Fen Bilimleri Enstitüsü, İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Mikronize kalsit içeren yüksek hacimde uçucu kül katkılı çimento harçlarının mikroyapısal özelliklerinin incelenmesi(Batman Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-06-14) Demirel, Ömer; Demirhan, SerhatYüksek hacimde uçucu kül içeren katkılı çimento harçlarının sertleşmiş ve mikroyapısal özellikleri mikronize kalsit ve uçucu kül değişkenlerine bağlı olarak incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda, farklı uçucu kül-çimento oranı ve mikronize kalsit ikame oranı sırasıyla 0.0, 0.25, 0.54, 1.0 ve %0, %2,5, %5 olan on iki karışım tasarlanmıştır. Farklı kür yağlarında, sertleşmiş özellik ve mikroyapısal karakteristik itibariyle sırasıyla basınç dayanımı, ultrasonik ses dalgası deneyi ve taramalı elektron mikroskopu analizi yapılmıştır. Deney sonuçlarına göre; mikronize kalsit içeren karışımlarda özellikle uçucu kül ve mikronize kalsit kombinasyonuyla üretilen karışımlarda erken yağ sertleşmiş özelliklerinde belirgin düzeyde bir iyileşme elde edilmiştir. SEM görüntülerinde ise test sonuçlarını destekleyen sonuçlar gözlemlenmiştir. Her ne kadar uçucu kül kullanım oranı artışıyla birlikte erken yağ basınç dayanımında düşüş elde edilmişse de çekirdeklenme ve kimyasal etki mekanizmalarının bir neticesi olarak kontrol karıĢımına kıyasla 90 günlük basınç dayanımında daha yüksek sonuçlar elde edilmiştir. Mikronize kalsit içermeyen kontrol karışımı ile %35 oranında uçucu kül ve %2,5 oranında da mikronize kalsit içeren çimento harçları karışımlarının 90 günlük basınç dayanımı değerleri sırasıyla 43,2 MPa ve 51,9 MPa olup, endüstriyel yan ürün olan uçucu külün yüksek oranda ikame edilmesi ve kalsit ile uçucu kül kombinasyonuyla çimentonun karbon ayak izinde yüksek seviyede bir azalma elde edilmiştirÖğe Aramid fiber ve B4C parçacık ile takviye edilmiş Al7075 matrisli kompozitlerde haddelemenin ve yaşlandırmanın mekanik ve tribolojik özelliklere etkisi(Batman Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-06-28) Demir, Mehmet Emin; Çelik, Yahya HışmanAlüminyum alaşımlarının düşük üretim maliyetleri, iyi mekanik özellikleri ve yüksek korozyon dirençleri otomobil ve uzay endüstrisinde kullanılmalarını cazip kılmaktadır. Bu alaşımların farklı takviye parçacıkları ile güçlendirilmesi, ısıl işleme tabi tutulması veya haddelenmesi fiziksel, mekanik ve tribolojik özellikleri olumlu etkiler. Bu çalışmada, Al7075 alaşım matrisine 4 farklı takviye oranında (%4, %8, %10 ve %12) B4C parçacık ve aramid fiber ilave edilerek sıkıştırma döküm yöntemi ile malzemeler üretilmiştir. Üretilen malzemelerin mikroyapıları SEM ve optik mikroskop ile incelenmiş, faz oluşumları ise XRD ve EDX ile analiz edilmiştir. B4C/Al7075 kompozitlerin ve aramid/Al7075 alaşım malzemelerinin fiziksel (sertlik), mekanik (çekme, elastisite modulu, eğme) ve tribolojik özellikleri Al7075 alaşımıyla kıyaslanmıştır. Ayrıca en iyi mekanik özelliklerin elde edildiği B4C ve aramid takviyeli malzemelere ve Al7075 alaşımına, yaşlandırma ve haddeleme işlemi de uygulanarak bu işlemlerin sertlik, çekme ve eğme dayanımları ile tribolojik özelliklere etkisi araştırılmıştır. Numunelerin kırılma ve aşınma yüzeyleri SEM ile incelenmiştir. Takviye oranının etkisi incelendiğinde hem B4C hem de aramid takviyesi kullanılan malzemelerde en yüksek sertlik değerleri %12 takviye oranında görülmüştür. En yüksek çekme ve eğme mukavemeti ise B4C ve aramid takviyeli malzemeler için sırasıyla %10 ve %8 takviye oranından elde edilmiştir. %10 B4C/Al7075 kompozit malzemesinin çekme mukavemeti 249 MPa, eğme mukavemeti 494 MPa iken ve %8 aramid/Al7075 alaşım malzemesininki ise 278 