Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 19 / 19
  • Öğe
    Kozmetik ürünlerine ayrılan bütçe ve güzellik salonlarının bu bütçeden aldığı pay: Batman ili üzerine bir alan araştırması
    (Batman Üniversitesi, 2021-03-09) Yıldız, Veysel; Oğuz, Onur
    Kozmetik sektörü; dünya genelinde hızla büyüyen ve büyük bir pazar oluşturan bir endüstri haline gelmiştir. Bu sektördeki ürünler temel ihtiyaçlar grubunda yer almamasına karşın birçok yaş, cinsiyet ve ekonomik gelir grubunun günlük yaşamda sıkça kullandığı ürünlerdir. Bu çalışmanın temel amacı, Batman il merkezinde kozmetik ürünlerin kullanımında yaş, cinsiyet ve gelir gruplarına göre nasıl bir değişim olduğunu belirlemek, kozmetik ürünlere harcanan para miktarını, kozmetik kapsamındaki ürünlerin hangilerine daha fazla bütçe ayrıldığını ve güzellik merkezlerinden alınan hizmet için ayrılan bütçeyi tespit etmektir.Bu amaçla ankete dayalı alan çalışması yapılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre güzellik merkezlerinden hizmet alma sıklığı arttıkça dışarıdan da kozmetik ürün alımının arttığı bilgisi elde edilmiştir. Batman ili, yüksek nüfus potansiyeli ile kozmetik sektöründe önemli fırsatlar barındıran bir ildir. Bu nedenle il genelinde harcama eğilimleri üzerine yapılan araştırmanın il ekonomisini ve sosyo-ekonomik yapısını anlamada da faydalı olması beklenmektedir.
  • Öğe
    Yatırım davranışlarının ve Covid-19 sürecinin yatırım sonuçlarına etkisi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021-03-11) Şahin, Leyla; Yılmaz, Osman
    İşletmeler için yatınm kararlarının verilmesi veya verilmemesi firmaların karlılık, rekabetçilik ve sürekliliğinde kritik etkiye sahiptir. Yatırımın zamanı, büyüklüğü ve niteliği de yatırımın başarısını belirler. Yatırım kararı verilirken, karlılık, rekabet gücü ile birlikte davranışsal faktörler de söz konusudur. Bunlar ile birlikte dünyada yaşanan Covid-19 pandemisinin ekonomik düzeni ve bu süreçte yapılan yatırım kararlarına ve yatırım sonuçlarına etkili olması beklenir. Bu çalışmada Türkiye’de tesadüfi örneklem yolu ile tespit edilen 6.000 işletmeye anket tekniğiyle ulaşılmış ve geçerli 399 işletme verileri incelenmiştir. Anket yöntemiyle toplanan veriler SPSS 21.0 programı ve AMOS 22.0 programı aracılığıyla analiz edilerek değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda yatırım davranışlarının yatırım sonuçlarına ilişkin algı üzerinde pozitif etkisi olduğu, Covid -19 sürecinin yatırım sonuçlarına ilişkin algı üzerinde negatif etkisi olduğu ve yatırım davranışı ile yatırım sonuçları arasındaki ilişkide Covid-19 sürecinin düzenleyici bir etkisi olmadığı görülmüştür.
  • Öğe
    Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye’nin yeşil büyüme göstergelerinin değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-06-19) Nasıroğlu, Muhammed Mansur; Aydın, Halil İbrahim
    Tüm ülkeler mutlak suretle büyümek ve ilerlemek için çaba sarf etmektedir. Ülkeler büyüme ve kalkınma süreçlerini tamamladıktan sonra ise sürdürülebilir büyüme trendini yakalamak isterler. Ancak büyüme isteğinin tek amaç haline gelip, insanın ve tabiatın göz ardı edilmesiyle doğaya zarar verilmesi de kaçınılmaz son olmaktadır. Bu bağlamda yakın geçmişte bazı ülkeler büyümeden ziyade yeşil büyümeye odaklanmış ve geleneksel büyümeden yeşil büyümeye doğru bir dönüşüm içerisine girmiştir. Son yıllarda gündemi yoğun bir şekilde meşgul eden ve araştırmalara konu olan Yeşil Büyüme modeli çerçevesinde, Türkiye’de de önemli gelişmeler söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye’yi, diğer aday ülkeler ve Avrupa Birliği ile karşılaştırılarak değerlendirilmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Söz konusu değerlendirme veri mevcudiyetine göre 1990-2018 arası yıllarını kapsamaktadır. Ayrıca, ortak veri aralığına sahip seçilmiş OECD yeşil büyüme göstergeleri üzerinden de değerlendirme yapılmaktadır. Yapılan bu değerlendirmeler CO2 verimliliği, enerji verimliliği, çevresel risklerin etkileri, teknoloji ve inovasyon ve ekonomik durum ekseninde gerçekleştirilmiştir.
