Sağlık Yüksekokulu, Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    A detailed biological and chemical investigation of 16 Achillea species’ essential oilsvia chemometric approach
    (Wiley-Blackwell, 2020-01-30) Yener, İsmail; Yılmaz, Mustafa Abdullah; Tokul Ölmez, Özge; Akdeniz, Mehmet; Tekin, Fetullah; Haşimi, Nesrin; Alkan, Mehmet Hüseyin; Öztürk, Mehmet; Ertaş, Abdulselam
    Representatives of the Achillea genus are widely used as foods or nutraceuticals. Considering the increasing demand for herbal dietary supplements with health promoting effects, the objective of this research was to evaluate the chemical composition and biological activities of the essential oils obtained from sixteen Achillea species ( A. biebersteinii, A. wilhelmsii subsp. wilhelmsii, A.aleppica subsp. zederbaveri, A. vermicularis, A. monocephala, A. nobilis, A. goniocephala , A. sintenisii , A. coarctata, A. kotschyi subsp. kotschyi, A. millefolium subsp. millefolium, A. lycaonica, A. spinulifolia, A. teretifolia, A. setacea, and A. schischkinii ). Anticholinesterase, antiurease, antityrosinase enzymes inhibition, antioxidant, antimicrobial, toxic and cytotoxic activities of obtained essential oils were investigated. DPPH activities were found to be very low in all studied samples, while ABTS and CUPRAC antioxidant activities were found to be moderate. In addition, all samples were found to have moderate anticholinesterase and antimicrobial effects. It has been determined that the studied species have low cytotoxicity and high toxicity. Besides, chemical composition of the essential oils were determined by GC-MS and the results were chemometrically analyzed. The chemometric analyses of Achillea species collected from 9 different regions were accomplished by principal component analysis (PCA) and hierarchical cluster analysis (HCA) techniques. According to the PCA analysis, A. nobilis subsp. neilreichii was found to be different from all studied species in terms of essential oil composition. The major components found in these species were piperitone, camphor, α-terpinene, eucalyptol, artemisia-ketone, endo-borneol, β-eudesmol and verbenol. The fact that, camphor being toxic and found in majority of the studied species, stands out as a remarkable result.
  • Öğe
    Do low serum uch-l1 and tdp-43 levels indicate disturbed ubiquitin- proteosome system in autism spectrum disorder?
    (Türk Nöropsikiyatri Derneği, 2017) Çetin, İhsan; Tezdiğ, İhsan; Tarakçıoğlu, Mahmut Cem; Kadak, Muhammed Tayyib; Demirel, Ömer Faruk; Erdoğan, Fırat; Doğangün, Burak
    Introduction: The mechanism of ubiquitination-related abnormalities causing neural development problems is still unclear. We examined the association between autism and serum transactive response DNAbinding protein-43 (TDP-43) and ubiquitin c-terminal hydrolase-L1 (UCH-L1) levels, both of which are members of the ubiquitinproteosome system. Methods: We measured serum levels of TDP-43 and UCH-L1 in 24 children with autism and 24 healthy children. Childhood Autism Rating Scale (CARS) was used to assess symptom severity at admission. Results: The mean serum TDP-43 and UCH-L1 levels in children with autism spectrum disorder (ASD) were found to decrease compared to healthy controls (p<0.001, 506.21±780.97 ng/L and 1245.80±996.76 ng/L, respectively; 3.08±5.44 ng/mL and 8.64±6.67 ng/mL, respectively). A positive correlation between serum TDP-43 levels and UCH-L1 levels was found in the ASD group (r=0.947, n=24, p<0.001). The CARS score of children with ASD was 48.91 points (standard deviation [SD]: 5.82). Conclusion: Low serum levels of UCH-L1 and TDP-43 may reflect disturbed ubiquitination in autism.