MPa ve 454 MPa olarak belirlenmiştir. Sertlik değerinde olduğu gibi aşınma direncinde de en iyi değerler her iki takviye tipinde %12 oranından elde edilmiştir. B4C ve aramid takviyeleri Al7075 alaşımın aşınma direncini arttırmıştır. Yaşlandırmanın etkisi incelendiğinde, yaşlandırma süresine bağlı olarak malzemelerin belirlenen özelliklerinin oldukça geliştiği, ancak belirli bir yaşlandırma süresinden sonra kısmen düştüğü görülmüştür. Haddeleme işlemi de malzemelerin belirlenen özelliklerini geliştirmiştir, ancak bu etki yaşlandırma işlemindeki kadar yüksek olmamıştır.Öğe Fırat havzasının su ayak izinin hesaplanması(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-01-26) İraz, Emre; Muratoğlu, AbdullahSu, yeryüzünde yaşayan canlılann hayatlarını sürdürebilmeleri için çok büyük bir öneme sahiptir. Son yıllarda nüfustaki hızlı artış, iklim değişikliği, doğal su kaynaklarının kirletilmesi ve kişi başı su tüketiminin artması gibi nedenlerden dolayı temiz su kaynaklarının korunması daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılması gerekliliğinin önemini artırmaktadır. Bu konuda yakın zamanda ortaya atılan su ayak izi (SA) kavramı sürdürülebilir su yönetimi konusunda aktif bir yaklaşım sunmaktadır. SA, birey veya topluluk tarafından kullanılan mal ve hizmetlerin üretilmesi ve tüketilmesi için gereken toplam tatlı su hacmi olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, Fırat havzasındaki 2008-2019 yılları arasında su ayak izinin detaylı olarak hesaplanmasıdır. Mevcut çalışmada, uzun yıllar iklim verisi, evapotranspirasyon tahmini, kişi başı su tüketimi ve son 11 yıllık ortalama yağış verisi kullanılmıştır. Bu bağlamda, Fırat havzasındaki bitkisel ve hayvansal üretimin ile evsel ve endüstriyel su kullanımlarının mavi, yeşil ve gri su ayak izleri ilçe bazında hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamalarda Fırat havzasının toplam su ayak izi miktarı 28.01 milyar m3 olduğu analiz edilmiştir. Fırat havzasında su ayak izi oranı en yüksek % 90 ile tarımsal üretim sektöründe olduğu saptanmıştır. Tarımsal üretiminin toplam su ayak izi 25.29 milyar m3, yeşil su ayak izi 6.33 milyar m3, mavi su ayak izi ise 15.89 milyar m3 ve gri su ayak izi 3.07 milyar m3 olarak hesaplanmıştır. Tarımsal üretimin mavi ve toplam su ayak izi en yüksek Akçakale ilçesiyken, yeşil ve gri su ayak izi en yüksek Siverek ilçesinde olduğu tespit edilmiştir. Hayvansal üretimin toplam su ayak izi 2.51 milyar m3, evsel ve endüstriyel su ayak izi 0.51 milyar m3'tür. Yapılan çalışmanın ülkemizdeki temiz su kaynaklarının sürdürülebilirliği, havza yönetimi ve planlaması konusunda örnek olması, özellikle tarımsal üretimin verimliliğin artırılması ve gereksiz su kullanımının önlenmesi konusunda katkıda bulunması beklenmektedir.Öğe Kitap şeklindeki yapının betonarme tasarım ve hesabı(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-07-28) Yakut, İhsan; Mammadov, ZiraddinZamana bağlı olarak yapı mühendisliğinin uygulama alanları artmaktadır. Yapı imkanlarının artması erişimin kolay hale gelmesi beraberinde yapı çeşitliliğini getirir. Bu çeşitlilikler neticesinde hesap metotları değişir ve yeni hesap arayışları başlar. Lisans derslerindeki betonarme derslerin odağı bina türü yapıların hesabıdır. Bina türü yapıların hesaplarını yapmak artık sıradan hale gelmiştir. Bunların yanında TS 500 ve Deprem Mevzuatı ile bu yapıların statik tasarımı en ince ayrıntısına kadar belirtilmiştir. Ayrıca sayıları zamanla artan bilgisayar destekli hesap programlarının çoğu bina türü yapıların hesabı içindir. Bu programlar ile sıradışı bir yapının çözümünü yapmak mümkün değildir. Görsel olarak yapılabilse de veri tabanı