  • Öğe
    Kümelenme ve yerel ekonomik kalkınma: Batman tekstil sektöründe kümelenme düzeyinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-01-09) Suçin, Tuğba; Çayın, Mücahit
    Son zamanlarda ülkelerin/bölgelerin büyüme ve kalkınmalarında önemli bir etken olarak sektörel kümelenmeye vurgu yapılmaktadır. Özellikle firmalar için uluslararası rekabet açısından destek sağlayan kümelenme aynı zamanda; firmaların zorluk ve engeller karşısında işbirliği içerisinde olmasını sağlamaktadır. Ayrıca bölgelerin yetenek ve potansiyellerini destekleyerek ortaya çıkarılması açısından önemli bir konu haline gelmektedir. Buradan hareketle bu çalışmada Batman’da giderek artan tekstil sektöründeki kümelenme düzeyi ve bu kümelenmenin gerek firmalara gerekse yerel ekonomik kalkınmaya olan etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede Batman ili tekstil sektöründe faaliyet gösteren 117 firma örneklem olarak seçilmiş ve bu firmalara ilişkin bilgiler anket yöntemiyle elde edilmiştir. Anketten elde edilen veriler ile bazı istatistikî analizler gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda Batman tekstil sektöründe kümelenme düzeyinin yok denecek kadar az olduğu görülmüştür. Ayrıca tekstil sektöründe kümelenmenin etkin olması durumunda yerel ekonomik kalkınmaya olumlu katkıda bulunacağı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Bölgesel kalkınmada kadının rolü: TRC2 bölge örneği
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-06-29) Fidanten, Nesrin; Aydın, Halil İbrahim
    Her ülkenin kalkınmışlık seviyesi diğer ülkelere göre farklı olmaktadır. Çünkü ülkeler birbirlerinden farklı zaman dilimlerinde kalkınma süreçlerini başlatmıştır. Bu da ülkeler arasındaki kalkınma farklılıklarını beraberinde getirmektedir. “Kalkınma olgusu” Sanayi Devrimi’ni yaşamış olan ülkelerle ortaya çıkmıştır. Bu ülkeler Sanayi Devrimi’ni yaşadıktan sonra bu devrimi yaşamayan ya da bu devrimden etkilenmeyen ülkelere gelişmişlik konusunda daha ilerde yer almaya başlamışlardır. Sanayi Devrimi’ni yaşayan ülkeler bu noktada “gelişmiş ülke” olarak küreselleşme ve büyüme olguları üzerinde çalışmalar yürütürken diğer taraftan Sanayi Devrimi’ni yaşamayan “az gelişmiş ülkeler” kalkınma olgusu üzerinde durup bu konuda çalışmalar yürüterek, gelişmiş ülkelerle aralarında açılan farkı kapatmaya çalışmaktadırlar. Bu kapsamda kalkınma hem ekonomik hem kültürel hem de sosyal alandaki gelişmeleri içinde barındırmaktadır. Ülkeler arasında olduğu kadar bölgelerarasında da gelişmişlik farkları mevcut olmaktadır. Ülke bünyesindeki bazı bölgelerin kaynakları aktif olarak kullanılmakta ve diğer bölgelere göre daha çok yatırım çekmekte, nitekim bölgeler arasındaki dengesizliği büyütmektedir. Ancak ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesinin yolu bölgelerarasındaki eşitsizliğin azaltılması ya da ortadan kaldırılmasından geçmektedir. Dünya nüfusunun yarısı kadınlardan oluşmaktadır. Dolayısıyla ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal olmak üzere birçok alanda, gelişmenin gerçekleşmesi için erkekler ile beraber kadınlar da aktif rol almalıdırlar. Ancak genellikle iş hayatı sahnesinde birçok engele rağmen boy gösteren kadınlar, bu konuda tarih boyunca oldukça emek sarf etmiş olmakla beraber hâlâ istenilen konuma yerleşememektedirler. Özellikle kalkınma konusunda kadın işgücünün etkisi oldukça kayda değer olmaktadır. Bu çalışma ile kalkınma ve bölgesel kalkınma konuları kavramsal olarak ele alınmıştır. Buradan hareketle kadın ve kalkınma arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmakta ve bu doğrultuda TRC2 (Şanlıurfa- Diyarbakır) Bölgesinde genelde atıl durumda olan kadın işgücünün bölge kalkınması ve gelişmesinde güçlü bir potansiyel halinde olduğu, bu potansiyelin kullanılmasıyla beraber bölgedeki kalkınma sürecinin hızlanacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Bölgesel kalkınmada kadın girişimciliğin etkisi: Elazığ ili örneği
