç-gerilim ( Rs-V), grafiğinde bir tepe noktası vardır ve tepe noktasının yeri, azalan frekansla birlikte ters bölgeye doğru kayar. Gerçek (MIS) kapasidans (C) ve iletkenlik (G/ω) değerlerini elde etmek amacıyla kapasidans-gerilim (C-V) ve iletkenlik-gerilim (G/ω-V) ölçümlerinin her ikisi ileri ve geri önyargılar altında seri dirençlerin etkisi için düzeltilmiştir. Frekansa bağlı kapasidans-gerilim (C-V) ve iletkenlik-gerilim (G/ω-V) ölçümleri son derece etkili elektriksel karakteristiklerin çok önemli iki parametresi MMS yapısında Rs ve Nss olduğunu gösterir.Öğe Application of multivariate pade approximation for partial differential equations (PDE)(Batman Üniversitesi, 2012) Turut, VeyisThe implementation of Multivariate Padé Approximation (MPA) was examined in this paper. Multivariate Padé Approximation (MPA) was applied to the two examples solved by Adomian’s Decomposition Method (ADM). That is, power series solutions by Adomian’s Decomposition, was put into Multivariate Padé series form. Thus Numerical solutions of two examples were calculated and results were presented in tables and figures.Öğe Bölgesel kalkınmada öncü rol üstlenen bölgesel kalkınma ajanslarının incelenmesi: Dicle Kalkınma Ajansı örneği(Batman Üniversitesi, 2012) Karhan, Gökhan; Çayın, Mücahit; Silinir, Murat; Aydeniz, NihatBu çalışmada, Türkiye`deki 26 Bölgesel Kalkınma Ajansından (BKA) biri olan ve TRC3 Düzey2`de bulunan Mardin, Batman, Siirt ile Şırnak illerini kapsayan Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) incelenmektedir. Çalışmada ilk başta kalkınmada BKA`ların önemi vurgulanmış olup, daha sonra DİKA derinlemesine analiz edilmiştir. DİKA gerek projeler bakımından olsun gerekse gelir-gider noktasında olsun büyük gelişmeler kaydetmiştir. DİKA`nın hizmet kapsamında olan illerin projelere başvuru sayısında, projelerinin kabul edilmesi noktasında ve projelerden alınan destek tutarındaki başarıları yıllara ve programlara göre değişiklikler göstermektedir. Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre en başarılı il Batman olurken, en başarısız il ise Şırnak olmuştur.Öğe Güzel sanatlar dalı olarak matematik(Batman Üniversitesi, 2012) Cereci, Sedatİnsan doğasının temelinde yer alan ve pek çok doğal varlık için temel oluşturan matematik, tarihte başlı başına bir sanat olarak değerlendirilmiş ve insan yaşamına, yaşamı düzenleyen ve güzelleştiren bir sanat olarak uyarlanmıştır. Büyük İskender'in ölümünden (İ.Ö. 323), İskenderiye’nin Araplar tarafından ele geçirilişine (642) kadar dokuz yüzyılı aşkın bir süre etkinlik gösteren İskenderiye Matematik Okulu başlangıçta, klasik çağın matematik bilgilerini Aristotelesçilerin tüm bilgileri birleştirme ve düzenleme girişimine benzer bir biçimde sistemleştirmek amacını taşıyarak matematiği bir sanat olarak ele almıştır. O sırada, Hellenistik kültürün başlıca merkezi olan İskenderiye ve Museum'a bağlı matematik okulu, kuruluşunun ilk yüzyılında yoğun ve parlak bir etkinlik göstermiş, aritmetikten geometriye kadar matematiğin pek çok alanını diğer bilim dallarının temeli olarak araştırmıştır. Temel sorun, matematiğin evrenin yapısının ve devinimlerinin temelindeki doğal bir unsur olarak değil, dar bir alandaki formül ve işlemlere dayalı bir konu olarak algılanmasıdır.