  • Öğe
    Correlation of nutritional element levels in drinking water with body compositions of women aged 55-70 years living in Batman province
    (Dicle Üniversitesi, 2017-02-02) Çetin, İhsan; Nalbantçılar, Tahir; Güler Saban, Meryem; İnci, Ramazan; Tosun, Kezban; Nazik, Aydan
    Objective: A growing interest in cellular targets of nutritional minerals and biochemical mechanisms has attracted the attentions of researchers towards their role in formation of obesity. However, there is no study investigating the effects of nutritional element levels of drinking water on body composition of the elderly. Therefore, we aimed to examine the effects of nutritional element levels in drinking water on body composition of women aged 55-70. Methods: The study population consisted of 80 participants in total, and was divided into three groups as overweight, obese and control women aged between 55-70. The bioelectric impedance device was used for measurements of body composition of the participants. Iron (Fe), copper (Cu), cobalt (Co), zinc (Zn), manganese (Mn) and selenium (Se) levels of drinking water were measured via plasma mass spectrometry coupled inductively. Results: It was found that Se mineral content in drinking water correlated with the body mass index of the individuals living in Batman, Turkey. Moreover, it was found that Fe, Cu, Co, Zn, Mn and Se levels of drinking water significantly correlated with the abdominal adiposity of women of 55-70. Conclusion: It may be suggested that the obesity risk may be higher in women who are between 55-70 and consume drinking water with high levels of Fe, Cu, Co, Zn, Mn and especially Se.
  • Öğe
    Rezene ve adaçayı uçucu yağlarının antimikrobiyal aktivitesi üzerine bir araştırma
    (Batman Üniversitesi, 2015) Haşimi, Nesrin; Kızıl, Süleyman; Tolan, Veysel
    Son zamanlarda araştırmacılar, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı geliştirdiği direnç sebebiyle bitki türlerinden izole edilen, patojen mikroorganizmalara karşı biyolojik olarak aktif bileşikleri araştırmaya yönelmişlerdir. Biz de bu çalışmada rezene ve adaçayı bitkilerinden elde edilen uçucu yağların antimikrobiyal aktivitelerini araştırdık. Antimikrobiyal aktivite disk difüzyon metoduna göre Gram negatif ve Gram pozitif bakterilere karşı belirlenmiştir. Her iki uçucu yağ da test edilen bakteriler üzerinde farklı düzeylerde antimikrobiyal aktivite sergilemişlerdir.
  • Öğe
    Obez Çocuklarda Small Dense LDL, Endotelin-1 ve Lipokalin-2 Seviyelerinin Değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi, 2015) Çetin, İhsan; Muhtaroğlu, Sabahattin; Yılmaz, Birsen; Kurtoğlu, Selim
    Çocukluk obezitesinin artan hızı ve ilişkili olduğu sağlık sonuçları, tıbbi araştırmaların ve sağlık politikalarının bu konuya ilgisini artırmıştır. Obez kişilerde abdominal obezite ile Small Dense LDL (sdLDL) düzeylerinin ilişkili olduğu ve plazma endotelin-1 (ET-1) seviyelerinin yükseldiği vurgulanmıştır. Lipokalin-2 (Lip-2), termoregülasyonda rol oynamaktadır ve obezite ile ilişkilendirilmektedir. Bu sebeple çalışmamızda obez çocuklarda sdLDL, ET-1 ve Lip-2 seviyelerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamıza yaşları 6-15 arasında olan 51 obez ve 40 sağlıklı çocuk alınmıştır. Obezite, yaş ve cinsiyet göz önüne alınarak, 95 persentil ve üzerindeki (Beden kütle indeksi) BKİ ile belirlenmiştir. Serum Lip–2 ile plazma ET-1 enzim bağlı immünoassay ile ölçülmüştür, sdLDL ölçümü süpernatan elde edilmesini takiben otoanalizörde LDL ölçüm kiti kullanılarak tayin edilmiştir. Obez çocukların boy uzunluğu, vücut ağırlığı ve BKİ değerlerinin kontrol grubuna göre anlamlı oranda yüksek olduğu bulunmuştur (p<0,05). İki grup karşılaştırıldığında; sdLDL, ET-1 ve Lip-2 düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Obez erkek çocukları ile karşılaştırıldığı zaman obez kız çocuklarının lip-2 düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<0,05). İleriki süreçte yapılacak deneysel ve hücresel çalışmalar ile obez kız çocuklarında artmış lip-2 düzeylerinin açıklığa kavuşturulması, obezitenin cinsiyet üzerindeki etkisini ortaya çıkartmak için katkı sağlayabileceğini öne sürebiliriz.