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-01-10) Pirinççi, Ayşe Esra; Oğuz, Onur
    Ülkelerin kalkınmışlık düzeylerine göre gelişmiş-gelişmekte olan-az gelişmiş şeklinde bir ayrıma gidilmektedir. Kalkınma bireyde başlar, eğitim ile gelişir iş gücü ile bölgeye katkı sağlar ve dışa bağımlılığın azalmasına yardımcı olur. Kalkınmanın temel anlamda gelişmesi hem bölgedeki sosyal ve kültürel gelişimi arttırır, hem de bireylerin refah seviyesini yükselterek daha mutlu bir ortamda yaşamasına katkı sağlar. Ayrıca kalkınma kavramı bu noktada büyüme kavramından ayrışır. Büyüme kavramı niceliksel bir gelişimi ifade ederken, kalkınma kavramı niteliksel bir gelişimi ifade eder. İnsanın doğasında bulunan özellikler girişimciliği her zaman sıcak tutmaktadır. Girişimcilik, insanın doğasında olan yeni bir şeyler üretme, topluma katkı sağlama ve gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin kendi içindeki yüksek gelir elde etme, patron olma ve iş kurma isteğiyle devam etmektedir. Çalışmada Elazığ İli üzerinden kadın girişimcilerin bölgesel kalkınmaya ve aktif iş hayatına katkıları araştırılmıştır. Anket yönteminin kullanıldığı çalışmada elde edilen bulgular, kadın girişimcilerin iş yerlerine yönelik beklentileri arasında; istihdam sağlamak, üretime katkı yapmak ve göçü azaltmak şeklinde olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    2008 mortgage finansal krizinin oluşum sürecinin sinema filmleri üzerinden değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-01-09) Aslan, Yavuz; Oğuz, Onur
    Bu çalışmada 2008 Mortgage Finansal Krizin’den yola çıkılarak, konusu 2008 krizi olan Capitalism A Love Story, Inside Job, Margin Call, The Big Short, Too Big To Fail son olarak Wall Street: Money Never Sleeps filmlerinden yararlanılarak ABD’de yaşanmış 2008 Mortgage Krizi’nin kimin krizi olduğu incelenmiştir. Çalışmada mortgage krizinin ABD hükümetinden mi yoksa kapitalist sistemden mi kaynaklandığının bir incelemesi yapılmıştır. Değişken olarak seçilen altı filmin nitel analiz yöntemiyle içerik analizi yapılmıştır. Filmlerin çoğunluğu kapitalist sistemi eleştirmiş ve 2008 Mortgage Krizinin kapitalist sistemden kaynaklı olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak tez çalışmasının geneli okunduğunda krizin ABD hükümetinden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Doğal gaz enerjisi tercih nedenleri: Batman ili üzerine bir uygulama
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020-01-09) Tuzun, Hakan; Çayın, Mücahit