uyumsuzluğundan sonuçlar yanıltıcı olabilir. Bazı yabancı yazılımlı programlar olsa bile bunların temin maliyeti oldukça fazladır. Bir veya birkaç yapı için bu programları temin etmek ekonomik değildir. Bu nedenle geleneksel yöntemler ile yapının yorumlanması ve kesit hesabının yapılması en doğru seçenektir. Bu çalışmada diğer yapı türlerinde olduğu gibi önce yük analizi yapılmıştır. Hareketli yük ve rüzgar yükü için TS 498’de ön görülen bilgiler kullanılmıştır. Sonra betonarme kesit hesapları yapılmıştır. Betonarme elemanlar döşemeler, kolonlar ve temellerdir. Deprem hesabı 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğine göre yapılmıştır. Bu yapı bina türü yapılardan farklı olmasına rağmen TS 500 mevzuatındaki alt limitler esas alınmıştır. Bina yapılarında kullanılan güvenlik katsayıları bu yapı içinde kullanılmıştır. Genel olarak mevzuatta yer alan konut tipi yapılara denk tutulmuştur. Bu bilgiler çerçevesinde donatı hesabı yapılmıştır. Son olarak hesabı yapılan bu donatılara ait detay çizimleri yapılmıştır. Çizimler TS 500’de ve 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde yer alan kurallar dahilinde yapılmıştır.Öğe Beton yol kaplama inşasında bazaltın kullanılabilirliği(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-07-09) Kınay, Furkan; Bakış, AbdulrezzakBu çalışmada, bazaltın beton yol kaplama inşasında kullanılabilirliği araştırılmıştır. Çalışmada, çelik lif içermeyen bazalt beton, çelik lif içeren bazalt beton, çelik lif içermeyen bazalt pudra beton ve çelik lif içeren bazalt pudra beton olmak üzere dört farklı rijit yol kaplama betonu üretildi. Bu çalışmada beton üretiminde su/bağlayıcı oranı 0,44 olarak alındı. Çelik lif içeren bazalt pudra beton üretiminde, dane çapı 0–1,0 mm olan bazalt agrega kullanıldı. Çapı 0,70 mm ve uzunluğu 35 mm olan çelik lifler beton karışımına eklendi. Kalıplardan çıkarılan tüm beton numunelerine 28 günlük hava kürü, 28 günlük 20±5°C su kürü ve kombine kür (3 gün 20±5°C su kürü + 2 gün 200±5°C etüv kürü) yapıldı. Hava kürü, su kürü ve kombine kür işlemlerinden sonra, tüm küp beton numunelerinin basınç testleri yapıldı. 28 gün hava kürü sonrası, çelik lif içermeyen bazalt pudra betonun maksimum basınç dayanımı 46,7 MPa olarak bulundu. 28 gün 20±5°C su kürü sonrası, çelik lif içermeyen bazalt pudra betonun maksimum basınç dayanımı 59,8 MPa olarak bulundu. Kombine kür (3 gün 20±5°C su kürü + 2 gün 200±5°C etüv kürü) sonrası, çelik lif içermeyen bazalt pudra betonun maksimum basınç dayanımı 80,7 MPa olarak bulundu. 28 gün hava kürü sonrası, çelik lif içeren bazalt pudra betonun maksimum basınç dayanımı 50,4 MPa olarak bulundu. 28 gün 20±5°C su kürü sonrası, çelik lif içeren bazalt pudra betonun maksimum basınç dayanımı 66,2 MPa olarak bulundu. Kombine kür (3 gün 20±5°C su kürü + 2 gün 200±5°C etüv kürü) sonrası, çelik lif içeren bazalt pudra betonun maksimum basınç dayanımı 88,8 MPa olarak bulundu. Çalışma sonucunda en yüksek basınç dayanımını sağlayan kür tipinin kombine kür olduğu görüldü. Çalışma sonuçları bazalt pudra betonların, beton yol kaplama inşasında kullanılabilirliğini göstermiştir.Öğe Türkiye’de tarımsal üretimin su ayak izinin hesaplanması(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-06-15) Avanoz, Zehra; Muratoğlu, AbdullahSu, yeryüzünde yaşayan tüm canlılar için hayati öneme sahiptir. Nüfustaki hızlı artış, kişi başı su tüketiminin artması ve gelişen endüstriye paralel olarak kirletilen yüzey ve yeraltı suyu hacminin artması, sınırlı olan temiz su kaynaklarının daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılması gerekliliğini doğurmuştur. Su ayak izi (SA), yakın zamanda ortaya atılan yeni bir kavram