    Günümüzde önemi giderek artan ve stratejik bir enerji türü olan doğal gaz başta konutlarda olmak üzere iş yerleri, endüstriler ve resmî kurumlarda kullanılmaktadır. Kömür ve petrol gibi enerji kaynaklarına göre daha ucuz ve çevre dostu olan doğal gaz enerji kaynağının kullanımı gerek dünyada gerekse Türkiye`de giderek artmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı; 2012 yılından itibaren Batman ilinde kullanılmaya başlanan doğal gaz enerjisi tercihini etkileyen faktörleri belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda 107.302 hanehalkı anakütlesi üzerinden 412 hanehalkına anket uygulanmış ve anketten elde edilen veriler ile istatistiki analizler gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda mahalle, yaş, eğitim düzeyi, meslek ve çalışma durumu gibi bazı değişkenler bazında anlamlı farklılık bulunurken cinsiyet, konutların yapılış tarihi ve konutların sahiplilik durumu gibi değişkenler bazında anlamlı farklılık bulunamamıştır
  • Öğe
    Sanal para örneği BİTCOİN’in finansal piyasalar üzerine etkileri
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-10) Ece, Ebubekir; Şimşek, Hamza
    Sanal para birimleri hem evrensel para birimi olma iddiaları hem de barındırdığı blok zincir teknolojisi ile son yılların en popüler finansal yeniliği olarak adından söz ettirmektedir. Özellikle türünün ilk ve en popüler örneği olan Bitcoin, ekonomik hayatta hızla yer edinmiş, günlük ticari işlemlerde kullanılmaya başlanmıştır. Alt yapısında barındırdığı dağıtık defteri kebir teknolojisi, merkezi bir otoriteye olan bağımlılığı ve güven zorunluluğu ortadan kaldırmış finansal özgürlük açısından yeni bir dönem başlatmıştır. Ekonomik ve bilimsel gelişmeler neticesinde gittikçe soyut bir yapıya bürünen para kavramı özellikle gelişmiş ekonomilerde daha soyut bir kavram haline gelerek yerini dijital paralara bırakmıştır. Ticari işlemlerin internet üzerinden yapılmasıyla başlayan evrimleşme süreci geleneksel ödeme yöntemlerinde köklü değişimler yaratarak yeni sistemler meydana getirmiştir. Bitcoin’in ekonomik birimler tarafından çabuk benimsenmesi ve artan talebi nedeniyle işlem hacminde meydana gelen yüksek artışlar finansal piyasaların dikkatini çekmiş, köklü yenilik yapmaya zorlamıştır. Evrensel para birimi olma potansiyeli itibari para birimlerini, dağıtık defteri kebir teknolojisi ise başta merkez bankaları olmak üzere aracı kurumları tehdit etmiş varlıklarını sorgulatmıştır. Bu kapsamda çalışmada sanal para birimleri ve Bitcoin alanındaki gelişmeler ele alınmış, finansal piyasalar üzerine olası etkileri incelenmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda Bitcoin ve sanal para birimlerinin barındırdığı teknolojik yeniliğin finansal sistem unsurlarını tehdit ettiği ve yeniliğe zorladığı ancak mevcut durumda itibari para birimlerinin yerini alma ve merkez bankası gibi düzenleyici kurumları devre dışı bırakması ihtimalinin zayıf olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Kamu harcamaları ekonomik büyüme ilişkisi: Seçilmiş üst orta gelir grubu ülkeleri üzerine panel nedensellik analizi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Atalay Şimşek, Sidar; Oğuz, Onur
    In this study, the effect of public expenditures on economic growth in selected 15 upper-middle income countries between 2000-2015 was analyzed by panel data method. As the cross-sectional dependence was determined in the periods and countries subject to analysis, second generation tests were applied. According to the causality test based on the panel vector error correction model, it is concluded that there is no causality between the variables in the short term and that there is causality from the variables of health and defense expenditures to economic growth as a whole in the long term. This result can be interpreted as the validity of Keynes policies in periods and countries subject to analysis.
  • Öğe
    Türkiye’de kamu özel işbirliği yatırımlarının ekonomik büyümeye etkileri (1986-2018)
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-10) Kuzucu, Ozan; Ülger, Özlem
    Kamu özel işbirliği modelinin ilk örnekleri Roma dönemine kadar uzansa da İngiltere’de gerçekleşen uygulamalarının ardından dünya genelinde yaygınlaşmıştır. Kamu özel işbirliğinin en önemli özelliklerinden birisi de, kamu hizmetlerinde yaşanan finansman sorununa çözüm sunmasıdır. Bu tezin amacı, kamu özel işbirliği projeleri ile ekonomik büyüme arasında doğru yönlü bir ilişkinin mevcut olup olmadığını, var ise büyümeyi ne derece etkilediğini tespit etmektir. Bu bağlamda, kamu özel işbirliği modelinin ülkemizde uygulanmaya başlandığı 1986 yılından 2018 yılına kadar geçen süre içerisinde yapılan yatırımlar ele alınmıştır. Bu doğrultu da, değişkenler arasındaki ilişkiyi tespit edebilmek için söz konusu yatırımların ekonomik büyüme ile ilişkisi GSYH oranlarındaki değişiklikler ile karşılaştırmaya tabi tutulmuştur. Karşılaştırma sonucunda kriz dönemleri ve takip eden yıllarda bu yatırımların düştüğü ve yatırımların yüksek olduğu yıllarda ekonomik büyümede pozitif bir büyüme gerçekleştiği görülmüştür. Kamu özel işbirliği yatırımları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki literatürde sıklıkla tartışılan bir konu değildir. Literatürde kamu özel işbirliğinin tanımı ve uygulanabilirliği ile ilgili çalışmalar mevcut olmakla birlikte, kamu özel işbirliği yatırımlarının ekonomik büyümeye yapmış olduğu etkilere yönelik çalışmalar ülkemizde yeterli düzeyde değildir. Dolayısıyla çalışmanın bu yönüyle literatüre katkı sunması beklenmektedir.
  • Öğe
    Bitcoin ekonomisi:Kripto para Bitcoin'in finans sektörü içindeki yeri
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Ceylan, Mehmet Emin; Şimşek, Hamza
    Bu çalışmanın amacı, kripto paranın kavramsal çerçevesini ortaya koyduktan sonra, bir kripto para olan Bitcoin para sistemin yapısını kavramsal ve teorik olarak incelemektir. Bu çalışmada teorik olarak kavramsal çerçeve verildikten sonra ulusal ve uluslararası literatür taraması yapılarak Bitcoin para analiz edilmektedir. Bu kapsamda, kripto para sistemlerinden en çok kullanılanı ve tüm dünyada popüler olan Bitcoin sanal paranın analiz edilmesi büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla, bu araştırmanın teorik bakımdan literatürde bu alanda mevcut bulunan boşluğun doldurulmasına yönelik önemli bir katkı yapması beklenmektedir.
  • Öğe
    2008 küresel finansal krizin uzun dönemli işsizliğe etkisi ve istihdam politikaları: Avrupa Birliği ve Türkiye karşılaştırması
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Erol, Çiçek; Şiriner, İsmail
    Küreselleşmenin hız kazanmasından sonra finansal krizler daha sık olmaktadır. Finansal krizler bölgesel ya da sektörel olarak ortaya çıkmaktadırlar. Piyasaların derinleşmesi ve birbirine bağımlı hale gelmesiyle birlikte krizler çok geniş alanlara yayılmaktadır. 2008 yılında Amerika'da konut piyasasında başlayan kriz, önce Amerika ardından dünya geneline yayılmıştır. 2008 küresel finansal krizden hemen hemen tüm makroekonomik faktörler etkilenirken, en çok etkilenen değişken işsizlik olmuştur. Bir yıl içerisinde yatırımlar ve ticarette önemli bir düşüş yaşanmıştır. Bunun sonucu olarak işletmeler devamlılığını korumak amacıyla öncelikle işçileri işten çıkarmışlardır. Küresel kriz süresince işçilerin işten çıkarılmaları işsizlik oranlarının artmasına ve işsizlik süresinin uzamasına neden olmuştur. İşgücü piyasası içerisinde var olan işsizlerden bir yıl ve daha uzun süreli olanlar uzun süreli işsiz olarak nitelendirilir. İşsizlik süresinin bir yıl ve daha fazla olması işsizliği yapısal ve kronik bir sorun haline getirmektedir. Ülkemizde uzun süreli işsizlikle karşı karşıya kalan büyük bir kitlenin olması ancak bu konu hakkında yapılan çalışmaların yetersiz olması bu çalışmanın yapılmasını gerektirmiştir. Ayrıca Avrupa Birliği ülkelerinin en büyük işsizlik problemi de uzun süreli işsizliktir. Bu nedenle AB ülkeleri ve Türkiye ele alınarak uzun süreli işsizlik ile ilgili bu çalışma yapılmıştır. Çalışmanın sonucuna göre uzun süreli işsizlik sorunun AB ülkelerinde ve Türkiye'de önemli bir sorun olduğu tespit edilmiştir. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için ise ülkelerin ekonomik ve sosyal yapılarına uygun olarak belirlenecek aktif ve pasif istihdam politikaları ile mümkün olabileceği vurgulanmıştır.