olup, sürdürülebilir su yönetimi konusunda daha etkin bir yaklaşım sunmaktadır. SA, tüketilen mal ve hizmetlerin üretimi için tedarik zinciri boyunca ihtiyaç duyulan toplam su miktarını ölçen temel bir göstergedir. Geleneksel su muhtevası hesapları doğrudan kullanılan su hacmini dikkate alınırken, SA kavramı doğrudan ve dolaylı yollardan işleme alınan ve kirletilen toplam su hacmini ifade etmekte olup kullanılan suyun türünü (mavi, yeşil, gri), ne zaman ve nerede kullanıldığını da göstermektedir. Ülke bazında üretimin su ayak izi, bir ülke içerisinde üretilen tüm ürünler için gereken toplam su miktarıdır. Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye'de 2008-2018 yılları arasında tarımsal üretimin su ayak izinin detaylı olarak hesaplanmasıdır. Mevcut çalışmada, uzun yıllar iklim verisi, son 11 yıllık ortalama yağış verisi, alansal evapotranspirasyon tahmini ve bitkisel üretim istatistikleri kullanılmıştır. Bu bağlamda, Türkiye'de üretilen 97 adet bitkisel ürününün il bazında su ayak izi değerleri hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamalarda Türkiye'nin tarımsal toplam su ayak izi 106,85 milyar m3, yeşil su ayak izi 47,01 milyar m3 ve mavi su ayak izi ise 59,84 milyar m3 olarak saptanmıştır. Yeşil ve toplam su ayak izi en yüksek Konya ilindeyken en düşük Yalova ilinde tespit edilmiştir. Mevcut çalışmanın ülkemizde temiz su kaynaklarının sürdürülebilirliği, yönetimi ve planlaması hususlarında destek olması ve özellikle tarımsal su tahsisinde verimliliğin artırılması konusunda katkıda bulunması beklenmektedir.Öğe Nano boyutlu taneciklerin kullanımıyla yüksek hacimde yüksek fırın cürufu içeren katkılı çimento tasarımı(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-03-09) Çiftçi, Mem; Demirhan, SerhatMevcut tez çalışmasında, yüksek hacimde yüksek fırın cürufu içeren CEM III-A (%36 yüksek fırın cürufu+%64 klinker), CEM III-B (%66 yüksek fırın cürufu+%34 klinker) ve CEM III-C (%81 yüksek fırın cürufu+%19 klinker) katkılı çimentoların erken yaş dayanım gelişimi ve hidratasyon özellikleri incelenmiştir. Bu amaç doğrultusunda %1, 2, 3 ve 4 oranlarında nano kalsit, nano SiO2 ve nano Al2O3 içeren ve TS EN 197-1'e uygun olan elli sekiz karışım tasarlanmış olup, bu karışımların hem işlenebilirlik hem de 2, 7 ve 28. gün kür yaşlarında basınç dayanımları incelenmiştir. Ayrıca, seçilen sekiz karışımın kıvam, priz süreleri ve genleşme tayini deneyleri de yapılmıştır. Deney sonuçları gösterdi ki; yüksek fırın cürufu kullanım oranı artıkça erken yaş dayanım gelişiminde düşüş gözlemlenmiştir. Hem çekirdeklenme etkisi hem de kimyasal etkinin bir neticesi olarak nano malzeme kullanımıyla erken yaş dayanım gelişimi ve artan hidratasyon reaksiyonları neticesinde ise priz sürelerinde kısalma tespit edilmiştir. Nano malzeme kullanım oranı arttıkça dayanım artışında kısmen bir azalma tespit edilmiş olup, dayanım gelişiminde en iyi sonuçlar %1-2 kullanım oranlarında saptanmıştır. Nano Al2O3 ve Nano SiO2 kullanım oranı ve hacimce yüksek fırın cürüfu kullanım oranı arttıkça mini çökme yayılma çaplarında azalma yani işlenebilirlikte kötüleşme gözlemlenmiştir. Nano kalsit kullanımında ise işlenebilirlikte artış tespit edilmiştir. Nano SiO2 ve Nano Al2O3 çekirdeklenme etkisi ile katkı sağlarken Nano kalsit ise hem çekirdeklenme etkisi hem de kimyasal etki ile üretilen çimento harçlarının performans özelliklerine katkı sağlamıştır. %81 yüksek fırın cürufu içeren CEM III-C tipli çimentoda nano türüne bakılmaksızın %1-2 nano malzeme kullanım oranıyla CEM III-C 32.5N çimento üretilmiştir.