  • Öğe
    Kültür ekonomisi unsurlarının kalkınmaya etkisi: TRC2 bölge örneği
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Elçioğlu, Merve; Aydın, Halil İbrahim
    Kültür ve kalkınma kavramları birbiri ile etkileşimde olan olgular olarak, ülkeler arası ya da bölgeler arasındaki kalkınma farklılıklarını azaltma noktasında büyük önem arz etmektedir. 21.yüzyıllın başlarında toplumların bünyelerinde barındırdığı kültürel mirasları, inançları, giyim-kuşam, yemekleri, eserleri gibi birçok faktör dijital ortamlarda bu kültürel ürünlerin yerelden ulusa açılmasını sağlayıp tanıtım ve pazarlamasıyla kültürel ekonominin temelini oluşturmuştur. Bu tezin amacı, kültür ekonomisinin kalkınma sürecini ne denli etkilediğini TRC2 (Şanlıurfa- Diyarbakır) bölgesi örneği ile ortaya çıkarmaktır. Bu bağlamda TÜİK’ten alınan kültürel ekonomi unsurlarının verileri ile ilk aşamada iller ayrı ayrı tahlil edilmiş ve daha sonraki aşamada iki ilin kültürel unsurları karşılaştırarak incelenmiştir. Sonuç olarak; Şanlıurfa ilinde kütüphane ve müze istatistiklerinin kalkınmaya etkisi daha fazla iken Diyarbakır ilinde sinema ve tiyatro istatistiklerin kalkınmaya etkisinin daha ön planda olduğu bulgusuna varılmıştır.
  • Öğe
    Kredi derecelendirme kuruluşlarının objektifliğini değerlendirme: Türkiye ve BRIC ülkelerinin kredi notları ve karşılaştırma analizi
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Değer, Ahmet Can; Ülger, Özlem
    Liberalleşmeyle birlikte sermayenin, karlı ve güvenli yatırımlara yönelme arzusu, finansal araçların çeşitliliğinin artması, sermaye piyasalarının giderek şeffaflığını yitirmesi bununla birlikte ülkelerin ve şirketlerin fon ihtiyaçları, kredi derecelendirme kuruluşlarını kilit bir noktaya taşımıştır. Derecelendirme kuruluşları yatırımcıların risk-getirisini ölçerek belirsizliği ortadan kaldıracak bilgiyi yatırımcıya sunar. Yatırımcılar güvenli liman olarak gördüğü derecelendirilmiş finansal araçlara yöneldiğinden, ülkeler ve şirketler bu yatırımcıların fonlarını kendine çekmek için derecelendirme şirketlerinden, derecelendirilme talebinde bulunurlar. Küresel ekonominin işleyişinde kritik rol üstlenen bu kuruluşların bağımsız ve tarafsız bir derecelendirme yapılması ihtiyacı; ülke, şirketler ve yatırımcıların kazanç, maliyet ve itibarı açısından son derece önemlidir. Çünkü derecelendirme ülke ve şirketlerin borçlanma maliyetlerini etkilemektedir. Bu çalışmada kredi derecelendirme kuruluşlarının tarihsel gelişimi, önemli kredi derecelendirme kuruluşları hakkında bilgiler sunulmuş, kredi derecelendirme yöntemleri ve örnek uygulamalarla ele alınmıştır. Derecelendirme kuruluşlarının öngöremediği ülke ekonomik krizleri ve şirket iflaslarından sonra kuruluşların objektifliği tartışılmaya başlanmıştır. Özellikle 2008 yılında yaşanan finansal kriz ve Lehman Brothers olayı, bu kuruluşların objektifliği konusu dünya genelinde sert eleştirilere maruz kalmıştır. Bu kapsamda BRIC ülkeler ile Türkiye’nin politik, ekonomik ve finansal göstergeleri ortaya konmuş olursa-ICRG yöntemine göre birleşik skorlar bulunmuştur. Daha sonra Moody’s derecelendirme kuruluşun bu ülkelere verdiği kredi notu ve ülkelerin birleşik skorları karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    Vergi aflarının vergi mükellefleri açısından vergi uyumuna etkisi: Batman ili örneği
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-18) Akbulut, İslam; Şiriner, İsmail
    Devletlerin, kamusal gereksinimleri karşılamak ve topluma karşı görevlerini yerine getirmek amacıyla ortaya çıkacak harcamaları karşılamaları için gelire sahip olmaları gerekmektedir. Bu aşamada kamu gelirlerinden faydalanılmaktadır. Kamu gelirleri içinde vergiler devlet açısından önemli bir gelir kaynağıdır. Bu gelir kaynağı ise vergi yükümlülerinden elde edilir ve yükümlüler açısından da yapılmış ya da yapılacak her türlü ödeme bir yük olarak görülebilmektedir. Vergi yükümlüleri yani mükellefler bu yükten kurtulmak için vergi kaybını artırıcı çeşitli işlemlere başvurabilmektedirler. Bu kayıp ve kaçağı artırıcı işlemlere başvurmayan mükellefler ise doğrudan ödemeleri gereken vergileri kısmen ya da tamamen ödememe eyleminde de bulunabilmektedirler. Gerek vergi kayıp ve kaçağını artırıcı işlemler gerek vergilerin kısmen ya da tamamen ödenmemesi sonucunda devletin gelirinde azalmalar meydana gelmektedir. Devletler hem gelirdeki azalışı durdurmak hem de kamusal gelirleri artırmak amacıyla vergi aflarına başvurabilmektedir. Vergi sistemi içerisinde vergi afları bundan dolayı önemli bir yere sahiptir. Çalışmamızda verginin tanımı, özellikleri, konusu ve nitelikleri incelenmiştir. Bununla beraber vergi uyumu, vergi uyumsuzluğu, vergi uyumsuzluğunun türleri, vergiye uyumu etkileyen faktörler, vergiye uyum sağlanmasının faydaları ve sonuçlarına değinilerek mükellefler üzerindeki etkileri saptanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada vergi aflarının çıkarılma sebepleri, Türkiye’de çıkarılan vergi afları ve çıkarılan vergi aflarının mükellefler üzerindeki etkileri incelenmiştir. İnceleme yapılırken vergi afları ile ilgili teorik bilgilere de yer verilmiştir. Çalışmamızın son bölümünde yapılan anket çalışması ile vergi aflarının vergi mükellefleri açısından vergi uyumuna etkisi üzerindeki etkileri hakkında yapılan değerlendirmeler yer almaktadır.
  • Öğe
    Finansal gelişmişliğin ve finansal istikrarın yabancı sermaye üzerindeki etkisi
    (Batman Üniversitesi, 2019-02-06) Akbulut, Vehbi; Karhan, Gökhan
    Yabancı sermaye gelişmekte olan ülkeler için kalkınma konusundaki en büyük desteklerinden bir tanesidir. Zira büyüme yolunda kıt faktörlerin başında sermaye gelmektedir. Gelişmekte olan ülke ekonomilerinde tasarruf yetersizliği ve mevcut sermaye stokunun yeterli olmaması nedeni ile ekonomiler dışarıdan gelen sermayeye ihtiyaç duymaktadırlar. Yabancı sermaye iki şekilde bir ekonomiye giriş yapmaktadır. Bunlardan bir tanesi doğrudan yabancı sermaye yatırımları iken diğeri ise portföy yatırımları olarak adlandırılan sıcak paradır. Her iki sermaye tipinin ekonomiye katkıları bulunmakla beraber iktisat teorisinde doğrudan yabancı yatırımlarının kalkınmanın finansmanında daha verimli olduğu vurgulanmaktadır. Bir ekonomiye sermaye girişlerini belirleyen bir takım faktörler bulunmaktadır. Zira sermaye ülkeden ülkeye hareket ederken kar maksimizasyonunu amaçlar ve bu karı belirleyen dış etkenler bulunmaktadır. Nitekim ekonomi yöneticileri yabancı sermayenin ülkelerine girişini özendirmek için politikalar uygulamaktadır. Bu çalışmada yabancı sermaye tiplerinin her ikisini de dikkate almak suretiyle finansal gelişmişliğin ve son dönemde popüler bir faktör haline gelen finansal istikrarın doğrudan yabancı sermaye girişleri üzerindeki etkisi incelenmektedir. Bu amaçla zaman serisi ekonometrisi kullanılmakta olup sonuçlar politika yapıcıları açısından yol gösterici olacaktır.