Öğe Boru hatlarına entegre edilmek üzere küresel hidrokinetik türbin tasarımı ve had analizleri(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-11-08) Demir, Muhammed Sungur; Muratoğlu, AbdullahTeknolojik gelişmeler ile birlikte enerji talebi, son yıllarda hızla artmıştır. Bu doğrultuda, enerji arz-talep dengesinin sağlanabilmesi ve son yüzyılda artan fosil yakıt kullanımı ile oluşan küresel ısınma etkilerinin azaltılması amacı ile bilim insanları temiz, yenilenebilir ve süreklilik arz eden enerji kaynakları üzerinde yoğunlaşmışlardır. Hidroelektrik enerji kaynakları, tahmin edilebilirlik ve güç yoğunluğunun yüksek olmasından dolayı yenilenebilir enerji kaynakları arasında özel bir konuma sahiptirler. Hidrokinetik türbinler ise, özellikle son yıllarda geliştirilen ve herhangi bir baraj inşası gerektirmeden suyun enerjisini direkt olarak kinetik enerjiye çeviren cihazlardır. Bu çalışmanın temel amacı, boru hatlarındaki fazla basıncın elektrik enerjisine dönüştürülmesi için küresel bir hidrokinetik türbin tasarımıdır. Tasarım aşamasında türbinin kanat sayısı, kanat profili, kord uzunluğu, soliditesi, uç hız oranı gibi geometrik ve dinamik parametreler göz önünde bulundurularak QBlade programında numerik optimizasyon sağlanmıştır. QBlade analizlerinin ve literatürdeki benzer çalışmaların ışığında, NACA 0020 kanat profiline ve 12 cm kord uzunluğuna sahip, 5 kanatlı küresel hidrokinetik türbin, mevcut çalışmanın nihai geometrisi olarak seçilmiştir. ANSYS CFX programı yardımı ile nihai geometrinin basınçlı boru hattında hesaplamalı akışkanlar dinamiği analizleri yapılarak akım ortamı görselleştirilmiştir. Son tahlilde, blokaj oranının türbin performansı üzerindeki etkisi incelenmiş ve literatürdeki çalışma sonuçları ile karşılaştırılmıştır.Öğe Batman ve çevresinin geoteknik deprem mühendisliği açısından değerlendirilmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-07-25) Sevimli, Sena; Balcı, Mehmet CanGeoteknik deprem mühendisliği değerlendirmelerinde kullanılan sismik tehlike analizleri, çeşitli amaçlar için yapılmış barajlar, yollar, viyadükler, köprüler, okullar, hastaneler gibi hayati önem taşıyan projelerde kullanılan mühendislik uygulamalarındandır. Çalışma kapsamında Batman İli ve çevresinde 1900 yılından günümüze kadar olan depremlerin büyüklükleri (Mw), tektonik ve sismik unsurlar kullanılarak olasılıksal ve deterministik sismik tehlike analizleri yapılmıştır. Çalışma alanı Batman İl merkezini referans almak koşuluyla buradan çizilen 100 km yarıçapa sahip dairesel alan içerisinde kalan yöreyi kapsamaktadır. Olasılıksal yöntemde Crisis 2015 paket programı kullanılarak araştırma alanına ait en büyük yer ivmeleri tasarım depremlere göre hesaplanmıştır. Deterministik yöntemde ise çalışma alanında baraj, tünel,viyadük gibi mühendislik yapıları için 5 farklı yeni nesil azalım ilişkileriyle bulunan en büyük yer ivmesi değerleri, probabilistik yöntemden bulunan değerlerle karşılaştırılmıştır. Olasılıksal yöntemle yapılan değerlendirmede; Maksimum Tasarım Depremi için 112,7 cm/sn² (0.11 g), İşletmeye Esas Deprem için; 64,36 cm/sn² (0.06 g)’lik ivme değerlerinin alınmasının uygun olduğu tespit edilmiştir. Deterministik yöntem sonucunda araştırma alanını etkilemesi muhtemel faylardan Kozluk Segmenti üzerinde tasarlanarak elde edilen maksimum ivme değerinin (PGA)= 85,31 cm/sn² (0.08 g) olduğu belirlenmiştir. Araştırma alanında Sismik Dizayn Katsayısı (k) değerinin 0,05 olarak dikkate alınmasının yapılabilecek mühendislik projelerinde uygun olduğu belirlenmiştir. Çalışma kapsamında bulunan sonuçların; levha hareketlerinden kaynaklı büyük tektonik ögeler içeren araştırma alanında, zarar görmesi halinde büyük kayıplara yol açacak mühendislik yapılarının güvenli tasarımında klavuz olarak kullanılabilirliği önerilmektedir.