  • Öğe
    Tüketici davranışlarının davranışsal iktisat açısından açıklanması: Batman Üniversitesi örneği
    (Batman Üniversitesi, 2019-03-26) Kurt, Mustafa; Şimşek, Hamza
    İktisat biliminde insan, sahip olduğu kısıtlı kaynakları kullanarak ihtiyaçlarını gidermeye çalışır. Bununla birlikte geçmişten günümüze refah seviyesini maksimum düzeye ulaştırmayı hedefleyen rasyonel bir canlı olarak görülmüştür. Ana akım iktisat teorilerinde ise her zaman rasyonel karar alan bir makine olarak tanımlanmıştır. Ancak günlük yaşamda insanın çevresel, sosyal, psikolojik faktörler gibi etmenlerden etkilendiği ve rasyonel hareket sergilemediği görülmektedir. Son yıllarda iktisat biliminin alt dalı olarak literatüre giren Davranışsal İktisat’a göre bireyler, aynı şartlar altında olsalar bile birbirlerinden farklı kararlar alır ve bazıları irrasyonel hareket gösterir. Bu tez çalışmasında davranışsal iktisat ve iktisat bilimindeki tarihsel süreç açıklanmıştır. Aynı zamanda tüketim ve tüketici davranışları tanımlanmış olup tüketici davranışlarını etkileyen faktörler davranışsal iktisat bağlamında tanımlanmıştır. Batman üniversitesi öğrencilerine yapılan anketten elde edilen verilerin istatistiksel analizi sonucunda tüketicilerin davranışlarının irrasyonel hareket barındırdığı belirlenmiştir.
  • Öğe
    Orta gelir tuzağı ve seçilmiş ülkeler arasında karşılaştırma: Bulgaristan, Malezya, Çin, Güney Kore Ve Türkiye
    (Batman Üniversitesi, 2019-03-26) Baştaş, Mehmet; Şiriner, İsmail
    Orta gelir tuzağı (OGT) ekonominin belirli bir gelir düzeyine ulaştıktan sonra bir üst gelir grubuna geçememesi ve/veya kişi başına düşen gelirin belirli bir eşiği aşamayarak uzun yıllar o eşikte kalması olarak tanımlanmaktadır. Bu tezde OGT engeli çerçevesinde literatür taraması yapılarak OGT’nin nedenleri, belirtileri ve etkileri noktasında çözüm önerileri araştırılmıştır. Bu tez, çözüm önerilerine yön veren büyüme ve kalkınma teorilerine değinerek bu konuda başarısız olan ülke örneklerine yol gösterme amacındadır. Bu çalışmada seçili ülkelerin (Bulgaristan, Malezya, Çin, Güney Kore ve Türkiye) OGT çerçevesinde 1990-2018 yılları arası makroekonomik veriler ve Küresel Rekabetçilik Raporu Endeksine göre karşılaştırılması yapılmıştır. Seçili ülkelerin geçmişten günümüze büyüme süreçlerine değinilerek OGT karşısındaki durumları ve çözüm önerileri nelerdir? Ayrıca OGT engelini aşan Güney Kore ekonomisi bu başarısını nelere borçludur? Sorularına cevap aranmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, Bulgaristan’ın ve Türkiye’nin uzun yıllar OGT engeli ile boğuşmaya devam edeceği, Malezya’nın ekonomik yapısının Bulgaristan ve Türkiye’nin ekonomik yapısından daha iyi olduğu ve Malezya’daki bu ekonomik ilerlemenin devam edeceği sonucuna varılmıştır. Ayrıca Çin ekonomisinin OGT engelini aşmaya en yakın ülke olduğu tespit edilmiştir. Güney Kore’nin ekonomik yapısının ise seçili ülke ekonomilerine kıyasla en iyi konumda olduğu sonucuna varılmıştır. Bu tezde özellikle Türkiye ekonomisinin; cumhuriyetin ilanından bu yana geçirdiği büyüme serüvenine, OGT karşısındaki durumuna ve Türkiye’nin yer aldığı çalışmalara değinilerek Türkiye özelinde politika önerileri sunulması amaçlanmıştır.